Ergenlik, biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal gelişim, değişim ve olgunlaşmanın olduğu çocukluktan yetişkinliğe geçiş aşaması olarak adlandırılır. Bu dönemde ergen her yönden gelişir ve olgunlaşır. Olgunlaştıkça birçok değişiklikle başa çıkarken çeşitli kafa karışıklıkları yaşar. Aileler en zor imtihanla çocuklarının ergenlik döneminde karşılaşırlar. Özellikle ergenliğin zirve yaptığı ve etrafımızın entelektüel ergenlerle çevrili olduğu bir dönemde, ebeveynler çok zor zamanlar geçiriyor.
Ergenlik çağına kadar oldukça düzenli, sakin ve dengeli bir hayat yaşarken, ergenlik çağına gelindiğinde ergenlik çağındaki ergenin hayatındaki tüm dengeler alt üst olur. Bu dönem, ailenin gence bir şey söyleyemediği, dinletemediği ancak anlatmak ve fikir beyan etmek için büyük çaba sarf ettiği bir dönemdir. Bu dönemde ergen bazı duygusal çatışmalar yaşar. Gençler yalnız kalmak isterler ve neredeyse bir arkadaş grubuna katılmak isterler. Bakalım girilen arkadaş grubu genci beğenip onaylayacak mı? Yoksa aşağılanacak ve hor görülecek mi? kaygı taşır. Bu nedenle, gencin ciddi duygusal bozuklukları vardır. Bu duygusal seviye okul başarısını, sağlık durumunu, cinsiyeti ve bir gencin zekasını etkiler. Kötü sağlık koşullarına sahip bir genç, özellikle daha duygusal hale gelebilir.
Genel olarak bu dönemdeki ergenler, çevrelerinin ve arkadaş gruplarının onlardan istediği şekilde davranırlar. Duygularını gizlerler. Çevrenin beğenisini kazanma duygusu vardır. Bu, bir gencin kendini yersiz hissetmesine neden olabilir. Bu nedenle gençler vazgeçebilir. Karamsarlık ve gelecek kaygısı ortaya çıkar. Bu faktörler ergenin duygusal dünyasında dengesizlikler yaratır. Bu nedenle bir gün çok neşeli olan bir genç ertesi gün çok hüzünlü olabilir.
Ergenlik döneminde, duygular şiddetli hale geldiğinden, ergenlerde yüksek derecede duygusallık görülebilir. Bu dönemde oluşan küçük bir kırgınlık bile bir genci ve onun yakın ilişkilerini hemen etkileyebilir. Duyguların yoğunluğu nedeniyle ergenlerde bazı stresli durumlar görülebilir. örnek; Tırnak yemek, parmak emmek, yüzünü eline yaslamak gibi…
Bu uyum süreci doğal olarak strese ve duygulanmaya yol açar. Çünkü pek çok alanda yeni durumlara uyum sağlamak hem davranış hem de duygu değişikliği gerektirir. Aile içinde duygusal ve sosyal açıdan başarılı bir çocukluk geçiren birey, ergenlik dönemindeki sorunları daha kolay atlatır. Aile içi iletişime açık olmak ve gerektiğinde ebeveyn rehberliği önemli faktörler arasındadır.
Ergenlikte en yaygın duygu biçimleri nelerdir?
korkmuş: Gençler için özellikle bilinmezlik korku yaratır. örnek; Ergenin ilgilendiği aktivitenin sonucunu tahmin edememesi korku yaratır. Öte yandan, sosyal ilişkilerde korku vardır. örnek; Alaycı insanlarla tanışmak, konuşmak vb.
kızgınlık: Kişinin bu dönemde hissettiği öfke, genellikle sosyal kaynaklardan kaynaklanan öfkedir. Başka bir deyişle, bir gence alay etmek ve yalan söylemek onda öfke yaratır.
Hayal kırıklığı: Delikanlının niyetinin önüne taş koyan ve arzularına kavuşmasını engelleyen unsurlar, onda hayal kırıklığına neden olur. Bu nedenle gençler zaman zaman sıkıntı yaşarlar.
Manevi zorluklar: Kişiyi harekete geçiren içsel arzular sıklıkla bloke edildiğinde kişide gerilim oluşur. Baskı, tatsız olaylar, ağır görevler, keder ve stresli olaylar zihinsel strese neden olur.
Ergenin duygu erozyonunu önlemek ve duygusal gelişimini desteklemek için ailede uygun bir iletişim ortamı oluşturulmalıdır. Gençlerle alay edilmemeli, aşağılanmamalı, olaylar ve duygusal çalkantılar önemsizmiş gibi vurgulanmamalıdır. Unutulmamalıdır ki ergen bu dönemde çok hassas ve duygusal olarak kırılgandır ve ona göre davranılmalıdır.
Kaynak:
Haluk Yavuzer – Çocuk Psikolojisi
yazar:Yalnızca altn
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]