medyauzmani.com
Orhan Sripal: Deprem bölgesindeki köylülerin mağduriyeti giderilmeli – Yerel Haberler

Orhan Sripal: Deprem bölgesindeki köylülerin mağduriyeti giderilmeli

Kahramanmaraş’ı vuran depremlerin ardından 11 il afet bölgesi ilan edildi. Büyük zarar gören bu iller aynı zamanda Türkiye’nin önemli tarım ve hayvancılık merkezleri arasındadır. Depremde çiftçiler hayatını kaybederken, tarım ürünleri ve tarım aletleri de zarar gördü. CHP Bursa Başkan Yardımcısı Orhan Sarıpal, deprem bölgesindeki tarımın ölçeği hakkında bilgi vererek, bölgede tarımın canlanması çağrısında bulundu.

Yüzlerce traktör ve yem sular altında kaldı.

Orhan Sarıbal dedi ki:

“Deprem bölgesi 11 ilden oluşan, Türkiye’nin katma değeri ve gayri safi milli hasılasında önemli etkisi olan bir bölgedir. Gayri safi milli hasılaya etkisi bir trilyonu aşkındır. 36 Milyon dönüm tarım arazisi ekili, 10 Milyar Dolarlık tarım ürünleri ihraç edilen bir alan.Ve bir bütün olarak baktığımızda ülke için önemli ürünlerin olduğu bir alan. 7 milyon ton tahıl, 2 milyon ton narenciye, antep fıstığının yüzde 90’ı nar, tütün ve kuru kayısı.”

Bölgede hayatını kaybeden çiftçi sayısıyla ilgili açıklama yapmanın zorluğuna değinen Sarpal, hayvancılıkta da önemli kayıplar yaşandığını söyledi. Bölgede 2 milyondan fazla büyükbaş, 10 milyondan fazla da küçükbaş hayvan olduğunu anlatan Sarpal, depremden sağ kurtulan hayvanların depremzedelerden fırsatçılar tarafından haraç müzayedesinin yarı fiyatına satın alındığını söyledi. , geri kalanı ise yem sorunuyla karşı karşıya kaldı. Sarıpal, “Bütün olarak baktığımızda 2023 üretim döneminde özellikle hububat, mısır, buğday, arpa ve pamuk gibi ürünlerde kısıntı olacağını şimdiden söyleyebiliriz.” ve yem molozların altına bırakıldı.

“Çiftçinin borcu büyük”

Sarıbal sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gübre, ilaç, gübre ve şu anda ekili ve şu anda toprak işleme döneminde olan ürünler için traktör sulama cihazlarının çok ağır zarar gördüğü ve bu ihtiyaçların acilen karşılanması gereken bölge ne durumda? Bir bütün olarak baktığımızda. Bu bölge Türkiye’nin tarımsal değerine ciddi katkılar sağlayan bir bölgedir.Bugüne kadar çiftçinin yem,gübre,ilaç,mazot,mazot sorunu çözülmedi.Destek nereden geliyor?Nereden?Belediyeler , sivil toplum, özel kuruluşlar.Üretim adet ve niceliğine baktığımızda bu yardımlar çok az.Devam etmeli dayanışmayı artırmamız lazım.Ama ciddi önlemler almamız lazım.Önce çiftlikleri yaşatmamız lazım. .Çiftçinin acil konteyner ihtiyacı var.Traktör temin etmemiz lazım,tarım aletleri almamız lazım,ortak makine parkurları kurmamız lazım.Tarım Kredi Kooperatifi bunun için işçileri ve ziraat odalarını göreve çağırdı. .Ayrıca Bakanlığa şu tavsiyelerde bulunduk; Zarar gören çiftçilerimiz için Kırsal Kalkınmayı Destekleme Programı kapsamında tahsis edilen kaynakların sağlanması. 2023 yılında bu alanda. Çiftçiler büyük borç içinde. Köylü borçlarının uzun vadeli faizsiz ertelenmesi. Daha da önemlisi kuraklık var ve barajlardan kaynaklanan sorunlar var. Bentlerde depremlerden kaynaklanan çatlaklar var, su tutmuyorlar ve büyük bir su sorunu var. DSİ’nin köy köy kazması gerekiyor. Çiftçinin şu an tatbikatı nedir bilmiyoruz ama işe gidecekleri gün ne olacak. Bu nedenle, ürün değişikliğine ihtiyaç vardır. Pamuk ve mısır gibi su bazlı ürünler yerine ayçiçeği ve nohut gibi ürünlere dönüş yapılması gerekiyor. Tohumları çiftçiye vermek gerekir çünkü ekilmesi gerekir. Bu destek sağlanmalıdır.

“Toprak Mahsulleri Ofisi çiftçinin yanında olmalı”

Depremin ardından bina stokunun çöktüğüne ve ciddi bir konut sorununun ortaya çıktığına işaret eden Sarıpal, konuşmasını şöyle sürdürdü:


Gemlik Belediyesi mahallelerde afet bilincini yaygınlaştırıyor

“Bunlar temin edilmeli ve tüm bunlar yapılırken depolarda gördüğümüz un, makarna, irmik, bulgur gibi ürünler depolarda ve silolarda imha ediliyor. Bugüne kadar Toprak Mahsulleri Ofisi bunlara sahip çıkmadı. Tarım Kredi Kooperatifler, silolara gelecek yılın ürünlerini alacağız diye açıklama yaptı Yere dökülen ürünler şu anda mezat ediliyor. kendi elleriyle bulgur ve un sanayi Çiftçiler ve özellikle bu çiftçilerin ürünleri silolarda gözaltında Sanayicilerin bunda sıkıntısı var.2 milyon tona yakın narenciye özellikle Hatay’da meyve veriyor.Hatay’da özellikle tüccarlar sıkıntıda. ürünleri depolarında pazarlıyor.Neden Mersin’de işliyor.Akata onu gönderecek.Depremde mahvolan insanlar için yeni bir ekonomik sorun.Şimdiden ve insanını,canını,malını ve mülkünü kaybedenler için.Çabuk. İl Tarım Müdürlüğü konteynırı kurun müfettişler işini orada yapsın ihracat orada yapsın Erzin ilçesinde yaklaşık 100.000 ton limon dalı, çok aramalar yapıldı, emek var, marketler oradan almaya çalışıyor ama tüccarların hepsi onlara görev diyor. 100.000 ton limon dalından koparılıp satılmazsa bu limon ağaçları seneye meyve veremezler. Bunu da talep ediyoruz. Hem bakanlığı hem de büyükşehirleri ve bu ülkede yaşayan tüm insanları davet ediyoruz.

“vergi sıfırlama”

Erzin limonu al, Erzin limonu al ki seneye yine Erzin limonun olsun. Kayısının şehri Malatya, tütünün şehri Adıyaman ise çıkıp ‘Tütün vergisini yüzde 50 indireceğim’ dediler. Bu vergiyi almasaydın tütün bugün bu çiftçinin elinde olmayacak ve harabeye dönmeyecekti. Yanlış tarım politikalarınız ve yanlış vergi sisteminizle oldu. Sanki Adıyaman’da, Malatya’da tütün üreticisini cezalandırıp orada büyük iş yapmakla suçlamışsınız. Geleneksel yerel tütün olduğu gibi çiftçinin elinde ya da tüccarın elinde, depolarda, binaların altında. Bunların birçoğu çöktü. Şimdi vergisi nedir, hemen sıfırlayın ve bu tütünün alımını garanti edin. Bu insanların ekmeği, bu sefer hayatını kaybedenlere üç beş çeşit tütün bu şekilde yok olacak. Kayısı önemli bir ihraç ürünüdür ve yıkılan depolar, evler ve mahzenler altında kalmıştır. Bu konuda da bir çaba var, Eskişehir Belediyesi ve diğer belediyeler devreye girdi, çaba gösteriyorlar. Şimdiye kadar yaklaşık 30 ton kuru kayısı enkazdan çıkarılarak yıkandı ve piyasaya arz edildi. Yani bir bütün olarak baktığımızda günümüzde acilen yapılması gereken şeyler var, mevcut ürünleri alıp değerlendirmek. Üretimi devam eden ürünler var. Alet, ekipman, mazot, gübre, ilaç, tohum ve yem sağlanmalıdır. Üretilecek tüm ürünler, kuraklık ve depremin verdiği zararlar göz önünde bulundurularak planlanmalı ve tüm olanaklar sağlanmalıdır. Çiftçinin üretime devam edebilmesi için ürünün alım garantisi verilmesi gerekiyor. Bu yapılmazsa kırmızı etle ilgili yaşadığımız sorun yarın ekmekte, ertesi gün diğer ürünlerde kendini gösterecektir. Mercimeğin en çok üretildiği bölgelerdir. Dolayısıyla bütüne baktığımızda depremin enkazı çok büyük ama dayanışma ile devlet, hükümet, halk örgütleri, tüm sivil toplum kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelip dayanışma içinde bu işi yürütebilir. .

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın