medyauzmani.com
Yasin Öztürk: ​2023 bütçesi AK Parti’nin enerjisi olmayan son bütçesidir – Yerel Haberler

Yasin Öztürk: ​2023 bütçesi AK Parti’nin enerjisi olmayan son bütçesidir

İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, “Enerji iş yapabilmektir. Enerjiniz yoksa, iş yapma gücünüz de yoktur. Enerjiniz yoksa üretim de olmaz. Enerji olmadan gelişme olmaz. Bugün hem devletin hem de AKP iktidarının enerji sorunu var. Bu nedenle 2023 bütçesi, gücü tükenen AKP’nin son bütçesidir. Bu bütçe geçim bütçesi değil, seçim bütçesidir” dedi.

İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, “Enerji iş yapabilmektir. Enerjiniz yoksa, iş yapma gücünüz de yoktur. Enerjiniz yoksa üretim de olmaz. Enerji olmadan gelişme olmaz. Bugün hem devletin hem de AKP iktidarının enerji sorunu var. Bu nedenle 2023 bütçesi, gücü tükenen AKP’nin son bütçesidir. Bu bütçe geçim bütçesi değil, seçim bütçesidir” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının bütçeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülüyor. .

Genel Kurul’da İYİ Parti Grubu adına Denizli Milletvekili Yasin Öztürk söz aldı. Öztürk dedi ki:

“Hiçbir inanılmaz yumruk bizi doğrudan ve hakikatten alıkoyamaz.”

“AKP Bursa Milletvekili Zafer Işık’ın dünkü Genel Kurul toplantısında milletvekilimize yönelik şiddet eylemi, demokrasimiz ve Yüksek Kurulumuzun sevgisiyle bağdaşmayan bir olay olarak siyasi tarihimize geçmiştir. Bu üzücü olayı kınıyoruz.Hiçbir ahlaksız yumruk bizi hak ve hakikat yolundan ayıramayacak.Devlet adamlarının şuuru ve sorumluluğunda olmayanların, iktidarını kaybetme korkusuyla saldırıları, bizi yolumuzdan asla çevirmeyecektir.

“Hükümet 2022’nin ilk dakikalarında verdiği sözlerden vazgeçti.”

2022 merkezi bütçe kanun teklifi müzakerelerinde yine söz aldım ve “DOE bütçesi böyle deniliyorsa ‘yokluk, karanlık ve unutkanlık’ olsun” dedim. Maalesef öyle dedik. Aralık 2021’de bütçe görüşmelerinde vaatlerde bulunan iktidar, 2022’nin ilk dakikalarında verdiği sözleri unuttu. Ülkemiz, 2022’nin ilk dakikalarına elektrik ve doğalgaza zam yağmuru altında girdi. Bu da yetmedi, Ocak ayı ortasında İran teknik arıza bahanesiyle Türkiye’ye gaz akışını 10 gün süreyle durdurdu. Öncelikle BOTAŞ, doğal gaz kullanımını, doğal gaz üreten fabrikaları ve elektrik santrallerini kapsayan kullanıcı birliklerinin %40’ı ile sınırlandırdı. Bunun üzerine TEİAŞ, organize sanayi birliklerini telefonla bilgilendirerek, Organize Sanayi Bölgesi’nde 3-4 gün elektrik kesintisi olacağını duyurarak, “Sanayi bölgelerinde aydınlatma ve ısınma dışında elektrik çekerseniz, elektrik kesintisi yapacaksınız. fiyat.”

Enerji Bakanı’nın Aralık 2021’de “Doğal gazımız var, her yılın sonunda gelecek yılın planını yapıyoruz” dediğini düşünün. Ama anlıyoruz ki doğalgazımız yok ve gelecek yıl için bir planımız yok. Plan yalan söylemek. Aslında hepsi yağma. Şubat ayı başında Isparta birkaç gün elektriksiz kaldı. Ve hava sıcaklığının eksileri gösterdiği günlerde. Hemşehrilerimiz ısınma ve aydınlatma ihtiyaçlarını karşılayamıyordu. Çünkü Sparta’da çok düştü. bahaneye bak

Gerçek şu ki dağıtımda elini özel sektöre kaptırmış durumda. Nedeni ise, ulaşımda ve üretimde nasıl bir politikası olduğu belli olmayan Enerji Bakanlığı’nın havlu atması. Ama anladığımız kadarıyla EPDK başkanının bu kesintilerden haberi yok. Bütçe sunum konuşmasında, ‘Türkiye’ye baktığımızda 2022’nin ilk aylarından itibaren atılan adımlar ve alınan tedbirlerle özellikle kış aylarına daha huzurlu ve güvenle girdiğimizi söylemek mümkün’ diyorlar. elektrik ve doğal gaz sektörleri. “Sen bir yalancısın” demek suçtur. Ne diyoruz? Yalan mı söylüyorsun yoksa hayal dünyasında mı yaşıyorsun?

“Bugün hem ülke hem de AKP iktidarı enerji sorunu yaşıyor”

Enerji, iş yapabilme yeteneği ile ilgilidir. Enerjiniz yoksa, iş yapma gücünüz de yoktur. Enerjiniz yoksa üretim de olmaz. Enerji olmadan gelişme olmaz. Bugün hem devletin hem de AKP iktidarının enerji sorunu var. Bu nedenle 2023 bütçesi, gücü tükenen AKP’nin son bütçesidir. Bu bütçe bir seçim bütçesidir, geçim bütçesi değildir.

Bakan biraz kafası karışmış bir tavırla, “Yeni pazarların ve teknolojilerin geliştiği büyüme ve gelişme sürecinden sapmamak için önceki programlarımız yerine geleceğe yönelik kısa, orta ve uzun vadeli programlar belirleyerek,” dedi. Güçlü Türkiye anlayışıyla belirlediğimiz politika ve hedefleri Milli Enerji ve Madencilik Stratejilerimiz ile belirledik. Bu doğrultuda birçok reform projesini hayata geçirdik.” Sayın Bakanın konuşmasında birkaç husus var, çok dikkat çekici. Örneğin “milli enerji ve madencilik stratejilerimizle güçlü bir Türkiye” ifadesi çok önemlidir. Örneğin enerji fiyatlarının yüksek olması ve vatandaşlarımızın bu fiyatlardan etkilenmemesi için yapılan fedakarlıklar. Örneğin, kamu binalarında enerji verimliliğinde tasarruf. Örneğin, doğal gaz keşifleri. Örneğin, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Hepsi çok önemli konular ama içi boş.


Üniversitelere “fuhuş yuvası” diyen profesör, Uluslararası Kızılhaç Yılı üyelerini yumruklayan AKP’li üyeyi takdir etti: Umarım elleri belaya girmez!

“Tercihleriniz enerjiye bağlı olarak da olsa ülkemizi yurt dışına çevirdi.”

Her şeyden önce, kulağa çok hoş gelen “Milli Enerji” teması… Yıllardır üzerinde kafa yorduğumuz bir konu. Ülkemiz enerjide dışa bağımlıdır. Enerji ithalatı, ülkemizin toplam ithalatının yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Bu dörtte birlik ithalat, enerji ihtiyacının dörtte üçüne karşılık geliyor. Bakanın Bütçe Sunumunda yer alan bilgilere de burada yer verecek olursak; Kullandığımız doğalgazın yüzde 99’u, petrolün yüzde 92’si ithal. Evet, yeterli petrol ve doğal gaz rezervimiz yok ama yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarımız var. Ancak doğru yatırımla, doğru stratejiyle bu kaynakları ülkeyi sular altında bırakmamak için kullanabiliriz.

Bağımlılığın bir hastalık olduğunu unutmamalıyız. Bağımlılıktan kurtulmak güçlü bir irade gerektirir. Ama hükümetiniz bağımlılığı daha kalıcı hale getirmeye çalışıyor. Küçük bir örnek Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında yaşananlardır. Akkuyu’da Ruslara uluslararası anlaşma dışında yatırım teşviki ve liman ruhsatı verildi. Ruslara verilen bu tavizlerin, Rusların Akkuyu’yu askeri üs olarak kullanmalarının önünü açabileceğini biliyor muydunuz? Farkında olabilirsiniz ama birkaç milyar dolar adına elleriniz kolu bağlı.

“Yıllardır yeni bağımlılıklar yaratacak zihniyetlere ve yönetim anlaşmalarına imza atmaya karşıyız”

Sayın Cumhurbaşkanı, arkadaşı Putin ile ertelediği görüşmelerinden birinde Akkuyu’da yapılacak nükleer santralin 20 milyar dolarlık sermayesiyle tek kalemde yapılan en büyük yatırım olduğunu belirterek, şunları ekledi: Rusya Atom Enerjisi Kurumu Sermayenin 700 milyon dolarını aktardı, ardından 800 milyon doları daha devredecek. Bu rakamı iki buçuk milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Biz nükleer enerjiye karşı değiliz. Ama sahibi belli olmayan bu tür gizli pazarlıkların arkasında duran, dışa bağımlılıktan kurtulmak bir yana, yıllarca sürecek yeni bağımlılık yaratacak anlaşmalara imza atan zihniyete, yönetime karşıyız. . enerjide.

Ruslarla yapılan anlaşmada teknoloji transferi yok. Ruslar ülkemizde ürettikleri elektriği bize yüksek fiyatlara satacaklar. Alım garantisinin boyutu düşünüldüğünde Akkuyu projesi bütçede çok büyük bir delik açacak, çöp ve atıkları bize kalacak. Yaptığınız anlaşma ile Akkuyu, Ruslara istedikleri gibi koşmaları için verildi. Akkuyu’da Rusların Türk şirketini tasfiye etmek için oynadığı maçları izledik. Bir şirketi Beşli Çete’den koruyacağımızı düşünmüyorduk ama Rusların nükleer santral projesinin yönetiminde yer alan Türk şirketini feshetmesine izin vermek ve Türk şirketini taşeron seviyesine indirmeye çalışmaktır. ihanetle eşdeğerdir.

Geçmişte sizinle hayatı Kenny Zapsu’ya bıraktık.

Tavsiyemize kulak veriyorsunuz ama en azından yanından birlikte geçtiğiniz Cüneyt Zapsu’yu dinleyin. Cüneyt Zapsu, Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin tek Türk yönetim kurulu üyesidir. Zapsu geçtiğimiz günlerde şirket aleyhine dava açtı ve noter aracılığıyla tebligat gönderdi. Daha önce şirket tarafından alınan kararlara aykırı görüş bildirmişti. Zapsu’nun içeriden biri olarak söyleyecekleri çok önemli. Öncelikle hiçbir yönetim kurulu toplantısına götürülmedi. Fiziksel bir karşılaşma istemek, hayır. Bir yönetim kurulu toplantısından önce, hiçbir şekilde net olmayan kararları imzalamak zorunda kaldı. Kamu yararı açısından bilgi ve belge talebi, yok. Ve bu kararlar nelerdir, biliyor musunuz? Türk ekonomisinin üzerindeki mali yük, milli güvenliğimizi tehdit edecek kararlar.

Bu kıymetli sözlerin içini “yerli-milli” gibi sözlerle boşaltmayın ve dürüst davranın. Akkuyu Nükleer Santrali’nde şu anda 20.000’in üzerinde beyaz ve mavi yakalı çalışan çalışıyor, bu çalışanların yüzde 80’i Türk vatandaşı. Hadi artık santral Rusların elinde, Türkler çalışsa ne olacak, Ruslar çalışsa ne olacak? Bu arada Ruslarla nükleer ilişkimizin 60-80 yıl süreceğini düşündük. Bunu Nükleer Düzenleme Kurumu’ndan öğreniyoruz. son kez söylüyoruz; Rusya ile nükleer santral konusunda asimetrik ilişki artık sürdürülebilir değil. Düşüncelerinizi sıralayın ve karar verin.

“Hala enerji fakiriyiz ama EPDK’nın bundan haberi yok, elektriği, doğalgazı kesmek gibi”

Avrupa İstatistik Ofisi EUROSTAT diye bir organizasyon var. Bu kuruluş onu “enerji fakiri” olarak tanımlıyor. Gelirinin yüzde 25’i faturasını karşılıyorsa, enerji fakiri olarak kabul edilir. Enerji açısından zengin miyiz, fakir miyiz? Burada vatandaşlarımızın enerji faturalarında harcadıkları harcamanın önemli bir kısmı EPDK’nın yaptığı düzenlemelerle şekilleniyor. Geçmişte elektrik bir teknoloji şirketiydi ve kamu tekeliydi. Muhtemelen tekel kırılmış, dağıtım dağılmış, üretim kısıtlanmış ve geçiş belirsizdir. Doğalgaz, petrol, akaryakıt ve LPG piyasalarında kontrol mümkün değil. Hala enerji fakiriyiz ama EPDK bu konuya elektrik ve doğalgaz kesintileri kadar aşina değil.

Bakın en önemli savunmaları var… “Avrupa’da enerji krizi var, Avrupa’da fiyatlar yüksek, Avrupa bizi örnek alıyor.” EUROSTAT verilerine göre Ekim 2021 ile Ekim 2022 arasında Türkiye’de enerji fiyatları yüzde 137,4 oranında gerçekleşti. Güç enflasyon oranlarında Avrupa’nın lideriyiz. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre enerji fiyatlarına en fazla zam yapan ülke yine Türkiye. Ama EPDK başkanı, “Avrupa’nın örnek aldığı ve bu süreçte uygulamaya başladığı adımlarımız…” diyor.

Biz bu bütçeye geçim bütçesi değil, seçim bütçesi dedik. OECD ve EUROSTAT verileri aksini söylese de Enerji Bakanı Ekim ayı itibariyle konutta birim enerji başına Avrupa ülkeleri arasında vatandaşına en ucuz doğal gazı sağlayan üçüncü ülke olduğumuzu söylüyor. Hesapla ilgili bir sorun var gibi görünüyor. Ayrıca 4 milyon haneye ısınma yardımı yapılacak. 4 milyon vatandaşımıza yardıma karşı değiliz ama doğalgazımız size çok ucuz geliyor ama 4 milyon ailenin ısınmaya para harcaması gerekiyor. Bu da bizim için bir utanç ama siz bununla da övünüyorsunuz.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın