medyauzmani.com
13. Yüzyıl Türk Edebiyatı ve Şairleri «Belçikastam – Yerel Haberler

13. Yüzyıl Türk Edebiyatı ve Şairleri «Belçikastam

13. yüzyılda Türk edebiyatı

Bu yüzyılda Türk edebiyatının en büyük gelişmesi, Moğol istilası tehdidi nedeniyle Ahmed Yesifi’nin öğretileriyle yetişen mutasavvıfların bölgeye gelişidir. Bu âlimlerin Anadolu’ya sığınmaları şiirimizde bir dönüm noktası olmuştur. Çünkü bu tarihten itibaren Fars Arap kültürü Anadolu’yu etkilemeye başlamıştır.

Bu süreçte Anadolu Selçuklu devleti galip geldi. Anadolu’da Selçuklu devletinin yazı dili Farsça; Bilim dili Arapçadır. Zamanın geçmesi ve özellikle Anadolu’da beyliklerin ortaya çıkmasıyla Oğuzların ticaretteki etkisi artmıştır. Fars Arapçasının etkisiyle ve Oğuzcanın da kullanılmaya başlanmasıyla birlikte zamanla karma yeni bir yazı dili doğmuştur.

13. yüzyılda Anadolu’da Mevlevilik, Yeşifiyye, Rifa’iyye, Halfeti ve Kadiriyye gibi farklı mezhepler ortaya çıktı. Bu mezhepler yayıldıkça bu mezheplerin felsefelerini anlatan eserler çoğalmaya başlamıştır.

On Üçüncü Yüzyıl Türk Edebiyatı Şairleri ve Eserleri

Hajja Dahani Huka Dahani, Horsanlı bir şairdir. Anadolu Selçuklu hükümdarının ününü duyunca bu yüzyılda Anadolu’ya geldi. Hükümdarının imkanlarından da yararlanan Hodge Dahani, Selçuklu hükümdarının emriyle Selçuklu Şehnamesini yazmıştır. 20.000 kıtalık Farsça bir eser olan Selçuklu Şehnamesi henüz bulunamadı.

Hagat Al-Dahani’nin şiirlerinde doğu şiirinin izleri dikkat çekicidir. Şiirlerinde gül ve bülbül, pınar, meclisler, efsaneler, destanlar, hasretler, acılar ve şevkler vardır. Anadolu sahasında din dışı şiirin ilk örneklerini veren Hodge Dahani, Hz. Bana bir yer verdi.

Hodge Dahani, Türk edebiyatında ilk Türk şiirini yazıp Anadolu’daki padişahlara sunan kişidir. Ayrıca Selçuklu Türklerinin son şiirini yazan şair Hoca Dahani’dir. Hodge Dahani, aynı zamanda Divan şiirine çağının sosyal hayatını, güzellik ve ahlak anlayışını yansıtan ilk şairdir. Anadolu Türkçesini ustaca kullanan Hadja Dahani’nin 9 ceylanı ve 1 vaizi vardır.

Bazı kaynaklara göre 14. yüzyıl şairi Ahmed Fakih, Horasan’da doğmuş, daha sonra Konya’ya yerleşmiştir. Mevlana’nın babasından hukuk dersleri aldığı için ona Ahmed Fakih denildi.

Charhname, 100 hecelik bir şiir şeklinde bir eserdir. Ahmed Fakih bu eserinde dini ve ahlaki öğütler vermektedir.

Evsâf-ı Mesâcidi’iş- Şerif Defteri: Ahmed Fakih bu eserinde hac için gittiği Hicaz’dan dönüşünde Kudüs’te iki ay kaldığı süreyi anlatmaktadır. Mesnevi tarzında bir eser olup eserde dörtlükler de bulunmaktadır. Orijinal şu ​​anda Birleşik Krallık’ta korunmaktadır. Bu eser aynı zamanda Anadolu’da yazılan ilk Musnafi’dir.

Işık Paşa Bu asırda Anadolu’da yaşamış Türk şair ve mutasavvıflarının en büyüğü sayılan Âşık Paşa da Harasanlıdır. Kırşehir’de yaşadı ve devlet işlerinde çalıştı. Şeyh Süleyman Kırşehir’den zahiri ve dahili ilimleri öğrenin. Âşık Paşa, İranlı şairlerden büyük ölçüde etkilenmiştir.

Aşık Paşa’nın en önemli özelliği Türkçeye verdiği önemdir. Gharib Nam adlı eserinde bu hassasiyeti göstermiştir. Milli bir dil ve edebiyat oluşturmak isteyen şairlerin başında gelen Ahmed Paşa, insanlara derviş olmanın yolunu göstermek ister.

Gharibami: Aşık Paşa bu on bölümlük eserinde Türkçenin şiir dili olmasına öncülük ediyor.
Diğer eserler: Lütuf Düşüncesi, A Study of Sufizm in Manzum ve Fasif Hull

Mevlana Celaleddin Rumi; 30 Eylül 1207’de Balah’ta doğan Mevlana Muhammed, henüz 5 yaşındayken babasıyla birlikte hacca gitti. Mevlana ve ailesi Konya’ya yerleşti. Mevlana iyi derecede Farsça ve Yunanca bilmektedir. 1244 yılında Konya’ya gelen “Maşukin Sultanı” yani Hamideddin Muhammed Tiberizi ile tanışan Mevlana, ilminden çok etkilenmiş ve tasavvufi bir aşkla şair olmuştur.

Mevlana matematik, tıp ve astronomi öğrendi ve bu bilgiyi eserlerinde kullandı. Farsça eserlerinin çoğunu kendisi yazmıştır ancak Türkçe-Farsça molima şiirleri de vardır. Doğuştan mısraları söylenen Mevlana, şiirlerinde çokça kelam kullanmıştır.

Mesnevi: Mevlana bu eseri Hüsameddin Çelebi’nin ısrarı üzerine yazmıştır. 6 cilt ve 25.618 kıtadan oluşan bu eserinde dinî, tasavvufî ve ahlâkî öğütler veren Mevlânâ, konuları işlerken hikâyelere de yer vermektedir. Bu eser Farsça olup, “Aruz” üslubu ile “Flatun fal’ilun” üslubu ile yazılmıştır.

Dîvân-ı Kebîr: İlahi aşk konularının işlendiği bu eser 44.834 stanzadan oluşmaktadır. Mevlana bu eserinde daha çok Şems-i Tebrizi mahlasını kullanmıştır. Mevlana, Şems’ten ayrıldıktan sonra duyduğu hasretle bu eseri kaleme almıştır.

Fîhî Ma Fîh: “İçinde ne var” ve “İçinde ne var” mânâsına gelen bu eser, Mevlâna’nın çeşitli hadislerde verdiği hutbelerden oluşmaktadır. Oğlu Sultan Felid tarafından kaleme alınan bu eser 61 bölümden oluşmaktadır. Mevlana’nın düşüncesi, fikirleri ve aktarımı hakkında bilgiler içeren eser, Vakıat’ın (ders notları) Anadolu’daki ilk örneği olarak kabul edilir.
Majlis al-Saba’: Mevlana’nın yedi hutbesinin birleştirilmesiyle meydana getirilen bu eser, Arapça-Farsça nesir bir eserdir.
Mektuplar: Selçuklu devletinin devlet büyüklerine ve dostlarına yazdığı mektuplardan oluşur.

Yunus Emre, tasavvuf edebiyatının halk dilinde yazılmış en önemli şairidir. Tasavvuf şiiri Yunus Emre ile en yüksek mertebeye ulaşmıştır.
Divan: Yunus Emre hem hece hem de aruz vezni ile şiirler yazmış ve şiirlerini bu eserde toplamıştır.
Resilat için Nushiyye: 373 heceli bir msnevidir. Nasihat Kitabı anlamına gelen bu eser Aruze vezni ile yazılmıştır.

Sultan Felid İbn Mevlana, Mevlevî Cemiyeti’nin asıl ve ikinci kurucusudur. Hüsameddin Çelebi’nin vefatından sonra Şeyh Mevlevi oldu.

Eserleri: Dîvân, İbtidinâme, Rebabname, İntihânâme, Eğitim

Hacı Bektaş e Veli; Hacı Bektaş-le-Ville, Ahmed Yesifi’nin isteği üzerine Anadolu’ya geldi. Ünü Budapeşte’den Azerbaycan’a kadar uzanıyor.

Makale: Tasavvuf sohbetleri anlamına gelen bu eserde Arapça kelimeler ve temalar yazılmıştır.

Yetkisi: ölümünden sonra düzenlenmiştir. Hacı Bektaş-ı Filo’nun hayatı hakkında efsaneler vardır.

Haliloğlu Yahya Borgazi’nin Edirne Lülburgazlı olduğu sanılıyor.

Fütüvetname: Osmanlı esnaf teşkilatı olan Ahilik hakkında yazılmıştır.

Kaynak:
Haluk Epkten, Eski Türk Edebiyatı, Darqa Yayınları, 2007, İstanbul

katip:Kanan Yıldırım

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın