medyauzmani.com
Kamiad Şef, deprem bölgesine yapılacağı açıklanan yeni konutlar hakkında konuştu. – Yerel Haberler

Kamiad Şef, deprem bölgesine yapılacağı açıklanan yeni konutlar hakkında konuştu.

Müteahhit ve İşadamları Sendikası (KAMİAD) Başkanı Ali Adıgüzel, deprem bölgesinde yapılacağı açıklanan yeni konutlarla ilgili olarak, “İş yok, yüzde 98’e yakın. Şu anda tek çalışma TOKİ binalarında, yeni konutlarda. Döküm bile yok.” Şu anda gördüğüm tek ihale binasına dışarıdan beton veriliyor. Sadece TOKİ evleri ihaleye çıktığı için, Alt yapıları ve temel işletmeleri var, çok az ve bu artçı sarsıntıların biraz daha bitmesi bekleniyor.

KAMİAD Başkanı Ali Adıgüzel, 6 Şubat depremi sonrası afet bölgesi ilan edilen illerde yapılacak inşaat ve müteahhitlerin soru ve taleplerine ilişkin bugün Ankara’da basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasına 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden vatandaşlara başsağlığı ve başsağlığı dileyerek başlayan Ali Adıgüzel, depremin önlenemeyen bir doğal afet olduğunu ancak gerekli tedbir ve denetim mekanizmalarının alınması gerektiğini belirtti. bir felakete dönüşmesin diye. Adıgüzel, 17 Ağustos depreminin ardından çıkarılan ve 6 Mart 2006’da yürürlüğe giren Deprem Yönetmeliği’ne atıfta bulunarak şöyle devam etti:

“Son depremde yıkılan ve hasar gören binaların yüzde 98’i bu sistemden önce yapılmış ve yönetmeliğe göre yapılmamış binalar.”

“2006 yılında güncellenen Deprem Yönetmeliği’ne göre inşa edilen kamuya ait binaların son deprem felaketinde çok az hasar görmüş olması, deprem yönetmeliğinin uygulandığı takdirde ne kadar önemli ve yerinde olduğunu gösteriyor.98 afette yıkılan ve hasar gören binaların yüzdesi Ülkemizde yaşanan son deprem bu yönetmelikten önce yapılmış ve yönetmeliklere uygun yapılmamış yapılardır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Bakanımızın da belirttiği üzere, Deprem yasasından önce hemen hemen tüm binaların riskli olduğu defalarca vurgulandı. Yüzde 2’lik hasar ve yıkım ortaya çıktı Geriye kalan 100 slayt ise ülkemizde bu tarihten önce ve sonra yapılacak binaların bilinçsizce yeniden yapılanma çalışmaları olduğu. , zemin etüt kararlarının yetersizliği, denetim hizmetlerinin yetersizliği ve deprem yönetmeliğine uygun teknolojilerin kullanılmaması.

“Sorumluluk, müteahhit sahiplerini ön plana çıkarmalı, diğer sorumlulukların kusur ve yanlışlarını göz ardı etmemeli”

Deprem bölgesinde yapılan araştırmalar da bu yıkımların okul, hastane, idari bina, toplu konut gibi kamu yapılarıyla uğraşan genel müteahhitlerden daha çok yap-sat (yatırımcı) müteahhitlik firmaları tarafından yapılan yapılarda ortaya çıktığını göstermiştir. Bu durumun en basit sebebi diğer inşaatlarda bayındırlık işlerinde görülen denetimsizlik ve hassasiyet eksikliğidir. Ancak müteahhit afetten tek başına sorumlu olmayıp, inşaat aşamasında ve her aşamadaki sorumluluklar aşağıdaki maddelerde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu nedenle yüklenici firma sahiplerinin sorumluluğu ön plana çıkarılarak diğer sorumluların kusur ve hatalarının göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

“Ana müteahhitler tarafından inşa edilen binalarda meydana gelen küçük hasarlar, doğru uygulamanın sonucudur”

Ülke olarak tanık olduğumuz her deprem felaketinden sonra günah keçisi ilan edilen müteahhitler mi bu işin tek suçlusu? Müteahhitlik mesleğinin her depremden sonra kamuoyuna ‘günah keçisi’ haline getirilmesi, medya ve kamuoyu baskısı altında bu mesleği yapanlara sorumluluk yüklenip suçlu gibi hedef gösterilmesi caiz değildir. Can kaybının ve aşırı acının sorumluları elbette cezalandırılmalıdır. genel yükleniciler ile ilgili bir değerlendirme yaptığımızda; Depremin yıkıcı etkisine rağmen müteahhitlerin yaptığı binalarda çok az hasar olması ve hatta Toki’nin afet bölgesinde yaptığı evlerin neredeyse hiç hasar görmemiş olması bile elbette ki doğru uygulamaların sonucudur.”

Ali Adıgüzel, 6 Şubat depreminin ardından sahip oldukları makine ve teçhizatla arama kurtarma çalışmalarını hızlı bir şekilde koordine edip desteklediklerini, afetzedelerin barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılamak için tüm şantiyelerini açtıklarını ve çadır kurduklarını söyledi. . ve bölge için konteynerler. Adıgüzel, hasar tespit çalışmalarına çok sayıda işletme sahibinin de katıldığını belirterek şöyle devam etti:

Deprem riski olan bölgelerdeki tüm binalar yetkili uzmanlar tarafından denetlenmeli ve raporlanmalıdır.


Kahramanmaraşlı depremzede: Kredi kartım 6 ay gecikti. 6 ay sonra nasıl ödeyeceğim?

Bölgeye 30 kişilik hasar tespit ekibi göndererek gönüllü olarak 2 bin 500 binanın hasar tespitinde vatandaşlarımıza destek olmaya çalıştık. Fay hatları üzerindeki ülkemizin bir daha böylesine büyük acılar yaşamaması için yıkılan ve ağır hasar gören binaların neden ve sorumlularının tespit edilmesi ve ülkemizin yeniden imar edilmesi gerekmektedir. Aynı hataları yapmadan kurulum yapın. Ülkemizin deprem riski olan tüm bölgelerinde mutlaka yapı stoku belirlenmeli ve bu binaların depreme dayanıklılığı yetkili uzmanlar tarafından kontrol edilerek raporlanmalıdır. Mülk sahibi veya kiracı fark etmeksizin tüm vatandaşlara bu raporların e-devlet üzerinden bildirilmesi gerekiyor.

Bu depremin yaralarından yararlanıldıktan sonra depreme dayanıklı olmayan konutların bir an önce boşaltılması gerekiyor” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, asıl işlevi olan imar ve inşaatın kurulmasında daha önce olduğu gibi öncü rol oynamalıdır. Yerel yönetimler de kontrol ve koordinasyonu sağlamalıdır. Bu depremin yaraları sarıldıktan sonra depreme dayanıklı olmayan evler bir an önce boşaltılmalıdır. Ancak kentsel dönüşüm projelerinin kamu ve özel sektör desteğiyle, bilimsel çerçevede, son teknolojiden yararlanılarak, insan ve çevre uyumu ve sürdürülebilirlik ilkeleri gözetilerek inşa edilmesi gerekmektedir. Altyapı, ulaşım, eğitim, sağlık, spor ve sanata uygun yeşil alanların da afet anında güvenli yaşam alanlarına dönüştürülmesi gerekiyor. Deprem kaynaklı tahribatlarda ortak sorumluluk alanlarının belirlenmesi için doğru analizlerle yeni ve kalıcı önlemlerin alınması ancak ortak bilgi ve akılla mümkün olacaktır.

“Binalarda kullanılan malzemelerin binalarda standartlara uygunluğunu sağlayan özel laboratuvarların sorumluluğu artırılmalı ve incelenmelidir.”

TOKİ’ye hizmet veren müşavirlik firmaları gibi yapı denetim firmalarının çalıştırılması sağlanmalı, sorumlulukları artırılmalı, cezalar yoluyla binaların yapımı proje ve teknik detaylara göre düzenlenmelidir. Binalarda kullanılan malzemelerin binalarda standartlara uygunluğunu sağlayan özel laboratuvarların sorumluluğu artırılmalı, Çevre ve Şehircilik Bölge Müdürlükleri tarafından incelenmelidir. Yapılarda projesine uygun siparişlerin verilebilmesi için yüklenici firma bünyesinde işin başında sürekli olarak yeterli teknik personelin bulunması sağlanmalı ve bu kişilere sorumluluk verilmelidir. Kolon yapımını, taşıyıcı sistemin demir kesmesini, betonarme taşıyıcı duvarın yıkılmasını, elektrik ve mekanik tesisatları ve betonarme sistemde yapılmaması gereken benzeri yapıyı etkileyecek tadilat ve eklemeleri önlemek amacıyla Kullanım izni alındıktan sonra yapının çalışır durumdaki sağlamlığı ve sağlamlığı, bu İşleri yapanlar ağır cezalara tabidir ve cezalar uygulanmalıdır.

“Teknik eleman hazır beton firmalarında çalışmalı, binalardaki sorumlulukları ve denetimleri artırılmalı”

Bilim ve sanat kurallarına göre inşa edilmemiş (kaçak) yapılara yer verilerek istatistikleri etkileyecek değişikliklere alan af sistemine asla izin verilmemelidir. Taşıyıcı sistemin en önemli bileşeni olan beton malzemeyi binada kullanmak üzere üreten prekast beton firmalarında teknik eleman istihdamı zorunlu hale getirilmeli ve binalardaki sorumlulukları artırılmalı ve artırılmalıdır. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından denetlenir. Yıllardır müteahhitlik sektörünün hukuka dayalı meslek odası talebini karşılayarak, müteahhitlerin kayıt altına alınmasını, kayıtlarının tutulmasını ve sorumlulukları kapsamında eğitim sertifikasına tabi olmalarını sağlamalıdır.

“Temel vize ve yerleşim raporu veren kurum ve kuruluşların ilgili personeli de ihmal ve kusurlar silsilesine dahil edilmelidir.”

İnşaat aşamasında gerekli mesleki bilgi ve belgelere sahip olmadan çalıştırılan işçi ve taşeronlara “taşeron” statüsü verilmeli ve özellikle kaba inşaat taşeronları sorumluluk taşımalıdır. Yerleşim yerlerinin ilgili aşamalarında temel vize ve (ikamet) doluluk raporu düzenleyen kurum ve kuruluşların ilgili personeli de ihmal ve kusur zincirine dahil edilmelidir. Binada çalışacak mühendislere destek ve hizmet vermekle yükümlü olan ve teknik olarak yeterli olması gereken mühendis ve mimarların odalarının verimliliğinin arttırılması. İlçe, ilçe ve beldelerimizde görev yapan belediye başkanlarının keyfi uygulamalarının önüne geçilmeli, inşaat teknik elemanlarının yetkileri artırılmalı, görevlilerin liyakat düzeyleri reel olarak belirlenmelidir.

“Aşırı performanstan yasaklanan meslektaşlarımıza kayıt affı getirilmeli”

Son iki yıldır yaşadığı ekonomik sıkıntılar neticesinde kamu adına çalışan ve bizim nazarımızda yetkin dediğimiz birçok meslektaşımız ne yazık ki gereğinden fazla performans ve performans zorluğu nedeniyle işlerini bitirememiştir. ilgili birimler tarafından cezai yaptırımlara tabi tutulmuş ve birçoğu yasaklanmıştır. Meslektaşlarımız mesleklerini icra edememektedirler. Böylesine olağanüstü bir operasyonda vasıflarına ve mesleki yeterliliklerine bu kadar ihtiyaç duyulan çalışma arkadaşlarımızın geri kazandırılması, ilçemizin yeniden inşası için yapılacak ihalelerde rekabeti artırarak bu operasyonun daha iyiye götürülmesine büyük katkı sağlayacaktır. ülke. Sorunun yetkililerimiz tarafından ivedilikle değerlendirilmesi kesinlikle önemlidir.”

Afet bölgesinde yapıldığı belirtilen konutlarla ilgili soruya Başkan Adıgüzel şu yanıtı verdi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Toki ile bir yılda 650 bin konut” sözü verdi:

“Yılda 650.000 ev inşa etmek inanılmaz derecede zor bir iş ve harika bir altyapı gerektiriyor.”

“Asrın felaketi dediğimiz şey gerçekten gerçek. Yılda 650 bin konut yapmak çok zor bir iş ve etkileyici bir altyapı gerektiriyor. Toki şu anda bu ülkenin gururu. Halkın en hazırlıklı, en donanımlı ve eğitimlisi.” kurum.Ama 650.000 konutun yapılması çok ciddi bir bütçe gerektiriyor.Hammadde ve işçilikte ciddi sıkıntılar olacaktır.Bu konuda çok büyük hatalar olduğunu düşünmüyorum.Arkadaşlarımız da hasar tespit çalışmasına gittiler.Afet çok olunca büyük o bölgede teknik personel sayısı yetersiz ama ben şunu gördüm mesela orta derecede hasar oluştu itiraz ettiğinizde çevre ve şehircilik bölge müdürlükleri 5 kişilik komisyon gönderiyor daha detaylı inceleme yapılıyor ama uzun sürdü.650 bin evden bahsediyoruz ve hasarsız evlerden bahsediyoruz.Yani milyonlarca evin kontrolünü ele geçirmek kolay değil.İstisnai örnekler mutlaka olacaktır ama birileri olarak O bölgede kim yaşıyorsa bence devletin işi hiç de kolay değil.

“Gördüğüm aşırı binadan beton dökülmesine izin verilmiyor, bunlardan biri”

Şimdi yapılar üzerinde çalışmak doğru mu? İnanın şu anda 11 ilçede yatırımcı dediğimiz özel yapıların hiçbiri çivi çakmıyor. İlk bir iki gün birkaç inşaat ve satış müteahhidi “Bir an önce şu çatlakları kapatalım” diye endişelendiler. Ve bu olunca da valilik ve belediyeler hemen yayınladı, tüm inşaatlar durdu. lisanssız Hatta böyle saçmalıklara gitti. İnşaat bitti, bize iskan verilecek, bize iskan bile vermiyorlar. yaklaşık yüzde 98, çalışma yok. Şu anda TOKİ binalarında tek çalışma, yeni konut. Şu anda gördüğüm tek gösteri binasının dışından beton dökülmesine bile izin verilmiyor. Şu anda yaptığımız işlerde kamu binaları dahil beton dökmemize bile izin vermiyorlar. Sadece TOKİ evleri ihaleye çıktığı için temel altyapı ve işletmeleri var, çok az. Bu artçı sarsıntıların biraz daha sona ermesi bekleniyor.”

KAMIAD Başkan Yardımcısı Nedip Şimşek, “Demir bağlanır ama hazır kalır, beton dökülmez” diyen KAMIAD Başkan Yardımcısı Nedip Şimşek, “Doğru olan bu” dedi.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın