medyauzmani.com
Fenomenoloji nedir? ” YerelHaberler – Yerel Haberler

Fenomenoloji nedir? ” YerelHaberler

Başka anlamlarda kullanılsa da bu olgu aslında bilinç anlamına gelmektedir. Mantık kelimesi, bildiğimiz gibi, bilim anlamına gelir. Yani fenomenoloji kabaca bilinç bilimi anlamına gelir. Hegel tanımı ortaya koydu ve bu alandaki ilk bakış açılarını ifade etti. Daha sonra fenomenoloji terimi, Husserl’in araştırmalarından ortaya çıkan ve insan bilinci ve etkinliğinin sağlam bir tanımına geri dönerek insan bilimlerinin göreliliğinin ötesine geçme eğiliminde olan geniş bir felsefi akım haline geldi.

Fenomenoloji terimini Hegel’in bulduğunu söylemiştik. Bu nedenle Hegel’i bu bilimin babası olarak kabul edebiliriz. Hegel, Ruhun Fenomenolojisi’nde fenomen kelimesinin kök anlamıyla başlar ve fenomenin “önceden gizli ve örtük bir şeyin açığa çıkarılması” anlamına geldiğini söyler. Bu eserinde Hegel, kendi içinde ve kendi içinde oluşan bilinçten “öz-bilinç”e bilginin oluşumunu anlatır. Bundan akla, akıldan da kültür ve ahlak olarak ortaya çıkan anlayışa, bu anlayıştan dine ve oradan da mutlak ilme geçişi anlatır. Duyusal kesinlikten mutlak bilgiye ve felsefeye götüren değişim ve oluşum, anlayışın kendi içine dönmesiyle mutlak bilgi karışımı içinde kaybolan şüpheler, umutsuzluk ve huzursuzluklardan geçer. Hegel’in fenomen anlayışı budur.

Husserl, fenomenlerle ilgilenen başka bir kişidir. Husserl, felsefesine ve yöntemine atıfta bulunmak için fenomen teriminin en geniş anlamına güvenir. Bu anlama göre fenomen, bilimsel bir felsefenin veya teorinin bize verdiği bilginin aksine, bir “şey”in ortaya çıkması ve olduğu gibi görünmesi demektir. Bu konuda Husserl’in Descartes’a dayandığını söyleyebiliriz. Husserl’e göre gerçekten filozof olmak isteyen bir insanın hayatında en az bir kez kendi içine kapanması ve o zamana kadar kabul görmüş bilimleri göz ardı ederek yeniden kurması gerekir. Felsefe bir bakıma kişisel bir iştir; Kişinin felsefesi, kendi bilgeliği, kendi bilgisi olarak kurulmalı ve başlangıcından sonraki tüm aşamalarına kadar, kişinin kendi mutlak sezgisi üzerinde geçerli kılınmalıdır.

Aslında Fenomenoloji adını tasarımından alır. Yani, “şeylerin kendilerine dönmek” ve onları bilince göründükleri gibi tasvir etmek ister. Bunu yaparken de o günün tüm bilgi ve ön yargılarını bir kenara atmaya meylediyor. Bu nedenle, fenomenler öncelikle tanımlayıcıdır. Sartre, “Açık Varlık Üzerine Bir Deneme” başlıklı “Varlık ve Hiçlik” (L’etre et le Neant) adlı eserinde bu girişimden bahsetmiştir. Dolayısıyla fenomenolojik indirgeme, herhangi bir nesnenin dış ya da iç dünyadan saf bir olguya indirgenmesi, öznenin dışındaki varlığının ve ortaya çıkmasına neden olan sebeplerin incelenmesinden kaçınılmasıdır. Mesela kalemi bilince göründüğü gibi tarif eder ve böylece kalemin şuurunu da tarif eder. Ancak burada incelenen nesneyi olabildiğince bir hipotez olarak çeşitlendirmek ve söz konusu nesnenin özünü anlayana kadar buna devam etmek gerekir.

Kanallık bilinci kavramı, Husserlian’ın fenomenolojisinde önemli bir yer tutar. Husserl her zaman bilincin eylemi veya yönü ile bilincin nesnesi arasında ayrım yaptı. Burada bir parantez açıp şunu belirtmek gerekir ki; Fenomenolojik yöntem, söz konusu öznenin bilinç dışında gerçek bir varlığa sahip olduğunu iddia etmeyi veya reddetmeyi yasaklar.

Doktrin ve yöntem olarak Husserl’in felsefesine atıfta bulunan Fenomenoloji, tam anlamıyla çağdaş düşünceyi büyük ölçüde etkilemiştir ve etkilemeye devam etmektedir. Heidegger (Husserl’in öğrencisi), Max Schiller, Sartre ve Derrida gibi birçok filozof, çeşitli yönlerden fenomenolojiye bağlı olduklarını belirtmişlerdir.

katip:Gazanfar Tufanı

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın