Zonguldak’ın Kilimli ilçesinde 1 öğrencinin öldüğü, 18 öğrenci ile sürücünün yaralandığı kazayla ilgili tutuksuz 3 sanığın yargılanmasına başlandı.
1. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, kazada hayatını kaybeden Büşra Akın’ın (14) babası Yücel ile annesi Oya Akın, yaralanan öğrencilerden bazıları ile aileleri, tutuksuz sanıklar şoför F.B. (67) ile araç sahibi R.A. (33) ve babası M.A. (68) ile taraf avukatları katıldı.
Şoför F.B, savunmasında, Akın’a Allah’tan rahmet dileyerek, “Kaza yani istek dışı olan bir şey bu. O gün talebeleri aldım, aşağıya iniyordum sonrasını hatırlamıyorum. Kalp krizinden kendimden geçmişim. Eşimden duyduğuma göre direksiyonun üzerine düşmüşüm, sonrasını hatırlamıyorum.” diye konuştu.
Yaşının servis şoförlüğü için geçtiği, SRC belgesinin bulunmadığı, kaza tarihinde ehliyetinin süresinin dolduğu, araçta eksiklikler bulunduğu ve kaza günü aracına başka servisin öğrencilerini aldığının sorulması üzerine F.B, çalışmaya başladığında evraklarının tam olduğunu ve Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kontrol edilerek onaylandığını belirtti.
F.B, şunları kaydetti:
“Yaşımın servis şoförlüğü yapmak için uygun olmadığını bilmiyordum. Sadece şoförlük yapıyorum, bakımlarıyla ilgilenmiyordum. Aracın muayenesinin bittiğini biliyordum. Bunu R.A’ya söyledim. R.A. bana, ‘Sorun değil ceza yersen öderiz, 1 hafta sonra yaptırırız muayenesini.’ dedi. Ben de aracın muayenesinin olmamasına bilinçsiz kalarak sürmeye devam ettim. Emniyet kemerlerinden bazıları eski tipti, bırakıldığında kapanmıyordu ancak araçta eksik kemer yoktu. Normalde servisimizde olan öğrencileri öğretmenler imzayla aracıma veriyordu. Sonradan gelen öğrencileri öğretmenlerin bilgisi dahilinde aracıma aldım.”
– “Dikkatsiz ve özensiz davrandığımı düşünmüyorum”
R.A. da araçtaki emniyet kemerlerinin tam olduğunu, gerekli kontrollerin de muayene istasyonunda yapıldığını savundu.
Kış lastikleri olmadığı için aracın muayeneden geçmediğini belirten R.A, “Kazadan 20 gün önce muayeneye götürmüştüm. Kış lastiği olmadığı ve sol kısa farın düzgün yanmadığından dolayı muayeneden aracı geçirmediler. Ayın 16’sına ben yeniden muayene günü almıştım, eksikleri gidermiştim. Kaza ayın 14’ünde oldu. İlk muayene ile muayene tekrarı arasında araç kullanılabilir. Muayenesiz olduğu anlamına gelmez.” beyanında bulundu.
R.A, F.B’nin geçen yıl da kendileriyle çalıştığını belirterek, şöyle konuştu:
“Milli Eğitim bizden evrakları istiyor ve kontrol etmeden onay vermiyor. İşe başladığı tarihte, evrakta sorun yoktu. Yine şoförün SRC belgesinin olmadığı belirtilse de işe başladığında vardı ve süresi geçmemişti. Milli Eğitim eksik görmediği için taşıma ruhsatı verdi. Sürücü yaş sınırının 2 yıl daha uzatıldığını bize Milli Eğitim Müdürü ve yardımcısı söyledi. Ben onlardan teyit alınca F.B’nin çalışmasında beis görmedim. Benim aracımın emniyet kemerleri sağlamdı. Yapılan bilirkişi incelemesinde emniyet kemerlerinde eksik tespit edilmedi. Ben aracın tüm alt bakımlarını yetkili servisinde yaptırdım. Aracın yürür aksamından kaynaklanan bir kaza meydana gelmemiştir. Dikkatsiz ve özensiz davrandığımı düşünmüyorum.”
M.A. ise suçlamaları reddederek, “Aracın mekanik tamirini yapmıyordum. F.B. önceki sene de servisi sürmüştü. Olay senesi de F.B’yi arayarak serviste çalışma önerisinde bulundum.” diye konuştu.
– Sanığın gülümsediği iddiası üzerine aileden sanığa tepki
Kazadan yaralı kurtulan lise öğrencisi H.K. sanıklardan şikayetçi olduğunu dile getirerek, “Sarsıldığımı hatırlıyorum. Daha sonra F.B’ye ‘ne oluyor’ diye sordum, o bana cevap vermedi. F.B. ağabey normal şekilde arabayı kullanıyordu. Kendinde olup olmadığını görmedim. Takırtı sesinden sonra ellerinin bayılmış gibi dizine düştüğünü gördüm. Daha önce M.A’nın aracı kullandığını gördüm. M.A. kullandığında farklı yollardan gidiyorduk. Sebebini sorduğumda çevirmeye girmemek için olduğunu söyledi. Polis çevirmesine denk geldiğimizde ‘Tüh yakalandık ne yapacağız şimdi?’ gibi şeyler söylüyordu. F.B. aracı kullanırken silecekler çalışmıyordu, el beziyle siliyordu. Emniyet kemerleri çekmeli değildi, uzun ve yerde sürünüyordu. Tavanından su akıyordu.” dedi.
Büşra Akın’ın annesi Oya Akın’ın, ifadesi sırasında, sanık R.A’nın gülümsediğini iddia etmesi üzerine maktulün ailesi sanığa tepki gösterdi. Anne Akın, “O kadar sağlamdı da neden koltuktan fırlayıp öldü?” demesinin ardından gerginlik yaşandı, bunun üzerine duruşma düzeni bozulduğu gerekçesiyle oturuma ara verildi.
– “Yavrum 14 yaşındaydı, hayatının baharındaydı”
Akın’ın babası Yücel Akın de mahkemeye yazılı savunma ile kazaya sebep olan olayları yazdığını belirtti.
Kızından duyduğu kadarıyla aracın koltuklarının bozuk olduğunu, klimasının çalışmadığını bildiğini söyleyen Akın, “Olay yerine gittiğimde kızımın bulunduğu yerde koltuk ve sırt çantası da aracın dışında kızımın yanındaydı. Bu tür araçlar niye denetlenmiyor? Kızım maalesef kaza olarak değil, cinayete kurban gitti. Benim ölen yavrum 14 yaşındaydı, hayatının baharındaydı. M.A. da aracı kullanıyordu, oğluyla ortak olduklarını düşünüyorum. Tutuklu yargılanmalarını talep ediyorum. Can güvenliğim yok. Sanık bana kafa sallayarak ‘Görüşeceğiz.’ dedi, koruma talep ederim.” diye konuştu.
Diğer aileler de servis aracındaki kusurlardan bahsetti.
Eskişehir’de yolcu otobüsü ile otomobilin çarpışması sonucu 1 kişi öldü
Duruşmada yaralanan öğrenciler için Adli Tıp Kurumu’ndan kati rapor alınması istendi, sürücü F.B’nin ise tüm tıbbi evraklarıyla birlikte kalp krizini kazadan önce mi sonra mı geçirdiği, kazanın oluşuna etkisinin olup olmadığının incelenmesi için rapor istenmesine karar verildi.
Mahkeme heyeti, “taksirle ölüme neden olma” suçunun katalog suç olmadığı ve gelinen aşamada karartılacak delil ile baskı altına alınacak tanık veya müşteki olmadığı gerekçesiyle sanıkların tutuksuz yargılanmasına karar verdi.
Duruşma 21 Şubat 2024’e ertelendi.
Adliye çıkışında karara tepki gösteren aileler ve öğrenciler gözyaşı döktü. Sanıkların güvenliği için salona ve adliye çevresine polis ekipleri çağrıldı.
Çevik kuvvet ekiplerinin gözetiminde otopark alanından otomobile bindirilen sanıklara, aileler alkışla tepki gösterdi. Adliye önünde kısa süre gerginlik yaşandı.
– Olay
14 Aralık 2022’de, Kilimli’den Muslu beldesine seyreden F.B’nin kullandığı 67 AT 873 plakalı lise öğrencilerini taşıyan midibüs, Çatalağzı mevkisinde şarampole devrilmiş, kazada Kilimli Atatürk Anadolu Lisesi 2. sınıf öğrencisi Büşra Akın yaşamını yitirmiş, şoför ve 18 öğrenci yaralanmıştı.
Gözaltına alınan F.B. ile R.A, tutuklandıktan bir süre sonra serbest bırakılmıştı. Yapılan itirazlar üzerine F.B. ve R.A. daha sonra tekrar tutuklansa da itiraz üzerine tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmişti.
İddianamede, sanıklar şoför F.B. ile araç sahibi R.A. ve babası M.A. (68) hakkında “taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın