medyauzmani.com
Sümer ve Türk dilleri arasındaki tarihsel ilişki | YerelHaberler – Yerel Haberler

Sümer ve Türk dilleri arasındaki tarihsel ilişki | YerelHaberler

Sümerce, bugün insanlık tarihinde bilinen en eski yazı dilidir. MÖ 3 bin yıl Güney Mezopotamya’da yüksek kültürleriyle yaşayan Sümerler, MÖ 3. binyılın sonlarına doğru tarih ufkumuzdan silindiler.

Sümerce ile diğer diller arasındaki kaynak akrabalığı ve birliği üzerine birçok çalışma olmasına rağmen bugüne kadar hiçbiri kanıtlanamamıştır. İlk başta Akat ile bu dilin akrabalığı düşünülmüş ancak Akadcanın Sami dillerine ait olduğu anlaşılınca bu fikir kendiliğinden unutulmuştur. Sümercenin Mısır, Çince, Etrüsk, Ural, Tae ve Sami gibi (oldukça farklı) dillerle akrabalığını savunan görüşler de ikna edici tanıklar sunmakta başarısız oluyor.

on dokuzuncu On dokuzuncu yüzyılda, J. Ancak F. Hommel en çok bu dille ilgilendi. Hommel, araştırmaları sonucunda önce Sümer dilini Altay dillerinden biri olarak kabul etmiş, 1884 yılında daha da ileri giderek Sümerler ve Akatları ortak bir Altay kavmi olarak kabul etmiştir. Mahmud’un “Divanu Lügati’t-Türk”2 sözleriyle de mukayeseler yapmıştır.

Sümer ai = Türk ayı
dingir = tengri
ab = ab/iv

Ancak kelime benzerliğine dayalı akrabalık tezleri, yöntem bakımından zayıf bulunduğundan bilim dünyasında geniş kabul görmemiştir. İki dil arasında yaklaşık dört bin yıllık bir zaman dilimi olduğu için kelime benzerliği esas alınarak karşılaştırma yapılmıştır (Sümerce M.Ö.3100 / Divanu Lügati’t-Türk AD 1072).

İnsanlık tarihinin bilinen en eski yazı dili olduğu için Sümerce ile olası dilsel akrabalık tüm bilim adamlarını oburca kışkırtmış, ancak uygun dilbilimsel yöntemler kullanılmadığı için sorun henüz çözülememiştir.

Sümer ve yaşayan diller arasındaki en ikna edici inceleme, XX. Asrın sonunda rahmetli hocam Osman Nadim Tuna dedi. Daha önce başka linguistik keşifleri olan ONTuna, ilk olarak 1947’de tespit edilen bir ses denkliğine dayanarak elli yıl boyunca bu konuya odaklandı. 1961 yılında N. Poppe ile birlikte, 1970 yılında Philadelphia’daki East Club’da konuyla ilgili bir konferans verdi. Sümerli bilginler, Taiologlar, arkeologlar ve antropologların katıldığı ortamlarda dünyanın farklı yerlerinde çeşitli konferanslar sunan ve tartışan ONTuna , çalışmalarının son halini 1989 yılında “Sovyet-Türk Sempozyumu”nda bir araştırma makalesi ile sundu. O toplantıda büyük heyecan uyandıran bu dil buluşu, 1990 yılında Türk Dil Kurumu tarafından yayımlandı.

Osman Nadim Tuna’nın “Sümerce ve Türkçe çok daha eski dönemlerde birbiriyle akraba olabilir veya olmayabilir. Bu konu bizi burada ilgilendirmez.” ON Tuna, bu iki dilin akraba olduğu iddiasında değildir. Peki Sümer dili ile Türk dilinin akrabalığını iddia etmeyen ON Tuna’nın tezi nedir, peki ne iddia ediyor?

Tuna, Sümer bilginlerinin “Sümerce değil, Sümerceye yabancı bir dilden ödünç alınmış” dediği Sümerce kelimeleri inceledi ve bunların 165’inin Sümerceye Türk dilinden verildiğini kanıtladı. Bunu bir benzetmeyle açıklayabiliriz: Tıpkı Türkiye Türkçesindeki “ham” kelimesinin Türkçe kökenli olmadığını baştaki “j” seslerine ve ikinci hecedeki “o” seslerine bakarak anlayabildiğimiz gibi, büyük Sümerce de Landsberger ayrıca Sümer metinlerindeki bazı kelimelerin Sümerce olmadığını tespit etti. Bu kelimelerin Sümerlere yabancı bir “alt tabakaya” ait olduğunu, bu sınıfı temsil eden kabilenin birçok Sümer kültürel kelimesinin asıl sahibi olduğunu ve bu kabilenin Sümerlerin kuzeyinde yaşamış olması gerektiğini iddia eder. Daha sonra “kök + ek” tipindeki iki kelime tipinden yola çıkarak bunlardan birincisine “proto-Euphrates (ana-Fırat)”, ikincisine “proto-Tiglah (ana-Dicle)” adını verir. Başka bir deyişle, Lansberger Sümerce kelimeleri iki ana grupta değerlendirdi: Birincisi Sümer kökenli kelimelerdi, ikincisi ise Sümerlerin kuzeyinde onlar üzerinde çalışan bir kabileden Sümerce olmayan kelimelerdi.

ON Tuna, kitabında yer verdiği 165 kelimenin Türk dilinden Sümer diline geçtiğini kanıtladı. Bunun için “Normal Sesli Yazışma” yöntemini kullanın. Bu yöntem, iki farklı dönem ve dilde tespit edilen kelimelerin (varsa) benzerliğini tespit etmek için kullanılabilecek tek ve kesin ölçüdür. Dilbilim araştırmalarında sıklıkla kullanılan bu yöntemi açıklamak için günümüz Türkçesinden bir örnek vermek isteriz: Türk Türkçesindeki “yol” kelimesi Kırgız Türkçesinde “col” olarak geçmektedir. İşte “head y = c word”ün karşılığı. Elbette böyle bir denkliğin bir kelimenin tesadüfü olarak görülmesi ihtimali de vardır. Peki, iki dil arasındaki fonetik denkliğin tesadüfi olmadığını kanıtlamak ve bir ilişkiyi kanıtlamak için kaç tane “benzer çift” örneğine ihtiyaç var? Bu sorunun cevabı dilbilimciler tarafından hesaplandı. Cowan’a göre yalnızca “üç çift” ve Groenberg’e göre “üç veya dört çift”, iki farklı dildeki kelimelerin tarihsel ilişkisini kanıtlamak için yeterlidir. Türkiye Türkiye ile akraba olduğu zaten bilinen Kırgızistan’da bu ilişki, sıradan bir sesle aynı karşılığı gösteren yüzlerce örnekle ispatlanmaktadır:

TTk. r- = Kg. c-
Yat- = kedi
yıl = yaş
yaş = yaş
hiçbiri = çok, vb.

طبقت ON Tuna طريقة “التكافؤ الصوتي العادي” هذه ، والتي يمكن أن تثبت العلاقة بين اللغات بشكل أوضح ودقة ، بين الكلمات السومرية (التي تم ذكرها في النصوص ، ولكن وفقًا لـ Lansberger ، فهي ليست سومرية ، ولكن يقال عنها مأخوذ من قبيلة شمالية) وكلمات Türkçe. İlk olarak 1947’de Sümerce “öküz, sığır” kelimesiyle Sümerce “boğa” arasında bir bağlantı olabileceğini düşündü:

Sümercede (alıntı kelimeler) g- = Türkçe Ø- gud = ud

“Eğer bu bir tesadüf değil de Sümer ve Türk dillerine olan tarihsel ilgiden kaynaklanıyorsa, o zaman ‘g’ ile başlayan Sümerce kelime Türkçe ‘Ø-‘ye karşılık gelmelidir ve ‘g’ ile başlayan maddeleri inceledi. ONTuna bu şekilde başlayıp 1989 yılına kadar devam eden çalışmaları sonucunda g- = Ø bu denkliğin 15 örneğini bulmuştur. Bazıları (kelime örnekleri ilgili kitaptan alınmıştır. Bilgin vermiştir. sözlüklerdeki tipik kelimelerin orijinal dillerindeki anlamları):

Sümer g- = Türkçe Ø-
gud ‘öküz’ = gud ‘sığır, öküz’
gig ‘hasta olmak’ = ig ‘hasta olmak’
gigig ‘kapı’ = eşik ‘kapı’
gid ‘entfernen’ = id-‘bırak, gönder’
ezmek için gaz
gur ‘ernten’ = veya – ‘kesmek, biçmek, vurmak
Dil standartlarına göre böyle bir Türkçe-Sümer eşdeğer çiftinin tesadüfen bulunma olasılığı şöyledir:
İlk çift için 1: 5000 x 5000 = 1: 25.000.000
Beşinci çift için 1:24 X 25 X 106 = 1:400 X 106
Onuncu çift için 1:29 X 25 X 106 = 1: 12000 X 106

Kısaca söylemek gerekirse, g- = Ø- olarak fonemik eşdeğerlik sergileyen 15 çifti bulmada ‘şans olasılığı’ yoktur. Yani iki farklı dildeki bu kelimeler aynı kelimelerdir ve tarihsel bir ilişki göstermektedir.

ONTuna’nın kitabından başka bir düzenli fonetik denklem verelim:

Sümer D- (d-/t-) = Türkçe y-
dar ‘spalten’ = yar ‘yarık’
dib ‘Bant’ = yip ‘ip’
sekme “verschlissen” = “örtün, örtün” yapın
tir ‘ülke’ = yir ‘arazi, arazi, arazi’
tu ‘yıkamak’ = yu – ‘yıkamak’
Kitapta bu denklemin 16 çifti verilmiştir.

Sümerce alıntılar üzerine en sağlam ve tutarlı tezi ortaya koyan ONTuna, eserinde şu ana başlıklarda düzenli fonem karşılıklarını vermiştir:

a. Tanınmayan kelimeler için ses eşdeğerleri
a. Kelime başındaki ünsüzler: D, g, m, n, S, Ş, Ø (yedi morfem, toplam 82 çift)
B. Bir kelimenin ilk ünlüsünden sonraki ünsüzler: d, d, m, r, ş (beş morfem, toplam 43 çift)
c. Kelime bitişi: ae, g, m, Vr/z (dört eşdeğer, toplamda 23 çift)
B. Canlı Görsel Denklemler (toplamda 52 çift)

“Karşılaştırmalarda neden ana Altayca yerine Eski Türkçe sözcükler kullanılmıştır” ve “bu sözcüklerin Türk dilinin hangi dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır” gibi sorular kitabın “Yöntem ve Yorum” bölümünde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. kitap.

Osman Nedim Tuna’nın düzenli bir karşılıkla kanıtladığı şey, Sümerce’de bulunan bu 165 kelimenin Türkçe’den alındığıdır. Bu gerçek bizi aşağıdaki önemli sonuçlara götürüyor:
1. Türk dilinden alınan Sümerce kelimeler.

2. Landsberger’in “Sümer’in kuzeyindeki dağlık bölgelerde yaşayan ve Sümerceye kelimeler veren ilkel Fırat (ana Fırat) ve proto-Dicle (ana Dicle)” olarak tanımladığı dil Türkçe’dir.

3. Bugün insanlık tarihinin bilinen en eski yazılı belgeleri Sümer metinleridir. Sümerlerin kimliği ve dilleri ile yaşayan veya tarihi bir ulusla olan ilişkileri henüz belirlenememiştir. Ancak Türk diline ait olduğu kanıtlanmış dünyanın en eski yazılı metinleri olan Sümer belgelerinde alıntı olarak geçen bu 165 kelime aynı zamanda dilimizin bilinen en eski biçimini de temsil etmektedir. Dolayısıyla şu anda dünyanın en eski yazılı belgesine sahip dili Türkçe’dir.

4. Sümerlerin kuzeyinde yaşayan Lansberger’in Fırat ve Ana Dicle olduğuna inandığı dil, Türklerin British Columbia’da yaşadığına dair en çirkin anlatımlara göre aslında Türkçe’dir. MÖ 3500 yıllarında Anadolu’nun güneydoğu bölgelerinde yaşadılar.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın