medyauzmani.com
DARUTOĞLU: “Arduan devam ederse 90’lı yıllardaki tüm kirli tarafların gücü devam edecek” – Yerel Haberler

DARUTOĞLU: “Arduan devam ederse 90’lı yıllardaki tüm kirli tarafların gücü devam edecek”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Erdoğan devam ederse Erdoğan devam etmeyecek. 1990’lardaki bütün kirli aktörlerin iktidarı devam edecek gibi görünüyor… Büyük toplumsal gerilimlerden korkuyorum. Erdoğan’ın kibri Varşova’ya yükselecek” dedi. Alayın derin devletin bütün unsurları yaratılacak nefes alamayacaksınız.Bugün Erdoğan’ın bu yapısına razı olduğunuzda 28 Şubat yönetimine de razı olmuşsunuz demektir. Doğru bulduğunuz değerler İslam’ın şekline değil özüne sığının.Kontrolü zor olacak bir kutuplaşma var” dedi.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Karar Yıldıray Uğur ve Elif Şakir gazetesi yazarlarının sorularını yanıtladı. Davutoğlu özetle şunları kaydetti:

Kurulum “Ben bir köleyim” diyor: İnsanlar mülkü elden çıkarır. Birincisi korku, diğeri umuttur. Millet İttifakı gelecek için bir vizyon sundu. Ama Cumhur İttifakı korkudan harekete geçti. İnsanların hissetmediği korkular yarattılar. İnsanlara psikolojik bir süreçle yaklaştılar. Bu da karşılığını verdi. İnsanlar gelecek endişesinden çok mevcut sistem devam mı edecek yoksa yeni bir başlangıç ​​var mı diyecek. Ne kadar yaparsan yap, hükümetin propaganda araçlarına sahip değilsin. Bu yeni bir süreç değil. Korktukları vicdanlara seslenmeye çalıştık. Kurulum videosu hazırlanacaktır. Cumhurbaşkanı bunu her yerde gösterecek ve ardından Erdoğan “montaj” diyecek. “iftira ediyorum” demektir.

Eşcinsel meselelerini bir etik maddesi haline getiriyorlar: Bunun sadece korku olduğunu düşünmüyorum. “Gücümü kaybedeceğim” korkusunu takipçilerinize yansıtıyorsunuz. Hiçbirimizin sahip çıkmadığı LGBT meselesini ahlaki bir mesele haline getiriyorlar ama kimse bunu kullanma hakkını düşünmüyor.

Kul hakkının büyük ahlâkı var mıdır? Pazar günü insanların harekete geçeceğini düşünüyorum. Özellikle din adamlarına sesleniyorum. Kulun hakkından daha büyük ahlak mı var? Montaj videoyu “Bu montaj” diyerek yayınlıyor. Etrafındakiler bunu haklı çıkarmaya çalışıyor. Millet, Pazar günü herkes giriş yapar. İktidar böyle devam ederse çevredekilerin zengin ama halkın fakir olduğu bir iklimle karşı karşıya kalırız.

Konuşmam için baskı altındayım ve troller tarafından hedef alınıyorum: Tayeb bey ile gittiğimizde hayretler içinde kaldık. Beşar Esad Şam’ın her yerinde ama şu an Türkiye’de durum bu. İnsan kişiliğini yok eden bir sistem. Her türlü yolsuzluğu ve adaletsizliği haklı çıkarmanın kolay olduğu bir iklim.. İstediğimiz bu mu? Din adamlarına sesleniyorum. Senin yolun İmam Azzam’ın yolu mu? Ben dua ediyorum diye kimse ayrıcalık bekleyemez. Dünyanın en büyük cezaevlerinin Türkiye’de olmasından rahatsız mısınız? Gençler neden deizme gidiyor? Cumhuriyet Halk Partisi mi? Bunları söylediğim için “David’e sadık olmakla” suçlandım. Bizde doğru var, güç onlarda. Başka hiçbir siyasetçi benim kadar Türk siyasetine söz verip bedel ödemedi. Konuşmam için baskı altındayım ve trollerin hedefiyim.

TRT’den daha fazlasını bekleyemem: En son 7-8 yıl önce başbakanken çıkmıştım. Televizyona en son 15 Temmuz gecesi hükümet yanlısı çıktım. Sonra 15 Temmuz’da ne olduğunu görmek için dışarı çıktım. Pelikan çetesinin üyeleri yönetim kuruluna girerken TRT’den daha fazlasını bekleyemem. Bana kumpas kuranların başında olduğu TRT… Diğer kanallara yani özel kanallara gidemezdim. Belki bunun değeri bizden sonra daha iyi anlaşılacaktır. Gelecek nesiller bir gün diyecekler ki, “Güç rahatlıktan vazgeçti. Doğru yoldan sapmadı, bedelini ödedi” demeleri bizim için daha hayırlıdır.”

Tayyip Ardawan’ın E-LE-MAN’lilere bakışı: Bunu artık bir ittifak meselesi olarak görmüyorum, Kılıçdaroğlu-Erdoğan meselesi olarak da görmüyorum. Erdoğan devam ederse Erdoğan devam etmeyecek. Görünüşe göre tüm kirli 90’ların aktörlerinin gücü devam edecek. Süleyman Soylu neden ihraç edilemedi? Sinan’ı seçti, ona saygı duyuyorum ama sonucu herkes görüyor. Merhaba dersen alın açılır. Erdoğan’ın benimle sorunu beni kadroya alamamış olmasıydı. Birkaç isim işaretlenmiştir. Erdoğan ve benzeri otoriterliğin sorunu budur. Askere gitmek istiyorlar. Ben milletin bir mensubuyum. Din adamlarını işe aldı, bu en kötüsü. Sivil toplum kadroluydu. Recep Tayyip Erdoğan’ın insanlara bakışı bu. Faktör. Sinan Bey, ortak olarak ittifaka gireceğini düşündü. Ama gördü ki vazgeçtiğin zaman işçi oluyorsun. Bu hamle seçimi kazandırmaz. Hata zaten burada. Bu %5 bir kişiye verilen oy değildir. Farklı nedenlerle oy verenler var. Bu, Sinan Ogan’ın oy almadığı anlamına gelmiyor. O sesler yine dağılacak. Seçim sonuçlarından kimse emin olamaz. Bir video paylaştım, artık seçim değil, referandum…

Halam, “Ahmet nerede, ben de oradayım” dedi: Verdiğim bir örnek, CHP’den nefret etmesine rağmen, benim için yazar olan bir gazete tarafından büyük bir küçümsemeyle yayınlandı. Teyzem de video çekip, “Ahmet neredeyse ben de oradayım. Bunlar sosyal psikolojiden gelen değiştirilmesi zor alışkanlıklar. Ama şimdi önümüze bakalım. Türk haklıdır, bazen yavaş yavaş karar verir ama erteler” dedi. net karar verir.iyimserim,karamsarlık yok ruhumda.allah var keder yok.14 mayıs güzel bir sebep olmuş olabilir.

Ulusal Koalisyonun kazanacağını kesinlikle söylemiyorum ama şunu ummuyorum: Sahayı 15 günde bu kadar ölçemedik. Ancak korku nedeniyle sandıktan farklı bir karar çıkabilir. Bu kez gerçekle yüzleşeceksin. 28 Mayıs korkusu böyle olacak ve devam edeceğini düşünüyorum. Bu böyle devam ederse beş yılın tüm kötülüklerinin devam edeceği korkusu insanları farklı bir yöne yönlendirebilir. Ulus koalisyonunun kazanacağını söylemiyorum ama umutsuz değilim. Soru “Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu?” değil. Soru şu: “Bu devam etmeli mi, etmemeli mi?” Bu sorunun daha muhafazakar kısım tarafından yapılmasını istiyorum. Dini bu şekilde alçaltan, normalleştiren otoriteye fırsat vermeyin.

Kimse bana yol gösteremez: bu ne? Sıra bize gelecek. Sıra bizde değil. Masada altı kişiyiz. Ben eminim ki bu altı kişi mümindir. Ayrıca en az dördünün toplantılar sırasında arka odaya dua etmek için gittiğini gördük. Neden yolsuzluğa cevap vermiyorlar? Neden zenginliklerini açıklamıyorlar? Eğer bir gün Tanrı bana tekrar güç verirse, kimse bana yol gösteremez.



Erdoğan: Seçimden sonra önemli olan aile kurumunu bir an önce güçlü konuma getirmek.

Para yasadışı olduğu yere gelmez: Cumhurbaşkanlığı kazanırsa ne olacağı belli. Ekonomik olarak 14 Mayıs’tan sonra kredi kartı ön çekimleri bu kısım da olsa iptal oldu. Ne yazık ki döviz rezervleri negatif. Mevcut kaynaklar tükendi. Böyle bir durumda bankalar ödeme krizleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Çok kısa sürede Türkiye, KKM’nin yükleriyle çok zor günlerden geçiyor. Şu anda aslında iki para birimi var. İkisi arasındaki fark daha da açılacaktır. Tam bir kısır döngü. Faizi tek hanelere indirmeleri gerekiyordu. Sürdürülebilir bir şey değil. Türkiye’ye gelen yatırım hacmi nedir? Hukukun olmadığı yere para gelmez. Kısa vadede rahatlama olacaktır. Türkiye’de ekonomide ciddi önlemler alınması gerekiyor. Bu hükümetin böyle bir yeteneği yok.

Bu kutuplaşmayı kontrol etmek zordur: Erdoğan son beş yılda kaç kez “paranı yastığının altına değiştir” dedi? Biz başbakanken terörle mücadele ediyorduk. O sırada bir saldırı oldu mu? Türkiye gibi bir ülke bunu kaldıramaz. Büyük sosyal gerilimlerden korkuyorum. Erdoğan’ın kibri Varşova Alayı’na kadar yükselecek. Derin devletin tüm unsurları üretilecek ve nefes alamayacaksınız. Bugün Erdoğan’ın bu yapısına razı olduğunuzda 28 Şubat yönetimine de razı olacaksınız demektir. Doğru bulduğunuz değerlere bağlı kalın. İslam’ın şekline değil, özüne sığının. Öyle bir kutuplaşma var ki kontrol etmek zor.

Çözüm sürecini desteklediğimi korkmadan söylüyorum: Erdoğan’ın dün seçtiği akil adamlara çağrısı “aydınlar, dantel”dir… Şimdi Erdoğan’ın yanında yer alanlar gelecekte de bu durumda olacaklarını bilmelidirler. Entelektüel dantel denilen insanlar sahaya girdi ve acı çekti. Entelektüel olsalardı yerlerinde rahat ederlerdi. Kişi saygı görür. “Biz aydın dantel takımıyız. Çözüm sürecini başlatalım mı dediler? Hayır, çözüm sürecini Erdoğan başlattı. Korkmadan çözüm sürecini destekledim. Sorunlarını çözemeyen bir ülkenin istikrar bulması kolay değil.” “Çözüm süreci bir reçetedir” dedim.Erdoğan bana dedi ki “Gülen ve terör konusunda ne kadar doğru söylediğinizi biliyorum”.İnsanlar fikrini değiştirebilir ama mirasını reddetmiyor.Erdoğan gibi insanları ne öldürür? dış tehdit değil kibirleri.kendine saygısı olan var mı yarın ona da aynı şey söylenecek.açlığın eşiğindeki bir ekonomide sesini yükselten insanlar korkuyla susturunca tek çözüm yenisi.

Ben Şehit cenazeleriyle uğraşırken onlar beni etkilemeye çalışıyorlardı: Devlet başkanıydım, kitap yazdım ve Tanrı’dan hiçbir talimat almadım. Bu benim inancıma aykırı. Kimse Davutoğlu’na “yozlaşmış” diyemez. Kandil’i suçlamaya gelince, bu konuda katılmıyorum, diğer beş lidere büyük saygım var ama… hiçbirinin PKK ile ilişkisi yok, yok. Erdoğan Ankara’da rahat yaşarken, AKP’de bana kumpas kurarken ben terörle mücadele ediyordum, sahadaydım. Bir gece Yüksekova’da, bir gece Silopi’deydim. Bir etkinliğin olduğu yere gittim. O zamanlar Erdoğan bana kumpas kuruyordu ve Bahçeli dizi izliyordu. Bu insanların benim önümde milliyetçiymiş gibi davranmaları mümkün değil. Benim farkım, aslında teröre karşı savaşta görev yapmış olmamdır. Ben şehitlerin defni ile uğraşırken onlar benim altımı oymaya çalışıyorlardı. Ben hiçbir değerime ihanet etmedim, onlar etti.

KILIÇDAROĞLU’nun Özdaş’la anlaşma yapacağını sanmıyorum: Bunun hakkında konuşmadık. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Özdağ ile bu anlaşmaya gireceğini düşünmüyorum. Çünkü henüz konuşmadık. Böyle bir şeyden şüphelenmezdim. Sayın Kılıçdaroğlu böyle olgun bir insan. Dördüncü madde de dahil olmak üzere yoruma açık hususlar var. Kayyum ve sığınmacılar konusu orada hassas… Sığınmacılara ilişkin kullanılan dille ilgili şu anda bir sorun görmüyorum. Uygulamada bir sorun olursa konuşuruz.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın