medyauzmani.com
Mevlevilik ve Esma ritüelleri «Efendim – Yerel Haberler

Mevlevilik ve Esma ritüelleri «Efendim

Mevlevilik, Türk sanat ve dini musikisinde büyük bir öneme sahiptir. Özünde müziğimizdeki bu nadide sanat yapısının tekkelerde gerçek genişliğine ulaştığını söyleyebiliriz. Mevleviler bu konuda özel bir çaba sarf etmişlerdir. Elbette bu çaba ile Türk müziğinin en önemli bestecileri yetiştirilmiş ve müziğimize birçok önemli eser kazandırılmıştır.

Müzikten doğan müziğe özel ilginin nedeni Mevlana’nın müziğe bakış açısıdır.

Mevlana müziği “Avaaz ist Bism” olarak tanımladı. Bu tanım, İslam literatüründe ruhun yaratılışının sembolik ifadesini ifade etmektedir. Mevlana, kulun Rabbi ile olan iletişiminin müzik vasıtasıyla olduğuna inanır. Bu nedenle melezler müziğe karşı farklı bir duyarlılık göstererek daha güzel ve özel anlamları müzikle paylaşmak amacı ile yaşamaya çalışmışlardır.

Mevlânâ’nın hakikati hissetme aracı olarak kullandığı semâ, her zaman musiki ile birlikte cereyan eder. Hakikati duymak anlamında lâfzî bir anlam olarak kullanılan semanın amacı, müzik vasıtasıyla varlıktaki hakikati hissetmek ve onun içinde kaybolmaktır. Semanın her adımında bu amaç metaforik olarak şekillenmekte ve semada insanın bilinçli yolculuğu net bir şekilde anlatılmaktadır.

Sema başlamadan önce Mevlevi Âyini beste formunu ilk icra edecek heyet teker teker yerini alır. Bu delegasyona mutrip heyeti denir. Yetkilendirme, belirli bir hiyerarşik düzen içinde değiştirilir. Önce başkan neyzen gelir, sonra kudumzen ve diğer tüm heyetlerin başı gelir. Daha sonra semazenler ve semazenler devreye girer. Sima’nın töreni Şeyh’in de katılmasıyla sona erer. Şeyh Efendi, insanlara hak yolunda rehberlik eden rehber olarak bilinir.

Semada kullanılan önemli bir sembol de kırmızı maskelemedir. Bu gönderi Mevlana’nın otoritesini temsil ediyor. Bu sebeple gönderiye hiçbir şekilde saygısızlık yapılmamaktadır.

Ve semahanın amacı, var olmanın gerçeği olan Tanrı’ya ulaşmak ve numara yapmak olmadığı için, herkesin samhana’da aynı amaç ve teslimiyet için birleşeceği umulur.

Mevlevi ayini 6 bölümden oluşmaktadır.

İlk bölümde bir sıfat var. Sıfat kelimesi kelime anlamı olarak bir şeyin övülmesi ve yüceltilmesi anlamına gelse de, Allah’ın Resulü Muhammed Mustafa (s.a.v.) olduğu için bu sıfatın anlamı, Hertz’e tüm âlemlerin yaratılış mesajını iletmektir. Muhammed Mustafa’nın ruhunu doğrulayın. Tasavvufta Akl-ı Evvel veya Hakikât-ı Muhammedî olarak da tanımlanır. Bu nedenle burada odak noktası Hertz’dir. Muhammed Mustafa’dır.

Nâ’t’ın Farsça metni ve Türkçe anlamı aşağıdadır.

Ey Allah’ın sevgilisi, sen Allah’ın tek elçisisin.

Ber güzin-î Zülcelâl-î Pâk-ü bihemtâ tuyi;

Nâzenîn-î Hazret-Hakk Sadr-ı Bedr-î Kainât,

Nur-çeshm-Enbiyâ çeshem Cherâğ-mâ tuyi;

Şeb-i Rac’ta Cebrail ve rikâb,

Pâ nihâde ber ser-i nüh künbed-i hadrâ tuyi;

Ey Allah’ın Resulü, Ey Allah’ın Resulü, Allah ondan razı olsun ve selamet versin,

Rehnümây-i âcizâni bi ser-ü bi pâ tuyi;

Serv-i bostân-ı risâlet nev behâr-ı mârifet,

Gülbün-i bağ-i şeriat sunbül-i bala tuyi;

Şems-i Tebrizi ki dâred nat-i ​​paggamber ziber,

Mustafâ vü Mücteba an Seyyid-i âlâtuyi.

Ey sevgili Tanrım! Sen Yaratıcının eşsiz Elçisisin.

Sen Allah’ın kulları arasından seçtiği saf, eşsizsin.

Cenâb-ı Hakk’tan başıboş, kâinat âlemi kâinat!

Sen peygamberlerin gözünün nuru, bizim gözümüzün nurusun.

Mirac gecesi Cebrail’in ayinlerinde olmasına rağmen,

Yeşil kubbenin dokuz katına ayak basan sensin.

Ey Allah’ın Resulü! Milletin güçsüz biliyorsun,

Sen başsızların ve çaresizlerin rehberisin.

Yaratıcılık dünyasının pınarı, Peygamberler cennetinin servileri,

Sen kanun cömertliğinin çalısısın ulu Sanbel;

Shams Al-Tebrizi, peygamberlerin şehirlerini koruyor,

Mustafâ vü Mücteba, sen o yüce yücesin.

Naat okunduktan hemen sonra ilk kudum çekici vurularak sembolik olarak Allah’ın emri olan Kun’un yerine gelmesi, yani evrenin yaratılışının başlaması sağlanır.

Bu basımdan sonra neyzenbaşı, “baş yarması” olarak bilinen ve ritüelde icra edilecek makamı tanıtan bir yarma işlemi gerçekleştirir. Bunun mânâsı da, Cenâb-ı Hakk’ın: “Nefsimle bir adamdan nefret ederim” sözüne göre, nefse nispet edilen nefsi temsil etmektedir. Mükemmel insanın yolculuğu böyle başlar.

Taksim bittikten sonra mutrip tarafından ilgili makamda bestelenen ilk eser (peşrev) çalınır. Ancak semazenler ve ruhani lider Şeyh Seyyid aynı anda ellerini yere vurarak ayağa kalkarlar. Ruhu kırılan bir kişinin doğumunu ve dirilişini anlatan bu hareketten sonra şeyh-i seyyid ve diğer dervişler sıra sıra dizilmiş, simanın etrafını sağdan başlayarak üç tur dolaşırlar. Bu marş Mevlana’nın oğlu Sultan Felid’e dayanmaktadır.

Sonra dervişler kırmızı postun önünde selam verdiler. Buna benzer denir. Bu cevaptan sonra semazenler, Sima Meydanı’na girmek için Şeyh Efendi’den izin isterler ve bu izinle Sima Meydanı’na dolambaçlı yoldan başlarlar.

Sema dört ana selamdan oluşur. Ritüeller, bu sıfatların içerdiği anlamlara uygun olarak oluşturulmuştur.

Birinci selamda insanın ilmi, hakikatin ilmi ile söylenir.

İkinci selamda, hakkı bilme tecrübesiyle onda oluşan hayranlık ve hayret anlatılır.

Üçüncü selamda kişi yükselir. Hakikat ilmini bilen ve gerekli çalışmalarla nefsini arındıran insan, aşkla bir miraç hâli yaratır ve kendi varlığında hakikati görmenin sınırsız şevkini yaşar.

Dördüncü selam, bu şevkin sükunet içinde seyre ve ibadete dönüşmesini anlatmaktadır.

Dördüncü selamdan sonra son peşrev ve son yürük semaisi okunur ve aşr-ı şerif ile ayin tamamlanır.

Kaynak:
http://www.mutriban.com/sema-toreni-ve-mevlevi-ayinleri

katip:Özlem Yüksel

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın