medyauzmani.com
Türk Edebiyatında Roman | YerelHaberler – Yerel Haberler

Türk Edebiyatında Roman | YerelHaberler

Türk edebiyatında önemli bir anlatı birikimi ve geleneği olmasına rağmen modern Batı kurgusunun ilk örnekleri Tanzimat döneminde ortaya çıkmıştır. Yabancı dildeki ilk romanların Batı dillerini bilen aydınlar tarafından okunması ve tercüme edilmesinden sonra Türk edebiyatında ilk romanlar yaşanmıştır. Şemseddin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat’ından (1872) sonra ilk Türk romanı, ardından Hasan Mallah Ahmed Midhat Efendi (1874), İkinci Dünyaya Geliş veya İstanbul’da Olanlar (1874), Hasan Falah ( 1875), Filton Bey Rakim Efendi onunla geldi. Namık Kemal’in Entebbe (1876) adlı romanıyla Batı romanına uygun örnekler verilmeye çalışılmıştır. Bu kuşaktan sonra Batı kültürünün çeşitli kollardan ülkeye girmesi ve yazarların Batı edebiyatıyla yakınlaşması yavaş yavaş roman türünün gelişmesine yol açmıştır. Romanlarını daha gerçekçi bir zemine taşımak isteyen Sami Paşazade’nin Sergüzeşt ve Nabizâde Nazım’ın Karabibik ve Zehra, Recaizâde Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası’ndan sonra Servet-i Fünun döneminde modern Batı romanına yakından yaklaşılmıştır. Muhammed Rauf’un Halit Ziya Uşaklıgil Mâl ve Siyah ile Aşk-ı Memnu ve Eylül romanları ilk olgun örnekler olarak kabul edilir.

Ahmet Midhat Efendi’nin üslubunu daha meşhur bir çizgide sürdüren Ahmet Rasim’den sonra Hüseyin Rahmi Gürpınar Türk romanına birçok eser vermiştir. ikincisi. Meşrutiyet döneminde hem dönemin dinamik yapısı hem de son kırk yılın tecrübe ve birikimi, yayınlanan roman sayısında önemli bir artış sağlamıştır. Bu dönemde pek çok roman yazmanın yanı sıra Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin gibi önemli romancılar yetişmiştir. Cumhuriyet döneminde de yazan bu yazarlar, yaşadıkları dönemleri, siyasi ve toplumsal çalkantıları, toplumsal değişimleri ve Milli Mücadele yıllarını anlatırlar. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra toplumda ve bireyde meydana gelen değişimleri anlatarak döneme tanıklık ettiler.

Roman, Türk edebiyatına Fransızcadan yapılan çevirilerle girmiştir. Bu çevirilerden ilki Fenlanlı Yusuf Kamel Paşa’nın Terceme-i Telemak’ıdır. Daha sonra bilinmeyen bir tercüman, Victor Hugo’nun ünlü romanı Sefiller’i tercüme etti. 1860-1880 yılları arasında başta Fransız yazarlar olmak üzere birçok Batılı yazarın eseri Türkçeye çevrildi. İlk Türk romanı Şemseddin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’ıdır. Sami’den sonra Ahmed Meydan yazdığı romanlarla Türk romanının gelişimine katkıda bulunmuştur. Türk anlatısı Tanzimat döneminde gelişmiştir. Rekaizad Mahmud Ekrem’in yönettiği Araba Sevdası, yeni tekniklerin kullanıldığı ilk Türk romanıdır ve Batılı anlamda türüne en yakın romandır. Servet-i Fünun edebiyatı döneminde ilk romanlar ve asıl yazarlar kendini göstermiştir.

“Sanat sanat içindir” tezini savunan bu yazarlar, aşk ve acıma gibi konuları işlemiştir. Halid Ziya Uşaklıgil bu dönemin en önemli romancısı olarak kabul edilir. Aşk-ı Memnu (1925) adlı romanı günümüzün en başarılı Türk romanlarından biri olarak kabul edilir. 1910’dan sonra yurtseverlik duygularının ağır basmasıyla, Türk hareketi Genç Kalemler dergisi etrafında gelişti. Vatanseverlik romanları yazmaya bu dönemde başladım. Halide Edip Adıvar’ın Vurun Kahpeye’si ve Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu bu dönemden örnekler. Çağdaş Türk romanı Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmıştır. Romanlar sosyal ve sosyal gelişmeler hakkında yazılır. Köy ve şehir romanı ayrımı da bu dönemle ilişkilendirilir.

Batı romanını örnek alarak gelişen Türk romanının temel sorunu Tanzimat döneminden itibaren “Batılılaşma”dır. Kimi zaman yanlış Batılılaşma ile eleştirilen, kimi zaman Doğu-Batı sentezi temelinde ele alınan bu sorun, günümüzde de hâkim karakterini korumaktadır. Türk toplumunun ve Türk bireyinin en dramatik sorunu olarak görülen bu sorunu hemen hemen bütün büyük romancılar romanlarında çeşitli önerilerle çözmeye çalışmışlardır. Adı geçen tüm yazarların değindiği bu konu, bazı yazarlar için büyük bir sorun haline gelmiştir: Ahmed Hamdi Tanpınar, Bayami Safa ve Kemal Tahir başta olmak üzere Cumhuriyet dönemi romancıları ve günümüz romancıları ile ilgilenmek mümkündür. Orhan Pamuk bu çerçevede.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Vahşi), Halide Edip Adıvar (Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Zeyno’nun Oğlu, Döner Ayna), Reşat Nuri Güntekin (Çalıkuşu, Kandası, Yeşuyil) Gece, Kavak Yelleriaba, Eski Hastalık) Yusuf ve Yaşar Kemal Anadolu’nun doğasını, sorunlarını ve insanını birçok romanında yansıtmıştır.

İlk yıllarında farklı yönlere göre gelişen Türk romanının yazarları arasında Refik Halit Karay (Yezidin Kızı, Nilgün), Aka Gündüz (Dikmen Yıldızı), Mahmut Yesari (Çulluk, Çoban Yıldız), Ercüment Ekrem Talu yer almaktadır. Roman. Cumhuriyet, aşk ve kadın konulu romanlarıyla (Mashidi ve Beyaz Şemsiyeli Dünya Çağı). Sadri Ertem (Çıkriklar) toplumcu gerçekçi romanı Mamduh evket Esendal ile Cumhuriyetin ilk yıllarından bir Ankara kesitini anlatan Ayaşlı ve Kiracıları romanıyla, Medhat Cemal Kontai Üç İstanbul adlı eseriyle, Nahit Seri Orik romanıyla romanları Düşen Sultan Hamil ve Kıskançlık.

Kırklardan sonra Faik Baysal, Kemal Belpasar. Samım Kocagöz, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar gibi romancıların yanı sıra farklı üsluplarıyla Türk romanına yeni bir boyut katarlar. Tanpınar, modernist yaklaşımın izlerini taşıyan romanlarıyla (Huzur, Mahur Beste, Saatçilik Enstitüsü, Offstage) geleceğin modernist romancısı Oğuz Atay’ın öncüsü oldu. Abdülhak Çinasi Hisar, geçmişten ve hatıralardan esinlendiği romanlarıyla (Fahim Bey ve biz, Çamlıca damadımız Ali Nizami Bey Alafranga ve Şeyha) Proust’un roman anlayışına güvenmiştir. Denizi anlatan romanlarıyla Halikarnas balıkçısı olarak tanınan Cevat Şakir Kapacağlı ve toplumcu gerçekçi yaklaşımıyla Refat Ilgaz 1950’li yıllardan kalma iki romancıdır. Bu dönemin diğer romancıları arasında Orhan Kemal, toplumsal meseleleri işleyen ve kent ile kenti çerçeve alarak geçim sıkıntısı çeken insanları yansıtan birçok romanıyla başta gelir: Baba Efe, Avari Yerez, Dünya Efe, Cemil. , Bereketli Topraklar romanlarından bazılarıdır.

Köy enstitülerinin kurulmasını takip eden yıllarda 1950’lerden sonra “köy edebiyatı” gelişmiştir. Bizim Köy – Mahmud Makal. Talip Apaydın’ın sarı traktörü; Fakir Picourt’un Yılanların İntikamı bu bağlamda baş romandır. Yaşar Kemal’in Anadolu köylülerini ve sorunlarını da anlatan romanları arasında İnce Mehmet, Tin, Orta Dirk, Yır Demir Gök Bekir; Kemal Tahir’in Sağırdere ve Körduman gibi romanları da bu dönemin köy edebiyatına girmiştir. Türk romancılığının en önemli isimlerinden Yaşar Kemal ve Kemal Tahir, köy romanlarının yanı sıra farklı konuları işleyen çeşitli romanları ve farklı yaklaşımlarıyla da ünlüdürler.

1940-1960 yılları arasındaki dönemin bir diğer ünlü romancısı Tarık Boğra’dır. Yeniçağ tarihine farklı bir pencereden bakan Küçük Ağa’nın yanı sıra Firavun’un Dini, Dönmek, Gençliğim Eyvah, Yağmuru Beklerken gibi romanları bulunmaktadır.

Türkiye dışındaki Türkleri konu alan Cengiz Dağcı, ağırlıklı olarak Egelileri anlatan Necati Cumali ve Tarık Dursun K. bu dönemin romancıları Varoluş felsefesinin etkisinde yazdığı Alek Adam adlı romanında yalnızlık ve yabancılaşma temalarını işleyen Yusuf Atiljan, Anayurt dergisinde bu konumunu sürdürerek farklı bir söylem oluşturmuştur.

1970’li yıllardan sonra Türk romanlarında toplumsal sorunlara yönelişle birlikte ideolojik boyutun baskın olduğu roman sayısının arttığı kaydedilmiştir. Bu dönemin romancıları arasında Bekir Yıldız, Erol Toy, Muzaffer Ezgo, Erdal Öz, Abbas Sayar, Vedat Türkali, Demir Özlü, Çetin Altan, Ferit Edgü, Adalat Acaoğlu, Oğuz Atay, Necati Tosuner, Sefeni Soyesal bulunmaktadır. Core, Slim Öne doğru uzanır. Bu dönemde Oğuz Atay en önemli çıkışını modernist bir anlayışla çeşitli yeni teknikler kullanarak yazdığı Tutunamaycmlar adlı romanıyla gerçekleştirmiştir. Adalet Ağaoğlu, nesnel ve eleştirel romanlarıyla (Yalana Ölmek, Bir Düğün Gecesi, Hayır) bir kez daha farklı bir yerde duruyor.

1980 sonrası Türk siyasi ve sosyal hayatındaki değişmelerin yanı sıra dünya edebiyatındaki postmodern akım Türk romanını da etkilemiştir. Dönemin en önemli yazarı, 2006 Nobel ödüllü Orhan Pamuk, klasik formdaki ilk romanı Sevdet Bey ve Oğulları ile modernist romanı “Sessiz Ev”den sonra postmodern romanı “Kara Kitap”a yönelmiştir. Yeni Bir Hayat Benim Adım Kırmızı bu dizideki romanlardır. Türk romanının temel sorunsalını romanlarında temsil eden Doğu-Batı ikilemini dönemi açısından yeniden ele alan Orhan Pamuk’un diğer romanları ise Beyaz Kale, Kar, Masumiyet Müzesi’dir.

1980 sonrası romancıları arasında Mehmet Eroğlu, Ahmet Altan ve Ayla Kutlu’nun yanı sıra postmodern romanları Gece ve Rehber arasında Bilge Karasu; Latifa Tekin, köy gerçekliğini gerçeküstü bir şekilde ele alarak çıkış yaptığı Sevgili Arsis Ölüm adlı romanıyla; Romanları gerçekle gerçek dışı arasında geçiş yapmasıyla tanınan ve kurmaca edebiyatta karşımıza çıkan Nazlı Irai bu dönemin romancıları arasındadır.

1970’li yıllarda Hekimoğlu İsmail’in romanları ve Şuli Yüksel Şenler’in Huzur Socaccı romanlarıyla öne çıkan İslami roman, Ahmet Günbay Yıldız, Şef Katerci, Halim Toros ve Emin Şenluyku. Seksenlerden sonra Akbaş.

1980-2000 yılları arasında romanlarıyla ünlenen diğer yazarları şöyle sıralayabiliriz: Leyla Arbel, Buket Özner, Tezer Özlü, Nedim Gürsel,

Zülfü Livaneli, İnci Aral, Erendiz Atasu, Tahsin Yücel, Sulhi Dolek, Turgut Özakman, Öner Yağcı, Oya Baydar, Ayşe Kulin, Aslı Erdoğan.

Son dönemin en ilginç yazarları İhsan Oktay Anar, Hasan Ali Toptaş, Tuna Kirmici ve Nihat Genç’tir.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın