Okyanuslarda yaşayan bakteri türlerinin soluduğumuz oksijenin %10’unu ürettiğini biliyor muydunuz? Yeni bir çalışma, plastik kirliliğinin okyanuslardaki bakteriler tarafından üretilen oksijen seviyesini olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor.
Avustralya’daki Macquarie Üniversitesi’nden araştırmacılar. Plastiğin fotosentetik bir deniz bakterisi olan Prochlorococcus üzerindeki etkilerini inceledi. Bulgularını Communications Biology dergisinde yayınladılar. Bu küçük mikroorganizmalar. Deniz ürünleri ağı için gereklidirler, karbon döngüsüne katkıda bulunurlar ve küresel oksijen üretiminin %10’undan sorumludurlar.
Her yıl yaklaşık 12,7 milyar ton plastik okyanuslara karışıyor. Bu plastikleri yutabilen memeliler, kuşlar, balıklar ve yumuşakçalar bile 200 deniz türünü riske atıyor. Fauna & Flora International (FFI) adlı bir kuruluş tarafından yayınlanan bir araştırma yayını, plastik kirliliğinin insanlardaki ölüm oranları üzerindeki etkisini inceliyor. Rapora göre, gelişmekte olan ülkelerde her 30 saniyede bir kişi, yanlış atılan atıklardan kaynaklanan kirlilik nedeniyle ölüyor. Plastik kirliliği sorunu giderek kötüleşiyor. 2050 yılına kadar okyanuslardaki plastiğin ağırlığının balık ağırlığını geçeceği tahmin ediliyor.
Macquarie Üniversitesi’nde çalışan araştırma grubu. Plastik torbalardan ve PVC kaplamalardan çıkarılan kimyasalların iki farklı Proklorokok suşuna uygulanması. Bu kimyasal uygulama Bakterilerin büyümesinin ve işlevinin, kontrol bakterilerine kıyasla önemli ölçüde azaldığını gözlemlediler.
Araştırmacılar ayrıca bakterinin genetik aktivitesindeki değişiklikleri de fark ettiler. bu şu anlama gelir; Genler, protein üretmek için normal koşullardaki kadar aktif değildi. Daha da önemlisi, plastiğin içindeki kimyasallara maruz kalan bakteriler daha az oksijen üretiyor. Elde edilen verilere göre plastik kirliliği, canlı organizmalar dışında tüm ekosistemi büyük ölçüde etkiliyordu. Plastik kirliliğinin deniz yaşamı üzerindeki etkisini tam olarak bilmek ve kirliliği azaltmanın yollarını bulmak için, fotosentetik bakteriler de dahil olmak üzere mikroorganizmalar üzerindeki etkisini bilmek gerekir.
İçindekiler
Ne yapabiliriz?
Plastik kirliliği konusunda endişeleriniz varsa ve bu konuda ne yapabileceğinizi merak ediyorsanız, World Wide Fund for Nature (WWF) adlı bir kuruluş, plastik ayak izinizi azaltmak için 10 ipucu sunuyor. bunlar;
1) Yeniden kullanılabilir bir kahve kupası taşıyın. Tek kullanımlık kahve fincanlarının yalnızca %1’den azı geri dönüştürülebilir.
2) Geri dönüştürülebilir bir su şişesi taşıyın. Tek kullanımlık plastik şişeler, sahillerdeki plastik kirliliğinin önde gelen nedenidir ve şişe kapakları genellikle deniz kuşları tarafından yutulur.
3) Plastik çatal bıçak kullanmaktan kaçının veya geri dönüştürülebilir plastik çatal bıçak kullanın. Ortalama bir kişi her yıl 466 adet plastik çatal bıçak takımı kullanıyor.
4) Pipet kullanmanız gerektiğinde plastik pipet yerine kağıt pipet kullanın. Plastik pipetlerin ve karıştırıcıların doğada ayrışması 200 yıl sürer.
5) Kalem yerine alüminyum folyo kullanın. Çünkü folyo geri dönüştürülebilir ama gerilebilir değil.
6) Poşet çay kullanmayın. Bunun nedeni, tek kullanımlık çay poşetlerinin mikroplastikleri su yoluna ve besin döngüsüne sokmasıdır.
7) Sakız tüketmeyin. Çünkü sakız genellikle plastikten yapılır. Ancak plastik içermeyen alternatifleri de mevcuttur.
8) Tutkal kullanmayı bırakın. Yapıştırıcıdaki mikroplastikler plankton ve balıklar tarafından tüketilebilir. Ancak sakızda olduğu gibi biyolojik olarak parçalanabilen ve çevre dostu yapışkan alternatifleri de mevcuttur.
9) Plastik karton ambalajlı süt yerine cam kaplarda süt alın. Çünkü plastik karton ambalajlar geri dönüşüme uygun değildir.
kaynak:
https://www.medicalnewstoday.com/articles/325264.php
yazar: Ayka Olkay
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]