Başka bir kişiye ait olan bir kelimenin herhangi bir değişiklik veya yorum yapılmadan cümle içerisinde ifade edilmesine doğrudan anlatım denir. Bilim adamlarının, sanatçıların, büyük liderlerin veya herhangi birinin sözlerini günlük hayatta yazılı veya sözlü olarak sıklıkla kullanırız. Bu sözlere düşüncelerimizi eklersek veya cümlelerimizde kaynaştırarak farklı bir ifadeye dönüştürürsek, bu ‘dolaylı anlatım’ olur. Ancak kelimeleri tam olarak oldukları gibi ifade ettiğimizde doğrudan ifade olarak kabul edilirler.
“Öğretmen perşembe günü bu konuyla ilgili bir sınavım olacağını söyledi.” Cümleyi söyleyen kişi hocanın sözünü adeta aktarmış. Bu cümlede herhangi bir yorum ya da değişiklik olmadığı için doğrudan anlatım kullanılmıştır. Doğrudan konuşma cümleleri genellikle tırnak işaretleri veya virgüller arasında görünür. Doğrudan anlatımın “yanlış veya doğru” olmayan şeyleri anlattığı düşünülmemelidir, bu kavram sadece kelimelerin doğrudan aktarımı anlamına gelir.
Örnek: – Atatürk: “Yurtta sulh, cihanda sulh.” Tüm dünyaya bir mesaj gönderin.
– Hayatı boyunca kötünün ne olduğunu bilmeyen dedem, “İyilik her kapıyı açan anahtardır” demiş. söylemek isterim
-Sana sorduğumda bana bu kitabı ilk defa okuduğunu söylemiştin.
“İşten sonra beraber sinemaya gideriz” dediler.
-Ağabeyi Ezgi’ye “Bir hafta sonra dönerim” dedi. dedi.
-o sessizliğin içine, dedi Pınar, “Şimdi bunda bu kadar komik olan ne var?” Bunu söyleyince salonda kahkahalar koptu.
– Maliye Bakanı: Yılbaşından itibaren asgari ücret 1300 lira. Söylemek.
– Bir belgeselde, “Sivrisinekler yılanlardan daha fazla ölüme neden olur.” Sözü duydunuz.
– Seni utandırdığım için özür dilerim, – dedi Kemal, hatasını anlayarak. dedi.
– Ablam, “Gelirken bilgisayarımı da getir.” ben dedim.
– Bir atasözünde: “güneş doğmadan önce gelen.” Uğraşma dediler.
– öğrenciler hep bir ağızdan “Bilim adamı olacağız!” dediler. ağladılar.
Yukarıdaki cümleler incelendiğinde her birinde başkasına ait olarak geçen ve değişmeden aktarılan söz dikkat çekmektedir. Örneğin, “Kayhan ben bu romanı lisedeyken okudum dedi.” Cümlede kelimenin sahibi Kayhan’dır. Yazar, kelimenin bu cümlede doğrudan alıntılandığını hissetti. Cümle ise “Kayahan da lisedeyken bu kitabı okumuş.” şeklinde ifade edilirse, bu cümle dolaylı bir anlatıma sahip olacaktır. Çünkü Kayahan’dan gelen bilgiler kendi cümlemize sindirilebilirdi.
Doğrudan konuşma ile dolaylı konuşma arasındaki farkı anlamak için dolaylı konuşma sayfamıza “buradan” göz atmanızı tavsiye ederim.
YerelHaberler
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]