"Enter"a basıp içeriğe geçin

İstiklal marşının retoriği | YerelHaberler

Kahraman ordumuz için yazılan şanlı İstiklal Marşımızda, büyük şair Mehmet Akif Ersoy’un yaptığı konuşmanın rakamları aşağıda verilmiştir. İstiklal marşını iyi anlamak ve Türklerin yazıldığı andaki psikolojik durumunu iyi tahlil etmek gerekir. Çünkü İstiklal Marşı, milletin istiklal mücadelesinde dünyada eşi benzeri görülmemiş bir güçle zafer kazanmasının ardından böylesine mübarek bir marşı hak etmiş ve dünya ülkelerine örnek olmuştur.

Türklerin bağımsızlık mücadelesi, dünyanın her yerindeki insanları emperyal güçlere karşı bir araya getirdi. İşte zaferlerin simgesi bu Türk marşında gizlidir. Kahraman ırkımıza saldıran güçleri kana bulanmış, darmadağın eden Türklerin karşısında 7 buzağının bile duramadığı tarih yazan gizli güç, İstiklal Marşımızın her satırında gömülüdür.

Bu gizli anlamı deşifre edebilmek için İstiklal Marşımızın – söyleminin – detaylarını incelemek gerekir. Misafirlerimizin yorumlarda ısrarla talep ettikleri bu konuda verilen açıklamaların İstiklal Marşı’nı daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını umuyorum.

1. Kıta

Yazar “Korkma!” Sözü ile Türk milletine sesleniyor ve “bağırma” sanatı var. İkinci ayette “Ocak” kelimesi, herhangi bir evi yurda kabul etmek için kullanılır. Yani şairin “taş ocağı” sözüyle anlatmak istediği yerli Türkçedir. Bu sebeple bu yazı tipinde “mecaz-ı mürsel” sanatı mevcuttur. “Sigara içen aşçı” kelime grubunda “metafor” sanatı vardır; Çünkü ocakta tüttürerek evdeki hayatın devam etmesi gerekiyor. Ocak temel olarak ateşle tanışır. Ev genellikle yukarıdan dumanlar tüten bir ev olarak tasvir edildiğinden, evin ocağının tütmesi ile bacasının tütmesi arasında “mecazi” bir ilişki kurulmuştur. Aynı şekilde sobayı söndürmek de hayatın sonunu ifade ettiği için “sobayı söndürmek”te “mecazi” bir bağ kurulmuştur.

İlk mısradaki “şafak” deniz gibidir. Bu benzetmede “benzer” kelimesi kullanılmadığı için burada “kapalı mecaz”a bir sanat vardır. Bayrak “yüzmek” ile kastedilen, bayrağı dalgalandırmaktır. Burada da mecaz sanatı söz konusudur. Aynı şekilde bilimin “yıldız”a benzetildiği üçüncü ayette de bir “teşbih” sanatı vardır. Birinci mısradaki “sancak-mokeh-vatan-millet” kelimeleri ile “şafak-yıldız-parıltı-söndürme” kelimeleri anlam olarak yakın olduğu için bu kelimelerle “tinasub” sanatı yapılmıştır. “O, milletimin yıldızıdır” ifadesinde, Türk milletine mensup her ferdindeki ilim aşkı bir yıldızı hatırlatılmakta ve burada “anma” sanatı icra edilmektedir. “Tekrar” (tekrar) sanatı, “Bu benim… / Benim…” kelimelerinin tekrar edilmesiyle yapılır.

2. Kıta

İlk satırda geçen “hilal” kelimesi ayın şekline tekabül eden bir kelime iken bayrak yerine kullanılmıştır. Yani “bütünle kısmi ilişki” burada kurulmuş ve böylece “ad aktarma” (mecaz-ı mürsel) sanatı yapılmıştır. İkinci mısradaki “kahraman ırkıma bir gül” ibaresi ile bilim insana benzetilir ve işte “kişileştirme” (teşhis) sanatıdır. Son satırda ise “hak” isminin hem “adalet, doğruluk” hem de “Tanrı, Tanrı” anlamında kullanılmasıyla kelime iki farklı anlamda kullanılmış ve “teferya” sanatı yapılmıştır. Hilal – Etnik – İstiklal – Millet kelimeleri yakın olduğu için burada “tynasop” sanatı da vardır. Yine “hilal, çıtırtı, gül, vahşet, sepet” kelimeleri arasında “tynasop” sanatı yer almaktadır.

3. Kıta

İlk mısradaki “Yaşadım, yaşıyorum” sözü çok sık kullanıldığı için “tekrar” sanatı yapılıyor. Burada bir benzetme vardır, ikinci satırda “düşman” yerine “deli” kelimesi kullanılmıştır. Burada analoji unsuru gösterilmediği için “açık mecaz” sanatı söz konusudur. “Bağlamak” tabiri, insanların “hapsedilmesi, hapsedilmesi” anlamında kullanılmaktadır. Yani anlam farklı olduğuna göre burada “mecaz” sanatı vardır. “Ben azgın bir sel gibiyim…” sözlerinde Türk milleti gürleyen bir sel gibi olduğu için burada bir teşbih sanatı vardır. Üçüncü mısrada bir engele karşı “bent” kelimesi kullanılmış ve burada “metafor” sanatı yapılmıştır.

“Dağları yırtarım, sığmam…” diye başlayan mısrada belli bir abartma sanatı var. Ayrıca Argenekon destanında şairin “dağları yırt” sözü hatırlatılmıştır. Çünkü Türkler dağları eritip parçalayarak Ergenekon’dan kurtulmuşlardır. Bu nedenle “zikir” (zikir) sanatı vardır. Son olarak “dağ – baraj – baraj – sel” kelimeleri arasında “tynasop” sanatı vardır.

4. Kıta

“Batı’nın Batısı” grup sözcüğü “batı sınırı” anlamına geldiği için burada bir “metafor” sanatı var. Savaşlarda teknolojik olarak güçlü silahların kullanılmasını ifade etmek için “çelik zırhlı duvar” kelimesini kullanan şair, burada bir benzetme yapmıştır. Atasözünün benzetme unsuru gösterilmediği için burada bir “açık mecaz” sanatı vardır. “Senin ulusun!” Kelime, “kafanız iyi” ve “çığlık atıyorsunuz” anlamında kullanılmaktadır. Bu nedenle bir kelimenin iki farklı anlamda kullanıldığı bu dizede “tafri” sanatı yapılmıştır.

İman, Türk milletinin güçlükle kazanılmış sınırlarına benzetilmiş ve düşmanların bu sınırları asla ele geçiremeyecekleri ifade edilmiştir. Bu nedenle bu çizgide bir “benzetme” sanatı vardır. Son olarak “medeniyet” kelimesinin tek dişli canavara benzetildiği mısrada “tesbih” sanatı yer almaktadır.

beşinci kıta

İlk satırdaki “torun” kelimesi, vatanı işgal eden “düşmanları” ifade eder. Bu nedenle bu dizede bir “mecaz” sanatı vardır. İkinci satırdaki “ahlaksız baskın” düşmanın işgaline benzediği için bu satırda “taklit” sanatı yapılmıştır. Allah’ın Kuran’da insanlara vaat ettiği günlerin yakında geleceğini söyleyen şair, “kinaye” sanatını icra etmiştir. Tynasope sanatı “akın – siper – yatakhane – kütük” kelimeleri arasında bulunur. Sonunda, “Kim bilir?” Yazar sorusuyla Türk milletine soru sorduğu için burada “sorgulama” sanatı yapılmıştır.

6. Kıta

İkinci mısradaki “kefensiz yatan” şehitlerimiz gibidir. Burada soydaşının belirtilmediği “açık mecaz” sanatı vardır. Son mısradaki “dünyalar” ile dünyadaki bütün topraklar kastedilmekte ve “mecaz” sanatı burada yapılmaktadır. “Cennet Vatanı” tabirinde güzel evimiz “Cennet”e benzetilmektedir. Nihayet “yer – vatan – şehit – cennet” kelimelerinin anlam yakınlaşmasından dolayı “tinasub” sanatı bu kıtada bulunur.

7. Kıta

Yazarın ilk satırında “Kim fedakarlık yapmaz?” Türk milletine soru soruyor. Bu nedenle bu dizede bir “sorgulama” (soru sorma) sanatı vardır. Ve ilk mısradaki “cennet ve vatan” ibaresindeki vatan cennet gibi olduğu için burada bir benzetme sanatı vardır. “Cennet – Şehitler – El-Hüda – Vatan” kelimeleri arasında anlam bakımından bir ilişki olduğu için “Tinasop” sanatı vardır. “Şüheda akacak” sözü nasıl imkansız bir olayı anlatıyorsa, bir de “abartma” (abartma) sanatı vardır. Ayrıca ikinci mısranın başında ve sonunda “Şüheda” kelimelerinin tekrar edilmesiyle “tekrar” (tekrar) sanatı oluşturulmuştur. Son olarak “a” sesinin “canı, cananı” gibi sözcüklerde tekrar edilmesiyle “aliterasyon” sanatı yapılmıştır.

8. Kıta

İkinci mısradaki “iskelet sandığı” ibaresinde “tapınak” kavramına bir insan karakteri verildiği için burada “kişileştirme” (kişileştirme) sanatı mevcuttur. “Tanrı – Tapınak – Ezan – Şehitlik – Din” kelimelerinin anlam yakınlaşması nedeniyle “Tinasub” sanatı bu kıtada bulunur.

9. Kıta

İlk satırdaki “taş” kelimesi, “mezar taşına” benzetilmek içindir. Burada simüle edilen öğe tanımlanmadığı için “kapalı metafor” sanatı söz konusudur. “Kanlı hayatım” ifadesinde gözyaşı “kan”a benzetilir ve aynı kökenli öğe belirsiz olduğu için bu mısrada da “açık mecaz” vardır. Taş secde, cansız bir varlığa insani bir nitelik kazandırması bakımından hem “kişileştirme” (teşhis) sanatına hem de “abartma” (abartma) sanatına bir örnektir. Hece ortasındaki “ilahi” kelimesi bir yakarış ifade ettiği için burada bir “bağırma” sanatı vardır. Son olarak, “ruh, taş ve beden” kelimelerinin anlam benzerliğinden dolayı “tynasop” sanatı vardır.

10. Kıta

“Hilal” şeklindeki ay, şanlı Türk bayrağı üzerinde olduğu için bayrağa uygundur ve bayrak yerine hilal kullanıldığı için “ad aktarma” (mecaz-ı mürsel) sanatı vardır. Beşincinin sonundaki “hak” kelimesi hem “adalet” anlamında hem de “Tanrı, Tanrı” anlamında kullanıldığı için burada bir “teferya” sanatı söz konusudur. Son iki mısrada “hkdir…” kelimesi tekrar edildiği için bir “tekrar” sanatı vardır. “Hilal-İzmihlal-Hürriyet-İstiklal-Millet” kelimeleri arasında anlam ilişkisi olduğu için “Tinasup” sanatı vardır.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

                                                                                                                                                                                                                                   .
istanbul escort deneme bonusu veren siteleruetds masal oku
panel çit tiktok takipçi al Mobil Sohbet güvenlik sistemleri kredi danışmanlığı kaynak makinesi fiyatları özel tenis kursu