medyauzmani.com
Demirtaş’tan “Mutabakat Zaptı”na ilişkin açıklama: Pusulası bozuk – Yerel Haberler

Demirtaş’tan “Mutabakat Zaptı”na ilişkin açıklama: Pusulası bozuk

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Millet İttifakı’nın ortak politikalarının uyumu hakkında konuştu. Demirtaş, “Tamamen reddedilecek bir metin değil ama eksik ve bana göre metnin pusulası bozuk” dedi.

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazeteci Kunit Özdemir’in Altılı Ortak Politikalar Mutabakat Zaptı ve adayın önemine ilişkin sorularını yanıtladı. “Tamamen bir kenara atılması gereken bir senaryo değil, ancak eksik ve bence pusulanın dışında bir senaryo” dedi.


Meral Akşener, Uluslararası Kızılhaç Partisi Yılı Gençlik Kolları ilçe başkanları ile bir araya geldi

Özdemir’in sorularına Demirtaş’ın verdiği yanıtlar şöyle oldu:

‘Halkın bir bölümüne cevap vereceksiniz’

Sevgili Demirtaş, nasıl buldun? Metinle ilgili herhangi bir eleştiriniz var mı?

Öncelikle birçok kişinin emeği ile ortaya çıkmış bir metin olduğu için eleştirmeden önce hakkını vermeliyim. Bu çalışmayı sunmak için altı farklı tarafın bir araya gelmesi önemlidir. Elbette metin boyunca iyi ve doğru şeyler yapma çabası var, bunu göreceğiz. Dolayısıyla tamamen bir kenara atılacak bir metin değil ama eksik ve bence metnin pusulası bozuk.

Neden diye sorarsanız, çünkü insanı ve bireyi değil, hep devleti gösteriyor. Yani metin, devletçi bir bakış açısıyla, devleti genişletmek ve her alana geniş çaplı bir devlet müdahalesi amacıyla yazılmıştır.

Devletin gücü ile devletin büyüklüğü birbirine karıştırılmaktadır. Ayrıca devletteki müdahale alanlarını azaltarak veya azaltarak güçlendirebilirsiniz. Ancak demokrasilerde formül “daha az devlet, daha çok topluluk” şeklindedir. Metin bu pencereden görülmez. Bu yönüyle ideolojik bir tercihi de ifade etmektedir. Özgürlükçü bir devlet yerine, güvenlik devleti ilk etapta bu şekilde inşa edilir. Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşelidir.

Devlet dediğimiz mekanizma toplumun kılcal damarlarına bir kez etki ettikten sonra giderek otoriterleşmesi ve kontrol manyağına dönüşmesi engellenemez. Metin bu yönüyle bize yeni bir demokratik devlet yapısı vaat etmemekte, aksine var olan otoriter devleti düzenlemekte ve devleti yeni kurumlar ekleyerek genişletmektedir. Ancak yapılması gereken sivil alanın özgürleştirilmesi ve genişletilmesidir. Devlet birçok alanda destekleyici, yol gösterici, engelleyici değil, teşvik edici bir konumda olmalı ve demokratik toplumun yaygınlaşmasına yol açmalıdır. Temel olarak demokrasi dediğimiz şey budur.

Ancak bu metin, devletin dökülen alçı ve patlayıcı borularını teknokratik bir bakış açısıyla düzeltmeyi amaçlamaktadır. Ekonomide neoliberal çözümlerin ötesine geçemedi ve özgürlük alanlarının radikal demokrasisinden ziyade devletin liberal özgürlüğüne baktı.

Elbette tüm bunlar bilinçli bir tercih çünkü Ümmet İttifakı sağcı bir koalisyon. Dolayısıyla ortaya çıkan metin, dünyaya sağdan bakmanın sonucudur. Hal böyle olunca kolektif haklar, grup hakları, sınıf hakları metne hiçbir şekilde yansımaz. Örneğin Kürtlerin halk olmalarından kaynaklanan hakları, Alevilerin inanç ve eşit yurttaşlık talepleri, kadınların bakış açısı da çok sorunlu. Cinsiyet kimliği açısından bir eşitlik ilişkisi kurmak yerine eril devletin kadınlara haklar vermesi olarak ele alındı. Gösterinin verildiği salon zaten erkek salonuydu.

İşçilerin grev hakkı, sendikal özgürlükler, protesto ve yürüyüş hakları, işçilerin sosyal güvenlik ve iş güvencesi hakları, LGBTQ bireylerin ayrımcılık nedeniyle beklentileri gibi temel konulara değinmedi bile. Demokratik ekonomi dediğimiz kooperatifler, vergi adaletinde emeğin dikkate alınması, bütçe hazırlanmasında işçilerin katılımı, yatırım planlamasında sendikaların katılımı gibi konular bu tür metinlerde yer almaz. Bu niçin? Yukarıda da belirttiğim gibi, bu yazıyı ülkenin damına oturmuş oradan aşağı ve sağa bakarak yazmıştır. Sokakta halkla birlikte yazılsaydı ve sola dönseydi başka bir yazı üretecekti.

Sonuç olarak bu metin, eksikliklerine rağmen dinleyicilerin bir kısmında karşılık bulacaktır. Seyirciye daha iyi bir şey olabileceği söylenemediği için gösterilemez. Türkiye solunun kusuru ve sorumluluğu budur. Eylem ve Özgürlük İttifakı’nın misyonu, bu boşluğu doldurmak ve halka başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstermektir.

“Aday önemli ama…”

Bu süreçte adayın önemi nedir?

Adayın hem seçim sürecinde hem de sonrasındaki geçiş sürecinde başarılı olabilmesi için tüm bu süreçleri kırmadan, dökmeden, suistimal etmeden, dikkati dağılmadan yürütebilme becerisine sahip olması gerekir.

Burada adayın kişisel bilgisinden çok adayın format ve format özelliği ön plana çıkmalıdır. Her halükarda “tek başıma yaparım” diyen aday bekar adam olur. Yani aday önemlidir ama tek başına pek bir anlam ifade etmez. Bu gücün enkazı ancak büyük, dürüst, bilgili ve deneyimli bir ekiple çalışmakla giderilebilir.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın