Tekerlemeler, genellikle masal, bilmece gibi anlatı türlerinin giriş ve sonuç bölümlerinde söylenen, dinleyenin veya okuyanın kulağına hoş bir melodi gibi gelen, kafiyeli, ölçülü ve ses tekrarları içeren sözcüklerdir. TDK Çağdaş Türkçe Sözlüğünde “Bir varmış bir yokmuş, genellikle masalların başında yer alır. Bir varmış bir yokmuş, .- gibi kafiyeli giriş ya da ara sözcükler” diye tanımlıyor B.. Tekerlemeler eşdeğer kelimelerdir ve Türkçenin söz varlığının zenginliğini yansıtır. Çocuk oyunlarında ve edebiyatın pek çok türünde sıkça kullanılan çocuk şarkıları, insanlarda söylenenlere karşı merak ve ilgi uyandırır.
Tekerlemeler, çocuğa dinleme, konuşma, dilin anlamsal yapıları, cümlelerin özellikleri, dil ve sık tekrarla ezberleme alışkanlığı kazandırarak çocuğun psikomotor becerilerinin gelişimine katkıda bulunur. Telaffuzu ve telaffuzu ile dilin bir bütün olarak öğretimine katkı sağlar. Dilde semboller, mecazi anlatım ve neden-sonuç ilişkisi kurarak, dilin mantıksal sırasını anlar. Dil matematiğini geliştirir. Dilin mizahi ve eleştirel boyutunu ortaya koyar.
“Ebe nerede, dereye sular doluyor, dere boyu orman, o ebe suya dalamıyor, araba da bulamıyor ahbap, beni rahatsız ettin, armutları kestim, tavana astım.” , bastır, kargalar geldi, bu da benim üzerime düştü.”
Tekerlemenin dilin koşullarıyla birlikte ebe oyunlarına dahil edilmesi ve oyun karakterlerinin zihinsel ve işlemsel konumlarının dil aracılığıyla tanımlanması, dili büyük ölçüde geliştiren bir durumdur.
Tekerlemeler ve Mania, Count’un giriş bölümleri ilk başta saçma görünür ve zengin, özlü sembolik içerikleri, onları entelektüel olarak anlamalarını zorlaştırır. Bu belli bir seviyeye kadar doğrudur. Bu kelime grubu, zaman kavramı etrafında ilginç bir oyun oynuyor. Kuşaklar arası paylaşım nedeniyle her çocuktan gelecekte anne olacak çocukların olduğu söylenebilir. Bu tekerleme, birinin annesinin beşiğini salladığını söyleyerek, tarihsel zaman kavramını çok ekonomik bir şekilde aşıyor. Kısacası masaldaki olayların tüm nesiller için geçerli olacağını göstermeye çalışmaktadır. Dil oyunlarıyla, tekerlemeler bir çocuk için dilin sınırlarını genişletir, tıpkı hayal gücünün hayallerinin sınırlarını genişlettiği gibi. Matematik problemlerine çevirerek ve alıştırmalar yaparak dili güçlendirir.
Tekerlemeler, maniler, sayma, bilmeceler çocuğun dil hafıza gücünü artırır. Pratik dil sağlar. Çocuklar bu tür halk anlatılarından zevk alır, düşünmeye başlar, dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi hisseder ve dilin gizemli dünyasını hisseder. Bilmeceler, tartışmalar ve saplantılar, örtük bir varlık, olay ya da kavramın özelliklerini tanımlayarak bulunmasını sağlarken, çocuğun kelime dağarcığını da zenginleştirir.
Sözlüklerde “ağızda yuvarlanma, saçmalık, eş sesli konuşma” anlamlarına gelen tekerlemeler, masal, türkü, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebî türlerde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir.
Bu yöntem çocuklara folklorda eğlenmek, konuşma becerisi kazandırmak, oyunlarda eş ve ebe seçmek için kullanılır. Masal tekerlemeleri ve oyun tekerlemeleri gibi isimler alırlar. Çocuk oyunlarında, masalların başında, ortasında ve sonunda sıklıkla söylenir. Yörelere göre farklı isimlerle de anılırlar. Doğu Anadolu’da döşeme, Güney Anadolu’da sayma denir. Karagöz ve orta oyunda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada sayabiliriz. Türk edebiyatında ilk kafiye örnekleri XI. Yüzyıl önce bulundu. Divanü Lügati t Türk’te bazı kafiyeler vardır.
Şık fasıllarda tekelleme (Tekellüm): Şık fasıllarda saz şairlerinin düzenlediği şiir yarışmalarına halk arasında kafiye veya âşıklar arasındaki tekelleşme denir. Bu şiirler ya telaffuzu zor kelimelerden oluşur ya da boğucu bir biçimdedir. Ayak ne kadar darsa kafiye bulmak o kadar zor olur. Vokalistlerden biri yeni bir bacak açarak kafiye yapmaya başlar.
tekir
Bir çift tombul tekir
Pencereden dışarı bakıyor
kafasına koyar
Hop hop, altın top
Gizem
Mustafa El Sufi
arabada mahsur kaldık
Üç mum yakıyoruz
Gidişatına baktık.
Leylek
leylek havada leylek,
Tavadaki yumurta
hayatımıza gir
hayatın kapısı kapandı,
Leylekte baş biti vardır.
koyun eti
Kuzum benim kuzum
bin tepe
Hadi gidelim
Ayşe teyze.
yağmur
yağlı yağmur,
teknede hamur,
bahçede çamur,
Ver Allahım ver
Yağmur bir ip gibidir.
Gebelik
Karga Karga “Hayır” Didi,
“Çık şu dala bak” dedi.
karga seni yakalarım
Senin kanadını koparacağız.
Portakal
portakalı soydum
kafama koydum.
bir yalan uydurdum
sıcak ılık ılık.
sıcak ılık ılık.
hocayı kandırdın
Ben aldattım.
oyun
Oooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo…
sıkışmış iğne,
ruhumu yak
Arabaya koşan tombul kuş.
Araba tekerleği,
istanbul tatlısı
hop hop altın top,
Bu oyundan başka oyun yok.
kız bayan
çikolata zili zili,
Limonatamız ne olacak?
Limonata bitti.
Kızı gitti.
nereye gittin?
İstanbul’a gittim.
İstanbul’da ne yapacak?
Terlikler ayakkabıları alacak.
Bir terlik ayakkabı ne yapacak?
düğünlerde,
Jingle yapacak.
keçiler
keçi aisha hanım,
zıp zıp hoplaya zıplaya,
arpa saman ister,
Arpa veya saman yok
Bir sürü kilim.
Clemsi Clem Dekoru,
İçinde bülbül okur.
iki erkek kardeşim olsaydı
Biri ay, biri yıldız,
Bir erkek ve bir kız
Çikolata hop çikolata
Akşam salata yedim.
Seni Gedi Kirata.
katmanlar
minnie olanlar,
sıkı çalışıyorlar,
mavi gözlü üçlü
mağlup dört,
beş misafir,
Bayanlar altınımı çaldı,
yedim, yemeğimi yedim,
şişman sekiz
Dokuz doktor oldu,
Bize okuttular.
nerede
Jel nerede kullanılır?
Bizi uzaktan vur
eğer vuramazsan
nerede olduğunu bilmiyorum
bir iki üç dört beş altı yedi,
Sana bunu kim söyledi?
on yedi dedi
Tereyağlı böreği kim yedi?
Tavuk
Hadi markete gidelim,
tavuk alalım
Markete git
Tavukla ne yapacağız?
Diyelim ki gidip yemek yediniz.
Şans Sıçrayışı
Hapur, hupur yiyelim.
daha yüksek
bir, iki, üç
Söylemesi zor
sana bir elma verdim
Adını Fatıma koydum
Hop hop
büyük altın top
Didi
Altı kere altı otuz altı
Dedemin sakalı yolda
Sakalını alıp nehre attı
dedem sakalsızdı
EV
evli ev
köylü köyüne
evsiz
fare deliğinde
iğne
ayy
İğne iplik
çift cilt
Çubuk çelik
çık dışarı
balta
nacak kolu
iki vaka
senin için bir tane
benim için bir tane
Mevcut
kız adı hediye
kediye ekmek vermeyin
kedi hakime gider
kadının kapısı kapalı
Hediye baş biti
El Ebnick
Ipink
Bir tarafta deklanşörün düşmesi
Yarım kepek
Keloğlan’ın eşi
açım açım
Açım
Göbek deliğinizi açın
fabrikaya koş
Değirmen kapısı kilitli
hibachi parçaları
değirmen
Fabrikadaki köpek
Miller faul atış
yedi köpek geldi
Ve bu bir şaka
yedi köpek
Ali Günü
Ali Amca’nın keçileri
Komşu
Arpa saman istiyor
arpa samanı yok
Kilimci’de çok
Clemsi Clem Dekor
Çarşı
çarşıya gittim
Evdeyim bayan yok
Bebek yatağında ağlamaz
Çorba kaşıksız taşar
Ali Baba öldü tabutu yok
tamamen
Hakkını aldı.
Onun hakkını istemek benim hakkımdır.
Hakkı hakka vermeyince
Sağım da sağımdan geliyordu.
Hasan
iyi iyi
Helvia Bassin
kapıyı kır
kızı kaçırmak
küçük oyun
hadi küçük dostum
bana ellerini ver
şap bizim elimizde
Ayağımızla rap rap
Bir öyle bir böyle
Seninle dans edelim.
parmaklarım
Sağ elimde beş parmak,
sol elimin beş parmağı
Bak deyin, bak deyin, bak deyin.
Her şey on parmak değerinde.
istersen geri gel
Bak deyin, bak deyin, bak deyin.
Her şey on parmak değerinde.
üzerine
Ali Baksa aptal aptal
sakalına düştün
beş para buldum
cebime koydum
koyun eti
Kozu Kozu birlikte
bin tepe
Hadi gidelim
Dedem için hac
dedem hasta
mendil paketi
O bir öğretmen
komşu, komşu
Komşu, komşu!
– Ho, ho!
oğlun geldi mi
-gelmek
-Ne getireyim?
inci boncuk
– Kime ve kime?
-Sen ben.
-başka kim?
Kara kediye
Kara kedi nerede?
Ağaca tırman
-Ağaç nerede?
– baltaya devam etti
– Balta nerede?
– suyun içine düştü.
-Su nerede?
İnek içti.
-İnek nerede?
– Dağa koştu.
-Dağ nerede?
– Gittiği ortaya çıktı
tavşan
Kapıdan tavşan mı geçti?
başarıyla geçti
Onu yakaladın mı?
tuttum
ne aldı?
kestim
tuzladın mı
tuzlandım
yemek yaptın mı
pişirdim
Benim için ayırttın mı?
ayrılmış
Hangi dolaba koydun?
Çık, dolaba koy
Hadi, al
getiremem
Neden getirmiyorsun?
Kara kedi yedim.
miaf metaforu
sen nerelisin?
sen nerelisin?
Dolambaçlı kaleden.
Ne için seyahat ediyorsun?
açlık belasından.
nerede uyuyorsun
beyin sarayında.
Altına ne koydular?
kaybeder.
Desen kuru zemindedir.
Bıyıkların neden yağlı?
bıldırcın yedim
Bıldırcın yağlı mıydı?
Gökyüzünde uçtuğunu gördüm.
Saçların neden beyazladı?
Fabrikadan geliyorum.
Değirmen dönüyor mu?
Onun tokatını duydum.
Ayakların neden ıslak?
çayı geçtim
Çay demlendi mi?
köprünün üzerinden yürüdüm
İşte buradayım, sana geldim.
kam
Bardak
iki fincan
Üç bardak
Dört bardak
Beş bardak
altı bardak
yedi bardak
sekiz bardak
dokuz bardak
kamerada
Bu benim amcam.
Daha önce altı elma yedi
Serçe sekiz Serçe dokuz
Tarma topu siyah
deve çatı arazi
nerede
site sitesi
Dere suyla doldu
dere boyunca çalı
deredeki balık
Nedir bu ebe?
Oltamı fırlattım,
balığı yakaladım
balık suya dalamaz,
Ebe beni bulamıyor.
Bir iki üç dört beş altı yedi
bunu kim söyledi
Seventeen dedi ki:
Tereyağlı böreği kim yedi?
Ellerim
ellerim dolu
Kirlendiğinde komik
Kirli eller sevmiyorum
o güzelliği görmez
Dişlerimin bakıma ihtiyacı var
Özellikle şiir, özellikle sayısal
Tırnaklar büyüdüğünde
kulaklar kirlendiğinde
Bize kirli diyorlar, bize kirli diyorlar
Zeki Müren’in yazdığı Türkçe’nin en uzun kafiyelerinden birini dinlemek için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]