"Enter"a basıp içeriğe geçin

İstiklal marşının ilk ve son hali | YerelHaberler

Bu kıraat Ali Refaat Shatay’a nispet edilir ve kıraat Hafız Burhan’a aittir. İstiklal marşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin milli marşıdır. Marşın sözleri Mehmet Akif Ersoy’a, bestesi Zeki Unger’e ait.

Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Mücadele’nin en zor döneminde İstiklal Marşı’na ihtiyaç olduğunu görünce, 1921’de bunun için bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. İlk başta Muhammed Akef, şiiri kazanana para ödülü verildiği için katılmak istemedi. Ancak Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Sufi’nin (TANRIÖVER) ısrarı üzerine şiirini ödül verilmemesi şartıyla gönderdi.

Seçimler sonunda Mehmed Akif’in 20 Şubat 1921 tarihli (yani Türk Ordusu’na ithafen) “Kahraman Ordumuz İçin” şiiri 12 Mart 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından milli marş olarak kabul edildi. Aynı yıl bir yazar yarışması açılmış ancak kesin bir sonuç alınamamıştır. Buna istinaden Milli Eğitim Bakanlığı Ali Rıfat Çatay’ın (1867-1935) bestesini uygun görmüş ve okullara duyurmuştur. 1924’ten 1930’a kadar marş bu beste ile seslendirildi. Aynı yıl, 1922’de Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki Unger’in yerine bugünkü besteye geçildi.

Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nda Milli Mücadele’nin zaferine olan inancını, Türk askerinin cesaret ve fedakarlığına olan güvenini, Türk milletinin istiklale, hakka, vatana ve dine bağlılığını dile getirdi. Şiirin tamamı dörtlüklerle yazılmış kırk bir dizeden oluşmaktadır. Son kısım beş satırdır.

Bağımsızlık marşı

Korkma, kızıl bayrak dalgalanıyor bu sönmez şafaklarda;
Memleketimde son soba daha sönmeden tütüyor.
O benim milletimin parlayan yıldızıdır.
Benimdir, milletimindir.

Düşme kurban olayım yüzün ürkek hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Nedir bu şiddet, bu şiddet?
Kanımız izlenir, erimezsiniz…
Allah’a kulluk edenlerin hakkı, milletimin istiklalindendir!

Ezelden beri hür yaşadım ve hür yaşayacağım.
Hangi deli beni bağlayacak? Ben şaşırdım!
Gürleyen bir sel gibiyim, beni çiğniyor, yetişiyorum.
Dağları parçalayacağım, gökleri aşacağım ve yine de akacağım.

zırhlı çelik duvar,
Sadık sandığım gibi sınırlarım var.
Milletten korkma! Bu inanç nasıl bastırabilir,
medeniyet! Tek dişli canavar mı dedi?

arkadaş! Piçlerin ülkeme girmesine izin verme, verme.
Vücudunu tuzağa düşür, bu ahlaksız sürüden bahsetmiyorum bile.
Allah’ın size söz verdiği günler gelecek…
Kim bilir belki yarın, belki de yakın gelecekte.

Bastığın yerler “toprak!” Söyleyip gitme, biliyorsun:
Altında kefensiz yatan binlerce insanı düşünün.
Senden öncekilerin rezaletinden zarar görmeyen bir şehidin oğlusun.
Ama umarım beni dünyadaki tek gerçek vatanımdan mahrum etmez.

Cennet vatan uğruna kim fedakarlık yapmaz ki?
Şehitlerin akışı için dar şehitler!
Huda alsın canımı ve bütün malımı
Dünyadaki yalnız evimi gölgede bırakmama izin verme.

Canımın Senden dileği şudur Allahım:
Umarım rezil eliyle şakağıma dokunmaz.
Bunlar, şehadetleri dinin esası olan kulaklardır.
Benim sızlanmamda sonsuz ev.

Sonra trans halinde bine secde ederim,
Tüm Serham’dan, benim ilahi, mutlak ve kanlı sünnim,
Bir ruh gibi akıyorum topraktan.
O zaman başım bir güle layık olabilir.

Şafakta ey şanlı hilal, sıra sende!
Şimdi tüm yasal kanımı akıtın.
Senin için sonsuzluk yok, benim ırkım için yok İzmaillal:
Bu onun hakkı, özgür yaşadı, bilgimin özgürlüğü;
Hakka tapan, milletimin istiklali haktır.

Muhammed Akif Ersoy

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

                                                                                                                                                                                                                                   .
istanbul escort deneme bonusu veren siteleruetds masal oku
panel çit tiktok takipçi al Mobil Sohbet güvenlik sistemleri kredi danışmanlığı kaynak makinesi fiyatları özel tenis kursu