medyauzmani.com
Cam sektörü nedir? ” YerelHaberler – Yerel Haberler

Cam sektörü nedir? ” YerelHaberler

Cam, ışığı geçirip geçirmesine izin verdiği halde, ışığın geçmesine ve arkasındaki nesneleri görmesine engel olmayan veya arkasındaki nesnelerin sınırlarını ve şekillerini göstermeyen inorganik sıvı bir maddedir (ilk sıvı). Genellikle yüksek oranda refrakter olan sıvı malzemeleri koruyarak korunurlar. Temel malzemesi silisyum olup, bu ana malzemeye ek olarak alkali ve toprak alkali metal oksitlerin ve diğer bazı metal oksitlerin ayrışmasıyla oluşur. Camcılık ise bu malzemenin belli bir yöntem ve sanatsal becerinin birleşimiyle istenilen şekle sokularak halkın beğenisine sunulması olayıdır. Konsept aynı zamanda cam ve cam eşya üretimi için bir teknoloji olarak da yorumlanabilir.

Camdan yapılmış ilk parçalar, İslam’dan önce on altıncı yüzyılda bulundu. Bu eşyalar Mısır ve Mezopotamya’da bulunan cam eşyalardır. Araştırmada İslamiyet öncesi 2000 yıllarına ait cam boncuk, muska ve muska gibi bazı objeler bulunmuş ve bu objelerin yapılarında silis ve kireç bileşenleri tespit edilmiştir.

Yapılan araştırmalarda cam teknolojisinin çok eski zamanlarda Mısırlılar tarafından geliştirildiği görülmektedir ancak bir başka gerçek de cam yapım sanatının Yakın Doğu’dan alındığıdır. Mısır ve Mezopotamya’da kullanılan çömlek benzeri malzemelerin birçoğu o zamanlar seramik ve seramik malzemelerden yapılmıştı, ancak bu yöntem daha sonra geliştirildi ve maçalar (kum, metal veya erimiş döküm malzemesine dayanıklı herhangi bir malzemeden yapılmış) kullanıldı. Döküm Kısmında İçi Boş Hal Elde Edilmesi): Kalıbın etrafına cam yerleştirilerek kalıp olarak kullanılan hamur parçalanmakta ve günlük hayatta kullanılan objeler camla zenginleştirilmektedir.

Cam yapımında kullanılan bu ilkel teknikler Roma dönemine kadar devam etmiş ve İslamiyet’ten önceki birinci ve ikinci yüzyıllara kadar devam etmiştir. Roma İmparatorluğu döneminde cam kullanımının artması, o zamana kadar kullanılan tekniklerin yeterli olmadığını ortaya çıkarmış ve böylece cam yapımının en önemli adımlarından biri olan üfleme yöntemi bulunmuştur. Üfleme tekniği zamanla şekil olarak gelişti ve cam yapmak daha kolay ve daha ucuz hale geldi. Roma dönemindeki cam sanayii de metal ve seramik modellerden etkilenmiş ve çeşitliliğini artırarak süsleme sanatında kullanılmıştır. Ana dekoratif sanatlar şunlardır: gravür, kesme, kesme, oyma, kalıplama, baskı (presleme), cam tel takma, emaye, yaldız, iç renklendirme ve Millefiori sanatı (İtalya’nın Murano bölgesinden cam sanatı).

İmparatorluğun genişlemesi, cam sanatının dünyanın birçok yerine ulaşmasını sağlamıştır. İspanya, Galya ve Germen ülkeleri konum olarak Roma’ya daha yakın oldukları için bu sanatı daha uzak ülkelerden daha erken öğrendiler. İlerleyen zamanlarda Roma’nın Doğu ve Batı Roma olarak ikiye bölünmesi ve ardından başkentin İstanbul’a (Konstantinopolis) taşınması, tüm efendileri Bizans’a getirdi.

Yakın Doğu’da Sasaniler ile başlayan cam yapımı İran’da hayatını sürdürmüş ve üfleme tekniği bu topraklarda kendini göstermiştir. Hüsrev’in Paris’teki Madalya Müzesi’ndeki 1 numaralı kupası bu eserin bir parçasıdır. Fatımiler döneminde Kahire’de kaya kristalleri kesme cam olarak örnek alınmış ve uygulanan yöntemlerle cama bitki ve hayvan şekli verilmiş ancak Müslüman cam ustaları cama uyguladıkları emayeler sayesinde büyük ün kazanmışlardır. Minelerde kullanılan kaplar şekil ve form olarak her etnik kimliğe uygundu Doğuda ve batıda kandil vb.

Çin’de cam üretimi tıpkı bugün olduğu gibi kopyalama ve satma üzerineydi. Çoğunlukla yeşim taşı, mercan, porselen gibi taşları cam kullanarak taklit etmeye çalışmışlardır. O zamanlar şeffaf olduğu için cam hiç kullanılmıyordu. Ticaretin gelişmesiyle birlikte Çin, elindeki camı hem Roma’nın hem de İran’ın yerine koyarak yeni camı taklit etmeyi başardı. Böylece cam sanatı Hindistan’a kadar ilerlemiştir.

Renksiz cam yapmak zor olsa da dünyada bu tekniği bilen çok az usta vardı. Aslında Batı’daki ustaların çoğu bu tekniği bilmiyordu ama Venedikli ustalar vitray yöntemini yeniden keşfederek Venedik cam sanatı tarihinde kalıcı bir iz bıraktılar. Berrak cam, Avrupa’da büyük değer ve öneme sahipti. Ayrıca çok daha pahalıydı. Bu gibi durumlarda, bu yöntemi bilen ustaların dönemin hükümdarları tarafından korunması ve tekniğin kesinlikle gizli tutulması gerekiyordu. Bu nedenle zanaatkarlara toplum içinde geniş bir yer verilmiş ve cam fabrikaları taşınarak merkez Murano adasına taşınmıştır. Venedikli ustalar da tıpkı Müslüman ustalar gibi kaplarını emaye ve yaldızla süsleyerek değerini artırmışlardır. Zümrüt yeşili ve moru eserlerinde kullanarak çekiciliklerini ve gösterişlerini artırmışlardır. İşleme sırasında camın içine koydukları ince çubuk veya tellere şekiller vererek camlara yeni bir görünüm kazandırmışlardır. Venedik cam sanatını sürdüren ustaların sırları 17. yüzyıla kadar devam etmiş ancak ustaların ülkeyi terk etmesiyle yöntem Avrupa’da hızla yayılmıştır.

Cam sanayi, Türk tarihinde büyük bir yere sahiptir. Kazılarda Selçuklu ve Artuklu dönemine ait cam eserler bulundu. Bu cam eserlerin bir kısmı Diyarbakır’daki Artuk Sarayı’na aittir. Bulunan objenin şekli ve yapısı incelendiğinde eserin mozaik cam küplerden yapılmış bir ejderha figürü olduğu anlaşılmıştır. Selçuklu devletinin de başkenti olan Konya’daki Kobadabad Sarayı’nda filgözü adı verilen cilalı cam kaplar bulunmuştur.

Osmanlı Devleti’nde cam sanayii devlet destekli bir işletmeydi ve bu nedenle çok ileri düzeydeydi. Bu nedenle tıpkı Venedikliler gibi İstanbul’un belirli yerlerinde cam evler monte edilmiş ve buralarda özel yerlerden getirilen kumlardan üretim yapılmıştır. 19. yüzyılda meslek zirveye ulaşmış ve Avrupa’da opal cam yapma tekniğini öğrenen Derviş Mehmet Dede sayesinde o dönemde ülkemizde cam sanayi yüksek bir seviyeye ulaşmıştır.

18. yüzyıldan itibaren imalathanelerde cam üretimi yetersiz kalmaya başlayınca birçok Batılı ülke sanayileşmeye başlamış ancak bu konuda kararsız kalmışlardır. Amerika ve İngiltere’de bu cam fabrikaları kapatılsa da on sekizinci yüzyılda kurulan ilk sanayi bölgesidir. 19. ve 20. yüzyıllarda yeni ergitme yöntemlerinin keşfedilmesi, makineleşmenin artması, seri üretimin önem kazanması ve kristalin icadıyla en son gelişimini gösteren cam sektörü bugün itibariyle gelişiminin son aşamasını yaşıyor.

Ülkemizde 1961 yılında Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş ve Çayırova, 1969 yılında Topkapı Cam Fabrikası, 1980 yılında Sinop Cam Fabrikası, 1981 yılında Trakya Cam Fabrikası ve 1984 yılında Kırıkkale Cam Fabrikası üretime başlamıştır. ülkemiz için çok önemli bir yer tutan fabrikaların ürettiği ürünün dörtte birinden fazlası yurt dışına ihraç ediliyor.

Cam endüstrisinin alanları.
1- Camı boş tüplere üflemek
2-) İptal ve transfer
3-) Bahis ve ücretlendirme
4-) Kopyalama ve oyma makinesi
5-) Asitleme
6-) Kumlama
7-) El yapımı dekorasyon ve dekorasyon
😎 Parlak, emaye ve fırın boyası
9-) Tezhip
10-) Cam kesici ve füzyon fırını
11-) Vitray kesici
12-) Harmancılık, kalıpçılık ve çubukçuluk
13-) Karıştırılarak ve tavlanarak unlu mamuller
14-) Komple cam tüplerin oluşturulması

katip: bir gündü

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın