medyauzmani.com
Doğal ve yapay radyasyonun çevre üzerindeki etkileri «YerelHaberler – Yerel Haberler

Doğal ve yapay radyasyonun çevre üzerindeki etkileri «YerelHaberler

Doğal radyasyon kullanarak: Doğal olarak oluşan radyoaktif elementler, canlı organizmalarla etkileşimlerinin yanı sıra bilgi üretmemiz için de faydalıdır. Doğada çok az karbon atomu radyoaktiftir (karbon-14 izotopu). Bu radyoaktif karbon, kararlı ikizinden kimyasal olarak ayırt edilemez ve canlı organizmalardaki karbon döngüsünde yer alır. Yaş, arkeolojik kazılarda bulunan kemikler ve fosiller gibi organik örneklerde bulunan radyokarbon tarihlemesi kullanılarak belirlenir. Ayrıca topraklardaki uranyum gibi elementlerden radyasyona maruz kalan inorganik jeolojik numuneler lüminesans yöntemleri ile tarihlendirilmiştir. Radyoaktif radon gazının radyometrik yöntemlerle tayini son yıllarda popüler olan deprem çalışmalarında önem kazanmıştır. Radon çıkışındaki değişikliklerin depremleri tahmin etmek için kullanılacağı fikri geliştirildi.

Yapay radyoaktivite ve çevre: Madalyonun diğer yüzü, çevresel radyoaktivitenin doğal olmayan kısmıdır. Karasal ve kozmik radyasyonlar, doğal çevresel radyoaktivitenin tamamını olmasa da büyük kısmını oluşturur. Nükleer teknolojinin geliştirilmesi ve kullanılması sırasında, santral kazaları, askeri deneyler, tıbbi uygulamalar ve radyoaktif maddelerin yasa dışı kullanımı sonucunda belirli bir düzeyde nükleer kirlenme söz konusudur. Özellikle 1986 Çernobil kazasının çevresel etkileri radyolojik ekolojide önemli bir yer tutmaktadır. Geniş bir radyoaktif serpinti alanında bulunan stronsiyum ve sezyumun radyoaktif izotopları, gıda ve toprakta hala ölçülebilir değerdedir. Öyle ki, çevre kirliliği sonucu çevrede dolaşan sezyum, bilimsel veri üretmek için bir malzeme olarak kabul görmüştür. Toprak erozyonu ve sediman hızı gibi çalışmalar, sezyumun topraktaki derinlikle değişimi kullanılarak yapılır. Endüstriyel atık olan radyoaktif maddeler, radyometrik ve analitik analizler yapılmadığında fiziksel ve kimyasal olarak ayırt edilememektedir. Ne yazık ki radyoaktif maddeler, özellikle hurda geri dönüşümünde kullanılmak üzere ithal edilen malzemelerin de katkısıyla kullandığımız eşyalara karışmaktadır. Paratonerlerin veya tıbbi cihazların kontrolsüz imhası ve yönetimi, çevresel radyoaktivite düzeyine katkıda bulunur. Çevresel radyoaktivite kaynaklarının bireysel katkıları çok küçük veya yerel olabilir, ancak nükleer malzemelerin teknoloji ve endüstrideki kullanımları daha çeşitli hale geldikçe, bu küçük katkıların sayısı artacak ve toplamda ciddi bir endişe kaynağı haline gelecektir.

Radyolojik ekolojinin konusu olan çevresel radyoaktivite çalışmaları ölçüm, gözlem ve öneri açısından hayatımızda önem kazanmaktadır. İster dünyanın yapısından kaynaklı ister insan kaynaklı olsun radyoaktivite bilimsel veriler ışığında kontrol altına alınmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Öncelikle vatandaşlar radyasyonla ilgili olduğumuz konusunda bilinçlendirilmelidir. Kamuoyu bu konuyu ciddiye aldığında bu konudaki düzenlemeler için önemli bir cezai güç oluşturabilir. Ülkemizdeki üniversitelerde radyoekoloji çerçevesinde toplanacak çok sayıda kapsamlı veya bilgilendirici çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Ancak bu çalışmalar sadece bilimsel dergilerde sunulmaktadır. Çevresel radyoaktivite ile ilgili bilimsel çalışmaların sonuçları hakkında kamuoyu bilgilendirilmelidir.

yazar: Anais Ecker

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın