Depremin onuncu gününde Antakya’da bekleyeceğiz inşallah.

Hatay Antakya’da; Depremde dört kez çöken Ata’nın sekiz katlı apartmanındaki depremin onuncu gününde de umutlu bekleyiş devam ediyor.

Her an tamamen çökme riskinin olduğu belirtilen batıkta bugün akustik dinleme çalışması yapıldı. Yoldan geçenlerden sakin olmaları ya da yürümemeleri istendi. “Sekizinci gün bir saat içinde sekiz ses duydular. Binaya girilmedi. Binayı da yıkmadılar. Bina yıkılsın böyle girelim dediler. Buna da kimse yardım etmez. D.E.A. binamızı “ekstra bina” olarak belirlemiş.Zaten çağırıyoruz gelmiyorlar.En güvendiğimiz kuruluş.Gönüllüler gelsin şimdi madenciler ve Meksikalı ekip girmeye çalışıyor.Hala diyorlar İçeride bir yaşam belirtisi var.Ümitlerimiz biter bitmez birisi gelip “sıcaklık var” diyor.Allah’tan umut kaybolmaz.Sonuç yok” dedi.

Kahramanmaraş merkezli 10 ilde yıkıma neden olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin 10’uncu gününde arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Hatay’ın Antakya ili Saraykent ilçesindeki depremde büyük yıkım ve can kaybının yaşandığı İnönü Caddesi üzerinde bulunan sekiz katlı Ata apartmanının ilk 4 katı yıkılırken, cadde üzerinde bulunan üst katları risk altında. her an yıkılmaktan

Depremin sekizinci gününde sesin duyulduğu bildirilen enkazda son olarak arama kurtarma çalışmalarına bugün de devam edildi. Zonguldak’tan gelen madencilerin çalışma için açtığı tüneli açarken enkaza yılanlı kamera takıldı. Yaşam alanlarının açığa çıkmasıyla birlikte görevliler, insanlardan sakin olmalarını ve hareket etmemelerini isterken, hareket halindeki araçlar da durduruldu. Binanın enkazı etrafındaki umutlu bekleyiş dakikalarca sürdü. Enkazda henüz kesin bir yaşam belirtisi olmadığını, zaman zaman ses ve ısı tespit edildiğini bildiğini ancak bu ses ve ısının insana ait olup olmadığını belirlemek için çalışmaların devam ettiğini belirtti.

“8. GÜN BATIKTAN SESLENDİRİLDİK”

Atta’nın dairesinde iki kuzeni ve kuzenlerinin bir bebeği var; Depremin olduğu ilk günden beri taşınmalarını beklediğini söyleyen Cüneyt Cüneytoğlu, ANKA haber ajansına konuştu. Kunetoğlu, içeriden sesler duyduklarını ancak kimsenin enkaza girmeye cesaret edemediğini belirterek, depremin 8. gününde enkazdan 1 saat içinde 8 ses duyduklarını bildirdi.

“İşe girmeye cesaret edemediler, ekipmanın eksik olduğunu söylediler.”

Cüneytoğlu şunları söyledi:

Burada harabelerde iki kuzenleri ve bir bebekleri var. Bugün depremin onuncu günü. İçeriden çok ses aldık. Depremin üçüncü gününden sonra bir ekip geldi, dinledi, hem ses hem de ısı aldı. Kendi başlarına girmeye cesaret edemediler. Dördüncü gün de geldiler şimdi dinleyiciler gelmeye başladı ama gelip fotoğraf çekip hikaye yazıp gidiyorlar. “Ekipman eksik” diyorlar. “Profesyonel bir ekibe ihtiyacımız var” diyorlar. Bunu hep söylerler. Şimdiye kadar bizi eğlendirdiler.

“Skandal diyoruz, gelmiyorlar”

Son sekizinci gün, ekipler saatte 8 ses duydu. Vinçler buraya yığıldı, kuleler geldi, çok uğraştırdı ama artçı sarsıntı oldu. Artçı sarsıntı sırasında hepsi dışarı kaçtı. İçeride bir saat arayla 8 kez duyulmasına rağmen içeri alınmadı. Binayı da yıkmadılar. Bina yıkılsın, böyle girelim dediler. Bu konuda da kimse yardımcı olmadı. Şu anda Afet ve Acil Durum Müdürlüğü binamızı “Ek Bina” olarak belirlemiştir. Yani kırmızı bayrak “buraya artık giriş yok” gibidir. (AFAD) diyoruz, hiç gelmiyorlar. En güvendiğimiz kurumdur. Yaklaşan gönüllüler, şimdi madenciler ve Meksikalı ekip zorla içeri girmeye çalışıyor. Yapacaklarını sanmıyorum ama umarım yaparlar.

“Hala içeride yaşam belirtileri olduğunu söylüyorlar.”

İçeride hala yaşam belirtisi olduğunu söylüyorlar. Umutlarımız tükendiğinde, “Artık pes ettik, bedenimizi alalım, gidelim” dediğimizde birileri geliyor ve “Sıcaklık var” diyor. Kuzenlerimin velileri hala umutlu, yine umut ediyoruz ama bir sonuç yok. Sonuçlara ihtiyacımız var, sonuçlara ihtiyacımız var. Tabii onları görmeden ne ölü ne de diri diyemeyiz. Allah’tan ümit kesilmez, sonuç da olmaz.

“Bunun geleceğini sanmıyorum ama umarım gelirler.”

Cüneytoğlu, bugün enkaza yılanlı kamerayla girildiğini de belirterek, “İçerde yaşanacak yer olduğunu gördüler. Şimdi Zonguldak Taşkömürü İşletmesi madencileri ve Meksikalı profesyonel ekipler girmeye çalışacak. Bir sonuç çıkacağını sanmam ama umarım alırlar. Umarım alırlar.”