medyauzmani.com
Diyabetle İlgili Efsaneler (Yanlış Bilinenler) ve Gerçekler « YerelHaberler – Yerel Haberler

Diyabetle İlgili Efsaneler (Yanlış Bilinenler) ve Gerçekler « YerelHaberler

Diyabetli insanlar tükettiklerine dikkat etmelidir çünkü belirli yiyeceklerin alınması kan şekeri düzeylerini olumsuz etkileyebilir. Beslenmeyle ilgili güvenilir bilgi elde etmeye çalışırken internette gezinmek diyabetliler için kafa karıştırıcı olabilir. Edinilen bilgilerin büyük bir kısmı efsanedir, doğru değildir. Gerçeği kurgudan ayırt etmek genellikle zordur. Birçok diyabetli edindikleri yanlış bilgiler yüzünden aslında vazgeçmemesi gereken besinlerden uzak durmaktadır. Bu makale diyabette beslenme konusunda kafası karışık olan, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamak isteyenler için küçük bir rehber niteliğindedir. İşte yanlış bilinenler, çürütülmüş bazı yaygın gıda efsaneleri ve gerçekler:

Efsane: Şeker Yemek Diyabete Neden Olur

Gerçek: Amerikan Diyabet Birliği’ne (ADA) göre, çok fazla şeker yemek diyabete (şeker hastalığına) neden olmaz ancak bazı durumlarda diyabete katkıda bulunan bir faktör olabilir. Tip 1 diyabet, genetik ve muhtemelen bir tetikleyiciye karşı otoimmün yanıttan kaynaklanır. Tip 2 diyabet, genetik ve bazıları yaşam tarzı ile ilişkili olan çeşitli risk faktörlerinden kaynaklanır. Fazla kilolu olmak, yüksek tansiyona sahip olmak, 45 yaşın üstünde olmak ve hareketsiz olmak (sedanter yaşam tarzı) diyabete yol açabilecek risk faktörlerinden sadece birkaçıdır. Gazlı içecekler ve meyve kokteylleri gibi şekerle tatlandırılmış içecekler boş kaloriler bakımından yüksektir ve son çalışmalar bunları daha yüksek bir diyabet riskiyle ilişkilendirmiştir. ADA, diyabetin önlenmesine yardımcı olmak için bunlardan uzak durulmasını önerir.

Efsane: Tatlı Yasaktır

Gerçek: Şekerle tatlandırılmış tatlılar herkes için en iyi seçim değildir fakat çok az insan onlardan tamamen vazgeçebilir. Şeker hastalığı olsa bile, tamamen yoksun kalmak yerine ara sıra bir dilim kek veya kurabiyenin tadı çıkarılabilir, özel günlerde en sevilen tatlıdan oluşan küçük bir porsiyonla kişi kendi şımartabilir. Anahtar ölçülü olmak ve porsiyon kontrolüdür. Tabağındaki her şeyi yemeye meyilli olanlar daha küçük bir parça almalı, biriyle paylaşmalı veya daha küçük bir tabak kullanmalıdır. Şeker eklenmemiş olsa bile tatlıların hala yüksek miktarda karbonhidrat içerebileceği ve kan şekerini yükseltebileceği unutulmamalıdır. Güvenli bir denge kurmak için yemekteki diğer karbonhidratlar sınırlandırılmalı, kişisel karbonhidrat hedefine sadık kalınmalıdır. Amerikan Diyabet Birliği’nin (ADA’nın) tavsiyesine göre ortalama bir kişi yemek başına yaklaşık 45 ila 60 gram karbonhidrat yemelidir. Çevrimiçi olarak sunulan tariflerin bolluğu keşfedilerek birçok tatlı ikramın daha sağlıklı, düşük karbonhidratlı versiyonları bulunabilir.

Efsane: Bal, Sofra Şekerinden Daha İyidir

Gerçek: Bir lezzet tercihine sahip olmak iyidir ancak bunların her ikisi de ilave şekerler olarak kabul edilir ve her ikisi de çay kaşığı başına kabaca aynı miktarda (aslında balda biraz daha fazladır) şeker ve karbonhidrat içerir. Balın olası bir avantajı beyaz şekerden daha tatlı olmasıdır, bu yüzden biraz daha az kullanabilir.

Efsane: Şekersiz Yiyecekler Kan Şekerini Yükseltmez

Gerçek: Yiyeceklerin besin etiketlerini okurken, birçok insan sadece ürünün içerdiği şeker miktarına bakar ama aslında kan şekerini etkileyen toplam karbonhidrat miktarıdır. Ayrıca bir ürün üzerinde bulunan ve onun şekersiz olduğunu belirten etiketin o gıdayı sağlıklı hale getirdiği düşünülmemelidir. Bu, şeker içermeyen yiyeceklerin bile çok fazla karbonhidrat, yağ veya kalori içerebileceği, kan şekerini hala etkileyebileceği anlamına gelir. Örneğin, şekersiz bir çikolatalı kurabiye, sıfır gram şekere ancak 20 gram karbonhidrata sahip olabilir. Yiyecekteki karbonhidratların toplamını bilmek için besin etiketinde yazılanlar dikkatlice okunmalıdır.

Efsane: Yapay Tatlandırıcılar Güvenlidir

Gerçek: Yapay tatlandırıcılar, işlenmiş gıdalarda yaygındır. Birçok kişi, Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDA) yapay tatlandırıcıları sıkı bir şekilde düzenlediğini varsaysa da, birçok gıda katkı maddesi herhangi bir gözetim olmadan pazara girer. Üreticinin kendisi, katkı maddelerinin “genellikle güvenli olarak kabul edilip edilmediğini” belirleyebilir. Ayrıca, üreticiler güvenli olarak kabul edilen ya da edilmeyen yeni bir gıda katkı maddeleri kullandıklarında FDA’ya bildirmek isteyip istemediğine kendileri karar verebilirler. Karbonhidrat olmadıkları için yapay tatlandırıcılar kan şekerini yükseltmezler, kısa vadede şeker alımını ve onunla birlikte alınacak kaloriyi azaltmaya yardımcı olabilirler. Yapay tatlandırıcıların güvenliği konusundaki tartışmalara rağmen, FDA, aşağıdaki tatlandırıcıları belirli kullanım koşulları altında tüketmek için güvenli bulmuştur:
-Sakarin
-Aspartam (fenilketonüri varsa kaçınılması gerekir)
-Asesülfam potasyum (asesülfam-K)
-Sukraloz
-Neotame
-Advantame
-Stevia
FDA’nın yapay tatlandırıcı güvenlik sınıflandırmaları Amerika’daki Kamu Yararı için Bilim Merkezi’nin (CSPI) önerileriyle doğrudan çelişmektedir. CSPI, gıda katkı maddelerinin güvenliğini araştırmaların kapsamlı incelemelerine dayanarak sınıflandırır. Aspartam, sakarin ve sukraloz gibi bazı yapay tatlandırıcıların sağlık riskleri oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunmaktadır. ADA, halen çok fazla karbonhidrat eklemeden yiyecekleri tatlandırmaya yardımcı olmak için şeker yerine yapay tatlandırıcılar kullanılmasını önermektedir. Bazı yapay tatlandırıcıların diyete hala az miktarda karbonhidrat eklediği unutulmamalıdır, bu nedenle ne kadar kullanıldığı takip edilmelidir.

Efsane: Karbonhidratlar Durumu Kötüleştirir

Gerçek: Karbonhidratlar düşman değildir. Herkes karbonhidrat yemelidir çünkü karbonhidratlar vücudun birincil enerji kaynağıdır. Diyabetli kişiler için karbonhidratların kendileri değil, karbonhidrat türü ve tüketilen miktar önemlidir. Tüm karbonhidratlar eşit değildir. ADA, glisemik indeksi (karbonhidratlı gıdaların kan şekeri seviyelerini ne kadar hızlı etkileyebileceğinin bir ölçüsü ) düşük olanlarların, yüksek GI’li olanlardan daha iyi seçimler olduğunu açıklamıştır. Düşük GI’li karbonhidrat örnekleri şunlardır:
-Ezilmiş veya çelik kesim yulaf ezmesi
-Tam tahıllı ekmek
-Kuru fasulye ve baklagiller
-Ispanak, brokoli ve domates gibi düşük nişastalı sebzeler
Önerilen karbonhidrat miktarı kişiden kişiye değişir, bu konu bir sağlık uzmanıyla görüşülmelidir. Karbonhidratlar tam tahıl, sebze, meyve, baklagiller ve süt ürünleri gibi lif bakımından zengin, glisemik indeksi daha düşük gıdalardan alınmalıdır. Bu karbonhidratlar daha uzun süre tok tutar. Glisemik yük, GI’ye benzer, ancak hesaplamaya porsiyon boyutunu dahil eder. Gıdaların kan şekerini nasıl etkileyeceğine dair daha doğru bir tahmin olarak kabul edilir. Düşük glisemik yüke sahip karbonhidrat örnekleri şunlardır:
-150 gram soya fasulyesi
-80 gram yeşil bezelye
-80 gram yaban havucu
-80 gram havuç
Yüksek glisemik inseksli veya yüksek glisemik yüklü gıdalar tüketilirse, düşük glisemik indeksli veya düşük glisemik yüke sahip gıdaları birleştirmek yemeği dengelemeye yardımcı olabilir. Kişisel karbonhidrat hedeflerine sadık kalınmalıdır. Eğer bir hedef yoksa doktora ya da diyetisyene en iyi olanın ne olduğu sorulmalıdır. Porsiyon kontrolü için tabak yöntemi kullanılacaksa, karbonhidratlar tabağın dörtte biriyle sınırlandırılmalıdır.

Efsane: Nişastalı Yiyecekler Yasaktır

Gerçek: Beyaz patates, tatlı patates, ekmek, pirinç, pilav gibi besinler nişasta içerir. Karbonhidrat grubunda olan nişastalı gıdalar diyabet beslenme planına uyabilirler. Kan şekeri yönetilirken ihtiyaç duyulan vitamin ve mineralleri almak için yüksek lifli, daha az işlenmiş karbonhidratlar seçilmelidir. Tatlı patates ile beyaz patates farklı renklerde olabilirler ve farklı beslenme avantajları sunabilirler. Örneğin beyaz patatesler C vitamini, tatlı patatesler A vitamini ile doludur ancak her iki çeşit de bardak başına yaklaşık 24 gram karbonhidrat içerir. Diyabetliler ekmeği, makarnayı ve diğer nişastalı yiyecekleri diyetlerinden tamamen çıkarmak zorunda değildir, sadece porsiyonlara dikkat edilmelidir. Kahverengi pirinç veya kepekli ekmek gibi koyu renkli, tam tahıllı çeşitler için de durum aynıdır.

Efsane: Glutensiz Ürünlerde Karbonhidrat Yoktur

Gerçek: Glutensiz gıdalar, buğday, arpa ve çavdarda bulunan protein glutenini düzgün bir şekilde sindiremeyen kişiler için tasarlanmıştır. Bu durum glütensiz gıdaların karbonhidrat içermediği anlamına gelmez. Ekmek ve kraker gibi glutensiz ürünlerde, patates veya pirinç gibi farklı nişasta türlerini kullanılır, bu nedenle benzerleri kadar veya daha fazla karbonhidrat içerebilirler.

Efsane: Meyveler Şekerle Doludur

Gerçek: Meyvenin, kan şekerini etkileyen fruktoz adı verilen doğal bir şeker içerdiği doğrudur fakat diyabetliler için yasak meyve yoktur. Bazı meyveler diğerlerinden daha fazla doğal şeker içerse de uygun porsiyonlara sadık kalınırsa rahatlıkla tüketilebilirler. Örneğin büyük bir muz yerine küçük bir muz tercih edilebilir. Meyveler ayrıca lif, vitaminler, mineraller ve hastalıklarla mücadele etmeye yardım eden bileşikler ile doludur, bu yüzden meyveler diyetten çıkarılmamalıdır.

Efsane: Diyabetliler Şarap İçemez

Gerçek: Diyabet kontrol altındaysa aşırıya kaçmadan alkol alınabilir. Diyetisyenler kadınların günde birden fazla alkollü içecek içmemelerini ve erkeklerin ikiyi geçmemelerini önermektedir. Bir içecek yaklaşık 148 ml şarap, 355 ml bira veya 45 ml damıtılmış alkollü içkiye karşılıktır. Kan şekeri seviyesi alkol aldıktan sonra 24 saat boyunca izlenmelidir. Alkol potansiyel olarak kan şekerinin normal seviyelerin altına düşmesine, ilaçlara müdahale etmesine ve karaciğerin glikoz üretmesini önlemeye neden olabilir.

Efsane: Meyve Suları Sağlıklı Alternatiflerdir

Gerçek: Meyve suları alkolsüz içeceklere (meşrubatlara) göre daha sağlıklı alternatiflerdir. Öncelikle meyve suyu ilave kimyasal veya tatlandırıcı içermeyen, kemik yoğunluğunu azaltan fosforik asitleri olmayan doğal bir üründür, ayrıca bazı vitaminlere ve minerallere sahiptir. Bununla birlikte, meyve suyu mutlaka “sağlıklı” bir alternatif olmayabilir. Sağlıklı alternatif, eğer mümkünse, meyveyi bütün halde yemek ve biraz su içmektir. Bütün haldeki meyvenin suyu daha fazla besin maddesi ve lif içerir, daha uzun süre tok ve hoşnut tutar. Büyük bir bardak meyve suyu genellikle gerçek, bütün haldeki meyvenin bir porsiyonundan, hatta bir kutu gazlı içecekten daha fazla şekere sahip olabilir. Meyve suyunu küçük bir bardakla içmek yeterlidir.

Efsane: Yağlar Kan Şekerini Etkilemez

Gerçek: Amerikan Kalp Derneği’ne göre, tip 2 diyabete sahip olmak kalp krizi ve inme riskini artırır. Bu bağlantının bir kısmı, diyabetli birçok kişinin fazla kilolu olmasından kaynaklanmaktadır. Diyabetliler genellikle yüksek tansiyon veya sağlıksız kan kolesterol seviyelerine de sahiptirler. Tekli doymamış yağlar kardiyo-koruyucu özelliklere sahip olabilir ve karbonhidratlarla birlikte alındığında karbonhidratların kan şekeri üzerindeki etkisini en aza indirmeye yardımcı olabilir. Yağlı yiyecekler, gıda ile ilgili kan şekeri artışının zamanlamasını etkileyecektir. Bu, özellikle insülin kullanırken dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Kan şekeri ne olursa olsun yağlar en aza indirilmelidir. Yüksek yağlı süt ürünleri ve derin yağda kızartılmış yiyecekler gibi doymuş yağlar açısından zengin yiyecekleri yemek, kilo almaya, sağlıksız kolesterol seviyenin artmasına, kalp hastalığı ve felç riskinin artmasına neden olabilir. Trans yağlardan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır, doymuş yağlar bir günde alınan kalorinin yüzde 10’undan daha azını oluşturmalıdır.

Efsane: İlaç Kullananlar İstediğini Yiyebilir

Gerçek: Diyabet ilacı almak kişilere istenilen şeyi istenilen sıklıkta yemek için özgürlük vermez. İlaçlar bir noktaya kadar yardımcıdır. Kan şekeri bir ilaçla hedeflenen düzeye getirilemezse doktorlar reçeteye farklı bir şekilde çalışan başka bir ilaç ve gerekirse başka bir şekilde çalışan üçüncü bir ilaç ekleyebilirler. Ancak her ilaç (insülin hariç) kan şekerini sadece belirli bir miktarda düşürmeye yardımcı olabilir. Diyabeti kontrol altında tutmak için ilaçlar reçete edildiği gibi alınmalı ve sağlıklı bir diyet uygulanmalıdır. Bir diyabet beslenme planı diğer sağlıklı beslenme planları gibidir, bazı gıdalar hedefleri desteklerken diğerleri onları sabote edebilir. Düzenli olarak sağlıksız yiyecekler veya büyük boy porsiyonlar yemek, ilaçların işini yapmasını engelleyebilir.

Diyabeti Yönetmek Kolaylaştırılabilir

Diyabeti yönetmek zor bir durum olabilir fakat tüm gerçeklere ve beslenme bilgilerine sahip olunduğunda çok daha kolaylaşır. Efsaneler çözüldükten sonra, bir diyabet beslenme planının aşırı kısıtlayıcı veya karmaşık olması gerekmediği görülecektir. Düşük glisemik indeksi ve glisemik yükü olan yiyecekler yemek, alkol, trans ve doymuş yağ tüketimini sınırlamak, ilaçları doktor tarafından reçete edildiği gibi almak, kan şekeri seviyesini izlemek genel sağlığı ve semptomları iyileştirmeye yardımcı olabilir. En sevilen yiyecekleri içeren, kan şekerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olan sağlıklı bir beslenme planı geliştirmek ve en iyi seçimlerin yapıldığından emin olmak için diyette herhangi bir değişiklik yapmadan önce doktora veya diyetisyene danışılmalıdır.

Kaynakça:
https://blogs.webmd.com/food-fitness/20200629/6-diabetes-food-myths-that-need-to-go
https://www.healthline.com/health/diabetes/diet-myths#carbs
https://www.backup.com.tr/blog/3882/diyabet-ile-ilgili-gercekler-ve-efsaneler/

Yazar: YerelHaber

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın