Türkiye’de ekilebilir arazi alanı her yıl hektar olarak giderek azalmaktadır. Öncelikle bireysel ve ülke olarak önlem almamız gerekiyor. Tedbir alınmazsa önümüzdeki yıllarda korkunç tablolar ortaya çıkacaktır. Katı atıklar, kimyasal atıklar, biyolojik istikrarsızlık, doğa olayları, ekilebilir alanların yanlış tarımsal kullanımı, düzensiz yapılaşma, artan şehirleşme ve betonlaşma, kimyasal ve sentetik tarım ilaçları kullanımı sonucu topraklarımız zarar görmüştür. Ortama gelişigüzel atılan çöpler ve bu çöplerin içindeki plastik, metal ve kağıt malzemeler katı kirliliğin önemli sebeplerindendir. Doğaya atılan plastik yüzlerce yılda, metal kutular 60 yılda, gazete 45 yılda ayrışır.
Son yıllarda önlem olarak katı atıkların alınmasının gerekli olduğu ancak yeterli düzeyde olmadığı yönünde bir eğilim ortaya çıkmıştır. Toplumun kazanacağı ve teşvik edeceği alışkanlık, bilinçli bireyler olarak gerekli önlemlerin alınmasını da sağlayacaktır. Toprağın biz insanlar kadar canlı olduğunu unutuyoruz. Onları kaderlerine kendi ellerimize bırakmamalıyız. Öncelikle tarımda kullanılan kimyasal ürünleri terk etmeliyiz. Bu sadece toprağa değil doğal yer altı kaynaklarımıza da zarar veriyor. Zirai ilaçlar toprak özüne yükselir ve doğal su kaynaklarına karışır. Bu suyu ekin yetiştirmek için kullandığımızda zararlı mikroorganizmalarla karşılaşırız. (mantar hastalıkları gibi) ürün verimsiz ve sağlıksız büyüyecektir. İlerleyen yıllarda verim düştüğünde kalitesiz ve sağlıksız ürünler ortaya çıkınca bu ürünleri ancak ithal ederek tüketebileceğiz.
Korozyona karşı mümkün olan tüm önlemleri almalı ve artırmalıyız. TÜİK verilerine göre ekilebilir alanımız %12’den %8’e düştü. Bu düşüşte en büyük pay kimyasal tarımdır. Toprağımızın biyolojik toparlanma süresinin artık 50 yıl olduğunu biliyor muydunuz? Aslında bu sorun sadece Türkiye’nin sorunu değil, dünya ülkelerinin de sorunu. Birleşmiş Milletler (BM) durumun ciddiyetini anlatmak için 2015 yılını Uluslararası Toprak Yılı ilan etmiş ve çözüm odaklı araştırmalar yapmıştır. İnsanlığı ilgilendiren bir sorun var. Bu sorun aynı zamanda ekonomik sorunları da beraberinde getirmektedir.
Tema Vakfı geçtiğimiz yıllarda araştırmalar yaptı. Dava aşınıyordu. Her yıl kişi başına 70 dolar ve dünya çapında 490 milyar dolar kayba neden oluyordu. Arazi maliyetlerinin kullanılabilir işlevinin kaybı yıllık 42 milyar dolardır. Dünya genelinde yıllık tarım arazisi kaybının 12 milyon hektar olduğunu söylersek, ekonomik sorunu ve bunun yol açtığı diğer sorunları da hesaba katmamız gerekir.
Peki toprağı nasıl verimli hale getirebilir ve uzun yıllar sağlıklı tutabiliriz?
1)Ekim ayı için bir seyir takvimi yapıp onu uygulamamız lazım.
2)Nadas uygulaması yapılarak toprak en az bir iki yıl dinlenmeye bırakılmalıdır.
3)Bitki çöpü dediğimiz işe yaramaz otları topraktan ayırmamız gerekiyor.
4) Toprağın organik madde ile beslenmesini sağlamalıyız. Yeterli miktarda hayvan gübresinin işlenmesini sağlamalıyız. Yeşil gübre de yapabilirsiniz.
5) Korozyona karşı önlem almalıyız.
6)Toprağın pH seviyesini takip ederek dengede tutmalıyız.
7) Yanlış tarım faaliyetlerinden kaçınmalıyız.
8)Kimyasal tarım ilaçları kullanmayı derhal bırakmalıyız.
9) Ziraat odalarından ve ziraat mühendislerinden mutlaka bilgi ve destek almalıyız.
- Sonuç olarak, ekilebilir tarım alanlarımızın kaybı, tüm yaşam akışımızı her yönden olumsuz etkiler. Biz toprağımıza hayat vermezsek, Toprak Ana onu bize vermez.
yazar:Osman Okkar
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]