medyauzmani.com
Ağıt türü ve özellikleri «YerelHaberler – Yerel Haberler

Ağıt türü ve özellikleri «YerelHaberler

Hayattaki en acı an ölümdür. Her canlı bir gün ölür. Sevdiklerinin ölümü sonrası büyük acılar içinde kalan sevenleri, acı ve kederlerini farklı sözlerle dile getiriyor. “İnsanların ölüm veya cansız bir can kaybı, korku, panik ve heyecan karşısında üzüntülerini, feryatlarını, isyanlarını ve trajedilerini düzenli ve düzensiz söz ve ezgilerle anlatan türkülere Batı Türkçesinde genellikle ağıt adı verilir. .” Buna ağıt da denir. Şiirsel bir dil kullanılır. Ölen kişinin özellikleri sıklıkla dile getirilir. Birlikte geçirilen günler, merhumun yaptığı iyilikler, kahramanlıklar anlatılır. Kötü söz yok. Ağıtların söylenme şekli bölgeden bölgeye değişir. Ağlanırken çeşitli hareketler yapılır. Bazıları dizlerini, bazıları ise kafalarını vurdu. Anadolu’da yaygın olan ağıt yakma geleneğinin geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Ölüler törenlerle gömülür. Eski Türklerde yog törenlerinde ağıt yakılırdı. Her ölünün ardından ağıt yakılabileceği gibi, gençlerin ölümünden sonra da daha çok ağıt yakılır.

Ağıt, popüler kültürde sözlü anlatım türlerinden biridir. Sago ve mersiye adları Türk edebiyatının farklı dönemlerinde mersiyelerde de yer alır. Sadece merhum için değil, doğal afetler, savaşlar ve yıkım gibi toplumu derinden etkileyen talihsiz olaylar için de üzgünüz.
Ağıtlar Bilinmiyor. Konuşmacı bilinmiyor. Bir dilden diğerine günümüze kadar ulaşmış olsa da ulaşmayanlar da bulunmaktadır. Genellikle 8 heceli yazılır. Şarkılı ve kafiyelidir. Ağıtlar okunmaz, genellikle doğaçlama yapılır.

ağıt örnekleri:

koşmak
Nişanlıyken genç yaşta ölen kuzeni Ziada’ya bu ağıtı okudu.
Zavallı baykuş, burada ne yapıyorsun?
Ülkenizi ve eyaletlerinizi bilmiyor musunuz?
Üzgün ​​müsün, selamlarımı almayacaksın
Shida Bülbül Tatlı dilin nerede?

Ölüm tuzağını açamazsın
açıp kaçamazsın
Serbest bırakılsalar uçamaz mıydınız?
kanatların mı kırıldı

aç mısın yoksa
Odan ne kadar karanlık Bir ataç yok mu?
Damadın nerede Yol arkadaşın kim?
Bilirsin, senin kapın, kardeşin, senin yolların

Kına kaşları kullandınız mı?
O gözlerin mimarı Ala’ydı
On beş yaşında mı evlendin?
Nasıl giyeceğini bilmiyor musun?

emmm kız kapıyı açar beni içeri alır
Hasta mısın diye sorayım
susadınız mı size biraz su vereyim
Çaya sebep olan selleri bilirsiniz.

Dikkatsizce ve dikkatsizce yalan söylüyorsun
Ninni Ninni Erik uykusuz kalır
Garip ve çıplak, aç ve susuz
Kötü mallar nerede?

henüz çıkamazsın
Dışarı çıkıp dağlara bakamaz mısın?
kaldırılırsan dayanamazsın
ellerini tutmama izin ver

Ben de kurtarıcım gibi uyandım
Kalktım taş yastığa yaslandım
Orijinal Han gibi ben de kızartıldım ve yakıldım.
Rüzgar küllerini savurdu mu?
(koruma kağıdı, yirminci yüzyıl)

Kızıllarmak şarkısı
ağıt
2.
Bir silah al, hadi o kartalı vuralım
Dalgıç bul gelini bulalım
Gelinsiz köylere nasıl gidilir?
Kırmızımsı gelini yedim
Gelini gelinle tanıştırmak uzun mu?
Kızıl saçlı, sen çocuk oyuncağıydın
Tüm parçaları bir araziye koyarsan
sen de benim gibi çaresizdin
Kırmızımsı gelini yedim
Gelini gelinle tanıştırmak uzun mu?
Köprüye varınca köprü çöküyor
Üç yüz şövalye suya döküldü
Güzel cesur boyun bükülmüş
kızıl saçlı gelini yedim
Gelini gelinle tanıştırmak uzun mu?

ağıt
3.
Ruhum evimden vuruldu, peki kaderle ne yapacağım?
Ağlıyorum, çelik teller iniyor
Ben almadım, yer bağrına aldı
Yerim diye inleyen bülbül
Afşar vilayeti yoluna gittim
bakmıyorum bu dünyanın gülüne
Taslak taksi kolunuza çarpacak
Yağız Şövalyeleri, nazik kollar iniyor
Mezarına ulaşmama izin ver
Devam et Daloğlu, git buradan
Ellerini kafandan çekmeme izin ver
Çukurova’nın engebeli yolunu kullanın
Dadaloğlu

ağıt
4.
Kendi ülkenden ayrıldığında oradaydın
Çocuk gitti, terkedilmiş çadır
Pencereler paramparça oldu ve elmalar döküldü
Mahalleli meclisten çekildi
Dağda Kang’ı bulursam,
Kang’ı yerde görürsen Gazali Çeşmem
Avcıdan kaçan geyik gibi
Dağdan dağa durmak yok
Zambak, sümbül ve gül aldı
Uh, zevk ve şevk için insanları ziyaret etti.
Süleyman tahtını almış gibi
Gamayı değiştiren vuruşun yaşı
Zihni her zaman beladan çığlık atıyor
oradaydım
Zambaklar, eski püskü güller, ağlayan kan
Bülbül bu bahçeden gitmeli
Bayburtlow zihin

Kaynak:
Elçin, Şükrü, Popüler Edebiyata Giriş, s.: 290
CEVDET KUDRET, Örneklerle literatür bilgisi

yazar:Sarpil Altunyay

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın