medyauzmani.com
Hatay’da binası yıkılmayan mühendis: Babam bilime inanırdı, biz ondan öğrendik – Yerel Haberler

Hatay’da binası yıkılmayan mühendis: Babam bilime inanırdı, biz ondan öğrendik

Antakya’da binlerce bina depremlerde yıkıldı. Bölgede zarar görmemiş bazı binalar da var. Bunların arasında Argufinoğlu ailesi tarafından yaptırılan 3 kamu binası ve 12 daire bulunuyor. İnşaat mühendisi Mustafa Argufinoğlu, “Bilime inanan babam benim rehberimdi” dedi ve binaları olması gerektiği gibi inşa ettiler.

Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri, 6,4 büyüklüğündeki Defne’de olmak üzere 7,7 ve 7,6 derece büyüklüğünde depremin meydana geldiği Hatay’ın Antakya, İskenderun, Samandağ ve Kırıkhan bölgelerinde binlerce binalar yıkıldı, binlerce insan yaşadıkları binaların enkazı altında öldü.

Binlerce bina ağır hasar alarak kullanılamaz hale gelirken, ayakta kalanlar da var. Milliyet’ten Cedim Yılmaz’ın haberine göre, Antakya’da ilki 2004 yılında Argufinoğlu ailesi tarafından yaptırılan 3 kamu binası ve 12 apartman yıkılmayan binalar arasında yer aldı. Bu binalarda deprem nedeniyle herhangi bir can kaybı yaşanmadı.

İşte binalar

Hatay’da meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremde bu binalar başarılı bir testten geçmiş, sadece 75. Yale Bulvarı’nda bulunan Yüksel apartmanı ağır hasar görmüştür. Argufinoğlu, Yüksel apartmanlarının yıkılacağını bildirdi.

1- Kerem apartmanları
2- Salim’in dairesi
3- Sultan Apartmanı
4- Uygun izle
5- Muhammed Zehra’nın dairesi
6- Sky Block 3 binaları
7- Sima apartmanları
8- Yüksel Apartmanı 2
9- Yüksel Apt (6.4 de hasarlı)
10- Norshat Rezidansları
11- Yıldızlı Daireler
12- İrem Apt
13- Sosyal Hizmet Binası
14- Odabaşı Lisesi
15- Defne Cengiz Topel İlkokulu

İnşaat müteahhidi inşaat mühendisi Mustafa Argufinoğlu, adını ve itibarını bildiği ve işlerini temiz yaptıklarına inandığı müteahhitlerin enkaz altında yaşamını yitirdiğini söyledi. “Tek mutluluğumuz, devlet daireleriyle yaptığımız her şeyin ayakta kalması.” Argovinoğlu, şunları söyledi:

“Antakya’nın çeşitli mahallelerinde yaptığımız toplam 12 binamız var ama şu anda hepsi sağlam ve çevrelerindeki binaların birçoğu yıkıldı. Adını bildiğim ve işini temiz yaptığını düşündüğüm müteahhitler var. Hepsi bunların bir kısmı inşaat mühendisiydi ve çöküntü altında hayatlarını kaybettiler.Fakat yaptıkları binaların altında işini bildiğimiz ve çelik dediğimiz insanların olduğunu görünce ya mühendisin tasarımının ya da inşaatçının hatası olduğunu düşündüm. Yer etütlerini yapan jeolog.Biz mühendisiz ama hocalarımız da çok.Uygulamalarda gözden kaçan bir hata olabilir.O da bu bizim sorumluluğumuzu ortadan kaldıracağı anlamına gelmiyor.”


Türkiye’nin umudu ‘halkla dayanışma’

“Bilime inanan babam benim en büyük akıl hocamdı. Yaptığımız tüm inşaatların başında hiçbir şey eksik kalmayana kadar bekledik. Çok klasik gelebilir ama babam bize hep ‘Sizin yok’ derdi. okursan belediye temizlikçisi olabilirsin. Mühendislik “Yapacaksan ona göre yap.” Hatta kendimi tek tek saydım. Betonum kırılırsa o betonu gönderirim. Ne de olsa parayla satın alıyordum. Bu nedenle başta beni tanımayan beyefendiler ve taşeronlar bana “Senin cimri biri olduğunu yurt dışından duyduk” derlerdi. Bir şey öğrendim. Senin payın var.”

“Hapislik denen şeyden korkmuyorum, sadece yatmak. Ama birinin ölümüne sebep olmak vicdanen katlanamam. Bizim için tek tesellim hiçbirinde tek bir can kaybı yaşanmamış olması. Bu binalarda oturanlar dua ediyor ve dua ediyor.Yaptığımız apartmanlardan birinde biyoloji öğretmenim oturuyordu ve “Antakya’da akrabalarım dahil çok insanımızı kaybettik. Çok üzüldüğümüz, sevindiğimiz ve vicdanen rahat olduğumuz nokta, yaptığımız binaların yıkılmaması.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın