medyauzmani.com
DEVA’dan Driss Chahine, bir depremzedenin annesinin kendisine yazdığı mektubu okudu: Her cümlede acı var – Yerel Haberler

DEVA’dan Driss Chahine, bir depremzedenin annesinin kendisine yazdığı mektubu okudu: Her cümlede acı var

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Sözcüsü İdris Şahin, Hataylı depremzedenin yazdığı mektubu okuyarak, “Bunu hiçbir vatandaşımız hak etmiyor. Türkiye her şeyin en iyisine layık ama bu depremde bile denetim yok” dedi. ve vatandaşlarını koruyabilecek hiçbir hükümet yok.”

İdris Şahin, bugün DEVA parti genel merkezinde yaptığı açıklamada, deprem bölgesi Hatay’ın Samandağ ilçesinde barınma sorunu yaşayan ve 7 katlı apartmanı yıkılan bir annenin yazdığı mektubu okudu. Şahin dedi ki:

“Bugün size deprem yaşayan bir annenin başından geçenleri anlatmak istiyorum. Bana yazdığı bilgi notunda ve yazdığı mektupta bakın ne diyor yaslı anne:

“Grevden sonra kimse gelmedi ve gönüllülerin malzemeleri yoktu.”

Depremden sonra ailemin güvende olduğundan emin olduktan sonra Samandağ’a gittim. 7 katlı apartmanımız yıkıldı. Ailemden 10 kişi enkaz altında kaldı. Afet ve Acil Durum Yönetimi ile görüşmem oldu ama kimse gelmedi. Mersin’in gönüllü ekibi geldi ama malzemeleri yoktu. Yardım istediğimde kriz ofisi kuracaklarını söylediler. Söylediklerimi dinlemediler ve bir sonuç alamadık.

Dikkatimizi çekmek için bir çadırda bile değil.

Ailenin çabalarıyla amcamı iki gün sonra enkazdan çıkardık. Babam da yaralandı. Depremin olduğu ilk günlerde Hatay Devlet Hastanesi ve Üniversite Hastanesi’ndeki kalabalık nedeniyle tedavi olamadılar. Sargı bitti ve eli kesme ihtimali var dediler ve gönderdiler. Ameliyat olan iki hastane vardı. Her iki hastaneye de gittiğimizde sedyeler yetmedi ölüler kaldırımlara atıldı. Depremde tüm eşyalarımızı kaybettik. Kafamızı gömecek bir çadırımız bile yok.

“AFAD’ı otele gönderin, AFAD oteli”

Daha güvenli bir ortam olur düşüncesiyle ailemi Antalya’ya götürüp bir otele yerleştim. Ücretsiz olarak kullanabilmemiz gerekiyordu. Otele giriş yapmak istediğimde otel görevlisi Afet ve Acil Servis’ten otele yerleşmek için yazı vermesi gerektiğini söyledi. AFAD otele, otel de AFAD’a gönderdi. Ağrılı halimizde nereye başvuracağımızı bilemedik. Daha sonra tanıdıklarımız aracılığıyla başka bir otele yerleştik.

Eve taşınmak istedik. Bir nakliyat firması ile anlaştık. İzin meselesini halletmek istediğimizde jandarma özel harekâtına gittik. Görmedik, duymadık. Git, istediğini yap, dediler.

Nakliyatçılar büyük miktarda para istediler.”

İlk kiraladığımız firma iki çalışan ve bir asansör için bizden 15 bin TL aldı. Yarım saatten daha kısa sürede yalnızca birkaç öğe indirdi. Kalan öğeleri indirmek için bu kez başka bir şirketle anlaştık. Mersin için de 26 bin lira istedi. Asansörü yoktu. Merdiven asansörü için 6.500 TL ödedik ama asansörcü beklemedi. 3 bin 500 lira ödediğimiz başka bir asansör bulduk.


Ekşi Sözlük’ün kapatılma nedeni belli oldu

Mersin’de 160 bin lira kira parası isteniyor.

Sıkıntımız henüz bitmedi. Mersin’e yerleşmek zorunda kaldık. Bu kez ev kirası olarak yıllık 160 bin TL ücret istendi. Ancak pazarlık yaparak 140.000 TL’ye kadar indirdik ve kellemizi bu eve sokabilmek için peşin ödemek zorunda kaldık.

“Kızımı hala okula yazdıramıyorum”

Kızım Bahçeşehir Koleji’nde okuyordu. Mersin’e misafir öğrenci alınacak dediler. Okul cevap verdi: Sınıf dolu. Okullar açılmasına rağmen hala kızımı okula yazdıramıyorum. Ancak sene başında Hatay Bahçeşehir Koleji’ne gelecek sene için 95 bin TL ödedim. Ceplerimizdeki her şeyi almaya devam ediyorlar. Ancak bu acı verici anda bile küçük sorunumuz, üzülerek söylüyorum ki çözülmedi.

8 kata kadar izin verilen bölme ünitesi

Hatay’daki yıkımların tek sorumlusu müteahhitler değil. Benim oturduğum Odabaşı semtinde belediye başkanı olan imar dairesi 3 kat yerine 8 kata kadar izin verdi. Cumhurbaşkanı kararnamesi ile açılmaması gereken yerler de imar için açıldı. Bu nedenle tek bir kusur aramayı düşünmüyorum.

Şahin, vatandaşın mektubunu okuduktan sonra, “Annenin yaşadığı ve elinden geldiğince bize aktardığı Türkiye hikayeleri bunlar. Bu aynı anda hepimizin başına gelebilir. Anlattığım yıkımdır. depremzedenin sadece binasının değil dünyasının da iç içe geçtiği sistemin aynasıdır.Bunda hata, ihmal, kötülük ve çaresizlik vardır.Hiçbir vatandaşımız bunu hak etmiyor.Türkiye her şeyin en iyisine layıktır ama Bu depremde bile vatandaşını koruyabilecek bir denetim ve hükümet yok.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın