medyauzmani.com
Gözaltında hayatını kaybeden Ahmet Görici’nin avukatı Akduğdu: Polis çelişkili ifadeler kullanıyor – Yerel Haberler

Gözaltında hayatını kaybeden Ahmet Görici’nin avukatı Akduğdu: Polis çelişkili ifadeler kullanıyor

Gözaltında hayatını kaybeden Ahmet Görici ile en son görüşen avukat Erdoğan Akduğdu, 988’e konuştu. Akdu, güreşle ilgili çelişkili ifadelerin olduğunu söyledi.

10 şehri derinden etkileyen iki büyük depremin akıbeti son derece yıkıcı olmaya devam ederken, dikkat çeken bir iddia gündeme geldi. Depremin ikinci gününden itibaren sosyal medyada bazı kişiler tarafından yağma olayları gündem oldu. Bu yağma olaylarının ilk hedefi göçmen ve mülteciler oldu. Bazı noktalarda hedef alarak saldırılar da oldu.

Bazı hesapların ana akım medyada yer alması ve linç boyutuna ulaşmasıyla saldırıların boyutu artmaya devam etti. 11 Şubat’ta Hatay’ın Büyükburg ilçesinde jandarma güçleri “hırsız” oldukları iddiasıyla hedef alınarak saldırıya uğrayan Ahmet Göresi ve Sabri Göresci’nin de aralarında bulunduğu 6 kişiyi tutukladı. İki isim alıkonulduktan sonra Ahmed Gorishi hayatını kaybetti. Modern Hukukçular Derneği yaptığı açıklamada Gorishi’nin işkence altında öldürüldüğünü belirtti. ÇHD avukatlarının da tehdit edildiğini açıkladı.

Ailenin isteği üzerine geldi. Erdoğan ğdo’yu onayladı ve geldi. Mehdi Zana, Sabri Ghourichi ile Akkaya Altınuzu jandarma karakolunda karşılaştı. Gözaltında hayatını kaybeden Ahmet Görici ile en son görüşen avukat Erdoğan Akduğdu, 988’e konuştu.

Akdoğdu, gözlemlerini ilk olarak Antakya’da bildirdi. Akdoğdu, Antakya’daki tahribatın tarif edilemez olduğunu belirterek, “Biz bunu ancak bir şehrin savaş uçaklarıyla bombalanması olarak nitelendirebiliriz, yani 2. Dünya Savaşı’na benzetebiliriz, evden eve değil, mahalle mahalle yıkım var. . Yani bir mahalleden diğerine enkaz var.” Yoksa” Birçok binaya dokunulmadı bile. İş makineleri bile giremezdi. Orada ölü insanlar var. Cenazeleri nakledilen ailelerin defin işlemlerinin ardından şehri terk ettiğini, cenazelerini teslim almayan ailelerin ise hala beklediklerini sözlerine ekleyen Çavuşoğlu, şu anda cenazelerini teslim almak için güvenlik sıkıntısı yaşanıyor.

Savcı olayı çözmeye çalışıyor

Gözaltındaki ölümle ilgili olarak Akdo, şunları söyledi:

Ülke dilinde tırnak içinde hırsızlık ya da yağma olayları yaşandı. Belli sayıda tutuklama yapıldığı söyleniyor. Jandarma, bu olaylar sonucunda Antakya’da 57 kişinin gözaltına alındığına dair bilgi verdi. Dün cinayet davası için Hatay Altınıza gittik. Kardeşler ve akrabalardan oluşan 6 kişilik aile grubu gözaltına alındı. Çocuklardan biri olan Ahmed Gureshi, Altınozzo Jandarma Karakolu’nda defalarca ıslatılarak ve dövülerek öldüresiye dövüldü. İyi bir ruh halindeydi. Başsavcı ile görüştük, yani gördüğümüz Başsavcı’nın bir ilgisi var. olayı çözmeye çalışıyor. Yani üzerinde özel bir baskı yoksa hakkını vermelidir.

4 avukat bu işle ilgileniyor

Dün gece saat 3’e kadar bu konu üzerinde çalıştık. Bugün 4 avukat arkadaşımız aile ifadesi ve diğerleri için Altınözü’ne gitti. Vekaleten gidenler de oldu. Ahmed Goreishi’nin cenazesi henüz morga kaldırılmadı. Çünkü otopsi işlemlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve asıl ölüm sebebinin ne olduğu konusunda delil toplama taleplerimiz olacak. Şimdi burada bahsedildiği gibi örneğin bu gladyatör ailesi göçmen, Kürt ya da Afgan-Suriyeli değil. Yaklaşık seksen dokuz yıldır burada yaşayan bir aile, bu anlamda sorarsanız, Suriyeliler ve Afganlar hırsızlık yapıyor, göçmenler de hırsızlık yapıyor. Bu doğru bir izlenim değil. Göçmen olsun, burada olsun, hırsızlık vakaları oldu, bu karmaşaya karışan insanlar oldu.

Yeni bir güvenlik konsepti uygulandı mı?

Bazıları zorunluluktan, bazıları da aslında fırsattan kaynaklanır. Ama bu ölüm ve işkence olamaz. Olmamalı. Herhangi bir yasal işlem gerekirse. Burada gördüğümüz şey bu. Güvenlik konsepti uygulanmaktadır. Herkes o kadar öfkeli ki, devletin görevi karakollarda insanları öldürmek değil, bir an önce elektrik, su sağlamak ve doğalgaz hattını köylere ve şehir merkezine bağlamak olmalıdır. Güvenlik konsepti düşünülürse bununla olabilir. Diğer bir deyişle, yaşam standardının belirlenmesinin güvenlik kavramının birincil amacı olması gerektiğine inanıyoruz. Ümit Özdağ gibi faşistlerin ve diğer ırkçıların burada ve diğer illerde beslemeye çalıştıkları anarşik ortam ne yazık ki halkın devlete olan öfkesinden kaynaklanmaktadır. Halkın durumu çok sinirli. Köylere gönüllü giden sağlık ekiplerine devlet memuruysanız girmeyin gibi bir tepki var. Devlet kamyonet donanımlı askeri araçlarla hiçbir köye yardımda bulunmadı.

Yeşil Avukat: Bunlar öğe değil

Avukat Gökmen Yeşil ise sosyal medyaya yansıyan toplu infaz ve işkence görüntülerinin münferit ya da ani olaylar olmadığına dikkat çekti.

Bazı devlet görevlilerinin de şiddet olaylarına karıştığını söyleyen Gökmen, “Polis ve jandarma da dahil olmak üzere bazı devlet görevlilerinin kendi fotoğraflarını çekip işkence eylemlerini sosyal medyada yayınlamaları organize bir faaliyet olduğundan şüphelenmek gerekiyor. Amaç sadece hırsızlara değil herkese terör estirmek.Ve bu bir güvenlik sorunu atmosferi ve genel bir baskı atmosferi yarattı.Dikkat ederseniz hiçbir üst düzey yetkili, özellikle İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı görüş bildirmedi. . Bu saldırıların duracağına ve işkence ve vahşice öldürme faillerinin adalet önüne çıkarılacağına dair herhangi bir açıklama.Yağmada hizmet ettikleri kişiler gerçekten suçludurlar mı, değiller mi bilmiyoruz, kanıtlar tam tersi, bazı kişilerin haksız yere yağmalandığını veya yağmalandığını gördük ve bazı parti liderleri ve sosyal medyada itirafı olan kişiler infaz ortamının kalktığını söylediler. Kanunun bu kapsamı alevleniyor. hukuki anlamda yağma değil hırsızlıktır, suçun cezası on yıla kadar hapistir. Hal böyle iken fillerin file vurmasının kabul edilebilir bir yönü yoktur. Bu da kolluk kuvvetlerinin kendileri tarafından şiddetli işkenceye ve ölüme yol açtı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa çerçevesinde savaş zamanında dahi işkenceye müsamaha gösterilmediği kayıt altına alınmıştır. Failler ve hükümet yetkilileri bulunmalı ve sonuçlar kamuoyuna açıklanmalı, aksi takdirde toplumsal sonuçları deprem kadar vahim olacaktır” dedi.

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Adalet Bakanı Bekir Bodağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da işkence ve cinayet iddialarını sordu.

Gergerlioğlu, Soylu ve Bozdağ’a şu soruları yanıtladı:

1- Ahmed Kureyşi ve Sabri Kureyşi adlı iki kardeşin silahla bölgeye girdiği doğru mu?

2- Sabri Kureyşi’nin tutuklanması sırasında kardeşi Ahmed Kureyşi “Neler oluyor?” diye sordu. Dediğinde: Adın ne? “Ahmed Göreşi” sorusuna cevap verildiğinde Ahmed Göreşi’nin de arananlar listesinde olmadığı halde “sen de gel” denilerek götürüldüğünü iddia etmek doğru mudur?

3- Köylülerin tanıklığı. Güreşçi kardeşler ve 4’ün arabaya bindiklerinde güçlü oldukları halde arabadayken oklarla vurulmaya başladıkları iddiası doğru mu? Bu iddia doğruysa, konuyla ilgili açık bir soruşturma var mı?

4- Sabri Kureyşi’nin “kaburgaları kırıldı, yüzü şişti, elleri ve ayakları şişti, jandarma karakollarında kolunu kaldıramıyor” iddiası doğru mu?

5- Ahmed Gorishi ve diğerleri: “Karnına işkence yapıldı, ıslatılarak dövüldüler, tecavüz tehdidi vardı.” İddia doğru mu?

6- Ahmed Goreishi ve diğerlerinin “anüs içinde sıkışmış” olduğu doğru mu?

7- Ahmed Gorishi’nin cesedine yapılan ilk otopsinin “burnunun darbe sonucu kırıldığı, vücudunda morluklar ve beyninde kanama olduğu” ortaya çıktığı doğru mu?

8- Davaya bakan avukatların “sonunuz böyle olacak” diye tehdit edildiği doğru mu?

9- Kolluk kuvvetlerinin doktorları doktora götürürken soydukları söylenerek otopsi yapılırken İstanbul Protokolü’ne uygun hareket edilmediği iddiası doğru mudur?

10- Deprem sonrası olağanüstü hal ilanı sırasında kolluk kuvvetlerinin yaşadığı travma nedeniyle gözaltında kötü muameleye yol açacak uygulamaların önlenmesi için bakanlığınızca alınan tedbirler nelerdir?

11- Deprem sonrası OHAL ilan edilmesiyle birlikte kolluk kuvvetlerinin canının istediği gibi hareket edeceği ve kimsenin hesabını sormayacağı algısı doğru mu?

12- Konuyla ilgili soruşturma açıldı mı? Soruşturma açılırsa akıbeti ne olacak?


Ali Babakan: “Bu zor zamanda bile iftiracıların peşine düşecek fırsatları Allah’a havale ediyorum”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın