medyauzmani.com
Çocukluk kavramı nedir? Türklerde Çocukluk «YerelHaberler – Yerel Haberler

Çocukluk kavramı nedir? Türklerde Çocukluk «YerelHaberler

Çocukluk, çocuk kavramıyla eşdeğerdir. Geçmişten günümüze çocukluk kavramının kabullenilmesi ve anlaşılması uzun zaman almış ve çocukluk ancak on altıncı yüzyılda ortaya çıkmıştır. Rönesans’ın bir ürünüdür. Matbaanın bulunmasıyla birlikte kitaplar basılmaya, çocukların eğitimi ile ilgili yazılar yazılmaya başlandı.

çocukluk kavramının geliştirilmesinde;

1- Tarımdan sanayiye geçiş.
2- Orta sınıfın gelişimi.
3- Aile yapısındaki değişiklik, rol.
4Düşük bebek ölüm oranı.
5- Boş zamanı artırın.
6- Ebeveyn-çocuk ilişkilerinde artan duygusal bağ
İnsanlara ve dolayısıyla çocuklara büyük önem veren atalarımız, çocukların yetişmesine ve yetiştirilmesine farklı şekillerde yaklaşmışlardır. Kimi zaman dayağın kutsamasıyla, kimi zaman insanın çocuğun gözbebeği olduğu kabulünden yola çıkarak, şiddeti eğitimle birleştirmeye çalıştılar. Bu anlamda atasözlerimizin de bir anlamı vardır: “Dövmek cennetten çıkıştır.” Çarpmanın eğitimin en önemli bileşeni olduğunu kabul ettiler.

Ziya Paşa’nın meşhur Terkib-i Bend’inde, “Nuşla uğraşmayanların bir işi olsun. Bunu söylemekle, dayak konusunda tedrici bir anlayışa vardı. Ama öte yandan Şeyh Ghalib, insanı yegâne varlık sayıyordu. Türk toplumunun bir unsuru” dedi. “Elveda zübde sensin, sen erkeksin, sen erkeksin.” Bu farklı yaklaşımlar, Türk toplumunun değişen bir çocuk eğitimine sahip olduğunu edebî metinlerle ispatlamaya yeterlidir.

“Çocuklar aranır, sevilir, her evli çift anne baba olmak ister. Bunun en güzel kanıtı Dede Korkut’un hikâyeleridir. Oğlu kızı olmayanın kara çadırına oturdum.”
Farabi’ye (870-950) göre çocuk sözle ikna edilmezse güç kullanılabilir, İbn Sînâ’ya (980-1037) göre çocuğa çok fazla baskı yapılmadan, uygun şekilde düzeltilerek öğretilmelidir. Çünkü bu dönemlerde gelişen mizaç ve yetenekler çocuğun kişiliğine yerleşir ve kalıcı hale gelir.Gerekirse çocuk azarlanabilir ama dayak son çaredir.”

Çocuklar bugün takdir ediliyor. Ancak çocuğun yetiştirilmesinde ailenin sosyal ve ekonomik koşulları çok önemlidir. Ailenin ekonomik durumu iyi ise çocuğun beslenmesi ve eğitimi daha iyi olacaktır. Ama ailenin maddi ve manevi durumu kötüyse çocuğun gelişimi için şartlar da değişir. Birçok travmanın çocukluğa dayanmasının nedeni, çocuklukta yaşadığımız hayattır. Ancak maddi durumu çok iyi olan bir aile çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Genelde bu tür ortamlarda sevgi eksikliği ve ilgisizlik maddiyatın ön planda olmadığını gösterir. Burada da manevi yoksunluk devreye giriyor. Maddi imkânları olmayan bir ailede çocuk da yaşam mücadelesinden nasibini alır. Önemli olan çocuklara temel ihtiyaçlarının karşılanabileceği huzurlu bir ortam sağlamaktır. Bu en önemli ebeveyn görevidir. Çocuklar şiddetten ve kötü alışkanlıklardan uzak tutulmalıdır. Anne ve babası sağlıklı ve hayatta olan çocukların eğitimleri tamamlanmalı ve çocuklar kaldıramayacakları maddi ve manevi sorumluluklar yüklenmemelidir. Çocuklar çocuklarını doyasıya yaşamalı, oyun oynamalı. Geçen yılların geri gelmeyeceğini büyükler daha iyi bilir.

Kaynak:
Nass, Ragab Örneklerle çocuk edebiyatı
2000 Ezigi Bursa Yayınevi
(Çınar 1997: 16, Akyüz 1997: 8):

yazar:Sarpil Altunyay

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın