medyauzmani.com
soykırım nedir? ” YerelHaberler – Yerel Haberler

soykırım nedir? ” YerelHaberler

SoykırımBir insanın bir başkası tarafından yok edilmesi konusunu gündeme getiriyor. Soykırım, insanların genellikle ilerleme adına kasıtlı uygulamalarının veya bunun diğer insanlar üzerindeki etkisini göz ardı etmelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar.

Soykırım dünya için yeni bir sorun değil. Örneğin Kuzey Amerika’da 1637’de Connecticut’taki Mystic köyünde ateşe verilerek Pequot Kızılderilileri yok edilmeye çalışıldı. Yangından kaçmaya çalışan çoğu silahsız yaşlılar, kadınlar ve çocuklar vuruldu. Sömürge yetkilileri, Pequot’un adının anılmasını bile yasaklayarak bu olayı hafızalarından silmeye çalıştılar. Bundan sonra, 1890’da Güney Dakota’daki Wounded Knee’deki sonuncusuna kadar birçok Kızılderili katliamı gerçekleşti.

Bu hareketler Kuzey Amerika ile sınırlı değil. 19. yüzyılın en ünlü soykırımlarından biri, Avustralya’nın güneyinde bulunan Tazmanya adası sakinlerinin katledilmesiydi. Bu olayda askeri gücün bulunmaması Tazmanyalıları tamamen yok etmeye yetmese de, İngiliz Püriten misyoneri askeri güçlerin başaramadığını harekete geçirdi. George Augustus Robinson, hayatta kalan Aborijinleri toplamayı ve onları misyonerlik görevine getirmeyi başardı. Oraya vardığında, depresyon ve Avrupa hastalıklarının birleşimi, son Tazmanya safkanını öldürmeye yetti ve Robinson, zengin bir adam olarak Avrupa’ya döndü.

Modern tarihin en ünlü soykırım hareketi, Nazi Almanyası’nın II. Ne yazık ki, bu olayın sanki biricik ve özel bir olaymış gibi halk arasında “soykırım” olarak anılması, bu vahşetin aslında çok yaygın bir olgudan sadece biri olduğunu unutturuyor. Yakın geçmişteki birçok toplu katliam örneği arasında, Khmerler 1970’lerde Kamboçya’da 1,7 milyon insanı katletti. Sonraki on yılda, Guatemala’nın yerli halkına yönelik devlet destekli terörizm zirveye ulaşırken, Irak hükümeti de Kürt köylülerine karşı zehirli gaz kullandı. 1990’larda Afrika’da Ruanda’da yarım milyondan fazla Tutsi Hutu komşuları tarafından öldürüldü ve bugün Rus ordusu bağımsızlıklarını isteyen Çeçenlere karşı savaşıyor. Tahminler farklılık gösterse de, 20. yüzyılda yaklaşık 83 milyon insan soykırım ve zulüm nedeniyle hayatını kaybetti.

Bu tür çirkin uygulamalara son vereceksek, bunların arkasında nelerin yattığını daha iyi anlamamız gerekiyor. Uzmanlar bu konuyu aktif olarak inceliyor ve kültürler arası ve vaka bazlı araştırmalar yürütüyor. Bulgulardan biri de dini, ekonomik ve siyasi çıkarların düzenli olarak soykırımın nedenleri arasında sayıldığıdır. Örneğin Tazmanya’da İngiliz yün üreticileri, yerel halkın adayı ve adayı yalnızca koyunları için terk etmesini istedi. Hükümet askeri eylemleriyle yerlilerle savaşmış olsa da, sonunda adayı yün üreticilerinin eline geçiren Robinson’un misyonerlik çalışmasıydı.

Dünyanın başka bir yerinde, 1960’lar ve 1970’lerde, Güney Afrika’daki Namibyalı Joe/Hoan’lar kendilerini Tazmanya’dakine benzer bir durumda buldular. Dini, siyasi ve ekonomik çıkarların karışımının bir sonucu olarak Ju/Hwansi kabilesi yeni bir bölgeye yerleşmek zorunda kaldı, bu nedenle hastalık ve ilgisizlikten kaynaklanan ölüm oranı doğum oranını geçmeye başladı. Bunun gibi başka örnekler de verilebilir ama bu son örnek önemli çünkü soykırımın her zaman kasten yapılmadığını gösteriyor. Soykırım, diğer insanlar üzerindeki etkisine bakılmaksızın yapılan eylemlerin öngörülemeyen etkileri sonucunda da meydana gelebilir. Ama hayatları kısalan insanlar için soykırımın bilinçli ya da bilinçsiz olması farketmez, çünkü her iki durumda da aynı ölümcül kaderle yüzleşmek zorundadırlar.

katip: Rahman Karasu

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın