medyauzmani.com
Atatürk’ün Harbiyeli Yılları | YerelHaberler – Yerel Haberler

Atatürk’ün Harbiyeli Yılları | YerelHaberler

Eğitim hayatına sivil eğitim kurumlarında başlayan Mustafa Kemal, çocukluğundan itibaren askerliğe duyduğu büyük ilginin rehberliğinde asker olmak istemiştir. Anılarında anlattığına göre Ahmed’in askeri lise öğrencisi olan komşusunun giydiği imaj ve sokakta tanıştığı subayların üniformalarının da etkisiyle onda askerlik hevesi uyandırmıştı.

Kalbi askerlik mesleğine ilgi ve sevgiyle dolu olan Mustafa Kemal, asker olmasını istemeyen annesine söylemeden Selanik Askeri Lisesi sınavlarına girer ve başarılı olur. 1894 yılında bu okulun ikinci sınıf öğrencilerinden biri olarak askerlik eğitimine başladı. Bu kadar genç yaşta bu kadar önemli bir kararı tek başına almış olması, onun kararlılığının ve güçlü kişiliğinin ilk göstergesidir.

Al-Rushdiyya Al-Askariyyah’da matematiğe çok ilgi duyuyor. Bu kursun hocası Yüzbaşı Mustafa Sabry, onun yeteneğini ve yaratıcılığını takdir ediyor ve onda gördüğü bu değerleri ifade ettiği için ona “Kamal” diyor. Bundan sonra adı Mustafa Kemal olarak anılmaya başlandı. 20. yüzyılın dehası olarak kabul edilen Mustafa Kemal’in üstün yeteneğini ilk gören ve takdir eden Mustafa Sabri Bey olmuştur. 1895 yılı sonunda veya Ocak 1896’da on beş yaşındaki Mustafa Kemal askeri ortaokulun son sınıfını dördüncü sırada tamamladı.

Mustafa Kemal, askeri liseden mezun olduktan sonra lise eğitimine İstanbul’da devam etmeyi düşünmektedir. Ancak değerli kurmay subayı Hasan Bey, onu bu düşüncesinden vazgeçirmek için Manastır Askeri İdadisi’ne girmesini tavsiye etti. Mart 1896’da bu okulda öğrencilik hayatı başladı.

Birçok yeni arkadaş edinir. İleride ünlü bir hatip olacak olan Ömer Nagy, Mustafa Kemal’i en çok etkileyen ve onun şiir, edebiyat ve belagate olan ilgisini ve merakını ateşleyen kişilerden biri olmuştur. Ancak, kitabe hocası Muhammed Asım Efendi, onu askerlikten uzaklaştıracağı için şiirle uğraşmasını yasakladı. Akıl hocasının bu tavsiyesine uymanın yanı sıra, her zaman iyi yazma ve güzel konuşma tutkusu vardı. Bu konuda çok yetenekli olan Mustafa Kemal, lise yıllarında askeri ve siyasi hayatında kazanmaya başladığı bu niteliklerden nasıl yararlanacağını biliyordu.

Mustafa Kemal, Selanik’teki tatillerinde yasak olduğu için Freler Okulu’nda bir Fransız rahipten gizlice Fransızca dersleri aldı. İleride düşüneceği kurmay subay pozisyonu için gerekli şartlardan biri olarak yabancı dil bilmeyi düşündü. Aslında liseden başlayarak gençliği boyunca Fransızca öğrenmeye büyük önem verdi. Bu birikim sonucunda dil bilgisini Fransız ticaretini anlayabilecek düzeye kadar geliştirdi.

Mustafa Kemal’i lise yıllarında etkileyen olaylardan biri de 1897’nin ilk aylarında başlayan Türk-Yunan Savaşı’dır. Savaş patlak verdiğinde, manastır yakın olduğu için en hareketli günlerinden birini yaşıyordu. sınıra Tüfekli adamlar, davul ve trompet eşliğinde orduya çağrılır; Öğrenciler ellerinde bayraklarla yürüyorlardı. Bu savaş atmosferinden etkilenen Mustafa Kemal ve bir arkadaşı askere alınma düşüncesiyle gönüllü olarak okuldan kaçarlar ancak kısa süre sonra öğrenci olduklarını anlayınca okula gönderilirler. Mustafa Kemal bu olayı şöyle anlatır: “Gençliğimin en heyecanlı günlerini geçirdim. Küçük yaşıma rağmen bu savaşa katılmayı çok istiyordum. Gönüllü müfrezelerine katılmak üzereydim.

Türk ordusu otuz iki gün gibi kısa bir sürede Yunanlıları yenip Atina yolunu açsa da, genç Mustafa Kemal onların baskı sonucu ele geçirdikleri yerlerden öylece çekilmediği için derin bir hayal kırıklığına uğradı. Avrupa ülkelerinin değil, aynı zamanda Girit’e özerklik verdi. Devletin acziyetinden padişahı sorumlu tutar ve cevabını ona yöneltir.

Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi’nde başarılı bir öğrencidir. 1898 Aralık ayının ikinci yarısında ikinci sınıfını bitirerek diplomasını aldı. Böylece kendisini bekleyen kariyere doğru ikinci adımı da başarıyla atlamış olur.

Çocukluğunun ve gençliğinin tamamını geçirdiği Makedonya’dan ilk kez ayrılan Mustafa Kemal, 13 Mart 1889’da Harp Okulu’na gelerek piyade sınıfına katıldı. Böylece 1283 numaralı kitabı hayatında kullandığında öğrencilik yılları başlar. İki ay gibi kısa bir sürede kendini tanıttı ve sınıfında astsubay oldu. Mustafa Kemal Harbiye’de öğrenime başladığında okul müdürü Mustafa Zeki Paşa’dır. Maarif dairesi başkanı İssa Paşa’dır. O zamanki adıyla Mekteb-i Harbiye-i ahane, dönemin en modern eğitim kurumlarından biriydi.

1877-1878 Rus-Türk savaşında Türk ordusunun büyük yenilgisi, hem uluslararası arenada hem de ülke içinde yeniden yapılanma yapılması gerektiği gerçeğini ortaya koydu. Bu bağlamda II. Abdülhamid, kişisel dostu ve müstakbel müttefiki olarak gördüğü Alman İmparatoru Wilhelm’den Harp Okulu’nu zamanın gereklerine göre yeniden düzenleyebilecek uzmanlar göndermesini istedi. ikincisi. Wilhelm, askeri danışmanı ve Berlin Askeri Akademisi’nde savaş tarihi öğretmeni olan Binbaşı Colmar von der Götz’ü gönderdi. Paşa rütbesine ulaşan Goltz, Harp Okulları Umumi Müfettişliğine tayin edildi.

Goltz’un önerileri doğrultusunda Alman Harp Okulu’nun program ve dersleri Harp Gemisi’nde yürütüldü. Goltz göreve geldiğinde, Türk askeri okullarında okutulan bilimsel derslerin yetenekli subaylar yetiştiremeyeceğini anlamış ve öğrencilerin zihinlerini gereksiz bilgilerle doldurmuştur. Eski bilgilerle dolu Fransızca ders kitapları öğrencileri ezberlemeye sevk etti. Uygulamalı dersler neredeyse yok gibiydi. Harp Okulu’ndan mezun olan genç subaylar, teorik bilgiye sahip olmalarına rağmen pratik hizmetleri yerine getirme konusunda yetersizdiler.

Goltz, harp okulu için yeni bir müfredat hazırladı. Yeni programda kültür derslerinin sayısı azaltılarak uygulamalı askeri derslere ağırlık verilmiştir. Bu düzenlemeler sonucunda Harp Okulu dönemin modern askeri okullarından biri haline gelmiştir. Mustafa Kemal 13 Mart 1899’da öğrencilik hayatına başladığında Harp Okulu gibi modern bir kurumda okuma fırsatı buldu.

Mustafa Kemal, Harbiye’nin ilk yılındaki hayatını şöyle anlatır:

“İlk yıl bulutsuz gençlik hayallerine daldım. Dersleri ihmal ettim. Yılın nasıl geçtiğini anlamadım. Ancak dersler durunca kitaplara sarıldım.”

Mustafa Kemal Harbiye birinci sınıfı 736 öğrenci arasından 29. sırada tamamladı. Dersleri ihmal ettiğini söylese de notu başarılı bir öğrenci olduğunu gösteriyor. İkinci yılında 420 arkadaş arasında 11. sırada üçüncü sınıfa geçti.15 Üç yıllık eğitimin sonunda Harp Okulu’ndan 8. sırada mezun oldu. Mustafa Kemal, askeri okul yıllarında askeri derslerle yakından ilgilendi. Güzel konuşma ve güzel yazma tutkusu devam ediyor. Ders aralarında arkadaşlarıyla güzel konuşma yarışmaları düzenler, tartışmalar düzenler.

O günler, I. Abdülhamid’in ülkedeki yönetiminin en baskıcı yıllarıydı. Düşünceye, ifadeye, medyaya dair hemen her şey yasak. Mustafa Kemal, bazı aydınların bu baskıcı hükümetten kurtuluş yolu olarak gördüğü anayasal fikirlerden de etkilenerek siyasi meselelerle ilgilenmeye başladı. Ona göre ülkedeki durumu düzeltmek isteyenler kendilerini örgütlemeliydi. Ülke genelinde bu organizasyonu ancak genç subaylar yapabilirdi. Nitekim Mustafa Kemal, genç çıraklar arasındaki güvendiği arkadaşlarına gittikleri her yerde bir teşkilat kurmalarını önermişti.

Harp Okulu’ndan üstün başarı ile mezun olan Mustafa Kemal, Karakurmay’a gönderilmeyi hak edenler arasında yer aldı. Harp Okulu’ndaki eğitim süresi üç yıl sürdü. Bu okulda ilgi alanlarına tarih de eklendi. Tarihi figürler arasında en çok Napolyon’a hayrandı. Bir yandan yoğun bir şekilde okurken diğer yandan da siyasi meselelerle uğraşmaktan çekinmedi. Arkadaşlarıyla buluşurken kendi el yazısıyla çıkardıkları gazete ortalığı karıştırır. Geleceklerini tamamen mahvedebilecek bu olay, kendisine de zarar vereceği için okul müdürü Ali Rıza Paşa tarafından örtbas edildi. Mustafa Kemal, 11 Ocak 1905 Çarşamba günü yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. 37 arkadaşından 13’ünde işçi olmaya hak kazanan 5. sırada yer alıyor. Böylece 1894 yılında başlayan harbiyeli süreci tamamlanmış ve geleceğin büyük komutanı üstesinden geleceği zorlu görevleri yerine getirmek için ordu saflarındaki yerini almıştır.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın