Bazı insanlar renkleri diğerlerinden farklı görebilir. Bu insanlar bu renkleri gerçekte olduğundan farklı ve farklı özelliklerle görürler. Renk körlüğü sorunu, yeterli ışık altında bile renkleri doğru görmeyi engelleyen bir rahatsızlık olduğu için günümüzde erkeklerin bu sorundan kadınlardan daha fazla muzdarip olduğu bilinmektedir. Bu kişiler iki renk arasındaki farkı algılayamazlar.
Renk körlüğü nasıl oluşur?
Gözün içinde ışığı algılayabilen çubuk ve koni adı verilen bölümler vardır.
Gözdeki bu çubuklar açık renk algısını sağlar. Koniler ise daha koyu tonların algılanmasını sağlayacaktır.
Koni hücreleri kırmızı, yeşil ve mavi renk algısını sağlar. Bu koni hücreleri düzgün çalışmadığında renk körlüğü oluşur. Renk körlüğü genellikle kalıtsaldır.
Renk körlüğü türleri
Renk körlüğü hafif, orta veya şiddetli olabilir. Yaygın renk körlüğü türleri şunları içerir:
Kırmızı-yeşil renk körlüğü: Bu tür renk körlüğüne sahip kişiler kırmızı ve yeşilin çoğu tonunu göremezler. Bu insanlar kırmızı, kahverengi ve sarı renkleri görebilirler. Diğerleri yeşili bej olarak görebilir.
Mavi-sarı renk körlüğü: Bu tür renk körlüğüne sahip kişiler mavi ve sarının bazı tonlarını göremezler. Bu insanlar için mavi daha yeşil görünüyor. Sarı ile kırmızıyı ayırt etmekte zorlanırlar. Bazı insanlar için sarı, macenta görünebilir.
Tam renk körlüğü: Bu kişiler hiçbir rengi göremezler. İnsanlarda bu kadar zayıf görme, onların tamamen renk körü olduklarını gösterir.
Renk körlüğü hakkında
Kırmızı-yeşil renk körlüğü, dünyada en sık görülen renk körlüğü türü olarak biliniyor. Bu çeşitlilik kuzey Avrupa’da daha yaygındır. Bu tip Afrika kökenli insanlarda da görülebilir. Tam renk körlüğü daha az yaygındır. Bu tip, 40.000 kişiden 1’ini etkileyen bir hastalıktır. Kırmızı-yeşil renk körlüğü kadınlarda daha sık görülür. Bu olasılık erkeklerde daha düşüktür. Ancak genel olarak renk körlüğünden en çok şikayet eden erkeklerdir. Renk körlüğünün genetik aktarımı da bunda rol oynar.
yazar:Canso Kolo
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]