medyauzmani.com
DİSK Başkanlar Kurulu’nun son açıklaması yayınlandı – Yerel Haberler

DİSK Başkanlar Kurulu’nun son açıklaması yayınlandı

Devrimci Sendikalar Konfederasyonu (DİSK), 14 Mayıs seçimleriyle ilgili kararını verdi.

15 Mart’ta DİSK merkezinde yapılan Başkanlar Kurulu toplantısının sonuç bildirgesi yayınlandı.

“Bu işin enkazını kaldıracağız, işçi Türkiye’sini kuracağız” başlıklı açıklamada, “otokratik başkanlık sistemini” değiştirme iradesinin TBMM’de ve Cumhurbaşkanlığı’nda zorla ortaya konulacağı vurgulandı. Konsey. Seçimler 14 Mayıs’ta yapılacak.

1 Mayıs’ı ara

DİSK’ten yapılan açıklamada, “14 Mayıs’tan önce 1 Mayıs var” denildi ve şu ifadelere yer verildi:

1 Mayıs’ta tüm emekçilerin, emeklilerin, gençlerin, kadınların ve özellikle işçi sınıfının bu yozlaşmış düzene son vereceği, demokratik ve sosyal bir cumhuriyetin kuruluş teması olarak ortaya çıkacağı meydanlar olacaktır.

DİSK Başkanlar Kurulu’ndan yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

Bu ülkeyi, bu halkı harabe halinde terk ettiler.

Kapitalist egemenliğin boyutu ve bu egemenliğin en vahşi tezahürü olan neoliberalizmin yıkımı en acı biçimde deprem felaketinde görüldü.

Kira için girişilen dönüşümlerin, kontrolün özelleştirilmesinin ve refah devletinin yıkılmasının ağır sonuçlarını gördük. On binlerce insanımızın günlerdir duymadığı, bir bir kesilen seslerini molozların altından duyduk. Beceriksizlik ve neo-liberal politikalarla yalanlanan arama kurtarma kurumlarının yetersizliğine, asırlık kurumların deprem günlerinde çadır şirketleri gibi koşturduğuna şahit olduk. Deprem sonrası selin vurduğu şehirlerde bu sistemin acizliği yüzünden kaybettiğimiz canları mahvettik.

“Gölgesini satamadığı ağacı kesen”, “ülkeyi şirket gibi yöneten” bu düzen, depremi ve sel felaketini felakete çevirdi.

Ülkeyi şirket gibi yöneten zihniyetin ürünü olan başkanlık sisteminin bıraktığı tek enkaz depremde yıkılan binaların enkazı değil. Sermayenin sınırsız ve sorumsuz tahakkümüne dayalı bir sistem kurma çabaları sonucunda ülkemize getirilen otoriter başkanlık sisteminin işçi sınıfı ve halkımız açısından çok ciddi sonuçları oldu.

Rejim değişikliğinden sonraki 4,5 yılda tanık olduğumuz yıkım ortada:

Bastırılmış resmi rakamlara rağmen enflasyonun yüzde 15’ten yüzde 55’e çıkmasıyla birlikte alım gücümüz hızla düştü.

Gıda enflasyonunun yüzde 19’dan yüzde 70’lere çıkmasıyla ekmeğimiz küçüldü.

Doların kurunun 5 TL’den 19 TL’ye yükselmesiyle birlikte emekçiler yoksullaştı, Türkiye küresel sermaye için “ucuz emek cenneti” oldu.

Cumhurbaşkanlığı döneminde 5,5 milyon işsize 3 milyon yeni işsiz eklendi.

Ücretli işçi sayısı hızla artarken, emeğin milli gelir içindeki payı yüzde 38’den yüzde 25’e geriledi.

Başkanlık sistemi halkın yüzde 99’unda bu kadar büyük tahribata yol açarken, sermayesine yüzde 1 servet ve sermaye kattı. Milli gelirde emeğin payı hızla gerilerken, sermayenin payı yüzde 44’ten yüzde 57’ye çıktı. İşçiden alındı, sermayeye verildi, fakire verildi, zengine verildi, işçi grevlerini yasaklamakla övünen bir zihniyetle, her türlü hak mücadelesini muhatap alan bir yönetim anlayışıyla.

Bu adaletsiz rejimin devamı ancak demokrasi kırıntılarının tasfiye edilmesiyle mümkün olmuştur. Kuvvetler ayrılığı ortadan kalktı, tüm kuvvet tek kişide toplandı, denge ve kontrol mekanizmaları etkisiz hale geldi. Yargı bağımsızlığını tamamen kaybetmiştir. Uluslararası anlaşmalar bir kenara bırakıldı. Basın, şiddetli sansür ve baskıyla çevriliydi. Her türlü eleştiri susturulmaya çalışıldı, her türlü toplumsal talep bastırılmaya çalışıldı. Oy verme ve aday olma hakkı, kadınların mücadele yoluyla kazandığı haklara kadar genişletildi. Kısacası “yüzde 1’in hakimiyeti” tek kişide vücut bulmuştu.

DİSK olarak 2017’deki anayasa değişikliği konusunda net tavır alarak, otoriter başkanlık sisteminin işçilere zararlarını detaylı bir şekilde anlattık, demokrasiye, adalete ve toplumsal barışa büyük zarar vereceğini söyledik ve çağrıda bulunduk. tüm işçiler hayır desin.

Evet, bugün bir kez daha “Cumhuriyet’in ikinci asrının eşiğinde ülkemiz için bir karar verme anındayız” ve 2017’de geldiğimiz yere yaklaşıyoruz. 14 Mayıs 2023’te yapılması planlanan genel seçimlerde biz Otoriter başkanlık sistemini değiştirme irademizi, zamanında teyit ettiğimiz gibi daha da güçlü bir şekilde gösterecektir.

14 Mayıs seçimlerinde vereceğimiz karar, ülkemizi hangi cumhurbaşkanının yöneteceği, hangi parti veya partilerin iktidara geleceği ile sınırlı değildir. Bizim için bu sandık, emekçileri yaralayan, adaleti ve demokrasiyi bu kadar yerle bir eden, ülkeyi bir şirket gibi yöneterek milyonları perişan eden otoriter başkanlık sistemini değiştirmek için bölünmeden, parçalanmadan birleşeceğimiz bir sandıktır. .

14 Mayıs’a kadar işyerinden işyerine, meydandan meydana, sokaktan sokağa söyleyeceğimiz gerçek ve yapacağımız çağrı açıktır: Cumhurbaşkanlığı kararnamesi işçiye zararlıdır, halka zararlıdır, millete zararlıdır. ülke ve dolayısıyla halkımızın, özellikle de işçi sınıfının iradesiyle değiştirilmelidir; Değiştirilecek!

14 Mayıs 2023 seçimleri geleceğimize atılan ilk adımdır. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ülkemiz yeni bir kurum kurmanın eşiğindeyken, halkımızın özlemi bu süreci demokratik bir restorasyon olarak tamamlamaktır. “Cumhuriyetin demokrasiyle taç giymesi” olarak da anılan bu süreç, halkın geniş kesimlerinin yönetime aktif katılımı ile mümkün olacaktır.

Nüfusun dörtte üçünün maaşla geçindiği bir ülkede, demokratik cumhuriyet hedefine ulaşılabilmesi için emekçilerin ve emeğiyle geçimini sağlayanların yönetimde söz ve karar sahibi olması gerekmektedir. Türkiye’de işçi sınıfı, sosyal demokrat bir cumhuriyetin temel öznesi olmalıdır. Her zaman söylediğimiz gibi, ülkemizde nüfusun çoğunluğunu oluşturan, tüm değerleri ve güzellikleri üreten işçi sınıfı olmadan cumhuriyet, demokratik cumhuriyet olamaz.

Unutulmamalıdır ki 14 Mayıs’tan önce 1 Mayıs olacaktır. Başta işçi sınıfı olmak üzere tüm emekçi, emekli, genç ve kadınların bu yozlaşmış düzene son vereceği, demokratik ve sosyal bir cumhuriyetin kuruluş teması olarak ortaya çıkacağı meydanlar 1 Mayıs’ta olacak. 1 Mayıs 2023, örgütün gerçek insanlarının sadece ses vermekle kalmayıp meydanlarda seslerini yükseltip iradelerini ortaya koydukları bir gün olacaktır.

DİSK Başkanlar Kurulu, Türkiye işçi sınıfını otoriter başkanlık sistemini değiştirmeye çağırıyor; Bir yandan Türk işçi sınıfının ve DİSK’in ülkemizin yeniden kuruluşunda etkin görevler üstlenmeye ve güçlü sorumluluklar üstlenmeye hazır olduğunu beyan eder. DİSK, bir yandan bu sistemi değiştirmek için işçi sınıfının seferberliğini ilan edecek, diğer yandan da 1999’a göre kurulacak yeni sistemde işçi sınıfının söz hakkını ve kararını savunacaktır. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) “yeni bir toplumsal sözleşme” çağrısı. Türkiye işçi sınıfı, otoriter başkanlık sistemine son vererek bir işçi Türkiye’si kurma arzusunu ortaya koyacaktır.

DİSK Başkanlar Kurulu, bu değerlendirmeler ışığında şu konularda görüş birliği sağladı:

Depremin ilk gününden itibaren arama kurtarma ekipleri, kan bağışı, yardım tırları ve uluslararası sendikal harekete destekle başlattığımız işçi sınıfının dayanışma seferberliği devam edecek.

14 Mayıs 2023 seçimleri öncesi talep ve görüş bildirgesi hazırlanacak; İşçi sınıfına, halka ve devlete zarar verdiği apaçık ortada olan bu zalim başkanlık sistemine son verilmesinin önemi anlatılacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu amaca yönelik duruş çağrısı, uygun araç ve yöntemlerle işyerlerinde, işçi havuzlarında, tarlalarda etkin bir şekilde yapılacak; Milletvekili seçimlerinde çalışmayı, barışı, kardeşliği ve demokrasiyi savunan partiler desteklenecek.


Fili Agababa: Ağır hasarlı binaların az hasar aldığına dair iddialar var.

1 Mayıs 2023 Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününü, halkın değişim talebini yükseltmek ve bu değişim talebini geleceğe dönüştürmek amacıyla, tarihsel ve güncel anlamına uygun, coşkulu, güvenli ve yaygın bir şekilde kutlamak. değişim isteği. Ve enkazdan yeniden inşa edilen bir ülkede işçi sınıfının kurucu rolünü göstermek için … çalışma başlayacak.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın