medyauzmani.com
Filiz Kirişcioğlu: “SEZEN AKSU’nun “Seni araştırıyorum, bütün ülke sana bağlı, evin altında, sigortanın veya yargının gözetiminde” şarkısı gibi – Yerel Haberler

Filiz Kirişcioğlu: “SEZEN AKSU’nun “Seni araştırıyorum, bütün ülke sana bağlı, evin altında, sigortanın veya yargının gözetiminde” şarkısı gibi

Halkların Demokratik Partisi’nin Ankara Milletvekili Filiz Kıristoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Ülkedeki yargı uygulamasına baktığımızda suçluların cezasızlıkla cezalandırıldığını görüyoruz. Bir yandan muhalifler bir yandan uzun hapis cezalarına çarptırılırken, Siyaset yargıya giriyor.Tıpkı Sezen Aksu’nun ‘İçine Hapsedildim’ türküsünde olduğu gibi neredeyse tüm ülke tutuklu, ev hapsinde ya da adli kontrolde. Tutuklama artık bir tutukluluk dönemi olduğu kadar ceza olarak bir yargılama dönemidir” dedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin Ankara Milletvekili Filiz Kıristoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Ülkedeki yargı uygulamasına baktığımızda suçluların cezasızlıkla cezalandırıldığını görüyoruz. Bir yandan muhalifler bir yandan uzun hapis cezalarına çarptırılırken, Siyaset yargıya giriyor.Tıpkı Sezen Aksu’nun ‘İçine Hapsedildim’ türküsünde olduğu gibi neredeyse tüm ülke tutuklu, ev hapsinde ya da adli kontrolde. Tutuklama artık bir tutukluluk dönemi olduğu kadar ceza olarak bir yargılama dönemidir” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda; Kesin Hesap 2021 kanun teklifi ve 2022 bütçe tasarıları TBMM, Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay ve Yargıtay’da görüşülüyor.


Urs, İYİ milletvekilleri tarafından hastanede ziyaret edildi

“Bütün ülke sizin tarafınızdan tutuklu veya ev hapsinde ya da adli kontrol altında”

HDP Ankara Milletvekili Filiz Kiristoğlu, Genel Kurul’da şunları söyledi:

Ülkedeki yargı pratiğine baktığımızda bir yanda cezasızlıkla cezalandırılan suçluları, diğer yanda uzun hapis cezalarına çarptırılan muhalifleri ve siyasetin yargıya müdahale ettiğini görüyoruz. Tıpkı Sezen Aksu’nun “İçinde Tutsak” şarkısında olduğu gibi, ülkenin neredeyse tamamı tutuklu, ev hapsinde veya adli kontrol altında. Tutukluluk artık bir ceza kadar uzun, hem de bir ceza kadar. Yurt dışından dönenler, başlarına gelecekleri göze alarak firar şüphesiyle tutuklanabilirler.

Bu ülkede yıllardır biliyoruz ki her hükümet kendi mahkeme sistemini oluşturmaya çalışıyor. Çünkü bu ülkede herkesin rövanşı var. İstiklal Mahkemeleri, 60’ıncı darbe, 71’inci darbe ve 80’inci darbe, 28 Şubat’ta yüzbinlerce insanı bu siyasi uygulamada işkence ederek, kamu haklarından mahrum bırakarak… .

“Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü işlevi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne giden süreci geciktirmektir.”

Yargı bu ülkede siyasetin aygıtı olmasaydı mesela Gültan Kışanak 12 Eylül’de yaşadıklarının ardından bugün taç giyecekti, devlet özür dileyecekti. Ama aynı politika, aynı kural, aynı kitap aynı kırmızı kitap. OHAL Komisyonu nasıl başvuruların yargıya intikal etmesini engelleyen bir fren mekanizması olarak kullanıldıysa, Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü işlevi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne geçişi geciktirmek. Hak ihlali kararı aldıklarında bile bu kararı o kadar geç veriyorlar ki artık bu ihlalin telafisi yok. Ayrıca Anayasa Mahkemesi başvurucuya ve olaya göre dosyayı beklemeye alıyor. Örneğin Barış Akademisyenleri görevden alındıktan sonra hükümet, Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarında Olağanüstü Hal Komisyonu oluşturdu. Anayasa Mahkemesi, bu tür talepleri iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle reddetmiştir. Ama hadi başvurunun yapıldığı tarihte böyle bir komisyon bile yoktu. Komisyon etkili bir iç hukuk yolu da değildir. Ayrıca, bu komite henüz bir karar vermedi ve barış akademisyenlerinin dosyalarının çoğu hala beklemede. Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanına hakaret davalarını ısrarla yargılamadığı gibi içtihat da oluşturmaz. Bu, bir insan gibi davrandığınızın kanıtıdır.

“Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla 8 yılda açılan soruşturma sayısı 200 bini baz alırken.”

Adalet Bakanlığı verilerine göre 2014’te 110 olan cumhurbaşkanına hakaret davası sayısı 2021’de 9 bin 168’e yükseldi. Son sekiz yılda cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla açılan açık soruşturma sayısı 200 bine ulaşırken, vaka sayısı 44.675’e ulaştı. Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesindeki linç girişimine azmettiren, olay anında yaşanan ve olaya müdahale etmeyen ve ihmal eden kamu görevlilerinin soruşturulmasına ilişkin şikayet başvurusunda inceleme yapılmadan karar verildi. . ödevler. Bu kişilerin yargılanmasına izin verilmedi. Bu dosya 2017 yılından beri AYM’de bulunmaktadır.

“Bu ülkenin siyasi tarihi aynı zamanda parti kapatma tarihidir.”

Bu ülkenin siyasi tarihi aynı zamanda parti kapatma tarihidir. Henüz birinci yüzyılı doldurmamış olan Cumhuriyet’te 28’i Anayasa Mahkemesi tarafından olmak üzere 60 siyasi parti kapatılmıştır. Her siyasi gelenek başka isimler altında varlığını sürdürdü. Ancak ülkede siyaset 2022’de hala ilerleyemiyor ve Anayasa Mahkemesi’nin gündeminde bir kapatma davamız var. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HDP’nin kapatılmasına ilişkin hazırladığı ilk iddianameyi, terör örgütünün merkezi olma suçlamalarının parti ile ilişkilendirilemeyeceğini söyleyerek iade etti. Ancak ne hazırlanan ikinci iddianame ne de davaya delil olarak eklenenler bu davanın siyasi saiklerle açıldığı gerçeğini değiştirmedi. İkinci iddianame, AKP’nin tek başına iktidara geldiği 7 Haziran seçimlerinin yıl dönümünde, anayasada yer alan iade gerekçelerinin hemen hemen hiçbirine uymadan yeniden Anayasa Mahkemesi’ne sunuldu. Kapatma gerekçesi olarak bazı belediyelerin 2014 yılındaki faaliyetleri gösterildi. Bu faaliyetlerin suç teşkil edip etmemesine bakılmaksızın adı geçen belediyeler HDP’li belediyeler değildir.

“Sivil özgürlük ve eşit vatandaşlığa dayalı yeni bir anayasa ile birlikte ülkeyi demokratikleştireceğiz”

Bu davadaki bir diğer hukukçu da şüphesiz İrfan Fidan’dır. Sezgin Baran Korkmaz’ın mal varlığı ve yurtdışına çıkış yasağını kaldırmasıyla da tanınan Fidan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sırasında HDP’liler hakkında çok sayıda soruşturma yürüttü. Kapatma davasında iddianameye konu 46 dosyada soruşturma aşamasında imzası var. Bu dosyanın savcısı da hakimi de aynı kişi. Her partinin ayrı anlamlar taşıdığı Cumhuriyetin 100. yılını partiyi yeniden kapatarak, başta Kürt halkı ve Halkların Demokratik Partisi olmak üzere tüm muhalefetin iradesini hiçe sayarak taçlandırıp taçlandırmayacağınızı hep birlikte göreceğiz. Kısacası Anayasa Mahkemesi kapatma davasıyla 2022’deki rolünü belirleyecek. Bu bütçe hükümetin son bütçesi olduğu için 12 Eylül’e kalan anayasanın son beyannamesi olacak. Sivil özgürlüklere ve eşit vatandaşlığa dayalı yeni bir anayasa ile ülkeyi demokratikleştireceğiz.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın