medyauzmani.com
Türkiye neden eğitimde başarısız? ” YerelHaberler – Yerel Haberler

Türkiye neden eğitimde başarısız? ” YerelHaberler

Ülkemizde eğitim durumunun içler acısı olmadığı birçok kişi tarafından kabul edilen bir gerçektir. Peki bunun nedeni nedir? Eğitim giderleri çok uzun süredir ciddi bütçelere ayrılmasına rağmen. Aslında bu soruya tek bir cümleyle cevap vermek çok zor. Belki temel sorunlara kısaca değinebiliriz. Şunu da bilmeliyiz ki bu durumu anlatmak sorunları çözmez, sorunun farkına varmak çözüm için en önemli ve başlangıç ​​durumdur.

Öncelikle ülkemizde sık sık eğitim reformları yapılmaktadır. Bunun en erken örneğini 4+4+4 eğitim sistemine geçişte yaşadık.Ayrıca değerlendirme sistemleri sıklıkla çalıştırılmakta ve bu sistemler değiştirilmektedir. Ancak bu değişiklikler yapılırken araştırma sonuçları dikkate alınmamakta veya uzmanların çok büyük bir kısmının görüşü alınıp alelacele uygulanmaktadır. Rejim değişikliğinden sonra bir an önce sonuç alınması umulmaktadır. Ancak eğitim, kısa vadeli hedefler üzerine inşa edilemeyecek kadar geniş bir alandır. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, her birey okul öncesinden temel orta öğretimin tamamlanmasına kadar ortalama 13-14 yıllık bir eğitim almaktadır. Dolayısıyla değişen bir eğitim sisteminin meyvelerini görmek için muhtemelen en az 20 yıl beklememiz gerekecek. Bu açıdan bakıldığında ilk sorun reformların sıklıkla yapılması ve bu reformların akademik temeli olmayan (araştırma sonuçlarına dayanmayan) reformlar olmasıdır.

Bir diğer sorun da öğretmenlerimizi yeterince iyi yetiştirememiş olmamız. Şu anda ülkemizde öğretmen olabilmek için ya 4 yıllık eğitim veren eğitim fakültelerinden mezun olmak ya da formasyon eğitimi alarak pedagojik sertifika almak gerekiyor. Her iki durumda da çok başarılı öğretmenler yetiştirdiğimiz söylenemez. İyi bir üniversite eğitimi olmayan ve rekabet etmeyi, rekabet etmeyi ve akademik sonuçlarıyla diğer arkadaşlarını geride bırakmayı hedefleyen öğretmen adayları, üniversitedeki her eğitim kademesinde olduğu gibi ne yazık ki öğretmen olduklarında başarılı olamamaktadırlar. Bunu önlemek için fakülte en azından potansiyel öğretmenleri üniversite içindeki rekabetçi sistemden uzaklaştırmalı ve bu mesleğin akademik puanla değil, iyi bir eğitimle ve bollukla kazanılacak bir meslek olduğunu anlamalarını sağlamalıdır. pratikten. Üniversitede öğretmenlerin göreve başlamadan önce çokça kitap okuması, sosyal faaliyetlere katılması, okullarda giderek daha fazla uygulamalı çalışmalar yapması ve pedagojik problemler üzerinde felsefi olarak düşünmesi gerekmektedir.

Ayrıca yaptığımız en büyük hatalardan biri de öğrenme isteği, öğrenme isteği, girişimcilik, sorumluluk, doğayı bilme gibi özelliklerden öğrencileri uzaklaştırmamızdır. Çok sayıda çalışma ve yazılı kitap, bu sorunun ciddiyeti konusunda bizi uyarıyor. Öğrencilere ilkokuldan başlayarak ve her sınıfta ilerledikçe o kadar çok şey öğrenmeleri için baskı yapıyoruz ki, ne yazık ki birçoğu okuldan ve öğrenmeden (fiziksel değilse de zihinsel olarak) uzaklaşıyor. Ancak çocuk okulu sevmelidir. Okula mutlu bir şekilde gelmeli. Okulda kendini rahat hissetmeli. Doğa ile daha sık iç içe olmalısınız. Böylece deneyim ve deneyim kazanarak, çalışarak ve yaşayarak, yalnız bir süreç içinde kalarak öğrenme eylemini gerçekleştirebilir ve kalıcı öğrenme ancak bu şekilde gerçekleştirilebilir.

Eğitimin birçok bileşenden oluştuğunu bilmemize rağmen mevcut sistemin yanında en önemli katılımcıları öğretmenler ve öğrencilerdir. Bu noktada, yukarıdaki hususlarda atılacak adımların bir an önce atılmasını ve eğitim seviyemizin beklenen seviyeye ulaşmasını temenni ediyoruz. Böylece daha mutlu çocuklarla daha mutlu bir toplum inşa edilebilir.

Kaynak:
Araştırma ve proje çalışmalarına giriş – Saleh Shabni
Öğretmen Olmak – Doğan Çelooğlu / İrfan Erdoğan
Ücretsiz eğitim – Joel Spring
Öğrenilmemiş Can Sıkıntısı – Daniel Pennack

katip:Ömer Faruk Tafsanlı

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın