medyauzmani.com
Kavurucu çöl sıcağı ya da Eyyam-ı Bahur «YerelHaberler – Yerel Haberler

Kavurucu çöl sıcağı ya da Eyyam-ı Bahur «YerelHaberler

Yaşlılar, temmuz ayının son haftası ile ağustos ayının ilk haftası arasında yaşadıkları ve halk arasında genellikle “Afrika sıcağı” veya “Çöl sıcağı” olarak adlandırılan dayanılmaz sıcaklar için geçmişte Eyyam-ı Bahur tabirini kullanırlardı. bazen “cehennem ısısı” olarak kullanılmış ve bu döneme girildiğinde bazı önlemler alınmış ve uygulamalar yapılmıştır. Bahsedilen işlemler özellikle yüzme, yüzme ve güneşlenmeyi kapsamaktadır. “Düşme” olarak bilinen beyaz lekelerin oluştuğuna inanılmıştır. Aşırı sıcak dönemlerinde insan vücudunda, lekelerin uzun süre kaybolmadığı ve güneşe maruz bırakılmaması gerektiği söylenmiştir. Denize girerken kolye, metal bilezik gibi şeyler takanların vücutlarında leke olmaz.Eski zamanlarda bu inanca sahip insanlar, taştan çivilerle bilezik, gerdanlık gibi takılar yaparlarmış. Yüzmeyi sevenlerin su damlacıklarından ve güneşten kaynaklanan lekeleri önlemek için metale veya çiviye güvenmemeleri ve vücutlarını kurutmaları gerektiğini söyleyin. sudan çıktıktan sonra iyice ve su altında dikkatsiz kalmamalıdırlar. saatlerce güneş

Hava sıcaklığı neden olduğundan daha yüksek görünüyor?

Yaz aylarının en sıcak olduğu Eyyam-ı Bahur’un günleri aynı zamanda en kurak günleridir. Günümüzde çoğu insanın bilmediği ve pek bilmediği ve kullanmadığı bir tabir olan Eyyam-ı Bahur günlerinde sıcaklıkların yüksek olmasının nedenlerinden biri de şehirlerdeki ısı adacıklarıdır. Isı adaları, sanayi devrimi ve çarpık kentleşmenin bir sonucu olan, iklime uyum sağlayamayan çok katlı, cam giydirmeli, beton ve asfalt yapılardır. Hava sıcaklığının olması gerekenden yüksek olmasının bir diğer nedeni de nemdir. Nem %60 veya daha fazla ve %30 veya daha az ise, daha sıcak ve havasız hissedilir. Örneğin hava sıcaklığı 35 santigrat derece olmasına rağmen nem %65 ise sıcaklık gölgede 45, güneşte 55 derece kabul edilir. Bu kadar yüksek sıcaklıklar ve kavurucu rüzgarlar insanları, flora ve faunayı etkileyemez.

Eyyam-ı Bahur tabiri Arapça kökenlidir.

Ülkemizin güney kıyıları ile Ege Denizi kıyılarını etkileyen Eyyam-ı Bahur, Arap kökenlidir. Sıcak günlerde sisin yerden yükselmesi anlamına gelen Eyyam-ı Bahur, ülkemizin bulunduğu Kuzey Yarımküre’de Temmuz-Eylül ayları arasında, Güney Yarımküre’de ise Ocak-Mart ayları arasında yaşanır. Ancak kavurucu sıcakların görüldüğü tarihler ülkelerin enlem ve boylamları ile iklim koşullarına göre değişiklik gösteriyor. Türkiye’de yılın en sıcak ve kurak günü Ağustos ayının ilk haftasıdır.

Sirius (Sira) ve Iam Pahor yıldızının önemi

Adı Kuran’da Necm Suresi’nde geçen Sirius yıldızı, gökteki en parlak yıldızlardan biridir. Birçok eski uygarlıkta ve hatta günümüzde birçok kültürde Eyyam-ı Bahur denilen kavurucu yaz sıcağının Sirius’un çift yıldızıyla ilişkilendirildiği kanısı vardı. Bir çift yıldız olan “Sirius” takımyıldızı, “Büyük Köpek” takımyıldızına bağlıdır. Güneşimizden yaklaşık 8,6 ışıkyılı uzaklıkta bulunan çift yıldız Sirius, dünyamızı ısıtan hayat veren bir yıldızdır ve iki kat daha büyük olmasına rağmen 23 kat daha parlaktır. Aynı zamanda çok yoğun ve ağır olan bu yıldıza “köpek yıldızı” veya “demir yıldızı” da denir.
Bu ikili grup veya takımyıldızda farklı isimlere sahip iki yıldız vardır. Sirius A (büyük yıldız) ve Sirius B (küçük yıldız) birlikte yörüngededir. Sirius A ismi Kuran’da Tarık zamanında geçmektedir. Aşil veya Sirius takımyıldızı, antik Roma İmparatorluğu döneminde doğu ufkunda ilk kez 23 Temmuz 2000’de görüldü ve bu tarih çok sıcak günlerin bir işareti olarak görüldü. Yılın 23 Temmuz ve 23 Ağustos tarihleri ​​arasındaki kavurucu sıcaklara bu nedenle “Köpek Günleri” adı verilir. Belirlenen tarihler arasında (Sirius yıldızı görüldüğünde) Romalılar, ektikleri buğdayların zarar görmemesi ve zarar görmemesi umuduyla özellikle kahverengi saçlı köpekleri kurban ederler ve Sirius’un yıldızını yatıştırmak isterlerdi. Bu yıldız eski Mısır uygarlıklarında da gözlemlenip değer görmüş ve aşırı sıcak, yangın, sel ve sellerle ilişkilendirilmiş ve eski Mısır takvimi her yaz Nil taşkınlarından önce doğan Sirius’a göre hazırlanmıştı.

Aşırı sıcaktan nasıl korunmalıyız?

Eyyam-ı Bahur’un çok sıcak olduğu günler ciddi korunma gerektiren günlerdir. Çöl sıcağı bronşit, astım, kalp ve tansiyon hastaları için tehlikeli. Ateş önünde çalışan yaşlılar, çocuklar, nöbetçi polisler, askerler, fırıncılar ve aşçılar da çok dikkatli olmalıdır. Sıcakta kalan çoğu insan, sinirlilik ve aşırı stresten muzdariptir. Kavurucu çöl sıcağında, sıcak hava dalgalarının ve nemin etkisiyle birçok ülkede yüzlerce insan kalp krizi ve beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybediyor. Saat 10:00 ile 16:00 arasında güneş ışınları Dünya’ya dik açılarla gelir. Sağlık problemleriyle karşılaşmamak için bu saatlerde zorunlu olmadıkça dışarı çıkılmaması, giysilerin pamuklu, teri emen, açık renkli, bol ve ince olması, gölgede kalınması, bol giyilmesi önerilir. Sudan, güneş kremi kullanmaktan ve şemsiye, güneş gözlüğü, şapka gibi korunma araçlarını ihmal etmemek. Sıcak çarpmasının semptomları da bilinmeli, semptomu olanlar ya ilk yardım gelene kadar soğuk bir yerde sırtüstü yatırılmalı, bacakları hafifçe yukarı kaldırılmalı, ense, baş, boyun, kasık, koltuk altı, bilinci açıksa su verilmeli veya hemen tedavi edilmeli, kuruma getirilmelidir.

İnme nasıl teşhis edilir?

Sıcakta uzun süre kalan ve sıvı kaybedenlerde halsizlik, halsizlik, bitkinlik ve hipotansiyon görülür. Erken tespit edilip önlem alınmazsa sıcaktan etkilenen kişilerde görülen belirtilere mide bulantısı, kusma, ishal, baş dönmesi, çarpıntı, uykusuzluk, sinirlilik ve baş ağrısı eklenir. Güneşte ve sıcakta kalmaya devam ederseniz, duruma yeterince dikkat edilmezse, hastalanan kişilerde kafa karışıklığı, bilinç bulanıklığı, sara nöbetleri ve koma görülebilir. Bunların hepsi güneş çarpması ile kaplıdır. Çok sıcak günlerde yağlı, yağlı ve şekerli hamur işleri yerine sindirim sistemini yormayan sebze ve meyveler yenmelidir. Aşırı terleyen kişiler, kaybettikleri tuzu hafif tuzlu süt ile değiştirebilirler.

Yüksek hava sıcaklıkları sağlık sorunlarının yanı sıra orman yangınlarına, elektrik hatlarında kabloların esneyip uzamasına, yollarda asfaltın erimesine ve hatta demiryollarında rayların genleşmesine ve dolayısıyla çeşitli kazalara, mal ve can kayıplarına neden oluyor.

kaynak:
http://www.meteoroloji.org.tr
https://nediyor.com
http://www.bilimvesaglik.com

yazar: Özdaş süpervizörü

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın