medyauzmani.com
Vücut Dilindeki Oturma Biçimleri ve Anlamları «Bilgi Ustam – Yerel Haberler

Vücut Dilindeki Oturma Biçimleri ve Anlamları «Bilgi Ustam

Vücut dili ve oturma biçimleri insanlar hakkında bazı ipuçları verebilir. İnsanlar arasındaki oturma mesafesindeki yakınlık, insanlar arasındaki yakınlığın derecesini, oturma mesafesindeki mesafe ise ikiyüzlülüğü gösterir.

İnsanlar birbirine ne kadar yakınsa, insanlar arasındaki ilişki o kadar güçlüdür. Birbirlerinden daha uzakta yaşayan insanlar arasında genellikle düşük derecede bir ilişki vardır veya hiç ilişki yoktur. Bir kişinin yönü, kiminle iletişim kurmak istediğini veya kiminle iletişim kurmak istemediğini gösterir. Kişinin yönü kime yöneliyorsa, kişinin o kişiye daha fazla ilgi ve ilgi gösterdiği ve o kişiyle iletişim kurmak istediği anlamına gelir. Sırtı dönük oturan kişiler genellikle iletişim kurmak istemedikleri, küs oldukları veya yabancı oldukları kişilerdir.

İnsanlar genellikle kızdıkları insanlara sırtlarını dönerek otururlar bu da demek oluyor ki ben sana kapalıyım, sana karşı duvarım var, sana direniyorum ve seninle iletişim kurmak istemiyorum. Otururken birinin üzerine eğilmek, o kişiyle ilgilendiğinizi gösterir. İnsanlar genellikle bağlantı kurmak istedikleri ve hoşlandıkları insanlara yönelirler. Bir kişiye yönelik bir eğilimin her zaman sizinle iletişim kurmak istediğim anlamına gelmediği hemen belirtilmelidir. Karı koca toplum içinde tartışıyor ya da anne ve çocuk birbirlerine doğru eğilerek konuşuyorlar. Bunun nedeni, diğerlerinin birbirleriyle iletişim kurmak istedikleri için değil, başkalarına ifşa edilmemek için söylediklerini duymamasıdır. Bazen hareketler aynı olsa da taşıdıkları anlamlar farklıdır. Bu jestler ve anlamları arasındaki nüanslar (ince ayrım) gözden kaçırılmamalıdır.

yüze oturma
Karşılıklı oturmak genellikle muhalefetten söz eder. Ancak bu anlam yakın ilişkilerde anlamını yitirmektedir. Bir restoranda veya pastanede iki aşık karşılıklı oturuyor ve bu oturma pozisyonunda gelişigüzel bir muhalefet söz konusu olamaz. Burada oturma şekli görgü kuralları gereğidir.

Eğer aralarında bir yakınlık varsa ve karşılıklı oturuyorlarsa, karşılıklı oturanlar arasında bir rekabet var demektir. Bu oturma tarzı, cinsiyetler arasında tam bir rekabete yol açar. Bu oturma şekli kadınlar arasında oldukça popülerdir.

Yüz yüze oturmak göğüs göğüse dövüş gibidir. göğüs göğüse dövüş Yüzleşmenin, çatışmanın olduğunu bildiren bir cümledir. Çocuğuyla ilgili herhangi bir sorunu olan anne-babalar, başka birine “ben aldım” demeye başlar. Aslında buradaki söylemde bir olumsuzluk bile var. Çünkü biriyle anlaşamazsan, o kişiyle anlaşamazsan o kişiyi karşına almış olursun. Dolayısıyla karşılıklı olmak veya karşılıklı oturmak olumsuzluğun, karşıtlığın, kavganın ve rekabetin göstergesidir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi yüz yüze oturmak görgü kuralları gereği bu anlamların dışında tutulmuştur.

Aynı masayı paylaşmak zorunda kaldıklarında genellikle birbirini tanımayan insanlar karşı karşıya otururlar. Burada da karşı karşıya oturmak bireylerin birbirine yabancı olmasından kaynaklandığı için herhangi bir karşıtlık ve rekabet söz konusu değildir. Bu yabancı kişiler birbirleriyle sohbet etmeye başlar ve birbirlerinden hoşlanırlarsa, birbirlerine yaklaşacak ve birbirlerini seveceklerdir. Ancak birbirlerinden hoşlanmıyorlarsa o zaman birkaç sözden sonra insanlar başka tarafa dönüyor, başka şeylerle ilgilenmeye başlıyor ki bu da demek oluyor ki ben seni sevmiyorum, kendimi senin önüne kapattım, Seni umursamıyorum, seninle iletişim kurmak istemiyorum.

Yan yana oturmak, yan yana dövüşmek gibidir. Omuz omuza mücadele. Aynı fikirde olanlar ile aynı konuda mücadele edenlerin yan yana olduğunu anlatan bir cümledir. Aynı fikirleri paylaşan ve önemli konular hakkında konuşan insanlar, birbirlerini onaylıyormuş gibi görünmek istedikleri için genellikle yan yana oturmayı tercih ederler. Ancak belirtmek gerekir ki, zorunlu olarak yan yana oturan insanlar söz konusu olduğunda bu oturma şekli gerçek anlamını yitirmektedir. Yabancılar birbirleriyle anlaştıkları için değil, genellikle yan yana oturmak zorunda oldukları için (hastanede, postanede, bankada vb.)

oturma tarafı
Yan yana oturmak işbirliğinin bir işaretidir. Bu oturma şekli sizinle aynı yöne baktığım ve sizinle aynı şeyleri düşündüğüm mesajını veriyor. Yan yana oturan insanlar arasında herhangi bir rekabetten, karşıtlıktan, savaştan, olumsuzluktan söz edilemez. Bu oturma pozisyonu bir anlaşma, uzlaşma ve uzlaşma işaretidir.

Eğer bir iş görüşmesine gidecekseniz, genellikle iş bulacağınız kişinin yanına oturmanız tavsiye edilir. Bu oturuş şekliyle karşı tarafa, seninle aynı yöne, senin tarafından bakıyorum, seninle aynı şeyleri düşünüyorum, seninle aynı fikirdeyim, seninle aynı şeyleri savunuyorum vs. Resmi veriyorsun. Çünkü bu oturma şekli bu anlama gelir. Bu davranışınızla bile işi alacağınız kişiyle, hangi yemeği sipariş ederse etsin, hangisini içiyorsa onunla ortak noktanız varmış izlenimi verebilirsiniz. Bu davranış sadece iş görüşmelerinde değil duygusal bağları olan kişiler arasında da uygulanabilir. Kocanızın veya sevgilinizin yediği yemeği yemek veya içtiği içkiyi içmek, ortak yönlerinizin bir resmini verir. İki insanın ortak noktaları ne kadar fazlaysa, bu insanlar birbirlerini o kadar çok kabul eder ve severler. Bu küçük ayrıntılar hayata geçtiğinde, etkileri çok büyüktür.

90 derecelik bir açıyla oturun
90 derecelik bir açıyla oturmak en önemli iletişim seansıdır. Özellikle ortak bir zemin bulmak istediğiniz insanlarla bu şekilde oturmalısınız. Bu seansta belirli bir noktada bir geçiş vardır. 90 derecelik açıyla oturan kişilerin gözleri bir noktada buluşmalıdır. Bu şekilde sizinle ortak bir nokta bulabileceğimiz mesajını vermiş olursunuz. Bu oturma şeklini seçtiğinizde karşı tarafa sizinle aynı şeyleri düşündüğümüz, belli bir noktada buluştuğumuz, sizinle ortak noktalara sahip olabileceğimiz ve bu ortak noktaları bulabileceğimiz imajını veriyorsunuz ve siz de anlaşmaya doğru ilk adım.

İş hayatında amirlerin çalışanlarıyla bu şekilde oturması tavsiye edilir. Elbette bu oturma tekniği sadece pratik hayatta kullanılmıyor. Aynı zamanda özel hayatımızda arkamıza yaslanmanın da çok etkili bir yolu. Uzlaşmak istediğiniz, uzlaşmak istediğiniz kişilerle bu şekilde oturmanız olumlu sonuçlar almanızı sağlayacaktır. Eşinle, sevgilinle, annenle, babanla, kardeşinle, çocuğunla vs. Anlaşamadığınız konularda 90 derecelik bir açıyla oturmayı tercih ederseniz anlaşma yolunda ilk adımı atmış olursunuz ve karşı taraf üzerinde olumlu bir etki bırakabilirsiniz.

Beden dili ve anlamları
Özellikle Türk toplumunda oda ve sofra kişinin prestijini (saygısını) ve bulunduğu konumun önemini anlatır. Masa ne kadar büyükse alan o kadar geniş, kişinin arabası o kadar çok benzin yakıyor, oturduğu arabanın camları siyah, arabanın arkasında ve sağda oturan kişi ise bu kişi o kadar önemli. arabanın kırmızı plakası var. Bütün bunlar insana prestij ve önem katar.

Masada oturan kişiye önem katar. Aynı zamanda masa, oturan kişiye güç ve statü verir. Masa üzerinde aksesuarlar, tablolar, dosyalar vb. Bir kişinin ne kadar önemli olduğuna dair bir imaj verir. Kaç tane dosya, kitap, belge vb. Varsa, kişi çok meşguldür. Ofis koltukları misafir koltuklarından daha yüksektir. Bir şey ne kadar yüksekse o kadar değerlidir, ne kadar düşükse o kadar az değerlidir. Zirvede olmak her zaman ve herkes için önemlidir. Nitekim insan yukarı bakıyorsa mutlu, aşağı bakıyorsa bunalıma giriyor. Yönetici koltukları tekerlekli iken misafir koltukları tekerleksizdir. Burada verilmek istenen mesaj, benim hareket alanım geniş, istediğim gibi hareket edebilirim, senin hareket edecek yerin yok ve benim istediğim yerde oturuyorsun ve orada kalıyorsun, çünkü hakimiyet bende çünkü ben. hareket benim ve sen değilsin.

İnsan bir odaya girdiğinde masasında oturan kişi masasından ve otoritesinden ne kadar uzaklaşırsa giren kişiye o kadar değer verir ve ne kadar az uzaklaşırsa o kadar az değer verir.

Mahkemelerde yargıçlar daha yüksekte oturur ve gösterişli giysiler giyerler. Buradaki amaç ben büyük, güçlüyüm, doğru karar verdiğim, bana güvenmeniz gerektiği imajını ve mesajını vermektir.

Bir şeyin kötü olduğunu söylemek için yere indiğim söylenirken, bir şeyin iyi olduğunu söylemek için havaya kaldırıldığım söylenir. Çünkü ne kadar yüksekse o kadar değerli, ne kadar düşükse o kadar değersizdir. Cehennemin dibi diyerek cehennemin aşağıda ve kötü olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. Gökyüzünü yedi kat yukarıda ararız, çünkü iyi şeyler her zaman yukarıda ve kötü şeyler her zaman aşağıdadır. Genellikle değerli bulduğumuz bir şeyi saklamayı tercih ederiz ve onu bir yerde saklamak isteriz çünkü o bizim için değerlidir ve başkasına verilemez.

dikdörtgen masa
Uzun toplantılar genellikle bu masalarda yapılır. Dikdörtgen masalar sahibine güç ve yetki verir. Masanın kısa kenarına sırtı duvara gelecek şekilde yani kapı önünde oturan kişi yetkilidir ve masanın sahibi ve lideridir. Bu masada ikinci önemli kişi genellikle sağda ve ilk sırada oturan kişidir. Yani sağda ve görevlinin yanında oturuyor. Dikdörtgen masalarda lidere en uzak olan en zayıf ve en az dinlenendir. Bu masada sağda oturanlar daha etkili, solda oturanlar daha az etkilidir. “Sen benim sağ kolumsun” sözü bu duruma mükemmel bir örnektir. Liderden uzaklaştıkça insanların etkisi azalır. En etkilisi, liderden uzakta ve liderin solunda oturan kişidir. Liderin tam karşısında oturan, yani diğer kısa kenarda oturan kişi, ikinci gizli güçtür. Bu tarafta oturan kişi genellikle muhalif olan, yani görüşü ve muhalif görüşü olan kişidir. İkinci gizli güç, lidere en uzak olan kişidir ve muhalefeti temsil ettiği için ikinci güçtür. İkinci gizli güce sahip kişi, yüzü duvara ve sırtı kapıya dönük olarak masada oturur.

onu koru
Kısa toplantılar genellikle kare bir masada yapılır. Bu kısa, acil toplantılar beyin fırtınası gerektirmez. Bu tabloda durumlar eşitlik şeklini vermektedir çünkü tablonun tüm kenarları eşit uzaklıktadır. Bu masada lider, sırtını duvara yani kapının önüne veren kişidir. Bu masada oturan herkes aynı statüye, öneme ve söz hakkına sahiptir, dolayısıyla lider dışındaki kişiler arasında eşitlik vardır. Bu masada güç ve otorite liderin elindedir. Ancak bu tabloda gizli bir ikinci güç yoktur.

Yuvarlak masa
Bu masada güç, otorite ve prestij büyük ölçüde azalmıştır. Yuvarlak Masa mutlak eşitliğin simgesidir. Bu masada herkes aynı etkiye ve değere sahiptir ve insanlar bu masada kendilerini daha değerli hissederler. Eşitliğin simgesi olduğu için evlerimizde yemek sofraları genellikle aile içinde tüm bireylerin kendilerini değerli hissetmeleri için tercih edilir. Bu tablo, sonuçların kolaylıkla elde edildiği, birlik ve beraberliğin resminin sunulduğu tablodur. Bu sofralarda sohbetler sıcak ve samimidir. Bu nedenle iş hayatında genellikle tercih edilmezler. Yuvarlak masa, aile ortamı için en çok tercih edilen ve tavsiye edilen yuvarlak masadır.

Kaynak:
Beden dili kursu

katip: derya talas

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın