"Enter"a basıp içeriğe geçin

CHP’li Çakıruzer: Seçime 5 ay kala kurum kuruyorlar, ateşten mal kaçırıyormuş gibi.

Kır'dan Erdoğan'a: omuzu öğrenci, işçi, esnaf, memur ve emeklinin omuzlarında
Kır’dan Erdoğan’a: omuzu öğrenci, işçi, esnaf, memur ve emeklinin omuzlarında

CHP Eskişehir Milletvekili Otku Çakruzer, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen Antalya Diplomasi Forumu Vakfı Yasası’na yanıt vererek, “Vatandaş geçim derdiyle boğuşurken AKP de sandalye sorununa düştü. Seçimlere 5 ay kala, Ateşten mal kaçırırcasına vakıf kuruyorlar.Dışişleri Bakanlığının adı bile yok.Vakfın yönetimini cumhurbaşkanı tayin ediyor.Vakıf nakdi yardım, bağış toplayacak. , yerli ve yabancı menkul kıymetler ve gayrimenkul.Mehmetçik veya Darüşşafaka Vakfı da bağış topluyor mu?Diplomatik Vakfı’na kim bağış yapacak?Tabii yurttaşların ve yolsuzluğu örtbas etmeye çalışan diktatörlerin vergileriyle körüklenen Beşliler Çetesi. ülkelerine para yağacak.”

Antalya Diplomatik Forumu’nu düzenlemek üzere Antalya Diplomatik Forumu Vakfı’nın kurulmasına ilişkin kanun teklifi dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Genel Kurul toplantılarında konuşan CHP Eskişehir Başkan Yardımcısı Otku Çakruzer öneriyi eleştirerek şunları söyledi:

Üçüncü yılına giren Antalya Diplomasi Forumu bu teklifle çok net bir şekilde Dışişleri Bakanlığı’ndan çekiliyor. Bakanlık çalışanlarımızın emeğinin ürünü olan bu tartışma ve düşünce ortamı bir anda AKP genel başkanının temeline dönüşüyor. Dışişleri Bakanlığı’nın burada kendi adı dışında hiçbir etkisi veya yetkisi yoktur. Tam olarak nerede, biliyor musun? Bütçenizde. Çünkü 5 milyon lira olan ilk bütçe Dışişleri Bakanlığı bütçesinden aktarılacak. Bakanlığın adı bile başka yerde yok. Vakfın mütevelli heyeti oluşturulması taleplerimiz, sadece Dışişleri Bakanlığı’nın değil, Meclis’teki partilerin görüşü tarafından da kabul görmedi. Kanunun gerekçesinde, “Türkiye’nin dış ilişkilerini güçlendirmek, Türkiye’nin diğer ülkelerle dostluğunu ve işbirliğini geliştirmek, uluslararası ilişkiler ve diplomasi alanlarında kamu ve özel kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak” öngörülüyor. Bu Dışişleri Bakanlığı’nın ana sorumluluğu değil mi? Bütün bunları Antalya’daki Saray Vakfı yapacaksa Dışişleri Bakanlığı’na ne gerek var? kapatmak.

“Ne diyelim de Saray Vakfı demeyelim.”

Bu yasa, tek adam rejimi ile yönetildiğimizin son ve en somut kanıtıdır. Vakıf Mütevelli Heyeti’nin 11 üyesinden 6’sı doğrudan, 3’ü dolaylı yani 9 asil üye Cumhurbaşkanı tarafından atanacak. Şimdi Erdoğan Vakfı, Saray Vakfı demeyelim de ne diyelim?

“Hükümetten sonra bile ofisi doldurmaya çalışıyorlar”

Ülkenin işçileri, çiftçileri, tüccarları geçim derdindeyken; Faturasını ödeyemeyen yoksullar kışı ödenmeyen fatura kampanyasıyla atlatmaya çalışırken, öğrenciler belediyelerimizin verdiği yemeklerle derman ararken, öğretmenler atanmayı beklerken, emekliler kışı atlatmaya çalışıyor. Açlık sınırının altında bir maaşla Bu hükümet diyor ki, “Koltuğumuz olsun, koltuğumuz olsun.” Yirmi yıldır tuttuğum sandalyeler, hükümet hala koltukları ve pozisyonları doldurmaya çalışırken bile yeterli değildi. Ne yazık.

“Antalya Diplomasi Forumu’ndan kimler bağış alacak”

Ateşten mal çalar gibi kurduğunuz bu vakıf ayni ve nakdi yardım alabilecek. Antalya Diplomatik Forum Vakfı kimlerden bağış alacak? Bu vakfa bağış yapmak için kimler aday olacak? Sorumlu demokratik hükümetler, Saray Vakfı’na bağış pompalayacak mı? sayı. Ülkelerindeki yolsuzluğun, kendi halkına çektirdikleri eziyetin üstünü örtmek isteyen diktatörler, başka hiçbir yerde kamuoyu önüne çıkamayan bu parayı enjekte edeceklerdir. Başka kim yağacak? Yıllardır vatandaşın vergileriyle beslediğiniz Beşli Çeteniz elbette çökecek. Görünüşe göre bu forumu Dışişleri Bakanlığı’ndan koparmak ve bu bağışlar için 6 destekçinin kontrolüne vermek için acele ediyorsun, biraz yağmur yağacak.

“DİKTATÖRLER ŞİRKETİ ANTALYA’DA UNUTMAYACAK”

Elinizi vicdanınızın üzerine koyun. Bu tek sistem içinde ne kadar sakat ve travma geçirmiş olursa olsun, tecrübesi ve bilgisi hiçe sayılsa da kurumsal bir yapıya sahip Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığımız var. Şimdi sizin bu yasa ile tanımladığınız uluslararası toplantının ve bir grup diktatörün şekli, kur şişiren bir diktatörün düdüğü ile aynı mı? Sizi uyarıyoruz. Böyle bir tablo, hele adını kullanacak güzeller güzeli Antalya’ya yapılacak en büyük haksızlık olur.

“Böyle bir bina saraydaki birine yardımcı olabilir.”

Kuruluş başka hangi geliri alacak? Her türlü yerli ve yabancı ürün, hizmet, menkul, gayrimenkul bağış, gelir bağışı, vasiyet, ayni ve nakdi yardımları kabul eder. Sonra soruyorum. Muhammedjik Vakfı mısınız yoksa şehit ailelerine mi bağışta bulunacaksınız? Yoksa sen bir darochka mısın? Yetim ve öksüz çocukları mı okutacaksınız yoksa vasiyetle mi çalışacaksınız; Arsa ve inşaat hediyesinin peşinde misiniz? Bu yapı saraydaki birinin işine yarayabilir. Kimisi koltuk, kimisi mal, kimisi para peşinde olabilir ama dış politika konuşurken böyle bir yasa çıkarmak bize, yüce meclisimize, emektar Meclisimize yakışmaz.

Bu üst düzey pozisyonlarda ilgi alanlarınız nelerdir?

Bu tür toplantıların nasıl organize edileceği, nasıl davet edileceği, nasıl bir program oluşturulacağı, nasıl ziyaretçi ağırlanacağı ortadadır. 500 yıllık bir dış ticaret tecrübesi olduğunu söylemek kolay. Eğer bir yerseniz, bu en kolayı. Antalya, hepimizin gurur duyduğu, dünyanın en iyi ve en konforlu otellerine sahiptir. Zaten iki yıldır orada toplantılar yapılıyor. Dışişleri Bakanlığımız bunu düzenliyor. Beğendiğimiz yönler var; Elbette eksik gördüğümüz, eleştirdiğimiz yönler var ama şimdi böyle bir şekle, belli bir yapıya bürünüp bunu devasa bir kurumsal kaynak yaratma eylemine dönüştürmekteki amacınız nedir? Evet soruyorum; Bu finans işine ilginiz nedir?

“Ne sivil toplumdan bahsediyorsun, sivil toplumdan ayrıldın mı?”

Allah aşkına, bağımsız bir üniversiteden mi ayrıldınız? Öğrencileri hapse atarken, akademisyenleri okuldan atarken kiminle işbirliği yapacaksınız? Hangi sivil toplumdan bahsediyorsunuz, sivil toplumdan ayrıldınız mı? Ruhları için okuyorsunuz. İşte Gezi Direnişi’ne katılan, aylardır zindanlarda azarlayan sivil toplum temsilcileri. Kamu yararına hizmet eden, vatandaşın hakkını koruyan baro ve odaları kapatmaya çalışıyorsunuz. Medyada haber yapıyorlardı. Gerçek bir gazetecinin haber yapmasına izin mi verdiniz? Ben gazeteleri sustururken, televizyonu sansürlerken, elektriği keserken siz kime neyi haber vereceksiniz? Kime inanacaksın?

Asıl sorun ortada.

Çünkü asıl sorun ortada. temel sorun; Demokrasinin yokluğu, hukukun üstünlüğünden uzaklaşma, denge ve kontrolün yok olması. İşte bu vakfın kuruluşunda bile tek adam rejimi üzerimize yıkılmaya devam etti. Bir kişinin ağzından çıkan sözlerle yürütülen dış politikada ülkemizin ödediği bedeli bilmiyor musunuz? Dış politika saplantılı ideolojik tercihlerinizle yaptığınız her ilkesiz dönüşte vatandaşlarımızın yüzünü buruşturmayı bilmiyor musunuz? Şimdi, bu emeklilik projelerinin temelleri ile dış politikayı düzeltemezsiniz.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

                                                                                                                                                                                                                                   .
istanbul escort deneme bonusu veren siteleruetds masal oku
panel çit tiktok takipçi al Mobil Sohbet güvenlik sistemleri kredi danışmanlığı kaynak makinesi fiyatları özel tenis kursu