medyauzmani.com
İmamoğlu: Allah bu milleti onların ahlaksızlıklarından korusun – Yerel Haberler

İmamoğlu: Allah bu milleti onların ahlaksızlıklarından korusun

İstanbul Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, Gazi ilçesinde kendisini protesto eden vatandaşlara İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “PKK ile omuz omuzasınız” yanıtını verdi. İmamoğlu, “Bugün bir bakan mikrofon aracılığıyla kendisini protesto edenlere ‘hak, hukuk, adalet’ diyerek ‘PKK ile berabersiniz, berabersiniz’ diye açıklama yapıyor. Ah-oh’.”Sahtekarlar. Vallahi bunlar sahtekardır. Bunlar kötü insanlardır. Allah bu milleti ahlaksızlığından korusun. Onların ahlâk bozukluklarından bu milleti korusun.”

Altıntepsi Kapalı Çarşı’da vatandaşlar ve esnafla bir araya gelen İmamoğlu, vatandaşlarla ekonomik kriz ve seçim gündemine ilişkin görüşmelerde bulundu. Daha sonra İsmet Paşa Mahallesi’ne giden İmamoğlu, vatandaşların yakın ilgisi altında Akpınar Bahçesi’nde çay molası verdi. İmamoğlu, Güngören’in ardından günün ikinci genel kurulunu Kartaltepe ilçesi eski lunapark alanında gerçekleştirdi. Meydanı ve evlerin balkon ve pencerelerini dolduran Bayram Paşa sakinleri, İmamoğlu’na sevgilerini gösterdi. İmamoğlu, heyecanlı kalabalığa yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Neden bu milleti kutsuyorsun? Oye İza için değerli mi?: Toplumun her katmanı burada. Kıyafet, kıyafet, yaşam tarzı hiç farketmez. Hepimiz bizim için değerliyiz. Hepimiz bu ülkedeki her çocuğun, her insanın, kadının, erkeğin kurbanı oluyoruz. Her bölgeye ve her etnik kimliğe hizmet etmenin bir yolunu arıyoruz. Ve 28 Mayıs’ta bu yola birlikte çıkacağız. Bayrampaşa çok karışık ilçelerimizden biri. Burada tam resmi, Türkiye’nin tam görüntüsünü yakalayabilirsiniz. Komşusunuz, omuz omuza. Kötü günlerimizi de iyi günlerimizi de birlikte yaşıyoruz. Buradaki binalardan birinde oturan yakın komşumuz, çok sevilen ve saygı duyulan büyük şeyhlerimizden Muzaffer Anlak vefat etmiştir. rahmet diliyorum huzur içinde yatsın. huzur içinde yatsın. Ailenizin tüm fertlerine sabırlar dilerim. Bugün burada yürüyoruz. Ama biz onun ruhuna Fatiha okuyup ruhunu istiyoruz. Şimdi acıyı paylaşıyoruz, iyiyi paylaşıyoruz, güzelliği paylaşıyoruz. Kurban olayım neden bu milleti fitneye düşürüyorsunuz? Neden bu milleti birbirine düşman ediyorsunuz? Oylamaya değer mi? Siyaset için buna değer mi?

Kimsin ki birine “terörist”, birine “PKK” diyorsun. Birine “Yaşanabilir” Demeli Misiniz?: Tanrı aşkı; Bu oy dediğin, parti dediğin, makam dediğin şey milletin takdiriyle olur, milletin aldatmasıyla değil. Bugün kazansanız bile yarın kaybedersiniz. Abdullah’ın kalbini kırmak, bir insanı karalamak, insanlara gerçekmiş gibi yalan söylemek nasıl olur, ne aklım ne de ahlakım anlıyor. Bakmak; Birini protesto edebilirsiniz. Birine kızabilirsiniz. Muhtemelen bundan hoşlanmayacaksın. Hizmetlerini kabul etmeyebilirsiniz. Ama Allah aşkına -kimsin sen- birine “terörist” diyeceksin, birine “PKK’lı” diyeceksin. Birine hain diyeceksin. Bugün Bayrampaşa’da çarşıyı gezerken bir aldatmaca ve aldatma olayına tanık olduk. Ne diyorum ben? Ben kimseye “Oyunuzu istiyorum” demiyorum. iyi şanslar. Bereketli bir pazar dilerim. “İyi günler” diyorum. Oradaki kimseye, ‘Oyu bana verin, oyunuzu istiyoruz’ demiyorum, yemin ederim, ben de demiyorum. Pazarları hep böyle dolaşırım. Avluda istiyorum. Televizyonda istiyorum. bu farklı. Ya da bire bir siyasi toplantılarda isterim. Ama ben belediye başkanı olarak çarşıda gezdiğim için insanlara karşı nazik davranıyorum. Şimdi böyle girdim, hayırlı olsun dedim. İlk makine. Tüccarlar … tüccarlar değil, böyle tüccarlar yok. Bana direkt olarak şunu söyledi: Siz PKK’lisiniz. ‘PKK’lıları istemiyorum’ dedi. Sabırla uyardım. Ben ısrarla “Sen PKK’lısın, PKK tarafındasın…” Ben ısrarla… “Demek PKK’lısın” dedim.

Asıl günahkarlar, fakirleri kandıran ve yüzüme bunu söyleyenleri aldatanlardır: Böyle bir terör örgütünün adını burada anmaktan utanıyorum. Bunu yüzüme kim söylediyse, bu zavallı aldandı… Onu aldatanlar asıl günahkârların ta kendileridir. Cemaatten bir kişiye karşı böyle bir dava açmıyorum; Bir çözüm arıyorum. Ama ona dava açacağım. Sonuna kadar hakkımı arayacağım. Ona “ahlaksız, kaba” yazdıklarını söyledim efendim. Daha ne söyleyeceğim? Elbette ahlaksız. Neden? Dostlarım, burası buradaki herhangi birine vatansever duygulardan bahsetme yerim mi? Abdullah buna boyun eğebilir mi? Ne için yaşıyoruz? Ailemiz için, vatanımız için, vatanımız için, milletimiz için, bayrağımız için yaşamıyor muyuz? Sen kimsin ki bana terör veya terör örgütünün üyesi muamelesi yapıyorsun? Ama o zavallı piçi dava edeceğim. Ama asıl hesabımın kim olduğunu biliyor musun? onu kim söyletti. Hesabım onlarda. Yalan, iftira, yeme hakkı ile ilgili onlarca ayeti Kur’an’dan çıkarıp size burada okuyacağım. Ama burası doğru yer değil. Allah aşkına Müslüman çocuğu, Müslüman, dinimizin mensubu… Ama şunu söyleyeyim, din satanlardan bahsetmiyorum, mümin insanlardan bahsediyorum – Ben’ imanı, kalbi, kalbi ve Allahı olanlardan bahsediyorum. Güzel imanımızın böylesine büyük bir suçluluk dediği şeyi bu millete yaşatanlar utansın. Tanrı onları iyileştirecek. Onları Allah’a havale ediyorum. Allah bu milleti onların gazabından korusun. Çocuklarımızı koruyun.

Bir bakan mikrofondan “Sen PKK’nın yanındasın” diyor, sonra “Oh-oh-oh” yapıyor. Veya bu şarlatan: Size farkı söyleyeyim. Milletvekili olarak görev yapan bir bakan şu anda bir ilimizde… Aynı bakan mikrofondan ‘Hak’, ‘hukuk ve adalet’ diyen, karşı çıkanlara ‘PKK’nın yanındasın, yanındasın’ diyor. BT. Sonra “oh-oh-oh” yapıyor. Onlar şarlatan. Yemin ederim bunlar şarlatan. Bunlar kötü insanlar. Allah bu milleti müstehcenlikten korusun. Bu milleti onların davranış bozukluklarından muhafaza eyle. Gerçekten kutsa. Çocuklarınıza veya çocuklarınıza onlara hitap etmeyin. Onları dinleme. İnsanları yanıltıyorlar. İnsanlarımızı birbirine düşman ediyorlar. Ne istediklerini biliyor musun? O evde oturan, o evdekilerle konuşmasın. Başka bir parti ise, başka bir parti ise selam vermeyin. Bu daire o daireye bakmamalı. Beni en çok ne endişelendiriyor biliyor musun? Pazara giriyoruz. Herkesi selamlıyoruz. Bazıları başını öne eğiyor. Bir düşman gelmiş gibi hissettiriyor. Neden böyle biliyor musun? Dinledikleri bu, kalpleri buzla kaplı.



İmamoğlu: Takla yapmadılar

Bu seçim gençliğin geleceği için seçimdir: Sevgili gençler, birbirinizi sevin. Birbirimize saygı duyuyoruz. Düşüncelerinizi dinlemekten çekinmeyin. Birbirinizi anlamaya çalışın. Önyargınız yok. Elmas gibi bir kalbin var ve çok zekisin. Sevgili gençler, güzel kızlar, güzel yakışıklı gençler, sizler bu milletin geleceğisiniz. Buna aldanmayın. Bu seçim senin. Bu, gençlerin geleceğinin seçimidir. Milleti birbirine düşürmek istiyorlar. Birbirinize kinle sarılıyorsunuz. Birbirinize sarılın. Birbirimizi anlıyoruz. Bakın bu ülkede her etnik kökenden insan var. Her dinden insan var. Kalbim bana diyor ki: Bak Ekrem, bir kişiyi bile öne çıkarırsan, bir kişiyi geride bırakırsan başarısız olursun. Herkes yanar. Kalplerini kazanmak için bana oy vermeyenlere karşı daha dikkatli olacağım.”

“SMA hastalarına uygulanan vergilerle ilgili hikayeye katılıyorum, reşit olmayanlara değil”

Bu arada Ekrem İmamoğlu, döviz açan vatandaşa, “Bizim vergilerimiz reşit olmayanlara değil SMA hastalarına harcanmalı” diyerek, “Kardeşim, vergilerin sadece SMA hastalarına ve çocuklarımıza harcanması gerektiğine tamamen katılıyorum. SMA hastalarında başka hastalıklar da var ve çok pahalılar.” Bu insanların çaresizliğine üzüldüm. Hem başkan adayımızın hem de adayımızın teması bu. Bunu mutlaka çözeceğiz. Güzel yüreğinizi tebrik ederim. “

İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

Hep birlikte, bu aziz ülkeyi ve ülkemizi yeniden bir kurallar ve kurumlar durumuna geri getireceğiz: Bayrampaşa’daki hizmetlerimizin birçoğunu size anlatabilirim. Bakın bu meydanı ve caminin yapımını hızla bitireceğiz. Kendi yapılarımızdan birkaçını tanımlayabiliriz. Mesela Bayrampaşa Otogarını çok güzel bir şekilde dönüştürdük. Artık insanımızın kütüphanesine, tiyatrosuna gittiği bir yer haline geldi. Biz o pisliği temizledik. bunun ne olduğunu biliyor musun? Yıllardır biriken kirler temizlendiğinde ne olduğunun göstergesidir. Onun için temizleyeceğiz. Saklayacak çok şeyimiz var. Sadece İstanbul’da değil, yurdun her köşesinde temizleyip koruyacağımız çok özel ve önemli bir işimiz var. Bu seçimde sadece cumhurbaşkanı seçmiyoruz. Bu seçim bir sistemden, başımızın belası olan, bizi birbirimize düşüren, ekonomimizi yok eden, adaletimizi yok eden, adalet sistemimizi yok eden, meritokrasiyi yok eden, herkesi umutsuzluğa düşüren bir sistemden kurtulma seçimidir. bu da gençlerin geleceğe dair umutlarını yok ediyor. Çöp kutusuna atacağız. Bu devleti, bu aziz devletimizi hep birlikte bir nizamlar ve kurumlar devleti haline getireceğiz.

Bu yönetime katılanları evlerine göndereceğiz: Bu ülkenin başına gelen belalar, her konunun bir kişi tarafından bilindiği tek adam yönetiminin sonucudur. Bu itibarla o tek kişilik yönetimi ve bu yönetimi getirenleri evine göndereceğiz. Evet, o çiçek günleri çok yakın. ne yapmalıyız? 28 Mayıs’tan sonra inşallah seçimler hemen biter ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu Atatürk’ün Çankaya’daki evine uğurlarız. Bu yüzden bu sistem kaybolacak. Milletin karşısında, milletin insanına sahip çıkan, sözünü, hislerini, tecrübelerini dikkate alan daha güçlü bir sistemle Türkiye’yi demokratik bir düzeye taşıyacağız. Bu seçim onun. Bu seçim aslında bir kurtarma seçimidir. Değiştirmeyi seçin. Bu seçim dürüstlüğün, iyiliğin ve cesaretin kazandığı bir seçim olsun. Bu seçim yalanın, komplonun, şantajın ve iftiranın kaybettiği bir seçim olsun. Anlayalım. Bu ülkemizin geleceği için çok önemlidir. Biz halkız ve halkız. Biz Cumhuriyet çocuklarıyız. Biz özgürlüğü seven, herkesin güçlü olduğu, 86 milyon insanın güçlü olduğu bir ülkeyiz. Bunu unutmuyoruz. Biz kararlıyız. Biz çalışıyoruz. Sesimizin yanındayız. Sosyal demokrasinin kazandığı, birbirine saygı duyulan bir seçim olmasını istiyoruz. Dönüşen, düşmanları kaybedene çeviren bir seçim olsun. Birlikte bunu yapabiliriz. sana çok inanıyorum Her şey çok güzel olacak.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın