medyauzmani.com
Nazlyaka: 28 Mayıs bizim için hayırlı sayılan cehenneme düşmememiz için önemli. – Yerel Haberler

Nazlyaka: 28 Mayıs bizim için hayırlı sayılan cehenneme düşmememiz için önemli.

CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için tüm kadınları oy kullanmaya ve sandığa sahip çıkmaya çağırdı. Nazlıaka, “28 Mayıs seçimlerinde yürütme yetkisini Millet İttifakı’na vererek Kemal Kılıçdaroğlu’nu başkan yaparak bir denge kontrol mekanizması oluşturacağız ve uygulamak istedikleri bu insanlık dışı hukuki cezaların dengeli bir yapı ile daha net bir şekilde önüne geçebileceğiz. Yasama ve yürütme organları arasında sandık başına gidip oy kullanmalıyız.Her sandıkta en az 3 gözlemci hedefimizi korumalıyız.28 Mayıs, görülen cehennemin tuzağına düşmemek için önemli bir fırsattır. Bizim için yararlı olduğu kadar, teşkilatlanma gücümüzün karşısında kimsenin duramayacağını biliyoruz.

Nazlıaka dedi ki:

“Kadınlar için ölümle yaşam arasında ince bir çizgideyiz. Sorumluluk ve özgürlük arasında bir karar noktasındayız.”

“Köprüden önceki son çıkıştayız, çok önemli bir seçim. Bu seçim özünde bir referandum yani oylanacak bir sistem. Tek adamla mı devam edeceğiz yoksa parlamenter demokrasiyi güçlendirmeye mi geçeceğiz? Kadın karşıtı politikalar üretenlerin yanında mı olacağız, yoksa eşitlik, özgürlük ve kadının hayatın her alanına dahil edilmesini düşünenlerin yanında mı olacağız? CHP olarak aldık, alıyoruz ve alıyoruz. sandıkların güvenliği konusunda elimizden gelen her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz, ancak vatandaşlarımızın en temel hakkı olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. , ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgide yürüyoruz, kölelik ve özgürlük arasında seçim yapmak üzereyiz.

“Cumhuriyet Koalisyonu bir nevi kadın karşıtı koalisyona dönüştü”

Cumhur İttifakı bir nevi kadın düşmanı ittifaka dönüştü. Şu anda kadın karşıtı politikalar üreten ve kadınların kazanılmış haklarını gasp etmek isteyen terör örgütü Hizbullah’ın bir uzantısı olan Refah Partisi yani Hüda Bar var. Şu anda TBMM’de Türk bayrağına, hatta anayasamızın değiştirilemeyecek ilk dört maddesine göz diktiğini beyan etmekte bir sakınca görmeyen hainler var. Hepimiz bu gerçeği görmeli ve bu sorumluluk bilinciyle dönüştürücü gücümüzü sandığa yansıtmalıyız.

“KEMAL KILIÇDAROĞLU önderliğinde demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletine öncelik verecek yeni bir anayasa yazılacaktır”

Hoda Bar demokrasiye savaş açmış bir partidir. Cumhuriyete savaş açan, parlamenter sistemi eleştiren, kendi zihinsel haritalarıyla yeni bir anayasa yazma arzusunu dile getiren bir siyasi partidir. 13. cumhurbaşkanımız olacak Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde Meclis’te yeni bir anayasa yazılacak ve bu doğru. Ancak bu anayasa güçlü bir parlamenter sistem ile demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletini önceleyen bir anlayış çerçevesinde olacaktır. Katılımcı demokrasiyi hedefine oturtmak için Hoda Bar boş yere yeni anayasa yazmaktan bahsetmemeli.

“Kız ve erkek çocukları erken yaşlardan itibaren sosyalleştirerek sağlıklı bir toplum yapısının oluşmasının önündeki tüm engelleri kaldıracağız”

Karma eğitimi ortadan kaldırmaya çalıştığını söylüyor. Kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gören Hoda Barr, artık gözünü çocuklarımızın en temel hakkı olan eğitim hakkına dikmiştir. Beş çocuğumuzdan birinin erken yaşta zorla evlendirildiği Türkiye’de 4+4+4 sisteminden sonra erken ve zorla evliliklerin arttığı bir gerçektir. Erkekler ve kızlar” AKP döneminde başladı. Eğitimin anayasal bir hak olduğunu ve çocuklarımızın eğitim hakkını kimsenin gasp edemeyeceğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkacağız ve onların tüm haklarını korumaya devam edeceğiz. Ayrıca kız ve erkek çocukları erken yaşta sosyalleştirerek sağlıklı bir toplum yapısının oluşmasının önündeki tüm engelleri kaldıracağız.

“Her türlü işi yapabiliriz. Burada ayrımcılığın sona ermesini reddediyoruz.”

Kadınların çalışma hakkını da gasp etmek istiyor. Kadınlar “kendi düzenlerine” göre hareket edebilirler. Görünen o ki kadınlar sadece ebe, hemşire ve sadece hasta bakacak doktor olacak, anaokulu öğretmeni olacaklar. İşe alım çok sınırlı bir alanda gerçekleşecek. Bugün kadınlar zaten işten dışlanıyor. İşgücündeki her üç kadından biri işsiz. Eşit işe eşit ücret alamıyorlar. Her 10 kadından dördü kayıt dışı çalışıyor. Böyle bir görüntüde meslekleri cinsiyet kalıp yargıları içinde ayırmaya çalışarak ortadan kayboldular. Buradan onlara tekrar “Defolun oradan” diyoruz. Biz kadınlar her şeyi yapabiliriz. Burada ayrımcılığı tamamen reddediyoruz.

“En az 2 ablamız hayatından alınırken, her gün 6 bin 284 kişinin yollarının kesilmesine izin vermeyeceğiz”

Ayrıca 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da değişiklik yapmak istiyor. Gerekçe olarak da bu kanunun masumiyet karinesini ihlal ettiğini ileri sürüyorlar. En az iki ablamızın yaşamdan koparıldığı, kadına yönelik şiddetin arttığı bugün Türkiye’de bu yasanın kaldırılmasına, kaldırılmasına asla izin vermeyeceğiz. AKP’nin yeni seçilen Kütahya Milletvekili de ayağa kalktı ve “kadın beyanı gereklidir” ilkesini yeniden konuşmamız gerektiğini söyledi. Tüm yasal düzenlemelerin önceliği suçun önlenmesidir. Suçu engelleyemiyorsa mağduru korumak, caydırıcı tedbirler almak ve cezalandırmak gerekir. Buradaki öncelik suç önlemedir. Mağdur ilan edildiğinde önleyici tedbirlerin alınması ve tahliye kararının verilmesi kritik öneme sahiptir. Burada mağdur ifadesi erkekleri de kapsamaktadır.

“Kadın beyanı önemlidir. Özellikle yatırım durumlarında hayat kurtarıcı bir malzemedir.”

Bazıları “ya söz yalansa” diyor. Özellikle yaşadığımız Türkiye’de istismara uğramış bir çocuğun ya da şiddete uğramış bir kadının bunu ortaya çıkarması çok zor. O zaten baskı altında. Teşhis işlemini yapması için çocuk ve kadın teşvik edilmelidir. Bu ilke aslında şiddet mağdurunu cesaretlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu, özellikle ensest durumlarında hayat kurtarıcı bir maddedir. Ayrıca mağdurun beyanları körü körüne kabul edilmemektedir. Ondan sonra bir soruşturma ve kurtarma süreci var. Bu durum masumiyet karinesi ile asla çelişmez.



Cumhurbaşkanlığı seçiminde yurt dışında ve gümrüklerde oy kullananların sayısı 1.9 milyonu geçti.

“Bütün bu kara propagandaya rağmen nafaka hakkımızı saklı tutmaya devam edeceğiz.”

Bir diğer etken de HÜDA PAR’ın kadınların bakımını istemesidir. Özellikle şiddet mağduru kadınların önünü kesmek, boşanma kararı almak ve kadınları bu şiddet döngüsüne hapsetmek istiyorlar. Onlar da sanki bu nafaka her koşulda ömür boyu devam ediyormuş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Hayır, bir kadın iş bulduğunda, evlendiğinde veya öldüğünde nafakayı iptal etmenin birçok nedeni vardır. Tüm bu kara propagandaya rağmen biz nafaka hakkımızı korumaya devam edeceğiz.

“Bizim kedi ya da köpeğimiz var. Buradan onlara yine ‘yine sen’ diyoruz.”

Bekar ve bekar bayanlar sahiplendirilecektir. Bu konu çok tepki alınca Hoda PAR yetkilileri “İhtiyacı olan kadınları kastettik” dedi. Sosyal devlet, zor durumdaki yurttaşını sahiplenmez, zor durumdaki yurttaşına destek olur. Kedi kadın mı yoksa köpek mi sahiplenilecek? Buradan onlara bir kez daha “Hawas” diyoruz, bunu asla kabul etmiyoruz.

“Medeni hukuk ve eşit vatandaşlık haklarını asla beklemiyoruz”

Ayrıca Cumhur İttifakı, kadının doğuştan gelen her hakkını gasp etmeyi amaçlayan Refah Partisi’ne katıldı. Karanlık yüzünü zaten seçim kampanyası sırasında ortaya koyan Refah Partisi. Aydın’da milletvekili adayı olan bir arkadaşın diğer milletvekilleriyle yan yana oturmasına izin verilmedi. Kadınları ötekileştirmeye çalışan bu zihniyetin hedeflerine ulaşmasına asla izin vermeyeceğiz. Karşılarında dimdik durduğumuzu, örgütlü gücümüzle onlara karşı duvar olacağımızı ifade etmek isterim. Yerel Haberler’de silüet pozu veren milletvekili adayı seçim otosunda kaldı. Milletvekili adayı imajına bile tahammülleri yok. biz kadınlar her yerdeydik, varız, var olacağız; Yine de karar mekanizmalarında gücümüzü artıracağız. Medeni hukuk da tehdit altındadır. Medeni hukuktan veya eşit vatandaşlık haklarından asla vazgeçmeyiz.

21. yüzyılda 100 yıl öncesini bile yeniden yaşamaya çalıştığımız bir dönemden geçiyoruz.

Hiçbirimiz umutsuz olamayız. Nelerle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak istedik. Bugünümüz ve geleceğimiz tehdit altında. Hayatımıza, hakkımıza ve hayallerimize pranga vurmaya çalışıyoruz. Eve dönmeye mahkum edilmeye çalışıldığımız, eğitim hayatından atıldığımız, sosyal hayattan soyutlanmaya çalışıldığımız bu dönemde, dayatılan bu hayatı reddediyoruz. 21. yüzyılda 100 yıl öncesine bile dönmeye çalıştığımız bir dönemden geçiyoruz.

“28 Mayıs, REVA’da görülen cehenneme hapsolmamak için önemli bir fırsat”

Erdoğan, “Taliban’la hiçbir ilgimiz yok” diyerek müttefikleriyle birlikte kadın ve çocukların eşit yurttaşlık haklarını gasp edecek yeni parlamentonun bir üyesi gibi görünüyor. 28 Mayıs bu akıma “dur” demek için önemli bir tarih. Yürütme yetkisini Millet İttifakına vererek ve 28 Mayıs seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yaparak, yasama erki arasında dengeli bir yapı ile uygulamak istedikleri bu insanlık dışı hukuki cezaları daha net önleyecek ve dengeyi sağlayacak bir mekanizma oluşturacağız. ve yürütme gücü. Ülkemizde artık kadın ve çocuklar kendilerini güvende hissetmiyor. Kısaca; Sandıklara gidip oy kullanmalıyız. Geri oy vermemeliyiz. Her sandıkta en az 3 gözlemci hedefimizi desteklemeliyiz. Millet İttifakı olarak sandık güvenliği ile ilgili tüm tedbirlerimizi aldık. 28 Mayıs, bize hayırlı görülen cehenneme hapsolmamak için önemli bir fırsattır. Örgütlenme gücümüzün karşısında kimsenin duramayacağını biliyoruz.

“İnanırsak kazanırız, inanırız. Kazanacağımızı biliriz.”

Bugün saat 11:00 itibariyle 300’ün üzerinde kız öğrenci yurdu üyesi bulunan THRESHOLD platformunda bir kampanya başlattık. Herkesi 11:00-13:00 ve 21:00-22:00 saatleri arasında bu kampanyaya destek olmaya davet ediyoruz. Bu kampanya ile 3 hashtag paylaşmak istiyoruz; # Türkiye için geleceğine karar ver, oy ver ve sahiplen. Kadının yaşam hakkı, medeni hukukun korunması, çocuklarımızın istismarının önlenmesi, kadınların karar mekanizmalarında güçlü yer alması, eşit temsil, öldürülmemesi ve şiddete maruz kalmaması için karar verin, oy verin. 6284 yürürlükten kaldırılmadı, geleceğine sahip çık diyoruz. Hayatımıza, haklarımıza ve hayallerimize sahip çıkalım. Anneannelerimizden bize kalan mirası kızlarımıza bırakalım. Bizi 100 yıl geriye götürmek isteyenlere yol vermeyelim. İnanırsak kazanırız, inanırız. Kazanacağımızı biliyoruz.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın