medyauzmani.com
CHP’li Kaya: Gerçekleri gündeme getirdiğim için tehdit edildim – Yerel Haberler

CHP’li Kaya: Gerçekleri gündeme getirdiğim için tehdit edildim

CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, dün TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma nedeniyle sosyal medyadan ölümle tehdit edildiğini açıkladı. Kaya, “Gerçekleri gündeme getirmek için tehditler aldım. Tehditlerinize boyun eğmeyeceğiz. Çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı asla sizin zalim ellerinize bırakmayacağız. Bunu yapan gafiller hakkında suç duyurusunda bulundum. Beni tehdit etti.”

Yıldırım Kaya bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Kaya, TBMM Genel Kurulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında yaptığı konuşma nedeniyle ölümle tehdit edildiğini söyledi:


Bakan Özer: 280 bin 743 çocuk eğitimden dışlanıyor

“Gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için tehdit aldım”

“Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 bütçesi ile ilgili yaptığım konuşmada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın imzaladığı protokolleri ortaya koyarak bu kurum ve derneklerle görev paylaşımı yaptığını söyledim. Milli Eğitim Bakanlığı çeşitli dernek ve kurumlarla.Provokasyon yapmakla tehdit edildim.Gerçekler.Ama üzülerek söylüyorum ki tehdit,adını soyadını gizlemiş.Sadece hedefi yönlendirmesi yeterli.Twitter adresi şu şekilde: Baran Haber Görünümü ve Baran Haber Dergi.Bu Twitter hesabından yapılan tehdit paylaşımı ve haberin linki şöyle: “Çatısı altında bulunan CHP’li Yıldırım Kaya; Taciz ve tecavüzle gündeme gelen küfür, CHP’ye bakmadan yüzülmeyecek sulara dalıyor. Böyle konuşmanızın sebebi, Müslümanların henüz sizden hesap sormamış olmalarıdır. Ama artık bu hesabın zamanı geldi. Biraz sabırlı olun” diye tweet atarak ölümle tehdit etti. Keşke adını ve soyadını yazmaya cesaret edebilseydi. Tehditlerinize boyun eğmeyeceğiz. Her platformda doğruları söylemeye devam edeceğiz. Çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı asla sizin zalim ellerinize bırakmayacağız. Beni tehdit eden dikkatsiz kişi hakkında suç duyurusunda bulundum.”

“Tecavüze, tacize, öldürmeye, çocuklarımızı kandırmak için dövmeye yönelik sözde kurumlara karşıyız”

Bu kurumların Milli Eğitim Bakanlığı’nın çalışmalarına müdahale etmesi ve öncülük etmesi kabul edilemez. Milli Eğitim Bakanlığı yetkisini herhangi bir kurum veya derneğe devredemez. Güç paylaşılamaz. Milli eğitimin sorumluluğu tamamen Milli Eğitim Bakanlığına aittir. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’deki diğer tüm bakanlıklardan daha fazla personele sahiptir. 1.250.000 öğretmeni ve 10.000 memuru olan bir bakanlıktan bahsediyoruz. Çocuklara tecavüz, taciz, ölüm ve dayakla ilişkilendirilen, eğitim adı altında çocuklarımızı kısıtlayan kurumlara karşıyız. Röportajımda Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol yapan dernek ve kurumları anlattım. Bu protokolleri parçalayacağız dedim. Bu dernek ve kurumların bir kısmı taciz, tecavüz, dayak ve ölüm olaylarının ön saflarında yer almıştır. Daha önceki açıklama ve sorularımda bu dernek ve kurumların isimlerini kamuoyu ile paylaşmıştım. Taciz, tecavüz, dayak ve ölümle ilgisi olmayan dernek ve kurumlar, protokol imzalanmasına rağmen bu eleştirilerden dışlanıyor. İsimleri protokol olduğu için geçebilir. Ama eleştirilerim bunun ötesine geçiyor. Milli Eğitim Bakanlığı hiçbir kurum ve kuruluşla protokol yapamaz. Derneklerin ve kurumların siyasi düşüncelerinin neler olduğu konumuzun dışındadır.

Yargı yetkisi kapsamında olanlarla hesaplaşacağız” dedi.

O gün de söyledim ve yine tekrarlıyorum. AKP 20 yıldır barınma sorununu çözemedi. Çocuklarımızı bilinçli olarak grupların ve mezheplerin kucağına itmiştir. Çalışanları işe almalarını sağladı. Bugün çocuklarımız ve gençlerimiz cemaat ve mezheplerin oluşturduğu kurum ve derneklerin kurduğu yurtlarda yaşamak zorunda kalıyor. Söylediklerinin nesi yanlış? Ne iftirası? Söylediklerime neye itirazın var? Ne yalanı? Ne iftirası? Kimse kimsenin inancına, ibadetine, giyimine karışamaz. İnançları siyasete dönüştürülemez. İnsanların inançlarına göre birçok siyaset yaptım. Ama artık kimse insanların inançlarından daha fazla siyaset yapamıyor. İnançlarını siyasi hale getiremeyiz. Buna izin vermiyoruz. 6 yaşındaki bir kızın küçükken evlenip tecavüze uğramasına bir şey diyemeyenlere, örgütlü kötülüğü savunanlara hep karşı olduk. Beni tehdit edenler küçük çocuklarımızı istismar edenlerin yanında yer alanlardır. Adını ve soyadını net olarak yazamayan. Onlarla mahkemede ilgileneceğiz. Hadry Mücadelesi! Tehditlerle birilerini korkutmuş olabilirsiniz ama biz doğruları söylemeye devam edeceğiz. Bunun doğru olmadığını bizden asla duymazsınız. Bizden müminleri inciten sözler asla duymayacaksın. Ama söz veriyorum. 6 yaşındaki çocuğa tecavüz edenlere ses çıkarmayanların, kötülük yapanların yanında yer alanların, karşı çıkanların bu sürece hep birlikte öncülük edeceğini hep birlikte göreceğiz. Örgütlü şerlere karşı çocuklarımızın, kadınlarımızın, gençlerimizin yanında olmaya devam edeceğim. Ama mahkemeler nezdinde tehdit edenlerin hesaplarını anlatacağım. Suç duyurusunda bulundunuz. Temenni ederim ki mahkeme salonunda hakim huzuruna çıkıp açık kimlikleriyle tehditlerini dile getirme cesaretini gösterirler.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın