medyauzmani.com
Türkiye’de 7,5 milyon çocuk yoksul ve mahrum… Cumhuriyet Halk Partisi’nden Taşkın: Çocuklara ihtiyaç diliyle bakmıyoruz – Yerel Haberler

Türkiye’de 7,5 milyon çocuk yoksul ve mahrum… Cumhuriyet Halk Partisi’nden Taşkın: Çocuklara ihtiyaç diliyle bakmıyoruz

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı “Çocuk Politikası Çalıştayı” düzenledi. CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkin, “TÜİK verilerine göre 22 milyon 738 bin 300 çocuktan yaklaşık 7,5 milyonu yani yüzde 32’si yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşıyor. Halkımızın refahını sağlamakta kararlıyız.” Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme temelinde çocuklar.

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı “Çocuk Politikası Çalıştayı” düzenledi. CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkin, “TÜİK verilerine göre 22 milyon 738 bin 300 çocuktan yaklaşık 7,5 milyonu yani yüzde 32’si yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşıyor. Halkımızın refahını sağlamakta kararlıyız.” Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme temelinde çocuklar. “Çocuk koruma yasası çocukları koruyamaz. Genel adalet sisteminden bağımsız, çocuğa özgü, çocuğun yüksek yararını sözle değil fiilen gözeten, ‘onarıcı ve çocuk dostu’ bir adalet sistemine ihtiyacımız var. ve kazanmayı amaçlayan ceza sistemi.

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, 19 Kasım’da çocuk alanında çeşitli disiplinleri temsil eden uzmanların katılımıyla “Çocuk Politikaları Çalıştayı” düzenledi. Çalıştayda, 20 Kasım Çocuk Hakları Haftası kapsamında çocuk haklarının vurgulanması ve çocuklara yönelik kapsamlı, sürdürülebilir ve kapsayıcı politikalar geliştirilmesi amacıyla çocuk adalet sistemi, çocuk yoksulluğu ve diğer sorun alanları ele alındı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkin çalıştayın açılış konuşmasında şu değerlendirmelerde bulundu:

“Çocuklara özellikle popülist politikacıların ihtiyaç duyduğu dil üzerinden bakmıyoruz.”

“CHP’nin çocuklara bakışı, işleyen, hak temelli bir sosyal devletten bağımsız görülemez. Bugün konumuz olan 0-17 yaş arası çocuklar, nüfusun yüzde 26,9’unu (22 milyon 738 bin) oluşturuyor. TÜİK 2021 verilerine göre 1970 yılında nüfusun neredeyse yarısını oluşturan çocuk sayısı bugün çeyreğe düştü.Bu haliyle bile AB ortalaması olan yüzde 18.2’nin çok üzerinde.CHP olarak, olması gerektiğine inanıyoruz. Çocuk politikalarımızı, çocuğu güçlendirme ve hayata aktif ve adil katılım ilkelerine dayalı olarak formüle etmeliyiz. Korunmasız hiçbir gruba ihtiyaç ve edilgenlik kültürüyle bakmadığımız gibi, çocuklara da çocuk gözüyle bakmıyoruz. ihtiyacın dili, özellikle de popülist siyaset aracılığıyla.

“Çocukları katılımcı bütçe süreçlerine dahil eden başarılı yerel yönetim uygulamalarımız var”

Sadece belirli bir grup çocuk için değil, bütün çocuklar için sorunlu olabilecek alanları kapsamlı bir yaklaşımla belirleyerek, bu sorunları önleyici sosyal politikalar geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu çalıştay sonucunda partimizin “Çocuk Politikası Belgesi”ni oluşturmayı ve kamuoyu ile paylaşmayı hedeflemektedir. Yoksullukları yaşama aktif ve eşit katılım haklarını ellerinden almak üzere olan çocuklardan ve karın doyuramayan çocuklardan bahsederken Avrupa Konseyi’nde öne çıkan konu çocukların katılımıdır. Her çağın bir ruhu vardır, onu kaçırmamalıyız. Günümüzde okul ve dersliklerin tasarımının bile çocukları özne yapacak şekilde yeniden yapılması gerektiği belirtilmektedir. Çocukları katılımcı bütçeleme süreçlerine dahil eden başarılı yerel yönetim uygulamalarımız var.

“Türkiye İstatistik Kurumu’na göre çocukların yüzde 32’si yoksulluk ve yoksulluk içinde yaşıyor”

Maalesef ülkemiz her geçen gün artan yoksullukla mücadele ediyor, daha doğrusu etmiyor. Yoksulluğun sömürülmesi çözümü değil, ön plandadır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın özellikle başarılı olmadığı alanın çocuklar olduğunu da vurgulamamız gerekiyor. TÜİK verilerine göre 22 milyon 738 bin 300 çocuktan yaklaşık 7,5 milyonu, yani yüzde 32’si yoksulluk ve yoksunluk çekiyor. CHP’nin yoksullukla mücadele stratejisi kapsamında sunduğu en önemli teklif, pandemi döneminin ruhundan da etkilenen ve vatandaşlık geliri aralığındaki önerilerle güncellediğimiz Aile Destek Sigortası (ADS).

“Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye dayanarak çocuklarımızın refahını sağlamaya kararlıyız”

ADS kapsamındaki ailelerin çocuklarının tüm eğitim giderleri karşılanarak eğitimde fırsat eşitliği sağlanacaktır. Birleşmiş Milletler’in temel bir insan hakkı olarak gördüğü internet özgür olacak. Doğru politikalarla çağımızın belası olan dijital eşitsizlikler fırsata dönüştürülebilir. Birleşmiş Milletler’in Haziran ayında güncellediği küresel yoksulluk haritasına göre, Türkiye’de yaklaşık 1 milyon çocuk olan beş yaşın altındaki çocukların yüzde 17’si akut yetersiz beslenme sorunu yaşıyor. Kronik yetersiz beslenen çocuk sayısı 3 milyon. Sosyoekonomik olarak dezavantajlı mahallelerdeki tüm çocuklara okullarında ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği sağlanacaktır. ADS kapsamındaki ailelerin çocukları için anaokulu ücretsiz olacaktır. Ayrıca kreş hakkının evrensel olduğunu da savunuyoruz. Somut önerilerimizin sadece bir kısmını paylaşmakla yetindik. Kapsayıcı, sürdürülebilir ve kapsayıcı politikalar geliştirmek için atölyemizde tüm tarafların katılımıyla çocuk konusunu bilimsel olarak değerlendirdik. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye dayanarak çocuklarımızın esenliğini sağlamaya kararlıyız.”

Koruyucu Aile Derneği (KOREV) Başkanı Ulcu Aydıniz, şunları söyledi:

“Ülkemiz için çocuğa yüksek faydayı ön planda tutan, çocukları koruyan ve kollayan çocuklara yönelik sosyal politikalara ihtiyacımız var”

“Ülkemizde çocuk konusu yoğun siyasi gündem içerisinde çok dar bir kapsamda yer alıyor. Özel günlerde ya da olumsuz olaylarda çocuk popülist yaklaşımlarla toplumsal öfkenin de etkisiyle dile getiriliyor ve sorunlar adeta görmezden geliniyor. ilk yardım önlemleri yoluyla.

Oysa bir ülkenin bugünü de geleceği de çocuklardır. Sürdürülebilir kalkınma ve refahın ön koşulu, beşeri sermayenin iyileştirilmesidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin de tasdik ettiği ve taraf olarak bizim de yapmamız gereken çocuğun fiziksel, zihinsel, bilişsel, sosyal ve ahlaki iyilik halinin sağlanması ülkelerin kaderini belirlemektedir. Doğan her çocuğun hepimiz için bir çocuk olduğunun bilinciyle, onların varlığına saygı duyan ve onları birey olarak kabul eden zihniyeti anlamamız ve değiştirmemiz gerekiyor. Çocuğun yüksek yararını ön planda tutan, olumsuzlukları koruyan ve önleyen, çocuğu güçlendiren, olumlu ve sürdürülebilir ebeveynlik ve aile yapısını destekleyen bir sistem, onarıcı ve çocuk dostu adaleti de içeren kapsamlı ve sürdürülebilir çocuğa özgü sosyal politikalar, ülkemizin iyiliği için. Bu çalıştayın çocuk politikalarının geliştirilmesinde bir başlangıç ​​olmasını ve tüm siyasi partiler bünyesinde sürdürülebilir şekilde uzmanlaşmış çocuk komitelerinin kurulmasına öncülük etmesini diliyoruz.


Ayvalık’ta kenevir ekimi: Evlerini seraya çevirdiler

“Çocukların engelli olması engellenemez.”

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Dr. Kasım Karataş “Türkiye’de Çocuk Politikaları” konulu sunumunda. Osmanlı’dan günümüze Türkiye’de çocuklara bakış açısı, uygulanan politikalar ve çocuk sorunlarına dikkat çekti. Karataş, tüm çabalara rağmen yeterli tedbirin alınmadığını, çocukların korunamadığını ve mahrum kalmalarının engellenemediğini vurguladı. Karataş, kamu kurum ve kuruluşları arasındaki iş birliği ve koordinasyon sorunlarının büyük olduğunu, sorunların çözümü için kurumların kendi aralarında iyi bir işbirliği ve koordinasyon sağlayamadığını belirterek, hak temelli bir yaklaşımla ve hak temelli bir yaklaşımla sorunların büyük ölçüde çözülebileceğini ifade etti. bilimsel veriler ışığında yeterli altyapıya sahip olduklarını ve bütüncül bir yaklaşıma sahip olduklarını belirterek, konuyu sahiplenen politikalar ve siyasi irade ile önemli başarılar elde edileceğini sözlerine ekledi.

Türkiye Barolar Federasyonu Çocuk Hakları Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Şahin Antakialioğlu, “Türkiye’de Çocuk Adalet Sistemi” konulu sunumunda şunları söyledi:

Çocuk Koruma Yasası çocukları korumayabilir.

Türkiye’de her yıl binlerce çocuk adalet sistemine katılıyor. Ne yazık ki çocukların bu duruma düşmesini engelleyen koruyucu ve koruyucu mekanizmalar yeterli ve güçlü değildir. Önleyici koruma hizmetlerinin sunulmasının önündeki en büyük engellerden biri bütçe tahsisinin olmamasıdır. Çocuk alanında tam anlamıyla uzmanlaşmamış yapısı, çocuğun psikososyal gelişimi konusunda yeterli eğitime sahip olmayan insan kaynağı, çocukları fiziki donanım açısından korumayan ve travmayı kalıcı – kalıcı hale getiren mevcut adalet sistemi. yargı süreçleri, onlara zarar veren, ceza ve denetim içeren, çocukları boşa çıkaran bir süreçtir. Çok dağınık bir mevzuatımız var. Farklı yerlerde çocuklarla ilgili düzenlemeler var. Çocuk Koruma Yasası çocukları koruyamaz. “Onarıcı ve çocuk dostu”, genel adalet sisteminden bağımsız, çocuğa özgü, çocuğun yüksek yararını sözle değil fiilen koruyan, yaptırımları defetmeyi amaçlayan bir adalet sistemine ihtiyacımız var. sistem.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın