medyauzmani.com
Merak uyandıran eserler, gereksiz şiirler, yazılar, kitaplar, eserleri nelerdir, bilgi | YerelHaberler – Yerel Haberler

Merak uyandıran eserler, gereksiz şiirler, yazılar, kitaplar, eserleri nelerdir, bilgi | YerelHaberler

Afyonu şaraba benzeterek ve şarabın en iyisi olduğu sonucuna varılarak yazılan Beng-i Bade, “feilâtün mefâilün feilün” aruz kalıbıyla yazılır ve 444 heceden oluşur. Safevi hükümdarı Şah İsmail’e sunulan eser alegorik ve sembolik bir yapıya sahiptir. Hikâyedeki kişiler, Bid, Boza, Arak, Afyon, Levrek, Nükle gibi burçlar setinden seçilen uyarlamaları ve simgesel kullanımları içerir. Ancak bu sembolik kullanımlara ilişkin farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu yorumlardan biri Beng Padream’in sadece okuyucuyu eğlendirmek için yazıldığı, bir diğeri şarap ve esrarın eğlencesini ve neşesini anlatmak için yazıldığı ve bir diğeri de mistik bir anlamı olduğu şeklindedir.

Bir iddiaya göre Baden’in Safevi Şii hükümdarı Şah İsmail ile Osmanlı padişahı, ikinci padişah Peng. Bayezid’i temsil ediyor ve bu hükümdarlar kendilerini simgelemek için nesneleri bile kullanıyorlar. Fuzuli eserinde şarabı en güzel göstererek Şah İsmail’e aşık olduğunu, Osmanlı hükümdarına tercih ettiğini göstermektedir. Kemal Edip Korkçoğlu’nun yayımladığı eser (Bing o Badi, İstanbul 1955), Nikati Le Gall ve Oskar Reicher tarafından Almanca’ya çevrildi.

Kırk Hadis’in manzum bir tercümesi olan Tercüme-i Hadis-i Erba’n, Molla Cami’nin Hadis-i Erba’n adlı eserinin aynı vezinle Türkçe’ye tercümesidir. Küçük bir nesir zımbasıyla başlayan eserde, her bir ‘hadis’ dört satırlık bir dörtlükle çevrilmiştir. Eser Abdülkadir Karahan (“Test Edilmemiş Bir Fuzûl Eseri: Çeviri İçin Kırk Hadis”, Selamet Dergisi, Sayılar 57, 59, 61, 63, 64, 65, İslanbul 1948) ve Kemal Edip Kürkçüoğlu (Kırk Hadis Tercümesi, İstanbul 1951) tarafından” yayınlandı.

Meraklılar için önemli eserlerin listesi

türkçe manzum eserler

* divan
* Bengü Bade (Bengü Bade)
* Leyla ile Mecnun (Dâstân-ı Leylî vü Mecnun)
* Risale-i Muammeyat (Risal-i Muammeyat)
* Kırk hadis
* Bir tas su
* Divan Ali
* şikayet

Türkçe nesir eserler

* Hadikatü’s-Süeda (Hadikatü’s-Suedâ).
* mesajlar (mesaj)

Farsça şiir çalışmaları

* divan
* Anis al-Qalb (Anees al-Qalb).
* Haft Kam (Skinam)
* Jaluzilerin yeniden satışı (jaluzilerin yeniden satışı)
* Sehhat o Ma’ruz (Sehhat o Ma’ruz, Sıhhat u Maraz)

Farsça Nesir Eserleri

* Rand Al Zahed (Rand ve Zahed)
* Mesajım bir millettir

Arapça eserler:

mahkeme
Zamanı geldi

Meyvelerin kendi aralarında tartışılmasından oluşan Chatti’l-Esmâr mesnevisi 200 kıtadan oluşmaktadır. Fuzuli bu eserinde dünyanın durumunu, insanların birbirlerine karşı tutum ve davranışlarını, bencilliklerini, kıskançlıklarını, geçimsizliklerini meyveleri konuşturarak anlatmak istemiştir. Amin Abid bu eserden ilk kez söz etmiş ve merak edilen bir eser olduğunu belirtmiştir. Fuad Kobe İçi Abdülkadir Karahan ve Edet Yüksel, Fuzuli adına geçmeyen ve kitabın kaynak ve nüshalarında yer almayan bu mesnevinin Fuzuli içermediğini görürler.

Sâkî-nâme olarak da bilinen Heft-câın adlı Farsça Mesnevi 327 hecelidir ve “felün feûlün feûlün feûl” aruz şeklinde yazılmıştır. Fuzuli Tasavvuf! Onun musiki hakkındaki düşüncelerini ve bilgilerini ortaya koyduğu bu eser, mukaddime, yedi bölüm ve hatim şeklinde düzenlenmiştir. İçki ve müzikle bir karşılaşmanın anlatıldığı eserin her bölümünde şair, önce mahallelinin ikram ettiği yedi kadehi içer. Sonra bir kadeh keyifle Nay, Dave, Cheng, Ud, Tambour, Kanun ile tartışır. Haseeb Mazyoğlu, Farsça Dîvân (Fuzûl. Divan al-Fuzili al-Farsi. / çeviri), İstanbul, 1950. s. 206-21). Muhammed Rasool Mirza da. Sâkî-nâme, Çağatayca tarafından Şiirde Türkçeye çevrilmiştir.

Fezuli’nin nesir eserlerinden olan ilk Türkçe mektupları, Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi’ye yazdığı ve Şikâyetler olarak bilinen mektubudur. Bu mektupta Fuzuli, Nişancı’ya Bağdat Vilayeti’nin fazla gelirlerinden Nişancı’nın bestelediği “berât-ı Hümâyn”ı bizzat Padişah’ın emrettiği gün 9 akçe alamadığını anlatır. Fazuli’nin ikinci mektubu, Musul Mirleva Ahmed Bey’in kendisine yazdığı mektuba verdiği cevaptır. Bu mesaj ‘iltifat’ ve ‘kabul’ niteliğindedir.

Üçüncü mektuba gelince, Ayaş Paşa’ya şiir ve nesir karışık yazdım. Ayetin bölümlerinin Farsça ve Arapça olarak yazıldığı bu mektup, Paşa’nın bir çocuğu olduktan sonra yazılmıştır. Kadı Alaaddin’e dördüncü mektup yine manzum ve nesir olarak yazılmıştır. Son mektup ise Şehzade Bayezid, İbn Kanuni’den Fuzuli’ye gönderildiği anlaşılan bir mektuba cevaptır. Bu mektup, Fevzli’nin biyografisinde özel bir yere sahiptir. Bu Fuzuli Mektupları, Abdülkadir Karahan tarafından yayımlanmıştır (Fuzuli Mektupları, İstanbul 1948).

Bu, 75 dörtlük, 54 kıta, 18 kıta ve bazı kıtalar ve mısralarla noktalanan, tuhaf bir münzevi yorumla yazılmış bir Farsça nesir eseridir. Eserin adı Çelebi’nin Keşfü’z-zünûn’unda Muhâvere-i Rind ü Zâhid, Leningrad Asya Müzesi koleksiyonunda Risale-i Rind ii Zâhid olarak kayıtlıdır. Sophie bu işte meraklı! Dünya ve evren hakkındaki görüşlerini bir atmosfer yaratarak sunmuş, felsefesini Rand ve Zahid’in ağzından dile getirmiştir. Eserin konusu, Zahid (baba) ile Rend (oğul) arasındaki tartışmaya dayanmaktadır.

Zühd, zahirî ilimlerin koruyucusudur ve rind, içsel ilimlerin koruyucusudur. Fuzuli’nin o dönemde toplumdaki bu iki tipi ve dolayısıyla bu iki tipin temsil ettiği dünya görüşünü tartışması vardı. Rand Fuzuli onun kalbinde olanı açığa vurur, münzevi de düşüncelerini ortaya koyar ve sonunda şairin düşüncesi anlamında birleşir. İşin sonunda Rand, zühdün ibâdet ve zühd ile baş etme, dünyevî meyyallerden sakınma, para ile yetinme, tasaya katlanma, tutkulardan, çalışmadan ve kârdan uzak durma gibi nasihatlerini ezberleyerek tövbe etti. Münzevi ise yalnızlık içinde olduğunu ve Rend’in yalnızlık içinde olduğunu anlar. Rhea tozdan arındırılır, muhalefet kaldırılır, birlik ve beraberlik sağlanır.

Nosy’nin son sözü: “Ölümlü köyde bilge ve deli birdir. Eser Tahran’da taşbaskı olarak neşredildi (T. N. D. Zahid, Tehran 1275). Kemal Edib Karakçoğlu Farsça metnini yayınladı, Mustafa Selim (Mohaviri Rand Al-Zahid, İstanbul 1285) ve Hussein Ayan (Rand Al-Zahid, İstanbul 1993) Türkçeye çevirdi.

Risale-i Sıhhat u Maraz ve Rûh-nâme adlarıyla da bilinen Hüsn ü Aşk, Sihâbeddîn-i Sühreverd Mûnisii’l-uşâk’tan esinlenerek Farsça yazılmıştır. Tasavvuf! Hasan Oşak’ın alegorik eseri, Fuzuli’nin merak uyandıran tıp bilgisini de gözler önüne seriyor. Fuzuli, ruhun beden yurduna olan yolculuğunu anlatan bu eserinde, o devrin tıp ilmine göre vücudun durumunu anlatır. Ruhun Maddeyle İlişkisi adlı eserde, güzellikten ayrılmayan ruh, güzele âşık olarak beden diyarını arar, sonunda maddeden sıyrılıp kendini yani hüsnü’yü bulur. . Bu eserden de anlaşılacağı üzere Fuzuli, insan ruhunun çeşitli acılar sonucunda nasıl arındığını, nefsini öldürdüğünü, maddi hayattan uzaklaştığını ve aşk sayesinde Allah sanatına ulaştığını anlatmıştır.

Mesnevî’deki isimlerin tamamı tıbbi ve tasavvufî terimler olup, şahsiyet verilerek maceraları anlatılmaktadır. Çalışma Mohammad-Ali Naseh tarafından yayınlandı (“Sefer nam-e-reh”, Misil-e-Armaghan, cilt XI, Tahran, s. 418-24). Eser, Labib Efendi tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve iki defa basılmıştır (Sıhhat u Maraz Risalesi al-Fuzili, İstanbul 1273; Sıhhat u Maraz Risalesi al-Fuzili, Istanbul 1282). Labib Efendi’nin çevirisi Ahmed Hamdi tarafından gözden geçirildi ve Trabzon’da yeniden yayınlandı (merhum Fuzeli Saihat ve Maraz Rasalisi, Trab, 1327 tarihli). Abdülbeki Gülbenarlı’nın Hasan ü Aşk adlı eserinin notlar ve açıklamalarla birlikte son Türkçe çevirisi Fransızca olarak yayınlandı (Sıhhat ve Maraz Tercümesi, İstanbul 1940).

Mumma mektubum küçük bir Farsça harf olup, Fuzuli’nin “bir isim veya isimden başka bir şey, ihya ve kinaye ile bir maksadı bildiren kemaldir” şeklinde tarif ettiği bilmeceleri içermektedir. Hareket halindeki 150 İranlı uamma var. Merakım, onun çalışmalarındaki bazı gizemleri çözmemi de sağladı. Bu araştırma Kemal Edip Korkçoğlu tarafından yayımlanmıştır. Fazuli’nin Gizemli Mektubu”, Dil ve Tarih-Coğrafya Mektebi Dergisi, G. VII, 1949, s. 61-109).

El-Fudaili’nin Arapça yazdığı nesir şiir, “İlme İnancın Başlangıcı” insanın yeridir. [=başlangıç] Ve bir tarih [= sonu]İlm-i kelamda, imanın nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmekle tesis edildiğini, hakikatleri anlamakla Allah’a ulaşacağını anlatır.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın