Antalya Tabip Odası toplantı salonunda yapılan açıklamada konuşan ODSH Kurulu sorumlu yönetim kurulu üyesi. doktor. Güler Akın Akdeniz Antalya Tabip Odası Sağlık Hizmetleri Komisyonu, bu alanda yaşanan toplumsal statü ve sağlık hakkının tespiti için kentteki olağandışı vakalarda bir çalışma yaptı. Bu amaçla insanların yoğun olarak yaşadığı yerlere geziler planlanmaktadır. Konyaaltı’nda polis karakolu, otoyol lojmanı, uygulama oteli, öğretmenevi, Akdeniz Üniversitesi’ne ait KYK yurtları, TRT kampı, polis kampı, Adalet Bakanlığı sosyal tesisleri, depremzedelerin bulunduğu büyük, orta ve küçük ölçekli oteller ziyaret edildi. ağırlandı. 27 Şubat – 3 Mart arasında. Aşağıdaki sorunlar tespit edilmiştir.
1. Genel ihtiyaçlara ilişkin kararlar
• İnsanların yiyecek ve giyecek gibi temel ihtiyaçlarının kısmen karşılandığı gözlemlendi. Ancak alınan yardımların dağıtımı ve devamlılığı konusunda halen sorunlar olduğu anlaşılmaktadır.
• Otel gibi konaklama tesislerinde temizlik sorunu olmadığı, ancak KYK yurtlarında depremzedelerin kullandığı ortak alanlarda temizlik sorunu olduğu kaydedildi.
• Depremzedeler, paspas, süpürge, çamaşır suyu gibi malzemelerin olmaması nedeniyle KYK yurt odalarının düzenli olarak temizlenemediğini bildirdi.
• Öğretmenler eşliğinde çocuklar için tasarlanmış oyun odaları ve kreş benzeri tesisler çok iyi düzenlenmiş, ancak odalar temizlenmemişti. Hasta/bebek bezi, tuvalet kağıdı, ıslak mendil, ped, sabun, şampuan, diş macunu, tıraş köpüğü, jilet, hijyen malzemeleri, iç çamaşırı ve ped gibi depremzedelerin günlük ihtiyaçlarının dağıtımında ve temininde sorunlar yaşandığı kaydedildi. .
• Taze meyve gibi önemli gıdaların çocuklara dağıtılmasının mümkün olmadığı belirlenmiştir.
• Bilgi eksikliği nedeniyle bazı çocukların okullara kaydedilmemesine karar verildi.
• Konuştuğumuz depremzedelerin tamamına yakını devletin sağladığı yardımlara ulaşamadıklarını ve bu nedenle küçük ihtiyaçlarını karşılamak için nakit sıkıntısı yaşadıklarını belirtmişlerdir.
• Kendilerine sağlanan yardımı alabilmek için gidecekleri merkezler yakın olmadığı için ulaşımda sorun yaşanıyor.
Bununla ilgili öneriler
• Öncelikle ilimize gelen depremzedelere geliş günlerinde oryantasyon eğitimleri verilmesi önem arz etmektedir. Bu tatbikatların içeriğinde depremzedelerin tüm faaliyetleri, yardım merkezlerinin yerleri ve kentte ulaşmaları gereken kurumlar yer almalıdır.
• Hem AFAD hem de varsa sağlık ve okul çağındaki çocukların geldikleri noktada okul kayıtlarının yaptırılması esastır. Bu amaçla AFAD, İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından koordinasyon sağlanmalıdır.
• Atıkların düzenli olarak ortamdan uzaklaştırılmasını sağlayın.
• Giysi ve yiyecek şu anda acil ihtiyaçlar değil. Ancak sürdürülebilirliği ve sürekliliği sağlanmalıdır. Özellikle kıyafet dağılımı daha düzenli olmalıdır.
• Problemli çamaşırların temizlenmesi için çamaşırhaneler düzenlenebilir. Gerekirse Meltam mahallesindeki çamaşırhane bu işletmeye devredilebilir.
• Ulaşım sorunu yaşayan depremzedeler için burada kaldıkları süre boyunca kullanabilecekleri ücretsiz kartlar Büyükşehir Belediyesi’nden temin edilmelidir.
• Yaşamın yoğun olduğu yurtlarda başta sağlık olmak üzere hijyen eğitimleri düzenlenmelidir.
• Sektörler arası iletişimi artırmak için kayıt birimlerinde ilgili kurum temsilcisi bulunmalıdır. Bu sayede depremzedeler tüm işlemlerini tek bir yerden yapabilecek.
• KYK gibi kalabalık konaklama yerlerinde, sağlanan tesis ve imkanlardan tüm depremzedelerin yararlanması sağlanmalıdır. Bazı depremzedelerin okuma yazma bilmemeleri nedeniyle yazılı reklamlar etkisiz kalmaktadır. Duyuruların tüm depremzedelere ulaştırılabilmesi için toplum liderlerinin belirlenmesi ve atanan liderler aracılığıyla iletişimin sağlanması gerekmektedir. (örneğin her kat için bir lider seçilebilir)
• KYK yurtlarında yapılan görüşmelerde, kişilerin ‘misafir’ işlerde personel ile dönemsel olarak sorun yaşadıkları bildirilmiştir. Bu savunmasız gruplara yaklaşmak için personel eğitilmeli ve denetime sık sık geri bildirim toplantıları sağlanmalıdır.
• Günlük ihtiyaçları bir kez karşılamak yeterli değildir. Sürdürülebilir olması için KYK yurtlarında özel sosyal pazarlar oluşturulmalıdır.
• Ortak yaşam alanlarındaki kural ve düzenlemeleri görsel olarak anlatan broşür ve afişler hazırlanmalıdır.
• KYK yurtları ve otelleri ailelerin yaşaması için tasarlanmış yerler değildir. Ailelere sürdürülebilir yaşam olanakları sağlamak, öğrencilerin eğitim ve barınma haklarını geri kazanmak için Antalya’da konteyner kentler kurulabilir.
Vali Karadeniz: Depremi yönetmenin tek yolu binaları sağlamlaştırmak
• İletişimin sağlanabilmesi için depremzedelere belirli bir süre ücretsiz iletişim hizmeti verilmesi planlanmalıdır.
• KYK yurtları gibi konaklama yerlerinde sosyal, sanatsal, kültürel, sportif ve hobi etkinliklerinin düzenlenmesi depremzedelerin kendilerine yeni bir faaliyet alanı bulmalarını ve yaşadıkları travmanın etkilerini azaltmalarını sağlayacaktır. Özellikle gençlerin ve çocukların bu faaliyetlerin düzenlenmesinde aktif rol almaları teşvik edilmelidir. Antalya ve çevresine geziler düzenlenebilir.
2. Sağlık açısından bulgularımız
Sağlık hizmetlerinin sunumunda ve hizmete erişimde, ihtiyacın belirlenmesi ve ihtiyaç duyulan bölgede verilmesi ilkesi gözetilmelidir. Sürekli değişen ve anlık kararlarla organize olan sağlık hizmetlerinin yerine yerinde kadro ilkesi benimsenmelidir. Bu amaçla il genelinde afetzede sayısına göre hızlı bir şekilde kapsamlı bir birinci basamak sağlık kuruluşu (psikolog, sosyal hizmet vb.) hayata geçirilmelidir. Ortak yaşam alanlarında ortaya çıkan bit ve uyuz gibi yaygın hastalıkların yanı sıra kızamık ve diğer bulaşıcı hastalıklara yönelik aşılama çalışmaları ve taramalarına hız verilmelidir. Mevcut aile hekimliği sisteminde bile 4.000 kişiye aile hekimi planlanırken, 100.000 afetzedeye geçici personelle sağlık hizmeti verilememektedir. Psikososyal rehabilitasyon için psikologlar, çocuk gelişimi uzmanları, sosyal hizmet uzmanları, ayrıca düzenli görüşme yapacak psikiyatri dernekleri ve uzmanlarla iletişime geçilmelidir.
• KYK yurtları gibi nüfusun yoğun olduğu yerlerde düzenli sağlık hizmeti veren il/bölge sağlık müdürlüklerince atanan doktor ve hemşireler bulunmaktadır.
• Nüfusu azalan otelleri veya konaklama yerlerini düzenli olarak veya hastalık durumunda ziyaret eden bazı doktorlar ve/veya hemşireler vardır.
• Bazı konaklama yerlerinde. Hastalık durumunda yakın çevredeki Aile Sağlığı Merkezlerine (ASM) sevk edilir.
• İlaç temininde herhangi bir sorun görülmedi. Ancak kronik hastaların takip ve takibinde, ii. Birinci basamak sağlık hizmetleri ile entegrasyonun gerçekleştirilemeyeceğine karar verildi.
• Koruyucu sağlık hizmetlerinin, aşıların ve gebelik takibinin eksik yapılıp yapılmadığı tespit edilmiştir.
• Depremzedeler, 2-6 yaş arası çocukların bit sorunu yaşadığını, ailelerin ilaç kullanmasına rağmen sorunun devam ettiğini bildirdi.
• Psikologların KYK yurtlarında kalıcı olarak bulunmasının depremzedelerin artan kaygı oranlarına çözüm sağladığı, ancak psikolog rotasyonunun devamlılığın önünde bir engel olduğu tespit edilmiştir.
• Depremzedeler sağlık kuruluşlarından habersiz, bir kısmı da KYK yurtlarında düzenli klinik hizmeti verildiğinden habersiz. Kronik hastalar ilaçlarını nasıl alacaklarını bilmiyorlar.
• Uyuz, bit ve diğer salgın hastalıklarla ilgili çalışmalar yetersiz görünmektedir.
• Sağlık hizmeti vermekle görevli doktor, hemşire ve ebeler bulunmaktadır. Ancak sayıları azdır ve kendi aralarında dönüşümlü olarak değişirler. Rotasyon, insanlara hizmet ettikleri topluluğu tanımaları için yeterli zaman vermez. Bu şekilde verilen hizmetin sağlık çalışanları için de yorucu olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca altyapı, teknik ve tıbbi ekipman, gıda gibi bazı konularda da eksiklikler tespit edildi.
sağlık önerileri
• Birinci basamak sağlık hizmetleri açısından öncelikle depremzedelere sunulması gereken geçici, sanal ve/veya gezici birinci basamak sağlık merkezlerinin kurulması önemlidir. En az iki doktor ve iki hemşireden oluşan bir ekip oluşturularak bebek, çocuk, gebe ve lohusaların takibi sağlanmalıdır. Bu sayede sadece başvuran hastaların değil, sağlıklı bireylerin ve başvurmayan bebek ve çocukların da takibi yapılabildi.
• Koruyucu ve çocukluk aşılarının takibi ve uygulanması ile ilgili sorunlar giderilmelidir. Salgın önleme için aşı temini ve uygulamasına öncelik verilmelidir.
• Psikologların rotasyona tabi tutulmadan KYK yurtlarında sürekli olarak bulunmasını sağlamak. Bu tür destekler, depremzedelerin güven duygusunu geliştirmekte ve psikolojik destek almalarını kolaylaştırmaktadır. Bu konuda derneklerden destek alınabilir.
• Üçüncü. Birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak için bu kurumlarda işbirliği yapılmalıdır.
• Aile planlaması konsültasyonu yapılmalı, gerektiğinde prezervatif, hap gibi aile planlaması yöntemleri dağıtılmalıdır.
• Depremzede olarak ilimize gelen sağlık çalışanlarına temel ihtiyaçlarının yanı sıra psikolojik destek sağlanmalıdır. Hemen deprem bölgesine dönüp görev yapmaları beklenmemelidir. Anne ve babası sağlık çalışanı olan ve ilimizde okumaya başlayan çocukların olduğu kararlaştırıldı. Bu aileler için yeni görevler yapılabilir.
• Depremzedeler hijyen, sağlık ve salgın hastalıklar konusunda yeterli bilgiye sahip değildir. Salgın önleme ve hijyen konusunda bilgilendirme toplantıları ile düzenli ve aralıklı sağlık eğitimi verilebilir.
• Depremzedelere özellikle bit ve uyuz gibi hastalıkların kontrolü alanında düzenli sağlık eğitimlerinin verilmesi de önemlidir. Düzenli muayeneler sonucunda tespit edilen vakalara ve bunların ikamet ettikleri yerlerdeki yakın temaslılarına tedavi edici ilaçlar ücretsiz verilmeli ve tedavi için uzmanlaşmış derneklerden destek alınmalıdır. Aksi takdirde uyuz ve bit gibi bulaşıcı hastalıklar özellikle okullarda çocuklardan tüm topluma yayılacak ciddi bir sağlık sorunu oluşturacaktır.
• Özel sektörde çalışan depremzede hekimlerin ekonomik olarak yaşamlarına devam edebilmeleri için, kendi istekleri doğrultusunda boş kadroya randevu alarak kamu görevine başlayabilmeleri sağlanmalıdır.
• Sağlık ve sosyal rehabilitasyon hakkı, bireylerin bir lütfu değil, doğal hakkıdır. Özellikle depremden etkilenen yüzbinlerce insanın bulunduğu Antalya’da halk sağlığı otoritesi olan İl Sağlık Müdürlüğü, AFAD, Kızılay gibi kuruluşların Antalya Tabip Odası, ülke genelindeki kamu yapıları ve birliklerle işbirliği yapması gerekmektedir. şehir ve destek gönüllü çalışmaları. . Belediyeler, yardım kuruluşlarından katkı almak için işbirliği yapmalıdır. Türk Tabipleri Birliği’nin yıllardır yerine getirmeye çalıştığı nitelikli sağlık tavsiyelerini ve halkı uyarma rolünü dikkate almalısınız.