https://www.sporunuyap7.com/sitemap_index.xml
Özgür Özel: Depremzedelerin evleri yanlış yere yapılmış; Şimdi çadırların da yanlış yere kurulduğunu fark ediyoruz. - Yerel Haberler
Anasayfa » Haber » Özgür Özel: Depremzedelerin evleri yanlış yere yapılmış; Şimdi çadırların da yanlış yere kurulduğunu fark ediyoruz.

Özgür Özel: Depremzedelerin evleri yanlış yere yapılmış; Şimdi çadırların da yanlış yere kurulduğunu fark ediyoruz.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, deprem bölgesindeki sel felaketinde depremzedelerin çadırlarının sular altında kalmasına ilişkin, “Bu çadırlarda kalan depremzedelerin evleri yanlış yere yapıldı, şimdi biz yıktık. bakın onların çadırları da yanlış yere kurulmuş.Şimdi bu çadırları kurmakla görevli Afet ve Acil Durum Müdürlüğü deprem anında bu çadırları nereye kuracağını bulmak zorunda, elinde bir proje var. , acil eylem planı olsun, “Burası çadırkent” deyin mesela sel olmasın, deniz kenarında olmasın ki bir daha tsunami ile felaket olmasın. acil durum yönetimi… Afet ve acil durum yönetiminden sorumlu olanların, bugünün cumhurbaşkanı ve şimdiki içişleri bakanının Türkiye’ye verdiği 2023 afet yönetimi budur. Bu beceriksizliktir, beceriksizliktir.”

Özgür Özel, TBMM’de bugün düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Alt çizgi:

Bugün Adıyaman ve Şanlıurfa’da hepimiz sel felaketiyle uyandık. Acı üstüne acı, deprem bölgesinde kayıp üstüne kayıp… Bu haber ve bu fotoğraflar hepimizi bir kez daha sarstı. Öncelikle şunu ifade etmek isterim: Yedi milletvekilimiz; Abdurrahman Tutderi, Ansar Aytkin, İrfan Kaplan, Bayram Yılmazkaya, Adnan Arslan, Bekir Başvirgen ve Aziz Aydınlık, taşkın bölgesinde gerekli çalışmaların yapılması, depremin boyutlarının paylaşılması amacıyla sel bölgesinde görevlendirildi. Türkiye ile afet konusunda yerel yönetimlerle koordinasyonu sağlamak ve ilgili belediyelerimizi, bölgeye taşıdılar. Saat 4’te Adıyaman’da olmalarını bekliyoruz.

Ayrıca sayın başkanımız mecliste sabah programının bitmesinin ardından meclise geldiğinde Adıyaman Belediye Başkanı ve Şanlıurfa Belediye Başkanı ile telefonda görüştü. İlçe belediyelerimizi ilçe belediyeleri ile yeniden birbirine bağladılar. Özellikle Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yara iyileşmesi ve hızlı müdahale konusunda üzerlerine düşen sorumlulukları hatırlatarak, bu konuya özel önem verilmesi, bölgede mevcudiyetin artırılması ve gerekenin yapılması için Belediye Başkanımız Vahab Sezer’i telefonla aradılar. Bu can sıkıcı görüntüyü ortadan kaldırmak mümkün.

“Deprem mağdurlarının evleri yanlış yere yapıldı, şimdi çadırların yanlış yere kurulduğunu görüyoruz”

Bugün karşı karşıya olduğumuz durum. Hepimiz konuşmadığımız bir durumdayız. Çadırları su bastı. Bu çadırlarda evleri doğru zemine kurulmayan depremzedeler afette yıkıldı veya oturulamaz hale getirildi. Bu çadırlarda kalan depremzedelerin evleri yanlış yere yapılmış. Şimdi onların çadırlarının da yanlış yere kurulduğunu görüyoruz. Şimdi bu çadırları kurmakla görevli olan Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, deprem anında bu çadırları nereye kuracağına karar vermek, elinde bir proje, bir acil durum eylem planı olması ve “Çadır bu” demesi gerekiyor. şehir.” Örneğin taşmamalı. Deniz kenarında olmasın ki bir daha tsunami felaketi olmasın. Afet ve acil durum yönetiminin beceriksizliği budur, afet ve acil durum yönetiminden sorumlu yetkililerin, mevcut cumhurbaşkanının ve mevcut içişleri bakanının Türkiye’ye sunduğu 2023 afet yönetimi budur. Bu beceriksizlik, bu beceriksizlik.

“Onların ilacı, 14 Mayıs’ta kendi geleceğini, kendi kaderini tayin eden milletten başkası değildir”

Evi yanlış yere kurulduğu için çadıra ihtiyaç duyan bir depremzede, yanlış yere kurulan çadırda sular altında kalırsa bunun sorumlusu bu beceriksizlerdir. Beş yurttaşımız yaşamını yitirdi, altı yurttaşımız da yaşamını yitirdi. İnşallah kurtulurlar. Ama burada beş vatandaşımızı kaybedersek, altısını bulamazsak ve bu, devletin bu devlete emanet edilen canlar için kurduğu çadırlarda olursa, o zaman sohbet biter. Milletin tek çaresi istikbaline ve kaderine 14 Mayıs’ta el koymaktır.

“Saadi’nin partisinin kurulduğu yemek çorbası 10 bin kişiye sıcak yemek ikram etti. Gönüllü konteynırlarının park edildiği arazi aslında belediyenin arazisi. Mosiyad başkanına satıldı. Bu depremde bile onlar valiye kiralayarak müşteriler için geçici işyerleri kuruyorlar.”

Yine bir çadır kentten, yine bir konteyner kentten hepimizi şoke eden ve bir anda ülke gündemine oturan bir haber geldi. Bu konuda tanıklıklarım var. Patronumuzla gittiğimiz bir yer. Aslında bir fonksiyonun tüm kısımlarını açıkladığımızda onun ne olduğunu herkes anlayacaktır. Öncelikle CHP’li belediyelerdeki çadırkent ve konteyner kentleri, AK Parti’li belediyelerdeki çadırkent ve konteyner kentleri gezdik.Dağıttığı çorba. Sıcak karşılandık. Depremzedelerle sıcak çorba içtik. Yemeklerini yedik, ısrar ettiler. Her gün on bin kişiye sıcak yemek ulaştıranları hep birlikte tebrik ettik. Bu ziyaret birilerini rahatsız etti. Orada bir konteynırın içine gizlenmiş olarak geçerken başkanımız kapıya geliyor ve önce başkanımıza sonra da Saadet Partisi’ndekilere diyor ki “Erbakan’ı iliklerine kadar sızlatan bir tartışma konusu yaptınız.” O dönemde tüm Malatya teşkilatı ve Malatya basını onu tanımıştı. Oradan depremzede taklidi yapıyordu. Hüseyin Kalan biz seni tanıyoruz dediler. MOSİAD’ın eski başkanıydı. Orada ne yapıyordu? Çünkü bu aşevi alanı ona ait. Saadet Partisi’ndekiler başkanımızı o bölgede karşılayınca çılgına dönüyor. Durumun bu olup olmadığı önemli değil. Valilik dün aşevine “İki saat sonra burayı boşaltın” diye yazdı. Oradaki konteynırlara ‘Defol buradan’ dediler. Sayın Karamollaoğlu bunu yanıtladı. açıklama; Burada tüccarlarımız için geçici işyerleri yapacağız. boşaltıyoruz. Makul bir sınır arıyorlar. Ama bakalım burası neresi. Burası eski Malatya garajı, köy garajı. Garaj taşınınca o belediyenin altın yerini Malatya Belediyesi’nden kim aldı? Hüseyin Klan. Bugünkü belediyeden mi? Önceki belediyeden değil. Peki bugün belediyede durum nasıl? Belediye başkanı da AKP’li. Orada yüksek bir kat istedi ama belediye başkanı vermedi. Allah bilir ki, verilseydi, orada da büyük bir kabir olurdu. O gece panik içinde, yapmak istediği yere aşevleri, kaplar kurulmuştu, adam “Defol buradan, defol buradan” demişti… Ne olacaktı? Esnaf derme çatma dükkanlar açar. Vermeyeceğini düşünüyorsun. Hayır çocuklar. Malatya Valiliği buraları kiralamış. Yani dün mutluluk partisinin başladığı, on bin kişiye sıcak yemek dağıtan aşevi, gönüllü konteynırlarının bulunduğu arazi aslında belediyenin. Mossid’in şefine satıldı. Bu depremde bile tüccarları valiliğe kiralayarak geçici çalışma alanları yapıyorlar. Utanç bacaklardan akar ama utanmadan çıkar” Erbakan Hajja’nın kemikleri sızlıyor. CHP zihniyetiyle nasıl oturup çorba içersiniz? Karınlarını doyuranlarla konuşanlara bak. Utanç kasıktan akar. Gecenin o saatinde ‘Bizi kapı dışarı etmeyin’ diyen depremzedenin sesini dinlemek için oraya giden İlçe Belediye Başkanımız Barış Yıldız, bizi kameralar önünde konuşturmuyor. Sözünü kesiyor, ardından yanındaki kişi arkadan vurarak uzaklaşıyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Depremzedeler görsün.

“İlk 3 gün olduğu için ‘Bu çay eksik, şeker burada yok’ diye dönüp duruyorsunuz… ne yapıyorsunuz?”

Süleyman Soylu depremin otuz dördüncü, otuz beşinci hatta otuz altıncı gününde gelip vatandaşa ‘Burada çay eksik, şeker eksik, spor giyim eksik’ dedi. Bunu gönder ‘. Abi 115 milyar lira toplandı. Depremin üzerinden 3 gün değil 36-37 gün geçmişti. Gelip duruyorsun, ilk üç gündeki gibi, ‘burada çay eksik, şeker eksik’… Ne yapıyorsun? Aslında ülkede İçişleri Bakanı kayıp. Aradan bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen hala çayınızda şeker bulamıyorsanız, “Çocuğun ayağında taban yok” derseniz, büyük bir rahatlama, utanç ve yorgunluğun itirafı olursunuz. O da kendini savunuyor. ‘bunun derdi ne; Devlet halktan yardım ister. Bugün ulusun devlet tarafından korunma günüdür. Yardım etmesi gerekenler yardım isteme durumundadır. Tıpkı bir sorun yaşadıklarında IBAN’ı atmaları gibi. Astar kalmadı.

doktor

Kamuoyuna duyuruyoruz: Yıkımın büyük olduğu dört il başta olmak üzere tüm illerden binaları yıkılan müteahhitlerin kaçak mal alıp başkasının adına mülk edinip paraya çevirdiklerini duyduk, ve bu parayı yurtdışına kaçırdı. Bu bağlamda, savcılık mensuplarının bazı suçlarda hesapları askıya alma ve müsadere yetkisi bulunmaktadır. Ancak davacılar, taksirle ölüme sebebiyet verme, kast vs. Hızlı yasal işlem yapılmasını öneriyoruz. Deprem gibi durumlarda ileride kusurlu olabilecek kişilerin malları geçici olarak dondurulmakta ve soruşturma sonrasında sorun çözülmektedir… Bu konuyu tüm tarafların dikkatine sunuyoruz.

“MHP hiçbir derdi olan bir parti değil. Abdullah Öcalan’dan mektup yazdılar, MHP’liler adeta pullarını kaptı”

Şu anda siyasette bir HÜDAPAR meselesi var. Lideri Hizbullah’ın avukatıdır. “Bağlantı yok” diyorlar. Ana Hizbullah davası da dahil olmak üzere avukatı, şu anda HÜDAPAR’ın başkanı olan Zakariyya Yabişoğlu’dur. Bu noktaya zaten değinmiştir. “MHP ile bir sorunumuz olmadı” diyor. İki cümle söylüyor. Seçmenlere karşı sorumlulukları var. Kürtçe, Türkçe ile birlikte resmi dil olarak kabul edilmelidir. Eğitim dili bu olsun dedik. Bizim MHP ile hiçbir zaman sorunumuz olmadı. “İlkokullarda okutulan ırkçılık kokan yemin ve benzeri metinlerimizin silinmesi gerektiğini söyledik ve MHP ile bir sorunumuz olmadı.” Merhaba MHP’liler; “Onlarla hiçbir sorunumuz olmadı” diyor adam. Doğru ama MHP hiçbir derdi olan bir parti değil. Abdullah Öcalan’dan MHP’liler tarafından kabaca mühürlenmiş bir mektup yazdılar. Yerel seçimlerde Binali Yıldırım’a oy verin. Ne yapacaksın? Çünkü MHP’nin tek hedefi vardır. Tek hedef Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğuna oturması. Vatandaş kimin kiminle olduğunu görsün. Tebrikler.

“Erkek diline gerek yok; ER, MER MEYDANI. Burası yuva meydanı.”

Erdoğan, “CHP Genel Başkanı Sayın Kemal sonunda bizimle özel alanda rekabet etme cesaretini gösterdi” dedi. Böyle erkeksi bir dile gerek yok. Eh Meydanı, Mer Meydanı… Burası Ulus Meydanı. Güreş yapmayacağız. Demokratik seçimler yapmak niyetindeyiz. “Ona ihtiyacı olan koltuğu vereceğiz” diyor. Sen değil, halk yapacak. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu halka verecek. Bizden EYT yok, sizden ECT yok. Umarım teslim etmeye gelirsin. Yoksa emekli olduktan sonra Katar’da takılan siz mi olacaksınız? Orada emekli olacak bir yerin hazırlandığı söyleniyor. Seçim bittiğinde “Üç gün sonra gelir, beş gün sonra gelir” deyip Brezilya modeline geçmemelisiniz. Bu ülke, 20 yıllık iktidar bittiğinde bir devir teslim resmini hak ediyor.

Bugün yaptığı konuşmada, “Tahribat o kadar büyüktü ki, tüm arama kurtarma personelini bir şantiyeye göndersek yetişmesi mümkün olmazdı” diyor. “Bu büyüklükte bir deprem için hazır bir arama kurtarma planı bulamadık” diyor. “Bu büyüklükte bir deprem olduğunda ölüm kaçınılmazdır” diyor. Ancak “erken giden asker geç gitti” tartışmasında geç ayrıldığını herkes biliyor. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Çarşamba günü 7 bin 200 asker 3 bin 600 enkazın üzerindeydi” denildi… Ancak 1999 depreminin ilk gününden bu yana bu sayı 70 bini geçti. Askerleri tutmaktan Recep Tayyip Erdoğan sorumludur.

“Devlet nerede, asker nerede” derlerdi.

“Yıkılan hemşehrilerimiz haklı” diyor. Tabii ki haklı. Haklılar. “Devlet nerede?” Diyorlardı, “Askerler nerede?” Diyorlardı, haklılar.

AKP gençlik kollarında Manisa Vali Yardımcısı olsaydı böyle olurdu. İnanılmaz siyasi yayınlar, muhalefete küfürler… Görmezden geliyorduk çünkü daha çok zaman vardı ve konuşulmaya değmezdi.İğdir vali yardımcısı iken bile iki yanında iki polis vardı. FETÖ tutuklandı. Sonra uykuya daldı. Çıkınca ne oldu? İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri Süleyman Soylu. Sonra gelip Manisa’nın hükümdarı oldu.

“Görevden alınması gereken kişi, milletvekili olmak üzere tasarlanmıştır.”


Türk-İş ve Hak-İş’e zam açıklandı

Görevden alınması gereken kişi (Hatay Valisi Rahmi Doğan) milletvekili olmayı planlıyor. Görevinizi bu kadar iyi yapıyorsanız kişisel çıkarınız için neden Hatay’dan ayrılıyorsunuz? Ödevini kötü yaparsan, utanmadan böyle bir ödev için istek açarsın. Görevinizi iyi yaptığınızı görseniz kişisel çıkarınız için Hatay’dan ayrılır mısınız? “

Diğer gönderilerimize göz at

Yorum yapın