medyauzmani.com
Engin Özcü’den Hüseyin Urs’un dövülmesine tepki: “Bu pozisyonu alan AKP iktidarı veya zaferi bunun hesabını verecek mi?” – Yerel Haberler

Engin Özcü’den Hüseyin Urs’un dövülmesine tepki: “Bu pozisyonu alan AKP iktidarı veya zaferi bunun hesabını verecek mi?”

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “AKP hükümeti mi yoksa bu alçak saldırıyı gerçekleştiren Zafer Işık mı hesabını verecek? TBMM’de bir milletvekili konuşuyorlar, bir şey olursa hesabı sorulacak. ?”

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoş, “AKP hükümeti mi yoksa bu alçak saldırıyı yapan Zafer Işık mı bunun bedelini ödeyecek? Peki kendi aralarında konuşuyorlar, gülüyorlar, bu yaptıkları çok aptalca bir şey mi?” Konuşurlar.. Allah’ı korumak için bir şey olursa hesabını kim verecek TBMM’de bir milletvekili?Kimse.. Neden?Kara para aklayıcı 4-5 mahkemenin mal varlığına el koydu, yurtdışına çıkış yasağı koydu ve başka bir mahkeme şaşırtıcı bir şekilde kaldırdı. Ve 4 Aralık 2020’de firarından önceki gece Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Sezgin Baran Korkmaz. Odasında ağırlanır. Bir kaçış planı tartışılıyor. Ertesi gün bir kara para aklayıcı çıkar, elini sıkar ve gider… Bugün sordum. Ben sorarken Adalet Bakanı (Bakır Bozdağ) sorumu soracağımı bildiği için hemen ayağa kalktı, ben de inatla sorumu şimdi TBMM’de sordum, yine soracağım.”

Engin Özkoç, TBMM’de bugün düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AKP’li Zafer Işık tarafından yumruklanarak hastaneye kaldırılan İYİ üyesi Özkoş, “Aldığımız bilgiler şu anda kalbin normal düzenine kavuşması için uyutuluyor” dedi.

İşte Özkoç’un konuşmasından satırbaşları:

AKP zorbalığı daha ne kadar devam edecek: Parlamento bütçeyi görüşür. Bugün tartıştığımız bütçe Adalet Bakanlığı’na ait. Yani hak, hukuk ve adaletin gündemde olduğu bir bütçe gününde yaşıyoruz. Peki, böyle bir günde TBMM nasıl bir olay yaşıyor? Dokunulmazlığı bulunan, kalp rahatsızlığı bulunan ve kalbinde pil bulunan İYİ Milletvekili Hüseyin Urs, milletvekili olarak görüşlerini açıklarken AKP Milletvekili Zafer Işık tarafından yumruklandı. AKP zorbalığı nereye kadar gidecek?


RIDVAN TURAN: “Cumhuriyet’in 100’üncü yıllık bütçesi, hegemonyanın yegane gücünü belirlemek için Genel Kurul’a düştü”

AKP hükümeti mi, yoksa bu tek taraflı saldırıyı gerçekleştiren Zafer Partisi mi bunun hesabını aydınlatacak?: Hüseyin Urs hakkında bilgi alıyoruz. aldığımız bilgiler; Düzenli bir kalp atışı olup olmadığını kontrol etmek için uyutuluyor. AKP hükümeti mi yoksa bu alçak saldırıyı başlatan Zafer Işık mı bunun bedelini ödeyecek? Yapmayacak. Ve sanki yaptıkları çok aptalca bir şeymiş gibi birbirleriyle konuşup gülüyorlar mı? Konuşuyorlar. Meclis’te bir milletvekilinin başına bir şey gelse, Allah göstermesin, hesabını kim verecek? hiç kimse. neden? Çünkü AKP iktidarının tiranlıkla yönetme anlayışı tam olarak budur.

Türkiye açısından bu iğrenç tavrı şiddetle kınıyorum: Bu millet üzerindeki baskıdır. “Millete bunu yapsak, Reva’yı görsek sana ne yaparız” demenin başka bir yolu. Adaletsizliğin ve hukuksuzluğun en çarpıcı örneklerinden biridir. Yorumu size bırakıyorum diyorum ama Türkiye’nin geldiği noktadaki bu iğrenç durumu şiddetle kınıyorum.

Adalet düzgün çalışmıyorsa, yarışmacılar şunları yapar: Yargı kurumlarının ve süreçlerinin işleyişi, kural ve hukuktan bağımsız tek bir kişinin elinde olduğunda tam olarak böyle olur. İnsanlar güvenmiyor. Yarının ne olduğunu bilmezler, umutsuzluğa kapılırlar. Adalet düzgün işlemezse zorbalar devreye girer. Zorbalığı kendileri için adalet olarak görenler kendi kendilerine oynuyorlar. Sonra o ülkede kara para aklayıcılar ve uyuşturucu baronları ortaya çıkıyor. Özellikle kara para aklayıcılar ve uyuşturucu baronları ülkeyi yöneten hükümet tarafından korunuyor ve izleniyorsa, zorluk tamamen onlara kalıyor.

Şunları da kanıtlayın: İçişleri Bakanı ispat etsinler diyor. Ben de kanıtlıyorum. Tüm özellikleri ona geri yapıyorum. Basın bunu neden yazmıyor? Televizyonlar neden bunu söylemiyor? Bu dünyada bir skandal değil mi? Bu Türkiye’de neden tartışılmadı? Saçma sapan ve aralıklı tartışılan konu birazdan anlatacağım bir olay neden sabaha kadar kalmıyor?

Mahkeme bunu aradan sonra yapar mı?: kara para aklayan Sezgin Baran Korkmaz… Adını bu kadar çok anıyorsanız artık ondan bahsetmemiz gerekmez mi? Amerika Birleşik Devletleri tarafından arandığında, Türkiye’deki mahkemeler, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere Soylu ve birçok siyasetçi ile birlikte görünür ve silahlanan bu kara para aklayıcı hakkında karar verdi. 1 Ekim 2020’de seyahat yasağı getirildi. 13 Ekim 2020, İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi; 16 Ekim 2020, İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi; 23 Ekim 2020’de İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, mallarına el konulmasına karar verdi. Mahkeme birdenbire bunu mu yapacak? Yapmamalı. Belgeleri ve bilgileri olduğu için bunu yapmak zorundadır.

Kaçıştan önceki gece Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’nın odasında SEZGİN BARAN KORKMAZ’a hoş geldiniz: Peki 23 Ekim 2020’de neler oldu? Mahkemenin Sezgin Baran Korkmaz’ın kara para aklama suçundan mal varlığına el koyma kararı iptal edildi. başka bir mahkeme tarafından. 5 Kasım 2020’de MASAK Başkanlığı, Sezgin Baran Korkmaz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı gönderdi. Daha sonra yurt dışına çıkış yasağı başka bir mahkeme ile kaldırıldı. Veya arkadaşlar kara para aklama, 4-5 mahkeme mal varlıklarına el koydu, yurt dışına çıkma yasağı koydu ve bir anda başka bir mahkeme kaldırdı. Ve 4 Aralık 2020’de Sezgin Baran, kaçışından bir gece önce Korkmaz’ı Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’nın odasında ağırladı. Bir kaçış planından söz ediliyor. Ertesi gün çamaşırcı çıkar ve elini sallayarak gider.

E’yi kaçırdın: Neler olduğunu biliyor musun? Kararlarını mahkemeler verir. Yurtdışına seyahat eden Sezgin Baran Korkmaz’a yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Kaçırdın. Mal varlığına el konulan Sezgin Baran Korkmaz’ın kaçmasının ardından yeniden mal varlığına el konulması kararı alındı. MASAK, “Evet, bu kara para aklamadır” diyor. Türkiye’de başka ne olmalı? Ülkeyi yöneten hükümet, devletin imkan ve imkanlarını kullanarak kara para aklayıcıları mahkeme kararlarından çıkarmış ve yurt dışına kaçırmıştır. bugün sordum Ben sorarken Adalet Bakanı (Bakır Bozdağ) soracağımı bildiği için hemen ayağa kalktı. Ben sorumu sordum şimdi inatla tekrar soracağım mecliste.

Ücretsiz basın talep edin: Size soruyorum, özgür basın. Bunun hakkında gerçekten yazmayacağız, bunun hakkında konuşmayacağız, söylemeyeceğiz; Türkiye’de ne konuşacağız, ne konuşacağız? Bu hükümet böyle olduğu için, istedikleri gibi kara para aklamak için ortalıkta dolaşıyor. Bu hükümet böyle olduğu için Türkiye’de uyuşturucu baronları koşuyor. Şimdi Adalet Bakanı TBMM’de. Ne cevap vereceğini dinleyin. Bunu kim kabul etti? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. Kayıtlara geçti, bir yıl önce Parlamento’da Bütçe Komisyonu’nda. Dedi ki: Evet, bu adamı devletin en üst biriminden en alt birimine kadar birlikte kaçırdık. tamam. Doğu Meclisi’nde muhalefet partisinin milletvekilini dövdüler; Sokakta sesini yükselten, eleştiren vatandaşlara saldırıyorlar. Doğruyu söyleyenler FETÖ’cü mahkemelerde yargılanıyor. Zekeriya Öz’ün geri getirilmesi için neler yapılıyor? Adil Öksüz’ün tutuklanmasıyla ilgili Türkiye’de neler yapılıyor? Adaletten bahsediyorlar.

Kuvvetler ayrılığı istiyoruz. Adalet mekanizmasının güçlü olmasını istiyoruz: Bugün geldiğimiz nokta, gerçekten adaletin olmadığıdır. Bu sistemin geldiği, TBMM’nin ve millet iradesinin zayıfladığı nokta burasıdır. Başkanlık sistemi deniyor. Biz bu sisteme karşıyız. Biz bu sistemi değiştirmek istiyoruz. Bu sistemin laik, demokratik ve güçlendirilmiş bir parlamenter sistemle değiştirilmesini istiyoruz. Kuvvetler ayrılığı istiyoruz. Adalet mekanizmasının güçlü olmasını istiyoruz. Bunun tek yolu var, o da sandık. Demokrasi ile bu insanlar mutlaka gidecektir.

E ESAD ailesinin yaşı 52’dir. Başarılar şunları gösteriyor mu: AKP’li milletvekilleri meclise çıkıyor, “21 yıldır milletimizin desteğiyle bütçe yaptık, bu bizim başarımızın göstergesidir” diyor. E- Esad ailesi 52 yıldır bunu yapıyor. Başarılarını gösteriyor musun? Ülkelerini barış ve mutluluk içinde yaşattılar mı? Suriye parçalandı. Saddam, 27 yıl boyunca bir bütçe belirledi ve yürüttü. Aralarında diktatör olmadığını söyleyen var mı? Bu onların başarısını gösterir mi? Hüsnü Mübarek 30 yıl hüküm sürdü. ne oldu? Bu diktatörlükle yönetmediklerini gerçekten gösteriyor mu? Bu ülkelerde demokrasi özgürlük anlamına mı geliyor? Bu onların demokrat olduğu anlamına gelmez. Ayrıca Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti demokratik bir hükümet değildir. Türkiye diktatörlükle yönetiliyor.

AKP iktidarı 20 yılda bizler için neler denedi; Adalet özgürlük, mutluluk ve huzur değildir: Suç baronlarının korunduğu, demokrasi ve özgürlüklerini savunanların FETÖ mahkemelerinde yabancı terörist olarak yargılandığı, darbeci ajanların göreve getirildiği, binlerce kişinin makul şüpheyle hapse atıldığı, damgalandığı 20 yılda AKP iktidarının bize kazandırdıklarını teröristler olarak; Adalet, özgürlük, mutluluk ve huzur yoktur. Bu baskıdır, zorbalıktır. Suç lordlarının korumasıdır. Kara para aklayanların arkasında durun. Bir avuç insanı zengin etmek milletimizi fakirleştirmektir. Ama herhangi bir hesap vermiyorlar.

Mafya patronunun adını biliyorsun, onu alan kişiyi de biliyorsun. ben Sana Soruyorum; Neden açıklamıyorsun, neden koruyorsun: Süleyman Soylu ulusal televizyona çıkıp ‘Bir milletvekili 10 bin dolar rüşvet aldı’ demedi mi? bu ne? Bu bir suç. Bunu kimden aldı? Mafya babasından almış. Mafya patronunun adını biliyorsun, beleşçiyi biliyorsun. ben Sana Soruyorum; Neden koruduğunu açıklamıyorsun? AKP dediğimiz AKP’nin zihniyeti suça ve suçluya sahip çıkmaktır. Metin Külünk ise iddiaların tam tersi. Metin Kolonak’a sordular. Külünk, “Ben satın almadım” diyor. Kim aldı? AKP’nin 2015 seçimlerinden önce Becker’den para aldığını da itiraf eden Erdoğan, “Ben almadım ama 2015’ten önce AKP aldı” dedi. Peki, dedi aile sekreteri, kendi kaynaklarımızla “45 milyar dolar yardım yaptık”; Erdoğan da bunu tekrarladı. Kolonek, “Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’den gelen para” dedi. Kim doğruyu söylüyor? Merak ediyorum. Bu para AB ve BM fonlarından geliyorsa, kendi kaynaklarımızdan geldiği iddia edilen 45 milyar dolar nerede?

Canikli, “Et çok ucuz, süt pahalı değil, istediğiniz kadar peynir yiyebilirsiniz” diyor suratını kırmadan. Aile Bakanlığı bir şey söylüyor, Colonc başka bir şey söylüyor; Ortada milletimizin 45 milyar doları var. Bu nedenle AKP iktidarı bu milletin bütün servetini alıp nereye harcandığı belli olmadığı için kendi takdirine göre kullanıyor. Vatandaş da ağlıyor. Tamam Erdoğan’ın umurunda değil. Vatandaşlara “manda yoğurdu yiyin ve içine bal katın” tavsiyesinde bulunuyor. Dün Canikli (AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli) utanmadan, “Et çok ucuz, süt pahalı değil, istediğiniz gibi peynir alabilirsiniz” dedi. Çünkü insanlardan kopmuşlardı. Türkiye’de hayattan kopmuş durumdalar. Bunlar bir grup kibar insan. İnsanlarımız güçsüz.

Türkiye Asla Umut Etmez Çok azdı. İnşallah 6 ay sonra Türkiye Cumhuriyeti milletin kararıyla gönderir. Türkiye asla umutsuz değildir. Kaynaklarını ve gücünü doğru kullanırsa biz güçlüyüz. Türkiye’de parlamenter sistem yeniden tesis edilmiş, insanlar bilgi ve teknoloji çağına huzur ve mutluluk içinde ayak uydurmak için adımlar atmış; Gençlerine ve yetiştirdiği insanlara güvenen bir ülkeyi yeniden kuracağız.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın