Ekonomi hayatın kendisidir. İlk çağlardan beri insanlar hayatta kalabilmek için kaynaklarını ekonomik kullanmak zorunda kalmışlardır. Günümüzde dünya nüfusunun sürekli artması, insanların ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ve medeniyet ve kültür düzeyine bağlı olarak büyüklüklerinin artması ve diğer yandan mevcut kaynakların hızla tükenmesi, ekonomik sorunları daha da ciddi boyutlara taşımıştır. oranlar. Bugün dünyada binlerce insan açlıktan ölüyor, milyarlarca insan açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyor.
Ekonomiyi basitçe insanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan bir bilim dalı olarak tanımlayabiliriz. Peki insanlar bu ihtiyaçlarını nasıl karşılıyor? İnsanlar ürettikleri mal ve hizmetleri tüketerek ihtiyaçlarını giderirler. Bu durumda iktisat, üretim ve tüketim faaliyetleri arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışan bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. Ekonominin temel amacı, insanların mutluluğunu ve refahını artırmaktır.
İnsanlar hayatlarını sürdürebilmek için üretmek ve tüketmek zorunda oldukları için ekonomiyi iyi bilmek zorundadırlar. Bu nedenle bireysel ve toplumsal olarak hayatta kalabilmek için ekonomik bilgiye ihtiyaç vardır.
Ekonomi insanlara kaynakların sınırlı olduğunu, dolayısıyla kaynakların israf edilmeden kullanılması gerektiğini öğretir. Buradan şu sonucu çıkarmak yanlış olmaz. Kaynaklar insanların ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bolsa, o zaman ekonomiye gerek kalmayacaktır. Ne yazık ki dünyada bizim ihtiyaçlarımızı karşılayacak kaynaklar sınırlı (kıt), insanların ihtiyaçlarının ise sınırı yok (sınırsız). Ekonominin çözmeye çalıştığı temel sorun, sınırlı kaynaklarla sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılama girişimidir. Bu soruna kıtlık sorunu denir.
Bu soruyu biraz daha genişletecek olursak, iktisat şu sorulara cevap aramaktadır.
– Hangi mal ve hizmetlerin üretileceği
Ne kadar üretecek?
Nasıl ve ne zaman üretilecek?
– Nasıl katılırsınız?
yazar:Oğuzhan Şahna
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]