Spor yapanlar yaptıkları sporda en yüksek performansı göstermek isterler. Bunu başarmak için, fiziksel faktörlerin yanı sıra zihinsel faktörleri de dikkate almaları gerekir. En iyi fiziksel özelliklere sahip en yetenekli insanların bile, etkileyici fiziksel güçleri, zihinsel güçleri ve o sporu yapma istekleri olmadan başarılı olamayacaklarını bilmeleri gerekir. Bu makale, motivasyon ve fiziksel aktiviteyi nasıl etkileyebileceği hakkında bilgi sağlar.
İçindekiler
Motivasyon ve atletik performans
Motivasyon, insanı ayağa kaldıran ve harekete geçiren iradedir. Motivasyon olmadan hiçbir şey yapılmaz. Bu şekilde ifade edersek, motivasyonun (veya motivasyon eksikliğinin) performansı nasıl etkileyebileceği açıktır. Motivasyonu olmayan bir kişi, eğitim oturumlarına katılmaya meyilli olmayacak ve fazla antrenman yapmayacaktır. Bir sporcu, kendisi kazanmadıkça asla başarılı olmayı beklememelidir. Bu nedenle kazananları kaybedenlerden ayıran ana etkenlerden birinin motivasyon olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Öyleyse motivasyon gerçekten ne fark yaratır? Motivasyonun ölçülebileceği bir ölçü var mı? Durumu ölçmek zor olsa da yapılması gereken testler oldukça tutarlı sonuçlar vermektedir. Bu tür bir ölçüm kullanarak, araştırmacılar konuyla ilgili birkaç çalışmadan fazlasını yürüttüler. Bu çalışmada, sporcuların sadece başarısız olmamak yerine başarılı olmak için motive olduklarında üstün sonuçlar elde ettikleri bulundu. Bu mantıklı çünkü kazanmak için motive olan bir kişi hedefleri hakkında olumlu bir görüşe sahip. Tersine, sadece başarısızlıktan kaçınmaya çalışan bir kişi, zafer için çabalamak yerine başarısızlıktan korkma konusunda olumsuz bir görüş sergiler. Bu kısmen çoğu insanda olumsuz bir bakış açısına eşlik eden kaygıdan kaynaklanıyor olabilir.
Üç motivasyon teorisi
Çalışması ve ölçmesi biraz zor olan bir şeyle uğraşırken, farklı bir motivasyon teorisini gözden geçirmek gerekir. Bu teoriler:
Orlando İnsan İlişkileri Teorisi: Elton Mayo adlı bir sosyolog tarafından geliştirilen bu teori, bireyin sosyal ihtiyaçlarının en önemli motive edici faktör olduğunu savunur. Mayo’nun zamanına ilişkin diğer teorilerin çoğu, ortalama bir işçinin maddi ihtiyaç ve isteklerine odaklanırken, Mayo, işverenlerin çalışanlarına bir kolektiften ziyade bireyler olarak davranması gerektiğini öne sürüyor. Fikir şu şekilde özetlenebilir: insanlar mutlu olduklarında ellerinden gelenin en iyisini yaparlar.
Maslow ve Herzberg’in İnsan İhtiyaçları Teorisi: Bu, motivasyonun herhangi bir faktör tarafından belirlenmediğini belirten geniş bir teoridir. Özünde, bu teori her şeyi en önemliden en önemsize doğru ayrı bir dizi psikolojik dürtüye indirger. Bu teoriyle ilgili tek gerçek sorun, insanların her insan ihtiyacının nasıl sıralanması gerektiği konusunda tam olarak anlaşamayacak olmalarıdır.
Taylor’ın Bilimsel Yönetim Teorisi: Bu teori kesinlikle üçünün en basitidir. Taylor’ın teorisini destekleyenler, bir işçi için ana motive edici faktörün para olduğunu ve çok az olduğunu söylüyorlar. Bu mantığı bir spor ortamında uygulamak için, kazanmanın motive edici faktör olduğu söylenmelidir. Her iki durumda da, kişi doğrudan çabaladığı şey tarafından motive edilir. Bu teori artık eskisi kadar saygı görmüyor, çünkü daha yüksek ücretlerin dayatılması çoğu kez tatminsiz işçiler arasındaki muhalefeti bastırmada başarısız oluyor. Adil olmak gerekirse, o zamanlar çalışma koşulları çok kötüydü ve ücretlerdeki küçük bir artışın bile neden işe yaramadığını görmek kolay.
Motivasyonu artırmanın yolları
Motivasyonu artırmanıza ve istenen sonuçları elde etmenize yardımcı olacak bazı püf noktaları vardır. Öncelikle ilk adımın pozitif düşünmek olduğunu bilerek dikkat edilmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
Eş Seçimi: Kabul etse de etmese de herkes onu etkilemek ister. Aslında, bu muhtemelen ilk etapta eğitime başlamasının nedenlerinden biri. Bu gerçeği inkar etmek yerine, kendi lehlerine kullanabilirler. Bu nedenle, birlikte çalışacak bir yöntem veya meslektaş seçilmelidir. Bilim, bu faktörün önemini doğrulamıştır. Örneğin, iki grubun kendi kilo verme diyetlerine başlamasına izin verin. Çalışmaya çalışma arkadaşı seçerek başlayanların başarı oranı %95, tek başına çalışanların başarı oranı ise %76’dır.
Daha Güçlü Rakibe Odaklanmak: İnsan kendini yorgun hissettiğinde ve pes etmek üzereyken, rakibini düşünmelidir. En zor alıştırmaları tamamladığını düşünmeli ve başarmalıdır. Bu düşünce tarzı kişiyi yeniden motive ederek güç kazanmasını sağlar. Hamle yapabilmek için rakibinin biraz rahatlayıp yorulduğu anları izlemesi gerekiyor.
Daha küçük hedefler belirleyin: Her şeyi aynı anda yapmaktansa bir dizi küçük eğitim hedefi belirlemek iyi bir fikirdir. İnsan zihni, tüm sistemin yalnızca bir aşaması olsa bile bir başarı hissini sever, bu nedenle belirlenen küçük hedeflere ulaşma dürtüsü, ana hedefe götüren büyük bir güçtür.
Neyin motive ettiğine odaklanın: Herkesi motive eden şeyler vardır ve bunlar farklıdır. Örneğin, güzel bir şarkı ya da sevilen bir film izlemek olabilir. Veya gerçekten sevdiğiniz birinden bir slogan veya alıntı olabilir. Sebep ne olursa olsun, tanımlanmalı, kullanılmalı ve ondan yararlanılmalıdır.
Motivasyon gerçekten öğretilemeyen bir şeydir. Motivasyonu artırmanın yolları ve bazı ipuçları verilse de insan kendisini başarıya götürecek motivasyon yolunu ancak işi zorlaştığında bulabilir. Bir kişi, eğitimiyle gerçekten mücadele ettiği bir noktaya geldiğinde, çoğu insanın başarısız olduğu düşüncelere sahip olabilir ve motivasyon hakkında düşünebilir. Ancak motivasyonunu düşürmemek için başarısız olana değil, başarılı olana odaklanırsa başarılı olanlardan olabilir.
kaynak:
motive etmek
https://www.nataliecook.com/blog/how-does-motivation-affect-sports-performance
yazar: Özlem Güvenç Ağaoğlu