medyauzmani.com
Çoklu alel nedir? ” YerelHaberler – Yerel Haberler

Çoklu alel nedir? ” YerelHaberler

Canlılarda karakterlerin ortaya çıkmasını sağlayan etkenler genlerdir. Aynı kişiliği etkileyen gen veya alel adı verilen genetik faktörler, lokus adı verilen kromozomların özel bölgelerinde bulunur. Biri anneden diğeri babadan geldiği için iki allel geni aynı kromozom üzerinde olamaz. Aleller aynı yönde veya farklı yönde hareket edebilir. Herhangi bir kişiliğin ortaya çıkması için, bir bireyin en fazla iki alele sahip olması gerekir. Örneğin, bezelyenin çiçek rengi için mor ve beyaz olmak üzere iki ayrı aleli vardır. Baskın “M” geni mor çiçek rengini, çekinik “m” geni ise beyaz çiçek rengini belirler.
Çiçeğin renklerine göre bitkinin genetik yapısı şöyle olabilir:
MM: mor çiçek
mm: mor çiçek
mm: beyaz çiçek
Homolog veya homozigot kromozomların (biri anneden, diğeri babadan) aynı lokusunda yer alan genlerin baskın veya baskın olabildiği veya her iki zıt allelin de resesif olabileceği görülmektedir. Çoğu karakter için baskın ve resesif olmak üzere iki farklı alel vardır. Bununla birlikte, aynı özelliği (özelliği) oluşturan ikiden fazla gene sahip olmak, çoklu alel olarak adlandırılır. Tavşanlarda kürk renginde, meyve sineklerinde göz renginde ve insanlarda kan grubunda birden fazla alel bulunmuştur. Şimdi biraz tavşanların tüy renginden biraz da insandaki kan grubu genlerinden bahsedelim.

Tavşanlarda saç renginden sorumlu alleller

Tavşanlar, kürklerinin rengini kontrol eden 4 farklı gene (alel) sahiptir. Kolaylık sağlamak için bu genleri C1, C2, C3 ve C4 olarak adlandırabiliriz.
* Vahşi: normal kürk rengi (C1)
* Gümüş (Chinchilla): kürk rengi açık gridir (C2)
* Himalaya: gözler pembe, kürk beyaz ama bazı bölgeler siyah, koyu (C3)
* Albino (C4): gözler pembe veya kırmızı, kürk tamamen beyaz
Bu genlerin birbirlerine göre baskınlık durumu şu şekildedir.
C1 > C2 > C3 > C4
Burada C1 alelinin diğer tüm aleller üzerinde dominant (dominant) olduğu, C4’ün ise en resesif allel olduğu görülmektedir. Bu genlerle eş baskınlık olmadığı için 4 tip fenotip oluşabilir (vahşi, çinçilla, Himalaya ve albino), yani fenotip tipi alelin gen sayısına eşittir. (Birlikte baskınlığın olduğu yerde kural uygulanmaz.)
Aşağıda tüylerinin rengine göre tavşanların genotipleri verilmiştir.
Vahşi tip (Aguti) kürk rengi: C1C1, C1C2, C1C3, C1C4 dört farklı genotip
Şinşillalar için: C2C2, C2C3, C2C4 üç farklı genotip
Himalaya kürk rengi: C3C3, C3C4 iki farklı genotiptir
Albinizm için: Bir genotip, C4C4 oluşabilir.

Toplam genotip 10’dur.

Genotip çeşitliliği şu formülle bulunabilir: n (n + 1) / 2
Burada n: alelin gen sayısıdır. Alel sayısı 4 olduğuna göre;
4 (4+1) / 2: 10 çeşit genotip elde edilebilir (yukarıda belirtilen genotipler).

2’den fazla alel türü olmasına rağmen, 2n kromozomlu bir organizma (diploid) bu alellerden 2’den fazlasına (C1C1 gibi) sahipken, n kromozomlu bir organizma veya hücre (haploid veya haploid) sadece 1’de kromozomlara sahiptir. (örn. C2).

Kan türlerinin kalıtımından sorumlu aleller

İnsanlarda dört tip kan grubu vardır: A, B, AB ve 0. Kan gruplarının oluşumu 3 ayrı alelik gen tarafından kontrol edilir. Bunlar A, B ve 0 (sıfır) genleridir.
Alellerin baskınlığı durumu aşağıdaki gibidir:
bir = b > 0

A ve B birbirini dışlamaz, birlikte baskındır. Bir ebeveynden A geni, diğerinden B geni alınırsa, o birey AB grubu olur. Resesif bir sıfır genidir.

Kan grubunu oluşturmak için anneden bir alel geni ve babadan bir gen alınır. Bu durumda, tüm genotip olasılıkları: AA, A0, BB, BO, AB, 00

Kan grubundan sorumlu 3 farklı alelik gen ile n(n+1)/2 formülüne göre 4 tip fenotip (A, B, AB ve 0 kan grubu) ve 6 tip genotip oluşur. Fenotipler ve fenotipler aşağıda genetik olarak listelenmiştir.

Fenotipler: Genotipler:

AA grubunda, A0
BB grubunda B, B0
AB, AB grubundadır
0 (sıfır) kan grubu 00

Kan grupları nasıl belirlenir?

Kan grupları, kırmızı kan hücresi zarlarının dış yüzeyinde bulunan proteinler (antijenler) tarafından belirlenir.
Antijen (bir protein türü: aglutinojen), A genine sahip kişilerde kırmızı kan hücrelerinin zar yüzeylerinde, B genine sahip kişilerde kırmızı kan hücrelerinin zar yüzeyinde antijen B oluşur. kan grubu O, yani genotip “00”, Kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde antijenleri yoktur. A ve B genlerine (AB kan grupları) sahip kişilerde, kırmızı kan hücresi zarının yüzeyinde A antijeni ve B antijeni bulunur.

İnsandan insana kan transfüzyonlarında, vericinin kanındaki antijenin türü ve alıcının kan plazmasındaki antikorun (aglütinin) türü mutlaka kontrol edilmelidir. Vericinin kanından alıcıya aktarılan antijen türü, alıcının kan plazmasındaki antikorla reaksiyona girmiyorsa transfüzyon başarılıdır ve herhangi bir soruna yol açmaz. Bununla birlikte, antijen A, antikor A ile karşılaşırsa ve antijen B, antikor B ile karşılaşırsa, çökelme meydana gelir. Örneğin antijeni olan bir kişi, antikoru olan birine kan veremez. Yani A grubu (A antijeni taşıyıcısı) olan bir kişi, B ve O gruplarına kan veremez çünkü her iki grup da A antikoru taşır, dikkat edilmez ve uygun olmayan kan verilirse çökelme veya aglütinasyon meydana gelir. Biriktiği takdirde damarlar tıkanabilir ve insanlar şoka girerek ölüme gidebilir.

Genel kan bağışçıları ve genel kan alıcıları

Kan grubu sıfır olmayan kişilerin kanında A ve B antijeni (proteinler) bulunmadığından kendileri dahil diğer gruplara (Rh faktörü de uygunsa) kan bağışında bulunabilirler. Bu nedenle kan grubu sıfır (0) genel kan donörü olarak adlandırılır. AB kan grubuna sahip olanların kanlarında A ve B antijenleri bulunur, ancak antikor bulunmaz. Antikorsuz AB grubu genel kan alıcısıdır yani uygun Rh faktörüne sahipse kendisi dahil A, B ve 0 gruplarından kan alabilir.
Genel popülasyona bakıldığında AB0 kan gruplarının dağılımı şu şekildedir:
Grupta: %43
0 kan grubu: %33
B Grubu: %16
Gruptaki AB: %7
Rh sisteminin dağılımı (Kafkas ırkında) aşağıdaki gibidir:
Rh pozitif: %85
Rh negatif: %15

Kan bağışı

Kan, damarlarda dolaşan kırmızı kan hücrelerinde bulunan demir nedeniyle kırmızı renkli olan önemli bir yaşamsal sıvıdır. Plazma adı verilen sıvı kısım ile üç tip kan hücresinden (alyuvarlar, beyaz kan hücreleri ve trombositler) oluşan kan yapay olarak üretilemediğinden, ihtiyaç duyulduğunda kişiden kişiye nakledilir. Kan bağışı hayat kurtarır. 65 ile 80 kilo arası sağlıklı bir insanın vücudunda yaklaşık 5-6 litre kan bulunur. 18-65 yaş arası, bulaşıcı bir hastalığı olmayan, ilaç kullanmayan, 50 kg ve üzerinde olan kadınlar (120 gün arayla) ve erkekler (90 gün arayla) kan bağışında bulunabilirler.

M, N ve MN sistemi

İnsanlarda AB0 sistemi dışında 1927 yılında keşfedilen ve iki alelik gen (M ve N aleli) tarafından kontrol edilen M, N ve MN kan grupları da vardır. M ve N alelleri eş baskındır. Yapılandırılabilen genotipler MM, MN ve NN’dir. 1951 yılında Ss sistemi de bulundu, her iki sistem de genetik olarak benzer olduğu için birleştirildi ve MNSs sistemi olarak adlandırıldı. Ancak bu kan gruplarında bulunan antijenlere karşı spesifik antikorlar üretilmediğinden bu grupların kan transfüzyonlarında ve kan grubu tayininde bir önemi yoktur. Bilimsel çalışmalar, insanlarda AB0 sistemi ile M, N ve MN sistemine ek olarak Keli, Lutheran, Lewis, Xg, Duffy, Diego, Kidd ve Auberger kan gruplarını içeren bir P sisteminin de olduğunu bulmuştur.

kaynak:

http://www.yenibiyoloji.com
http://www.biyologlar.com
http://biyodoc.com

yazar: Özdaş süpervizörü

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın