medyauzmani.com
İmamoğlu: Bu sistem bir an önce değişmeli – Yerel Haberler

İmamoğlu: Bu sistem bir an önce değişmeli

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Milletimin aklı bir araya gelince dünyada mucizeler yaratır. Ama insan aklına dayalı bir sistem bizi her türlü sorunla karşı karşıya getirir. Bu itibarla; bu güzel ülkenin insanlarının aklını, düşüncelerini ve fikirlerini kardeşçe örgütlediğini söyledi.” “Çalışma yeteneğini gösteren bir yönetime ihtiyacı var. Bu sistemi bu anlamda bir an önce değiştirmeliyiz.”

İBB’nin katkılarıyla tamamlanan Kapalıçarşı’nın Kastamonu’nun Daday ilçesinde açılışının ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün bölge ziyaretlerine devam ediyor. İmamoğlu, beraberindeki CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltağı ve ilçe başkanı Hikmet Erbilgin ile Taşköprü ilçesini ziyaret etti.

İmamoğlu, mahalle meydanında kafası karışan vatandaşlara seslendi. İmamoğlu şunları söyledi:

KASTAMONU hiçbir zaman işgal edilmedi, ancak hem erkek hem de kadın halkının çoğu için popüler: Daha önce birkaç kez Taşköprü’ye geldim ve burada çok eski dostluklar edindim. İstanbul’da Taşköprü’den komşularımın dostlukları ve ortaklıkları olması bir tesadüf oldu ve ben burayı onlar sayesinde tanıdım. Taşköprü ile en az 20 yıllık bir bağlantım var. Bonoyu henüz almadım ama bir köyüm olduğunu da biliyordum. Neyse o tabi ki bizi patronumuza borçlu kılıyor, o farklı, gereğini yaparız tabi. Ülkemizin her tarafının çok güzel olduğunu, ülkemizin tüm coğrafyasıyla ama bir o kadar da güzel insanlarıyla çok güzel olduğunu söyleyeyim. Taşköprü ve Kastamonu’nun yiğit insanlarıyla tanışmak benim için çok güzel. Bu aynı zamanda bağımsızlığa giden yoldur. Ülkemizin en zor anında. Kastamonu, ülkemizin ihtiyaçlarının ve ülkemizin geleceğinin teminatı olmuştur. Kastamonu fethedilmemiş ama en çok şehit vermiş ve gazi olmuş halkıyla ünlüdür. Dolayısıyla bu güzel şehrin, düşüncelerini canının önüne koyan ulusal bir izleyici kitlesi var. Bu tarihi ve güzel eski şehrin nüfusunun neredeyse iki katı olan Kastamonu, İstanbul’da bulunuyor. İstanbul’daki tüm Kastamonulu hemşerilerimin ve İstanbul’un 16 milyon sakininin selamlarını getiriyorum.

İstanbul belediye başkanının tüm Türkiye’den sorumlu olduğunu düşünüyorum. İstanbul eşittir Türkiye. Hepimiz bu kavramı biliyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, belediye başkanı olduğuma ve Türkiye genelinde sorumluluklarım olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla nerede bir ihtiyaç olursa, Allah göstermesin, bir afet veya başka bir şey olursa hemen kaçarız. Ama bunun yanı sıra, bölgelerin kalkınmasına ve ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmaya istekli bir yönetimiz. Bugün buradayız, dün Daday’daydık. Güzel bir kapalı pazar alanı ve çok fonksiyonlu bir tesisi Dadaylılarla buluşturmaktan onur duyuyoruz. Çok iyi bir açılış yaptık. iyi şanslar.

İyi ilişkilerimin olduğu Taşköprü’yü ziyaret etmemek elbette mümkün değil. Bu yüzden sizi ziyaret ettik. Bu güzel hafta sonu Tachchobro’daki eski satıcılarla el sıkışmak ve onlara iyi şanslar dilemek istiyorum. Sonra buradan da inşallah Safranbolu’ya geçeceğiz. Belediyemizle işbirliği içinde orada güzel bir restorasyon çalışması yaptık. Onu hemen göreceğim ve İstanbul’a gideceğim. Ama önce birkaç cümle ile zamanınızı almak istiyorum.

Ayrımcılık, kötü dil, edep, bilim, iftira gibi sorunlardan arınmış bir toplum olmalıyız: Son dönemde ülkemizin rahatsız olduğu bir durum var. Ayrıca kötü bir dil. İnsanların, özellikle de yöneticilerin kullandığı dil. Biz toplulukla konuşan insanlar o kadar dikkatli konuşmalıyız ki evdeki çocuğumuz bizi dinliyormuş gibi konuşmamız gerekiyor. Yani onların yanında kötü sözler söylenmez, anne babalar bilir bunu. Her yönetici çocuğun dinlendiğini hatırlamalıdır. Bu bağlamda ülkemizdeki ayrımcılık, kötü dil, fitne, kin ve karalama gibi tüm sorunlardan arınmış bir toplum olmalıyız.

Para cebimizdeydi Pullar: Ne hakkında konuşmalıyız? Bu ülkenin geleceğini konuşmamız lazım. Geleceğe umutla bakan bu ülkenin çocuklarından bahsetmeliyiz. Gençlerin iyi işler bulmasından bahsetmemiz gerekiyor. İyi, üretken insanlar olmaktan bahsetmeliyiz. Taşköprü ve Kastamonu’nun iç dinamiklerinden ve ekonomilerini en iyi yere taşıma kabiliyetlerinden bahsetmeliyiz. Anadolu sürekli Anadolu’dan göç etmiyor. Türkiye’nin her tarafını her şartta eşit hale getirmeliyiz. Konuşmamız gereken şeyler bunlar. 21. yüzyılda Türkiye hak ettiği değeri, hak ettiği gücü bulmalıdır. Bakın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını ülkemizde yaşayacağız. 100. yılımızda çok daha iyi yerlerde olmalıydık. Maalesef hedeflere ulaşılamadı. Aradan geçen yirmi yılda bile belirlenen hedeflere ulaşılamadı. Kişi başı gelir hedefimizin üçte birine düştük. Bu da cebimizdeki paranın pula çevrildiği anlamına geliyor.

İstanbul’da çok iş yapıyoruz: Bu da demek oluyor ki gençlerimiz önümüzdeki 30-40 yıl borç içinde yaşayacaklar. Çok şey var. Onu çözmemiz gerekiyor. Hep birlikte, ülkemiz insanlarının hak ettikleri zenginliklere bir an önce kavuşmasını sağlamalıyız. Gücümüz var mı? Var olan. Bu kişi yetenekli mi? dahi. Peki toprağımız verimli mi? verimli. hayır kurumu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm zorluklara rağmen konuşmayacağım ama tüm zorluklara rağmen her koşula rağmen iş üretiyoruz. Çünkü milletin parasına bakarsanız, milletin bütçesi de gözünüzün nuru gibi bakarsanız, bu milletin parası boldur kardeşim. Ayrıca bol parayla çok iş yapabilirsiniz. İstanbul’da çok iş yapıyoruz.

Tüm engellere rağmen çok çalışıyoruz: Gençlerimiz için, kadınlarımız için, yaşlılarımız için, yoksullarımız için ulaşımdan ulaşıma her konuda çok iş yapıyoruz. Tüm engellere rağmen. Bu bakımdan ülkenin geleceğini daha bereketli ve güçlü kılmak, kardeşlik ortamı yaratmak hepimizin sorumluluğudur. Hepimiz birlikte çalışacağız. Siyasi bir döneme giriyoruz. Ve bu siyaset üstü dönemde, birlikte kardeşçe bir ortam yaratmalıyız ki, siyaset değil biz, ben değil, savaşçı olmayı başaralım. Biz bu sorunu çözmek için çok çalışan bir ekibiz. Göreceksiniz, göreceksiniz, mutlaka başaracağız.

Bu sistemi acilen değiştirmeliyiz: Bakın ülkemizde “ben bilirim” sözünü anlamakta zorlanıyoruz. Her konuda tek kişinin ağzına bakan bir sistemle mücadele ediyoruz. Milletimin aklı kendine yeter. Milletimin aklı buluştuğunda dünyada mucizeler yaratır. Ama insan aklına dayalı bir sistem bizi her türlü belaya sokar. Bu bakımdan bu güzel ülkenin insanlarının ortak akıl, fikir ve fikirlerini bir arada ve kardeşçe örgütleme yeteneğini gösterecek bir hükümete ihtiyacı vardır. Bu sistemi bir an önce değiştirmeliyiz.

Bu millet ne diyor biliyor musunuz? “Oradan git”: Bakın, hukuksuzlukla mücadele ediyoruz. Uydurma derlemelerle hakkımızda soruşturmalar açılıyor. neden? Vay canına, İstanbul’u bizden nasıl alırsınız? Allah aşkına önce İstanbul’u ben almadım, 16 milyon İstanbullu sizden aldı. Biz sizi sevmiyoruz dediler. Ve ona haksızlık ettin. 806 bin oy farkla İstanbul tarihinin en büyük oyu alan belediye başkanını seçtiler. İnsanlar onu sizden aldı. Peki ne oldu? Sen değilsin. İnsanlar, “Bana ait olanı iyi idare edemedin, çünkü ben sana bakarım ve hak edene veririm” dediler. bu dereceye kadar. Vatan, bu cennet, güzel ev, bizim evimiz. Bu evin sahibi kim? 86 milyon kişiden Biz birbirimizden farklı değiliz. Burada benim hakkım vatandaştan fazla değil, vatandaşın hakkı da benden fazla değil. Eşitiz, 86 milyon. Bu duygu bizi daha güçlü ve daha samimi kılacaktır. Ne yapıyorlar ve sen satın aldın. Görmek için, “Bir makyaj çantasıyla bunu elinizden alalım.” Bu insanlar ne diyor biliyor musunuz? Çık oradan. Çık oradan. Çık oradan.

Bu mücadele 16 milyon insanın onuru mücadelesidir: Milletin vicdanı, milli iradesi, milletin egemenliği kayıtsız şartsız milletindir ve bu millet iradesinden taviz vermeyecektir. Kardeşinizin şu anda içinde bulunduğu hukuk mücadelesi aynı zamanda bir onur mücadelesidir. Ben haysiyet için savaşırken, sana söyleyeyim. Bu Ekrem İmamoğlu’nun onur mücadelesi değil, 16 milyon İstanbullu’nun onur mücadelesidir. Çünkü; Ben senin kanununu savunuyorum. Kastamonu’nun mücadelesi, Türkiye’nin mücadelesi. Yani bu kadar cesurca konuşuyorsun, neye güveniyorsun? Kastamonu’ya güveniyorum, Taşköprü’ye güveniyorum, milletimize güveniyorum. Milletime sırtımı döndüm, Kastamonu’ya doymadım. daha fazla var mı?


Adıyamanlı esnaf: Parayla oy alıyorlar. Parayı alacağım ve oy vermeyeceğim

Hiçbir parti ya da kişi devletin gücünün önüne geçemez: Bu insanlar bu tür davranışlardan hoşlanmazlar. Bu milletin siyaseti bir alettir, maksadı ise vatana yaraşır olmaktır. Partiler araçtır, bakın benim bölge başkanım var, milletvekilim var, siyasi ilçe başkanım daha var, kendi partimin de mensubuyum ama partiler hizmet aracı. Parti devlet olamayız. Vatan güçlüdür, vatanı yaşatacağız. Biz binlerce yıllık devlet geleneğine sahip bir halkız. Hiçbir parti veya kişi devletin gücünü geçersiz kılamaz. Önemli olan devletin gücüdür. Devletimizi gerçekten hak ettiği şekilde güçlendireceğiz. Devletimizi güçlü kılacağız, şartlı hale getireceğiz.

Hepinize içtenlikle teşekkür ederim. Sevgili Tashkobro arkadaşlarımı, canlarım, hanımefendiler ve beyefendiler, zeki gençlerimizi aramızda görüyorum. Tanrı hepinizi korusun. Tanrım, seni utandırmama izin verme. Taşkopro’ya gittiğimi İstanbul’daki tüm hemşehrilerime söyleyeceğim. hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. Allah’ın izniyle her şey güzel olacak. Yeter ki her şey yolunda olsun.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın