medyauzmani.com
Türk edebiyatında anı türü YerelHaberler – Yerel Haberler

Türk edebiyatında anı türü YerelHaberler

Arapça “hafıza”, “kalp” anlamına gelen “dhekira” kelimesi günümüzde “hafıza” olarak kullanılmaktadır. Arapça’da “hatırlamak” anlamına da gelen “zikir” kökünden türeyen “tezkire” veya “tezakir” kelimeleri de hafızanın eş anlamlısı olarak kullanılmıştır. Eski edebiyatta “tercüme-i hal” ve “şerh-i hali” gibi türler otobiyografi olarak anılarla iç içe geçmiştir.

Toplum, Doğu’daki hatıra yazarlarının hayatını örnek aldığından, hatıraların eğitici bir yönü vardır. Ani, Tanzimat’la birlikte Batı’dan kültürümüze gelen türdür. Ancak Tanzimat’tan önceki dönemlerde, Teskerîler Şurası’nda ve Chronicles’ta Gazafat isimleri yerine erkeklerin isimleri kullanılmıştır. Bazı şairlerin mesnevileri de hatırat karşılığı olarak nitelendirilebilir. Örnek olarak Keçecizade İzzet Molla Mihnet-Keşan’ın eseri verilebilir.

17. yüzyılda yazar Çelebi, Mizan el-Hak, Cihan Numa, Kesvi Zounun gibi eserlerinde biyografisinden ve anılarından bahsetmiştir. Aynı yüzyılda Evliya Çelebi’nin “Siyahatname” adlı eseri bir hatırat olarak görülebilir.

ikincisi. Mahmud döneminin tanınmış simalarından Sahaflar Şeyhizade Mehmet Esad Efendi, eski nesirle yazdığı ve Yeniçerilerin kaldırılışını anlattığı Üss-ı Zafer adlı eseriyle Osmanlı tarihindeki hatıralara bir örnek vermektedir.

Akif Paşa, “Tabsira” adlı eserinde, Bertev Paşa’nın devrilmesi ve idamına yol açan ve aynı zamanda hatıra olan günlükleri anlatır. Tanzimat’ın ilanından sonra Avrupa’ya gönderilen elçilerin kaleme aldıkları elçilikler hatıra niteliğinde yazılardır. Üçüncü padişah. Ahmed’in Fransa’ya gönderdiği 28. Fransa Büyükelçiliği Çelebi Mehmet bu alanda ilk akla gelen eserlerden biridir. Tanzimat’ın ilk yıllarında Osmanlı Devleti’nin yarım asırlık ömrünü anlatan Cevdet Paşa, Tzakir Cevdet ve Marzat adlı eserleriyle anı türünün başarılı örneklerini verir. Tanzimat’tan sonra edebiyatımıza giren roman, deneme, tiyatro gibi türlerin yanı sıra anı türünde yazılmış eserler az olmakla birlikte bu alanda da önemli örnekler bulunmaktadır.

Edebiyatımızın ilk nesir antolojisi olarak da kabul edilen Ibusia Tevfik’in Nümune-i Edebiyat-ı Osmaniye adlı eseri, dönemin birçok ünlü şahsiyetinin hatıralarını içermektedir. Ali Soy, çıkardığı Mohabir ve Aloum gibi gazetelerde de zaman zaman özel anılarından bahsetti. Tanzimat’ın ilk kuşak yazarlarından biri olan Diya Paşa, Rousseau’nun çocukların eğitimini konu alan Emil’ine bir önsöz niteliğinde olan Defter-i Amalim adlı bir anı yazdı. Zia Paşa bu yazısında çocukluğundan bahsetmiştir. Harabat’ın antolojisinin beyitinin girişinde şiire nasıl başlanacağına dair bir bölüm vardır. Namık Kemal, tüm anılarını içeren bir eser yazmadı. Ancak sürgün anılarını Mağusa’nın mektuplarında ve Rekaizade Mahmud Ekram’ı tercüme etmek için yazdığı Meis hapishanelerindeki tartışmalarda dile getirir. Ahmed Mithat Efendi’nin Manfe adlı eseri hatıra türünün tipik örneklerinden biridir.

Tanzimat II. Yeni nesil sanatçılardan Recaisa de Mahmoud Akram ve Abdelhak Hamid’in anı niteliğinde yazıları var. Rekizade Mahmud Ekram’ın Meditasyon ve Nejad Ekram adlı eserleri, tam olarak anılarında olmasa da şairin hayatında gönderme yaptığı bazı ifadeler içermektedir. Naci hocanın bu tür anılarında birçok eseri vardır. Sünbüle adlı kitabının üçüncü bölümü olan Umer’in Çocukluğu’nda çocukluğundan bir kesit anlatıyor. Ayrıca imparatorluğun o dönemdeki eğitim sistemi hakkında bilgiler içermektedir. Okul Anıları, bir senaryo öğretmeninin anılarını içeren başka bir kitaptır. Burada da Muallim Nasir’in gençliği ve yetiştirilme tarzı anlatılmaktadır. Samipaşazade Sezai’nin yurt dışındaki gençlik yıllarını anlatan anıları London Memories adıyla yayımlandı.

Servet-i Fünûn döneminde yazılan hatıratların özelliği, Servet-i Fünûn yazarlarının tanışmalarını, amaçlarını ve dönemin diğer aydınlarıyla yaptıkları tartışmaları içermesidir. Bu özelliği ile günlüğün Servet-i Fünûn döneminde edebiyatçılar tarafından bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Halit Zia Uşaklıgil Sarayı’nın Kırk Yılı ve Ötesi, Acı Bir Hikaye; Hüseyin Cahit Yalçın’ın Savaşlarım adlı eseri Servet-i Fünûn döneminde yazılan hatıratlardandır.

ikincisi. Meşrutiyet’i takip eden yıllarda bazı devlet adamlarının siyasî ve siyasî hatıratlar kaleme aldığı, bunların arasında İttihat ve Terakki, Balkanlar ve Birinci Dünya Savaşı’na yer verildiği belirtilmektedir. Bu hatıraların ortak özelliği, çoğunun ikinci türden olmasıdır. Abdülhamid II. Çünkü Meşrutiyet’in ilanından sonra kendilerini savunma ihtiyacı hissetmişler ve bu durumu hafızalarında dile getirmişlerdir.

1908’den sonra yazan birçok yazar hatırat yazmayı ihmal etmemiştir. Bu yazarlar ve eserleri arasında Yakup Kadri Karausmanoğlu, Annemin Kitabı, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, Eve Dönüş Yolunda, Zorunlu Bir Diplomat, Siyasette 45 Yıl; Yahya Kemal Bayatlı’nın vefatından sonra Yahya Kemal Enstitüsü tarafından çıkarılan siyasî ve edebî resimler ve Yahya Kemal’in anıları. Refik Halit Karay, İstanbul’un iç yüzü, üç kuşak, üç hayat, tanıdığım insanlar; Abdülhak Şinasi Hisar, Boğaziçi Sarayları, Geçmiş Zaman Sarayları, Geçmiş Zaman Masalları, İstanbul ve Pierre Loti, Halide Edip Adıvar, Ateşle Türk İmtihanı, Mor Salem Evi; Halit Fahri Ozansoy, Eski İstanbul, Ramazan, Şehir Tiyatroları’nın 50. Yılı, Kitabımız Ölmek Üzere; Reşat Nuri Şöntkin, Anadolu Üzerine Notlar; Yusuf Ziya Ortak, portreler; Semit Ağaoğlu, tanıdık yüzler.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın