medyauzmani.com
Kablosuz ağ sistemi nedir? nasıl çalışıyor? ” YerelHaberler – Yerel Haberler

Kablosuz ağ sistemi nedir? nasıl çalışıyor? ” YerelHaberler

Kablosuz ağ iletişimi ilk olarak acil durum iletişimini sağlayabilecek bir sistem geliştirilirken bulundu. Daha sonra yaygınlaştı ve çokça kullanım alanı buldu. Çünkü kablosuz ağ sistemi, herhangi bir kablolu altyapıya ve iletişim sürecine ihtiyaç duymadan şehirlerde çok ucuz maliyetlerle kesintisiz internet bağlantısı sağlayabilmektedir. Kablolu sistemlerde belli sayıdaki her bilgisayara bir kablo gidecek şekilde bir bağlantı sağlanırken, kablosuz ağ sistemlerinde birden çok kullanıcı birçok port üzerinden çok geniş bir alan üzerinden özgürce haberleşebilir. Kablosuz ağ bağlantı noktaları, diğer ağlarla iletişim kurmak için programlanmıştır. Bilgi A noktasından B noktasına bir bağlantı noktasından diğerine geçer. Bu sırada liman en hızlı ve güvenli yolu seçer. Buna dinamik yönlendirme denir.

nasıl çalışıyor
Kablosuz ağ bağlantı noktaları aslında bildiğimiz modemler gibi, küçük radyo dalgaları üreten sistemler gibi çalışır. WiFi standartları, türlerine ve özelliklerine göre 802.11a, b, g ve n olarak ayrılır. En yaygın kullanılanı 802.11b’dir ve 2.4GHz yayılma bandına sahiptir. Ancak 802.11b ile 11 megabite kadar bağlantı kurmak mümkün. Ancak 802.11g ile 54Mbps’ye, 802.11n ile 140Mbps’ye kadar hızlara ulaşmak mümkün. Bugün, neredeyse tüm dizüstü bilgisayarlarda yerleşik Wi-Fi alıcıları var. PCMCIA kartları ile bu özelliği kolayca elde edemeyenler.

Kablosuz ağ sistemleri radyo frekansları ile çalışır. Radyo dalgalarıyla iletişim üç tip olabilir. Bunlar alıcı, gönderici ve trans alıcı olarak adlandırılır.

kısaca bahsetmek gerekirse;

Alıcılar
Adından da anlaşılacağı gibi sadece radyo sinyallerini alabilen ancak iletme özelliği olmayan cihazlardır. En basit örnek olarak FM radyo ve televizyonları gösterebiliriz.

vericiler
Yalnızca kablosuz sinyalleri iletebilen ancak bunları alamayan elektronik devrelerdir. Örnekler, radyo verici istasyonları, televizyon verici istasyonları vb. sayılabilir.

alıcı-vericiler
Import ve export yeteneğine sahip cihazlardır. Örnekler radyo röleleri, cep telefonu baz istasyonları, cep telefonları vb. sayılabilir.

Bağlantı açısından bilmeniz gereken bir diğer konu ise iletim yönüdür. İletim yönleri üçe ayrılır:

1. Göndermenin tek yolu (Simplex): İletimin yalnızca tek yönde yapılabildiği durumlarda oluşturulan iletim sisteminin adıdır. Bir örnek FM radyolardır.

2. İki yönlü (yarı çift yönlü, yarı çift yönlü) asenkron iletişim: Uygulanan iletim sisteminde çift yönlü iletim yapılabilen ancak aynı anda sadece bir tarafın iletim yapabildiği sistemlerdir. Örnek olarak radyo uygulamaları gösterilebilir. Bilişim sistemlerinde kullanılan radyo frekanslı kablosuz iletişim sistemleri genellikle bu tiptir. Örneğin, IEEE 802.11g, 54 Mbps’de yarı çift yönlü iletim sağlar.

3. İki yönlü eşzamanlı iletişim (tam çift yönlü, tam çift yönlü): Hem verici hem de alıcı aynı anda iletim yapabildiğinde aldığı isimdir. Örnekler arasında cep telefonları ve kablosuz telefonlar sayılabilir.

Şehir genelinde kesintisiz bir liman ağı oluşturuluyor. Bu sayede trende, arabada, parkta, kafe ve restoranlarda vs. kullanılabilir. Birçok yerde internete ücretsiz olarak bağlanmak mümkündür. Şehirlerde belirli saat aralıklarında yerleştirilen bağlantı noktaları ile sürekli ve kesintisiz iletişim sağlanmaktadır. Bunun için 11 Mbps (1,35 MB/s) hıza ve 2,4 GHz yayılma bandına izin veren 802.11b sistemi kullanılıyor. Bu sistem fazla enerji tüketmemesi ve 2.4GHz (modemler, oyun konsolları vb.) gibi bir çok yerde kullanılan standart bir yayılma bandına sahip olması ve radyo frekansına bağlanarak, bu özelliği ile şehir içi kullanımlarda tercih edilmektedir. insanlara zararsız olmak Ama şahsi kanaatimce televizyon, radyo, cep telefonu frekansları gibi bu frekansların her türlüsünün insanları etkilediğine ve uzun vadede insanlara zarar vereceğine inanıyorum. Bu yüzden laptopumu biraz titiz olsa da kablolu modem ile kullanıyorum.

Bugün bahsedilen yeni kablosuz ağ teknolojisi WiMAX’tır. Çalışma prensibi standart kablosuz ağ sistemleri ile aynıdır, ancak çok güçlü mikrodalga iletimi kullanarak sinyalleri daha uzun mesafelere iletmek mümkündür. Bu sayede birim metrekare alan için gerekli olan kablosuz ağ noktası maliyeti azaltılmakta ve sinyal kalitesi de artırılmaktadır. Tabii sinyal gücünün artmasıyla birlikte acaba insanlara daha zararlı olacağı da düşünüldü mü? Baz istasyonlarının sağlığımızı ve hatta hayatımızı büyük ölçüde tehdit ettiğini düşünürsek buna kablosuz modemler, oyun kumandaları, klavyeler, fareler ve bluetooth cihazları gibi cihazlar da eklendiğinde manyetik kirliliğin boyutlarını düşünmek bile istemiyorum. Teknolojinin, CRT monitörlerden LCD monitörlere geçiş gibi insan sağlığını destekleyecek şekilde ilerlemesi gerekirken, insanlar her gün manyetik kirlilik konusunda endişe duyuyorlar. En yeni örnek, elektriğin e’ye kablosuz iletimidir. Tam bir manyetik alanın kaynağı olan elektrik enerjisinin dağılımı bu şekilde desteklenir ve yayılırsa çok daha tehlikeli durumlarla karşılaşılacağı ve kitlesel beyin ölümlerinin meydana gelebileceği açıktır. İnsan beyninin elektriksel olarak da nöronlar yani nöronlar vasıtasıyla çalıştığını biliyoruz. Manyetik alan kaynakları, beynin manyetik alanını bozarak beyin sıcaklığını artırır ve hücreleri yavaş yavaş öldürerek ciddi hasara neden olur. Bölünme ile yeri doldurulamayan beyin hücrelerinin ölmesi ve buna bağlı olarak vücudun iflas etmesi ve ilerleyen evrelerde beyin ölümü nedeniyle ciddi dolaşım bozuklukları görülebilmektedir.

Afetler olmadan önce teknolojinin daha bilinçli kullanılması gerektiğinin farkına varmak dileğiyle…

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın